7 Temmuz 2020 Salı

Galatasaray:1-3:Trabzonspor


Nzonzı ve Falcao takıma geç katıldı...
Fatih Terim geçen sezondan cezalı başladı, Kayserispor maçından sonra Fenerbahçe maçını da kapsayacak şekilde 3 maç ceza aldı...
Falcao sakatlandı, uzun haftalar kenarda kaldı...
Luyindama milli takımda sakatlandı, sezonu kapadı...
Lemina üç haftada bir sakatlandı, ikişer üçer haftalar tribünden seyretti...
Belhanda'nın çenesi kırıldı...
Pandemi arasında Marcao'nun bağlar koptu...
Emre Akbaba geçen sezondan sakattı, takıma geç katıldı...
Onyekuru ülkesine gitti, sıtma oldu...
Onyekuru'nun kiralık sözleşmesi bitti, Monaco'ya geri döndü...
Muslera'nın ayağı kırıldı...
Andone'nin bir sezon içinde iki defa çapraz bağları koptu...
Fatih Terim, bel fıtığı ameliyatı oldu...
Takım her şeye rağmen forma girmişken, pandemi arası verildi...
Fatih Terim Covid-19 virüsüne yakalandı...
Abdurrahim Albayrak ve Yusuf Günay Covid-19 oldu...
Mustafa Cengiz mide ve beyin ameliyatı oldu...
Konya, Malatya, Ankaragücü, Brugge, Gaziantep FK maçlarında son dakikalarda yenilen goller...
Hakemlerin "uygun?!" gördüğü bolca sarı ve kırmızı kartlar...

Mutlaka eksikler vardır bu listede de, 2019-2020 sezonu denince ilk aklıma gelenleri yazmak istedim... Bütün bu "talihsizliklere" rağmen, Galatasaray o kadar büyük bir takım ki, ligin son 5 haftasına yine "şampiyonluk ümidiyle" girdi girmesine de, son iki sezon elde edilen şampiyonluklarda katkısı yadsınamayacak olan Sofiane Feghouli, bir "çifte" ile her şeyi berbat ediverdi... Evet, yeri geldiğinde oldukça karmaşık bir oyun bu futbol denen meret ama bazen de tek bir hamle ile koca bir sezonun emeğini çöpe atacak kadar da basit... "Hain, nankör, takımı sattı" gibi ağır kelimeler kullanacak değiliz, benim yukarıda yazarken zorlandığım bütün bir sezonun yükü ve pandemi sonrası "hakemlerin adaletsizlikleri" Trabzonsporlu Da Costa'nın tekmesinin verdiği acı ile birleşince Soso kendince "hesap kesmiş" oldu ama profesyonel bir sözleşmeye imza atan bir oyuncunun yapmaması gereken bir hareketti... Kısaca, yapmayacaktı, yap-ma-ya-cak-tı...


Peki nasıl bir oyun olmuştu 32. dakikadaki  o kırmızı karta kadar?

Tüm sakat ve cezalılara rağmen, ligin en formda takımlarından Trabzonspor karşısında 6. dakikada Ekuban'a verdiği şut imkanı dışında "dişe dokunur" bir pozisyon vermeyen Galatasaray, özellikle Emre Akbaba'nın başını çektiği pozisyonlarda Feghouli ile yüzde yüz bir atağı golle sonuçlandıramazken, rakip ceza alanı çevresinde baskıyı kurmuştu. Mariano, Emre ve Taylan sağ kanattan gelip rakipleri oldukça zor durumda bırakırken, deplasman takımı da istediği oyundan oldukça uzaktı... Yine Galatasaray'ın rakip kaleye yüklendiği bir anda Da Costa Feghouli'ye sert girdi, Cüneyt Çakır düdüğü çalmış, bordo-mavili oyuncu için sarı kartını çıkarmışken, Feghouli VAR'da Ali Palabıyık'ın "ekmeğine yağ sürüverdi"...


