26 Mayıs 2015 Salı

Unutulmaz Eski Dostlar

Galatasaray öyle bir camiadır ki, havasını soluyan kolay kolay ayrılamaz, kopamaz bu camiadan. Öyle ya da böyle bir sebeple kulüpten ayrılan yabancı topçularmızın hala kalbi Galatasaray'la atıyor. İşte attıkları tweetler:





Şampiyon Galatasaray Basında


























Galatasaray:2-0:Beşiktaş


Şampiyonuz...
Bu iş bu kadar...
Dördüncü yıldızı da taktık...
Bu satırları yazarken, Beşiktaş derbisinin ardından Fenerbahçe, Başakşehir karşısında iki puan kaybedince ligin son haftasındaki Rize maçını beklemeden Galatasaray şampiyonluğunu garantilemiş oldu... Maçtan önce yapılan koreografide tribünlerin dediği gibi "Herkes Rutbesini Bilecek"ti ve artık "Saygı Duyup" Galatasaray'ı görünce "Önünü İlikleyecekler"...
İnanmış taraftarlar, inanmış topçularla birleşince ilk devre müthiş baskılı başladı oyuna Galatasaray ki, çok geçmeden de Yasin'in ilerde torunlarına anlatacağı müthiş bir golle "Bu hafta Galatasaray'ın karşısında toptan elini çeken bir kaleci olmayacak" diyen Günay'ı avladı. Aradığı golü erken bulmak hem tribünleri, hem da sahadakileri rahatlatırken, ikinciyi aradı sarı kırmızılılar ama Yasin'le Selçuk'la ele geçen pozisyonları değerlendiremedi.


İkinci yarı kaybedecek bir şeyi olmayan Beşiktaş "top tüfek" ne varsa saldırdı gol için ama Hakan ve Semih günündeydi, daha da önemlisi Muslera yine büyük kaleci olduğunu gösterdi. Rakip gol için geldikçe gelmeye devam edip, maçın artık Beşiktaş forvetleri ile Muslera arasında geçmeye başladığı ve Hamza hocanın çaresizce kulübeye bakıp, birşeyleri değiştirmek için Burak-Umut değişikliği yaptığı anların ardından Biliç'in maç sonu "Bizde eksik olan Sneijder gibi oyuncu" diyerek övdüğü Wesley sahneye çıktı ve fişi çekti...
Saha içi, saha dışı derbide herşey olması gibiydi de Burak'ın oyuncu değişikliği sonrası Hamza hocaya tepki göstermesi, elini itmesi gecenin "kara" anıydı. Gol atma hırsından olsa gerek, sahada istediklerini yapamayınca bozulmuş olsa gerek Burak ki, ilginçtir Yasin'in attığı golde formaliteden sevinirken, Sneijder'in golü sonrası tüm yedek kulübesi "altta kalanın canı çıksın" yaparken, Burak nazlana nazlana katıldı sevince... Tuhaf... Selçuk da geçen sene kazandığımız Fenerbahçe derbisi esnasında formasını çıkarıp, galibiyet sevincimize "ekşi limon" sıkmıştı...
Neyse...
Şimdi şampiyonuz...
Doyasıya kutlama zamanı...
Kaldı tek final...
Bursa'da...
Hadi bakalım...


Stat: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Mustafa Emre Eyisoy, Kemal Yılmaz
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Kadir Balta, Telles, Melo, Hamit Altıntop (Dk. 90+2 Olcan Adın), Yasin Öztekin, Selçuk İnan, Sneijder (Dk. 90+3 Emre Çolak), Burak Yılmaz (Dk. 65 Umut Bulut)
Beşiktaş: Günay Güvenç, Serdar Kurtuluş (Dk. 46 Oğuzhan Özyakup), Sivok, Atınç Nukan, Opare, Necip Uysal, Kerim Frei Koyunlu, Hutchinson, Tolgay Arslan (Dk. 77 Mustafa Pektemek), Sosa, Demba Ba (Dk. 83 Cenk Tosun)
Goller: Dk. 11 Yasin Öztekin, Dk. 80 Sneijder (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 33 Demba Ba, Dk. 78 Sosa (Beşiktaş), Dk. 50 Olcan Adın (Yedek kulübesinde), Dk. 59 Melo, Dk. 78 Yasin Öztekin (Galatasaray)

24 Mayıs 2015 Pazar

Bitmeyen Deplasman


İstanbul dışında yaşıyorsanız, Galatasaray'ınızın her maçı sizin için deplasmandır. Uzak ya da yakın, uzun ya da kısa, her maç yola çıkmaktır, sevdiğini görmek için günler öncesinden heyecanlanmaktır. Yok öyle dolmuşa, taksiye, belediye otobüsüne binip stada gitmek, hafta başından itibaren planlar yapıp, uçak, otobüs bileti alınır maç biletinin yanına... Dün akşam da İzmir'den yola koyuldu 5 arkadaş, üzerlerinde sarı-kırmızı formaları Galatasaray'larını Arena'da izlemek için, sabah erkenden mabedin önünde olunacak, derbi havası ciğerlere derinine solunacak, belki de İpekçi'ye Fenerbahçe karşısında Yenilmez Armada'yı desteklemk için gidilecekti önceden... Ama olmadı... Sayısızca gidilip yorgun argın İzmir'e dönülen o deplasmanlar, bu sefer bitmedi Uğur için. Köprüyü geçerken, arkalarından bir tır sonlandırmadı Galatasaraylıların yolculuğunu... Ağır yaralandı arkadaşları da Alpaslan abinin, Karıncaezmez'in, Özcimbomlu Sezgin'in yanına uçuverdi Uğur'un kalbi...
Bu gece Ali Sami Yen'de olacak her Galatasaray'lıya artık daha da büyük görevler düşüyor... Maç öncesi yapılacak kareografide bir karton da Uğur için kaldırmak lazım, hem de en güzelinden, en sarısından, en kırmızısından... Öyle güzel, öyle dillere destan olacağını ummamış mıydı Uğur yolda gelirken bu tribün şovunun...
Sahadaki topçular, biliyoruz zaten şampiyonluk için ellerinden geleni yapacaklar da, Uğur için kazanmaları lazım bu önemli derbiyi... Aklında zerre kadar mağlubiyet düşüncesi geçmemişti ki İzmir'den yola çıkarken... Yoruldukları anda akıllarında kendilerini görmek için hayatını kaybeden Uğur gelmeli sarı-kırmızılı oyuncuların...
Ve maç sonu hep birlikte bağırmalıyız, gırtlaklar yırtılırcasına, gözlerden yaşlar akarcasına:
"Korkma ölmez sendeki bu büyük taraftarlar
Kupalara layiksin sen şanlı Galatasaray"
Ruhun şad olsun, mekanın cennet olsun Uğur....

Sivasspor:2-1:Galatasaray


"Seneye Süper Ligde takım çalıştırırsam, Türkiye Kupası maçlarına yedeklerle çıkacağım, nasılsa bizler piyonuz, finalin kimlerin oynayacağı ayarlanmış" diye Ali Sami Yen'deki 4-1lik ilk maçın ardından konuşan Sergen, bırakın "seneyi", aradan 10-15 gün geçmeden bile söylediğini unutup, rövanş maçına elindeki en iyi topçularla çıkıverdi. Demek ki neymiş, maçtan sonra öfkeyle sıcağı sıcağına iddali şekilde konuşmamak lazımmış... Onun tersine Hamza hoca ise ilk maçta alınan farklı skorun rahatlığı ve hafta sonu oynanacak olan Beşiktaş derbisini de düşünerek Muslera, Melo, Selçuk, Sneijder,Burak gibi asları İstanbul'da bırakıp, "rotasyondaki" topçularla Sivas'a gelmişti. Ligin sonu yaklaşırken, seneye kadroda yer alıp almayacaklarını göstermek için bir şanstı Sivas'taki maç ama ilk onbirdekiler öyle isteksiz, öyle karaktersiz. öyle duyarsız oynadılar ki, "bu forma bize ağır" mesajı verdiler, forma demişken de takım üstündeki mor ekipmanlarla hiç de Galatasaray2a benzer tarafı yoktu.