Memleketimizin hakemleri oldukça uyanık, VAR işini de fena halde çözdüler, bu en tecrübesiz hakem olsa da aynı, Şampiyonlar Liginde final yönetmiş  Cüneyt Çakır olsa da... "İhaleyi başkasının üzerine yıkmak" en kolaylarına gelen iş. Cüneyt Çakır da pazar gecesi sürekli VAR'daki Ali Palabıyak'a "yıktı ihaleyi". Feghouli'nin pozisyonunda VAR'dan kendisini uyaran Ali Palabıyık, geçen sezon saha içi hakemiyken Mehmet Topal'ın Linnes'e tekmesine kırmızı kart göstermede aynı cesareti sergileyemedi. Gerçi Feghouli için maçı yöneten hakemi VAR'a çağırıken, Ekuban'ın Belhanda'yı tekmelemesinde de "üç maymunu" oynadı...


Eksik kalan Galatasaray belki yine maçı başa baş götürecekti ama Ali Palabıyık, geçen hafta Başakşehir maçında Galatasaray lehine vermediği penaltıyı, VAR'a geçince Trabzonspor'a çaldırdı Cüneyt Çakır'a... Pozisyon kurallara göre penaltı, bunda hemfikiriz de, bu kurallar neden sürekli Galatasaray aleyhine uygulanıyor? Tepkimiz buna... Rizespor maçında da Andone'nin ayağı kırılacakken top oyunda değil miydi, kural penaltıyı verin demiyor muydu? Peki o gün neden verilmedi? Çifte standartlar neden hep Galatasaray aleyhinde? Buna verilecek cevabı var mıdır acaba ülke futbolunu yöneten ya da hakemleri atayanların?

VAR'dan gelen penaltı golü ile Trabzonspor öne geçip, eksik olan rakibi karşısında iyice rahatladı ve ipleri de eline aldığı bir oyun sergiledi maçın geri kalanında. Fatih hoca, "elde avuçta" ne varsa, maçı çevirmek için çalıştı, Sekidika'yı oyuna sürdü, "belki kontra yakalarız" diye de, genç oyuncu bekleneni veremdi. Bu arada yine Galatasaray atmış olsa, faul verilecek bir pozisyonda Novak , Sekidika'yı merdiven olarak kullanıp kafayla farkı ikiye çıkardı... VAR'daki hakemler çay molasındaydı herhalde o anda...



Maç bu skorla bitti bitecek denirken, Hüseyin Türkmen'in Taylan'ın ayağını kırmaya teşebbüsünde top auta giderken Cüneyt Çakır, penaltı düdüğü çalarak kendince Trabzonspor'a verdiği penaltının "günahını çıkarırken," Seri de yaptığı klas vuruşla bu takımın penaltıcısı benim mesajı veriyordu. Hep diyoruz ya, "Galatasaray varsa, umut vardır" diye, bu kadar "berbat" bir maça rağmen, Galatasaray kalan son iki dakikada yine taraftara umut verdi ama Sorloth tecrübesiyle maça son noktayı koymasını bildi. Norveçli oyuncunun atmış olduğu son golde genç Emin'i geçip, peşinde sürüklemesi ve topa temas ettirmemesi de Fatih Terim'in Emin için neden sürekli "uygun zaman"ı kolladığını da gösteriyor. Bu hatayı kafa kafaya giden bir maçta yapmış olsa Emin,  futbol hayatını şimdiden bitirirdi bizim "kafa koparan" kamuoyu ve "objektiflik" kılıfı altından kendi takımlarına laf sokmayı seven Galatasaraylılar...


Alınacak 12 puanın olduğu bitime 4 hafta kala, liderden 11 puan geriye düşmek, şampiyonluk hedefinin mucizeye bağlı olması manasına gelirken, Fatih Terim'in de maçtan sonra belirttiği gibi bundan sonra tek hedef gemiyi limana en sağlam şeklinde yanaştırmak... Sonrası zaten faturalar kesilecek, hesaplar ödenecek... Bunun için de kara deftere yazılan pek çok isim var... Önce şu ligi hayırlısıyla bir bitirelim, de...