Daha ilk dakikadan itibaren skoru korumak düşüncesi, ilk dakikalarda gol atıp tura ortak olmak isteyen Sivas'lılara ister istemez cesaret verince maç Galatasaray yarı sahasında oynandı da bereket ev sahibi topçular ilk 45 dakikada gol atamadılar ama ikinci yarı peşi sıra golleri bulunca, o rahatlık birden korkuya dönüştü. Durumun ciddiyetini gören Hamza Hamzaoğlu bir gol atıp işi kurtarmak için Yasin'i, gol olmzsa da üçüncü golü kalemizde görüp turu vermemek için Hakan'ı oyuna alınca, Galatasaray biraz daha dengeyi kurup, kazanılan penaltı ile aradığı golü buldu finale adını yazdırdı...
Maçın son dakikalarında Galatasaray'ın Yasin'le kazandığı penaltı çok konuşuldu da, samimiyetine inandığım Yasin'in maç sonu "ayağıma vurdu" sözlerine güveniyorum ama Mustafa İlker Coşkun'un da yine kupa rövanşı olan Fenerbahçe-Mersin İdman Yurdu karşılaşmasında verdiği penaltı ve kırmızıyı akla getirdikçe hakemin penaltı sevdasının da boyutunu görmüş oluyoruz.



STAT: 4 Eylül
HAKEMLER: Mustafa İlker Coşkun , Serkan Gençerler ), Ali Saygın Ögel
MEDİCANA SİVASSPOR: Ertuğrul - Cicinho , İbrahim , Ümit , Fatih - Burhan, Kadir (Dk.88 Da Costa), Mehdi , Musa Sinan  (Dk.57 Utaka , Aatıf - Batuhan
GALATASARAY: Sinan - Sabri , Semih , Koray, Telles- Emre , Yekta  (Dk.80 Hakan Balta), Dzemaili , Olcan  (Dk.90+1 Aydın)- Pandev  (Dk.76 Yasin ), Umut
GOLLER: Dk.68-73 Batuhan (M.Sivasspor)- Dk.84 Emre Çolak(Penaltıdan) (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk.53 Batuhan, Dk.82 Burhan, Dk.83 Aatıf, Da Costa(Maç bitimi) (M.Sivasspor)- Dk.75 Yekta, Dk.90+5 Aydın (Galatasaray)

19 Mayıs 2015 Salı

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı

19 Mayıs 
Atatürk'ü Anma, 
Gençlik ve Spor 
Bayramımız 
Kutlu Olsun...

Galatasaray:1-0:Gençlerbirliği


Bir bir atıyoruz, bir bir engelleri aşıp şampiyonluğa yürüyoruz. Konya, Mersin galibiyetlerinden sonra rakiplerin yolda tökezlemeleriyle oldukça kritik bir hale gelen, hele geçmiş yıllarda iç sahada Ankaralılara kaybedip kaçan şampiyonluklar akıllara geldikçe, tehlikeli olduğunu düşündüğümüz Gençlerbirliği maçını da Sneijder'in golüyle geçip, Hamza hocanın takımı mutlu sona bir adım daha yaklaştı. Fenerbahçe'ye Rize dönüşü yapılan silahlı saldırısı sonrası liglere verilen aradan dolayı hafta içine sıkıştırılan fikstürdeki Mersin galibiyetindeki "ekşimsi" tad olan Muslera'nın sarı kart cezalısı olması sonrası Sinan'ın kalede göstereceği performans taraftarın kafasını kurcalarken, Hamza hocanın olası bir aksi sonuçta gelecek tepkileri göze alıp Mersin karşılaşmasında hocasına "terbiyesizlik" yapan Emre Çolak'ı cezalandırıp maç kadrosuna almayıp kulübeyi zayıflatması hem alkış, hem de endişe yaratmıştı.


Mutlak kazanmak isteyen Galatasaraylılarda stres, Gençlerbirliği takımında ise rahatlık göze çarpıyordu. Mesut Bakkal böyle kritik bir süreçte galip gelip, sansasyon yaratma hedefindeydi, topçular da bu maçların yaz aylarındaki transfer borsası için "vitrin" olduğunu biliyorlardı. O bilinçle de baskılı başladılar Sinan'ın kalesine, ilk pozisyonu da "Alkaralar" buldu, yürek hoplattı da Mervan Çelik boş kaleye yuvarlayamadı topu. Galatasaray işi toparlayacağım derken, "derleyicisi" Selçuk'u da kaybetti, kaptan 15. dakikada yerini Hamit'e bıraktı. Maç öncesi Galatasaray savunmasını en fazla El Kabir'in zorlaması beklenirken, Aykut Kocaman'ın Alex'ten sonra anlaşamadığı başka bir yıldız olan ve Konya'dan "kovulan" Hleb'le tehlikeler yarattı deplasman takımı. Devre başladığı gibi bitmeye yakınken, Gençlerbirliği defansı ve kalecisinin zincirleme hataları sonrası topla buluşan Yasin, Mersin'den sonra bir gol daha atmaya o kadar yakındı ama Karabükspor maçında boş kaleye yuvarladığı topun bir benzerini Ferhat'ın kalesine yollayamadı.


Soyunma odası dönüşü daha bir istekli başladı oyuna Galatasaray, özellikle Sneijder, Selçuk'un çıkması sonrası hem pazu bandını taktı, hem de oyunu yönlendirme rolünde çok istekliydi. Gol aradı, şu attı, olmadı da, Yasin'in Umut'a "al da at" verdiği pasta Umut'un kaçırdığının ahları vahları bitmeden Burak'ın asistiyle Sneijder klas bir vuruşla takımı öne geçiriyordu. Golü bulmak Galatasaray'ı rahatlatırken, deplasman takımı gücü nispetinde gelmeye çalıştı da, iyi ve bilinçli savunma yapan Galatasaray defansı son saniye hariç rakibine pozisyon vermeyerek bir üç puan daha ekledi hanesine...

Sabri Sarıoğlu:
300 maç... Galatasaray formasıyla 300 maç... Sürekli eleştirilen, dalga geçilen, makara yapılan, bırakın futbolculuğunu, fiziksel yapısı, kişiliği, duruşu, hatta adıyla bile alay geçilen Sabri, o şanlı formayla 300. maça çıktı cumartesi gecesi. Bırakın oynamayı, taraftarım diyen adamların çoğu bile 300 maç izlememiştir tribünde de, Sabri; Fatih Terim'den Hagi'ye, Gerets'ten Skibbe'ye, Feldkamp'tan Rijkaard'a, Mancini'den Hamza Hamzaoğlu'na bir çok hocayla çalışıp, formasını hep ıslatmıştır. Bu sezon başında da hala sebebi açıklanmayan bir şekilde kadro dışı bırakılmış ve hoca değişimi sonrası affedilerek Hamza Hamzaoğlu devrindeki başarılı grafiğin en büyük mimarlarından biri olmuştur.


Wesley Sneijder:
100. maç... Daha dün gelmiş gibi ama 100 maç oynamış Sneijder ve Galatasaray'a özellikle Avrupa'da attığı gollerle büyük başarılar kazandırmışken, bu sezon da takımın en büyük silahlarından biri oldu. İhtiyaç olduğunda hep devreye girdi Wesley ve cumartesi de kilidi açtı, kupaya daha sıkı sarıldı Galatasaray...