Stat: Türk Telekom
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
Galatasaray: Okan Kocuk, Mariano (Dk. 46 Linnes),Donk, Marcao, Saracchi (Dk. 77 Şener Özbayraklı),Seri, Taylan Antalyalı, Belhanda (Dk. 77 Emin Bayram),Feghouli, Ömer Bayram (Dk. 46 Sekidika),Emre Akbaba (Dk. 83 Yunus Akgün)
Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Kamil Ahmet Çörekçi (Dk. 71 Serkan Asan),Hüseyin Türkmen, Da Costa, Novak, Abdulkadir Parmak (Dk. 77 Doğan Erdoğan),Sosa (Dk. 86 Nwakaeme),Ndiaye (Dk. 71 Guilherme),Abdülkadir Ömür, Ekuban (Dk. 86 Bilal Başakçıoğlu),Sörloth
Goller: Dk. 41 Sosa (Penaltıdan),Dk. 70 Novak, 90+5 Sörloth (Trabzonspor),Dk. 90+3 Seri (Penaltıdan) (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 32 Feghouli (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 18 Saracchi, Dk. 40 Donk (Galatasaray),Dk. 30 Da Costa, Dk. 63 Sörloth, Dk. 90+2 Hüseyin Türkmen (Trabzonspor)

1 Temmuz 2020 Çarşamba

Medipol Başakşehir:1-1:Galatasaray


Olmadı...
Üç puan gelmedi...
Fark kapanmadı...
Ama üzüldük mü?
Üzüldük...
Ortaya konan mücadelenin galibiyetle sonuçlanmamasına üzüldük...
Lakin, ümidimiz bitti mi?
Ne alaka?
En karanlık anlarda bile bir ışık olabileceğini bize bu hayatta Galatasaray öğretmedi mi?
"Galatasaray varsa, ümit vardır"ı biz kimden öğrendik?
"Sekiz de kapanır, 18 de kapanır" demedik mi büyük bir inançla?
Daha da mühimi, bu takımın başında Fatih Terim varsa, "biz bitti demeden" bitirmek ayıp değil mi hocaya?
O yüzden, "organize ve profesyonelce başlayıp" "zorlu" devam eden bu tuhaf sezonda "adalet arayarak" son beş haftaya "inançla" gireceğiz...
Tüm "rasyonellere" inat, tüm romantikliğimizle "inadına Galatasaray"

Pandemi sürecinde Fatih Terim ve yöneticilerin hastalıklarıyla sarsılmış Galatasaray'a bir darbe de başkan Mustafa Cengiz'in ani gelişen rahatsızlığı vurmuştu. Üç aylık lig" molasında" rakipler sakatlarını iyileştirirken, Galatasaray Marcao'yu yitirerek lige başlamış, "sert" Rize deplasmanında da Muslera, Andone, Adem, Donk'u kaybetmişti. Felaketler bitmezmiş gibi, ertesi hafta Falcao, Ahmet Çalık ve Mariano da eksikler listesine yazılmıştı. Sakatlıklar ve hastalıklar bir yana, Yaşar Kemal Uğurlu ve Alper Ulusoy gibi "hakemler?!" "görevlerini?!" hatasız yaparak takımın gelecek umutlarını da çalmıştı... Bitti mi? Tüm bunlar yetmemiş gibi ligin gidişatını etkileyecek maça Ali Palabıyık gibi geçmişi Galatasaray maçlarında "sıkıntılı" bir hakem atanmıştı...
Galatasaray'a son darbeyi vurmaya ne kadar meraklı vardı...
Ama rakip sadece dışarıda da değildi...
İçeride de sıkıntı vardı.. Hem de en büyüğünden...
Kaç haftadır Galatasaray "doğranırken" ortadan görünmeyenler, Başakşehir Fatih Terim Stadında kameraların önündeydi...
Galatasaray Başkanvekili Abdurrahim Albayrak'i Galatasaray üyeliğinden gelen tepkiler sonrası istifa eden, rakip takım başkanı önünde ceket ilikleyip, iki büklüm olurken, milyonlarca Galatasaray taraftarı sosyal medyada Tevfik Fikret'in düsturunu hatırlatıyordu kendisine:

"Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim. Bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma; Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir Galatasaraylıyım"


Fakat... Bereket ki, şükür ki Fatih Terim vardı. "Herkesin ihtimallerinde Galatasaray düşük oranda yüzde alıyor, bu doğal. Bir hayli gerideyiz ancak boş vermek, vazgeçmek, hiç affetmeyeceğimiz bir şey. Bugün çok iyi bir oyun oynamalıyız ki karşı oyunları bozabilelim."

Hocanın dediği gibi de bir oyun sergiledi Galatasaray, boş vermeden, vaz geçmeden mücadele etti. İlk beş - on dakikalık oyuna alışma dakikaları dışında rakibi iyi analiz etmiş ve Seri'nin liderliğinde tamamen ipleri elinde tutan bir Galatasaray vardı. Savunmada ayağına hakim ve soğukkanlı Donk ve Lemina gibi iki stoperle maça başlayan sarı-kırmızılılar, Fatih Terim'in de maç içinde bolca ikaz etmesiyle "amaçsız" uzun paslar yerine "ayağa garanti toplarla" kolayca ev sahibi forvetlerin baskısını kırıp, orta sahayı çabuk geçip, oyunu Başakşehir yarı sahasına yığımaktaydı. Ama futbolun en etkili elemanı olan golcü sıkıntısı o anlarda baş gösteriyordu tüm acımasızlığı ile. Ömer'den Sarrachi'ye, Feghouli'den Onyekuru'ya tutun yapılan bir sürü ortaya dokunacak o "ayak" yoktu. Falcao ya da Andone'yi geçtim, Adem olsa kariyerinin gol rekorunu kırardı... Ama yoktu bir golcü... Hal böyle olunca, uzaktan şutlarla Mert'in kalesi yoklandı, özellikle Ömer çok denedi, Onyekuru pas vermesi gereken yerde şut attı, Belhanda'dan plase yapması beklenirken, pas attı, Feghouli'nin vuruşu rakipe çarpıp Emre Akbaba'ya az kalsın asist oluyordu da Mert "fena halde" günündeydi. Ev sahibi gelmedi mi Okan'ın kalesine? Onlar da kendilerince pozisyon buldular da, Okan, Donk ve Lemina oldukça dikkatliydi.

İkinci yarı Robinho'nun yerine Demba Ba'yı oyuna alıp, Galatasaray'ın dengesini bozmayı düşünen Okan Buruk,  bu tercihinde haklı çıktı ki siyahi forvetin savunmanın ritmini karıştırdığı bir kaç pozisyondan sonra İrfancan'ın ortasında Sarrachi Aleksic'i kaçırınca, Okan topu filelerden çıkarmak zorunda kalıyordu... Stoper eksikliğinin zirve yaptığı bu haftalarda kendisine Emin Bayram'ı soranlara "Uygun zaman gelecek" diyordu ya Fatih Terim,  işte o an Lemina'nın sakatlanması sonrası gerçekleşiyordu. Geçen hafta Gaziantep FK maçında galip durumdayken, Taylan'a görev vermişti, zira Emin'in yapacağı bir hata ve kaybedilecek puanlar "çocuğu" bitirebilirdi. Oysa Başakşehir maçında takım zaten mağluptu ve Emin hata yapsa da puanlar gitmez, sadece skor değişirdi. Kötü senaryoyu bir kenara bırakıp, gerçeğe döndüğümüzde, genç Emin Demba Ba, Crivelli gibi "boylu poslu" forvetlere kafa topu vermedi, yerden çalım yemedi. Sadece savunma yapmadı, oyun kuran paslarla da beğeni topladı "taze" savunmacı. 40 dakikalık oyunla kimseyi göklere çıkarıp, yerin dibine sokulmayacağını biliyoruz da, Fatih Terim'in kanatları altında "uygun zamanlarda" forma giye giye bir genç yetenek daha Türk futboluna kazandırılacaktır, bundan da adımız gibi "emin"iz...