Felipe Melo:
150. maç... Bırakın konuşsunlar, Melo bu takımın "cesur yüreğidir"... Geldiği sezon takıma verdiği cesaretle, tekmeye kafa uzatmasıyla ve attığı gollerle en unutulmaz şampiyonluğun mimarlarından olan Melo, bu sezon da sakatlık sonrası sahalara "jet" dönüşüyle profesyonelliğini göstermiş, "dış mihraklardan" gelen acımasız eleştirilerle Galatasaray için ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermiştir. Gençlerbirliği maçı sonrası sezon boyunca Melo'yu bitirmek için ortaya konan senaryolar yine devam etti, "pitbull"un pozisyonlarında neden kart görmediği tartışıldı da nedense Melo'nun tüm hamlelerde önce topa dokunduğu hiç konuşulmadı, görmezden gelindi...


Galatasaray Taraftarı:
Pasolig protestoları nedeniyle tribünlere emek veren birçok Galatasaraylı bu sezon televizyonlardan desteklerken takımı, işlerin iyi gitmesi, ufukta şampiyonluğun gözükmesiyle pasolig kartını çıkaran Galatasaraylılar da sahip çıktılar takıma. Maçın başından beri kurdukları baskı ve takıma verdikleri destekle üç puanın emekçilerinden biri de taraftar oldu.

Volkan Demirel:
Karşılaşma sonrası alışılmışa gelen "Galatasarayın eski topçulara Galatasaray'a karşı oynamıyor" serisinde Stancu'nun hedef tahtasına konulacağını beklerken, Ferhat'ın acımasız eleştirilere maruz kaldığını öğrendik. Bilerek gol yemişse Ferhat, Volkan Demirel'e de Gençlerbirliği maçında deplasmanda yediği ikinci golle Galatasaray'ın şampiyonluğunun yolunu açtığı için teşekkür ediyoruz...

Stat: Ali Sami Yen Türk Telekom Arena
Hakemler: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Hakan Yemişken
Galatasaray: Sinan Bolat, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Balta, Telles, Yasin Öztekin, Selçuk İnan (Dk. 15 Hamit Altıntop-Dk. 85 Olcan Adın), Melo, Sneijder, Umut Bulut, Burak Yılmaz (Dk. 90+4 Yekta Kurtuluş)
Gençlerbirliği: Ferhat Kaplan, Hakan Aslantaş, Ahmet Yılmaz Çalık, Ferhat Görgülü, Uğur Çiftçi, El Kabir, Gosso, Petrovic (Dk. 84 Tomic), Mervan Çelik (Dk. 77 İrfan Can Kahveci), Stancu, Hleb (Dk. 77 Landel)
Gol: Dk. 67 Sneijder (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 21 Uğur Çiftçi, Dk. 44 Ahmet Yılmaz Çalık, Dk. 73 Mervan Çelik, Dk. 83 Petrovic  (Gençlerbirliği)

13 Mayıs 2015 Çarşamba

Mersin İdmanyurdu:0-1:Galatasaray


Akhisar Belediyespor ile deplasmanda oynadığımız ve kazandığımız maçın bir benzerini oynadı dün gece Galatasaray, şampiyonluk yolunun belki de en kritik deplasman maçında. Artık oyunun verimliliğinin, kadro mühendisliğinin ikinci planda olduğu, üç puanın hayati olduğu haftalarda, Hamza hoca, Manisa'da yaptığı gibi kontrollü başlattı takımı oyuna, "deli dana" gibi gitmedi sarı-kırmızılar rakibinin üstüne, kontrollü oynadı, golü buldu ve takım savunmasına ağırlık verip, önce göl yememeyi, fırsat olursa da  ikinciyi atmayı hesap etti. Galatasaray'ın tersine,ev sahibi Nakoulma ile gelmeye çalıştı, pozisyon da buldu ilk dakikalarda ama Muslera arkadaşlarına güven verdi. O güvenle Mersin yarı sahasına yerleşti Galatasaray, kaleye gitti, Sneijder ile gole yaklaştı ve akabinde Yasin bireysel yetenekleri ile takımı öne geçiriverdi. Gol sonrası Mersin yine geldi Muslera'nın kalesine, ama Uruguaylı formdaydı, gole kapamıştı kalesini, atladı,zıpladı,yattı,kalktı ama o topu filelerle buluşturmamaya niyetliydi. Böyle stresli bir ortamda kalecinin bu mükemmel performansı arkadaşlarını da rahatlattı, direncini arttırdı savunmanın ve neredeyse koskocaman ikinci yarıyı kendi yarı sahasında kabullendiği maçtan 3 puanla ayrılmasını bildi Galatasaray.


Fernando Muslera:
İyi kalecin varsa, beraberlik garantidir derler ya Muslera son haftalarda takımı kurtaran adam rolünde... Şampiyonluk yarışının her geçen hafta ateşlendiği ortamda, topçuların stresten ayakları birbirine dolanırken, rakipler "ununu eleyip eleklerini sermenin" rahatlığı ile Galatasaray kalesine gelirken, felaketi önleyen adam oldu Muslera. Form grafiği sürekli yukarı giderken, maçın son dakikasında gördüğü sarı kartla haftaya Gençlerbirliği maçında kaleyi koruyamayacak Uruguaylı... Bakalım Sinan ondan birşeyler öğrenmiş mi, cumartesi göreceğiz...


Prejuce Nakoulma:
Mersin'in Burkina Faso'lu forvet oyuncusu ligin ilk yarısındaki maçta olduğu gibi dün gece de zorladı Galatasaray savunması, önce sağ kanatta Sabri'yi hırpaladı, sonra da Telles'e korkulu anlar yaşattı. Önümüzdeki sezon yabancı sınırlamasının kalktığı bir dönemde, Türkiye ligini tanıması ve pek maliyetli olmayan fiyatıyla Galatasaray kadrosunun rotasyonunda düşünülebilir Nakoulma...


Stat: Mersin
Hakemler: Ali Palabıyık, Mehmet Cem Satman, Serkan Çimen
Mersin İdmanyurdu: Muammer Yıldırım, Serkan Balcı, Mitrovic, Servet Çetin, Vederson, Murat Ceylan (Dk. Efe Halil Özarslan), Khalili (Dk. 72 Futacs), Nakoulma, Oktay Delibalta, Pedriel (Dk. 79 Tita), Welliton
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Balta, Telles, Selçuk İnan, Melo, Yasin Öztekin (Dk. 82 Umut Bulut), Emre Çolak (Dk. 60 Olcay Adın), Sneijder (Dk. 90+3 Yekta Kurtuluş), Burak Yılmaz
Gol: Dk. 16 Yasin Öztekin (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 23 Oktay Delibalta, Dk. 73 Vederson (Mersin İdmanyurdu), Dk. 45 Hakan Balta, Dk. 63 Melo, Dk. 86 Sneijder Dk. 90+2 Muslera (Galatasaray)

Galatasaray:1-0:Torku Konyaspor


Bu sezon tek kaçırdığım maç oldu Konyaspor maçı... Galatasaray, şampiyonluk yolunda önemli bir virajdayken, ben eşimi kıramayarak İki Kalas Bir Heves tiyatro oyununu seyretmek için tiyatro salonundaydım. Tabii, bünye orada, kafa Sami Yen'de, haliyle oyunu seyreder gibi yaptık, karanlıkta cep telefonu açık, twitterda yorumlarla gelmeyen golü eşinin doğum yapmasını bekleyen baba gibi "sancılar" içinde bekledik durduk ki, bereket kaptan Selçuk'tan gelen gol haberi getirdi neşemizi. Sonrasında da tekrar izleme şansı olmayınca, bu maçın yazısını yazmak kısmet olmadı. Ama bu satırlar boş kalmasın, Ahmet Çakır abimizin maç ertesi gazetesine yazmış olduğu değerlendirmeyi arşiv olması için paylaşalım:

Ah Burak vah Burak!
Sarı Kırmızılı takım şampiyonluğun ne kadar zor olduğunu göstermek ister gibi bir maç daha oynadı.
Paylaş
Tweetle
Paylaş
Gönder
Yazdır
A A
Taraftarının coşkulu desteğine karşın, dağınık ve üretkenlikten uzak oyun bir felakete yol açabilirdi. T.Konyaspor ilk yarıda mutlak gollük 4 pozisyondan iş çıkarmayı beceremedi. İkinci yarıda güle oynaya atılabilecek fırsatları ise pozisyona bile dönüştüremedi.
İlk yarıda Galatasaray’da birşeyler yapmaya çalışan ve bunun ne olduğunu bilen tek adam Sabri’ydi dersek durum anlaşılır. Onun 30 metreden attığı müthiş şut, ilk yarıdaki iki gol fırsatından biriydi Cim Bom için. Öteki de Chedjou’nun köşe atışından gelen topa vurduğu kafayla doğmuştu.
Aslına bakarsanız Akhisar maçındaki gibi iki gol atıp sonrasında bunların üzerine yatmanın hesabındaymış gibiydi Sarı Kırmızılı takım. Fakat daha maçın başında Burak’ın sakatlanma durumu ve T.Konyaspor’un çok iyi savunma yapması bu hesabı bozdu.
Sağda Bruma’nın artık bıktırıcı hale gelmeye başlayan verimsizliği, solda da Olcan’la Yasin’in görünür bir iş çıkaramayışı sorun oldu. Hele buna bir de Sneijder’in bir türlü oyuna giremeyişi eklenince sıkıntı büyüdü. Hollandalı, rahat gol yapabileceği bir pozisyonu tehlikeye bile dönüştüremeyecek kadar kötü vurdu.
Cim Bom’un derdine deva olacak adam Emre Çolak gibi görünürken Bruma’nın ikinci yarıya çıkabilmesi şaşırtıcıydı. Bunun doğurduğu çaresizlik yüzünden Selçuk 40 metreden şut atmaya başladı. İşin kötüsü, Emre Çolak’ın oyuna alınması da epey süre birşeyi değiştirmedi. Ancak Hamza hocanın Umut’u oyuna alırken Burak’ı değil de Yasin’i çıkarması pek doğru bir tercih gibi görünmedi.
Burak’ın vazgeçilmezliği bazen böyle takımını 10 kişi oynatması gibi sorunlara yol açabiliyor. 2 metreden ağlara gönderemediği top da onun kaçırdığı yeni bir şampiyonluğa malolabilecek son yıkımlardan biri olabilirdi. Neyse ki kaptan Selçuk gemiyi kurtarmayı bildi. Melo da takımın en iyisi olarak bu galibiyette pay sahibiydi.
Bruma ile 10, Burak’la 9 kişi oynamanın çok pahalıya malolabileceği ortamda Gaziantepspor maçındaki gibi son çırpınışta gol geldi ve Cim Bom büyük bir yıkımdan kurtuldu. Maçın ikinci yarısında T.Konyaspor’un son pasları iyi yapamamak yüzünden tam 6 gollük pozisyonu heba edişine de inanmak zordu. Son dakikaya kadar kişilikli bir futbol oynadılar ve güçlü rakibe azap çektirdiler ama daha fazlası ellerinden gelmedi

Stat: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Hakemler: Barış Şimşek, Kemal Yılmaz, Serdar Diyadin
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Chedjou (Dk. 73 Hakan Balta), Semih Kaya, Olcan Adın, Bruma (Dk. 59 Emre Çolak), Selçuk İnan, Melo, Yasin Öztekin (Dk. 66 Umut Bulut), Sneijder, Burak Yılmaz
Torku Konyaspor: Kaya Tarakçı, Ömer Ali Şahiner, Ali Turan, Selim Ay, Mehmet Uslu, Djalma (Dk. 85 Uğur İnceman), Ali Çamdalı, Mehmet Güven, Kenan Özer (Dk. 66 Fuchs), Mahlangu, Hasan Kabze (Dk. 77 Rangelov)
Gol: Dk. 84 Selçuk İnan (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 24 Ali Turan, Dk. 43 Kenan Özer, Dk. 65 Selim Ay, Dk. 86 Mehmet Güven, Dk. 89 Ömer Ali Şahiner, 90+2 Rangelov (Torku Konyaspor), Dk. 24 Burak Yılmaz, Dk. 77 Melo (Galatasaray)