Geriye düşen Galatasaray, yine yılmadı, pes etmedi ve maçın en hareketli oyuncularından Emre Akbaba'nın Sarrachi'nin pasında bir forvet kurnazlığı ile kaleciden önce topa dokunmasıyla beraberliği yakaladı. Eşitlik Başakşehir'in işine geliyordu, galibiyet Galatasaray'a lazımdı. Sarı-kırmızılılar bastırdıkça, ev sahibi sertleşti, gerildi, kartlar çıktı, Visca Türkiye liginde ilk kırmızı kartını görmüş oldu. Ve kronometreler 83.43ü gösterirken, Emre Akbaba'nın pasında ceza sahasında savunmanın arkasında topla buluşan Onyekuru belki de "şampiyonluğu" etkileyecek bir gol kaçırıyordu, ya da Mert takımına  şampiyonluğu getiriyordu... Ligin kırılma anlarında en tepeye yazılacak an...


Peki, son darbeyi vurması beklenen Ali Palabıyık nasıldı? Maç sonu istatistiklere bakıldığında rakibe 1 kırmızı, 5 sarı verip, bir kaç oyuncusunun haftaya cezalı duruma düşmesinden dolayı, Galatasaray yanlısı bir maç yönettiği zannedilebilir ama kritik anlarda kritik dokunuşlarla yine maçın kaderini değiştiren adam oldu karşılaşmanın hakemi. Öncelikle daha üçüncü dakika İrfan Can'ın Donk'a attığı dirseği hakem ve VAR nasıl kaçırdı, ya da kaçırdı mı? İlk devre Visca'nın, Mahmut'un, Sarrachi'nin  ayaklara basmasına "pozisyon gereği" diye göz yumuldu da, ikinci devre Belhanda'nın Demba Ba tarafından itilip kakılmasına yine sessiz kaldı Ali Palabıyık ve VAR hakemi Atilla Karaoğlan... Peki Mahmut'a gösterdiği alakasız sarı kart? Galatasaray'lıların gazını almak için miydi?


Başa dönersek, kazanılması gereken maçtan beraberlikle ayrıldık ve geriye kalan 5 haftaya yine de umutla bakıyoruz, çünkü bize umut etmeyi Galatasaray öğretti...


Stat: Başakşehir Fatih Terim Stadyumu
Hakemler: Ali Palabıyık , Serkan Olguncan , Asım Yusuf Öz
Medipol Başakşehir: Mert , Caiçara , Ponck , Epureanu , Clichy , İrfan Can  (Gökhan dk. 89 ), Mahmut  (Mehmet Topal dk. 83 ), Visca , Aleksic  (Berkay dk. 83 ), Robinho  (Demba Ba dk. 46 ), Crivelli  (Guldbrandsen dk. 89 )
Yedekler: Volkan, Aziz, Uğur, Emre, Elia
Teknik Direktör: Okan Buruk
Galatasaray: Okan , Linnes  (Şener dk. 79 ), Lemina  (Emin dk. 53 ), Donk , Saracchi , Seri , Ömer  (Taylan dk. 79 ), Emre Akbaba , Belhanda , Feghouli , Onyekuru
Yedekler: Berk, Selçuk, Jimmy Durmaz, Yunus, Sekidika
Teknik Direktörü: Fatih Terim
Goller: Aleksic (dk. 51) (Başakşehir), Emre (dk. 68) (Galatasaray)
Kırmızı Kart: Visca (dk. 85) (Başakşehir)
Sarı kartlar: Saracchi (Galatasaray), Aleksic, Mahmut, İrfan, Crivelli, Gulbrandsen (Başakşehir)

Blog Widget by LinkWithin