5 Mayıs 2015 Salı

Akhisar Belediyespor:0-2:Galatasaray


Nefes nefese giden şampiyonluk yarışında artık son 5 maça girilmişken, haftanın kapanışını yapmak Galatasaray'a düştü. Fenerbahçe, kolay geçmesi beklenilen Balıkesirspor maçında 3 gol yiyip, 4 golle galip gelirken, Beşiktaş puan kaybetmesi muhtemel Trabzon deplasmanından 2 golle mutlu dönerken, Galatasaray 3 puan almaktan başka ihtimali olmayan Akhisar Belediyespor maçında gerekeni yaptı ve zirve ortaklığını sürdürdü. Geçen haftaki "orjinal" taktik denemesini bir kenara bırakıp, "aklın yolunu" seçen Hamza Hamzaoğlu, kazanmak için Yasin ve Bruma'lı bir onbirle başladı maça. Sadece onlar değil, Hamit'in sakat, Melo'nun cezalı olması ile biraz da zorunluluktan hücum gücü yüksek Emre'de sahadaki yerini almıştı. "Bu statta oldukça güzel anılar bıraktım, buradan  ağlayarak ayrıldım ama bu gece duygusallığı bir kenara bırakıp, kazanmak zorundayım" dercesine bir 11 sahaya yollarken Galatasaray hocası, rakibin teknik adamı Roberto Carlos'un da ondan geri kalır yanı yoktu: Futbol kariyeri takımın sol tarafını korumakla geçen Carlos, çalıştırdığı takımlarda hep "ileri, daha da ileri" mantığıyla oynatıyordu oyuncularını. Dün gece de çekinmedi Galatasaray'dan, gol için elde avuçta ne varsa sürdü sahaya da arzuladığını gerçekleştiremedi, aşamadı Galatasaray savunmasını, defansı geçtiğinde de Akigolara gol izni vermedi gününde olan Muslera. 
Kontrollü başlayan karşılaşmada ilk 10 dakikanın ardından "dizginleri" eline aldı Galatasaray ve Akhisar kalesine baskı kurmasının ardından 15 dakikalık bir periyotta iki golü Burak ile bularak "yol kazalarının" beklenildiği deplasman maçında rahat bir oyun çıkardı. 2-0 tehlikeli bir skordur, rakip gol bulduğunda paniklersin ve üç atıp öldürücü darbeyi vurmalısın galip gelmek için ama o "can alıcı" darbeyi vuramadı sarı-kırmızılılar. Hal böyle olunca Roberto Carlos daha çok yolladı takımını ileriye, forvetleri doldurdu sahaya ama alan paylaşımı ve adam savunmasını iyi yapınca Galatasaray, ikinci yarı sıkıcı ama akılcı bir oyunla maçı galip bitirmesini bildi.


Emre Çolak:
Bu sezon Galatasaray'ın en formda oyuncularından biri Emre. Oynadığı maçlarda skora katkısı, asistleriyle de Galatasaray'ın hala yarışta var olmasının sebeplerinden biri. Şansızlığı oynadığı bölgede başka formda oyuncuların olması ama yedekte de olsa kendisine iyi bakıyor Emre ki Hamza hoca ona şans verdiğinde sahada hiç sırıtmıyor. Emre'yi beğenmemizin en önemli sebebi de "dikine" oynaması, cesurca sorumluluk alabilmesi. Umarım yaz dönemini de iyi geçirir Emre Çolak ki önümüzdeki sezon takımın banko topçularından biri olur...


Burak Yılmaz:
Geçen hafta iç sahada Gaziantepspor karşısında kaçırdığı gollerle "saç baş yolduran" Burak, dün gece iki "golcü" golü atarak hem yeni doğan bebeğine selam çaktı, hem de taraftara affettirdi kendisini. İlk golde Sneijder'in şutunda kalecinin topu sektirmesini Tanju Çolak "fırsatçılığı" ile gole çeviren Burak, ikinci golde de Jardel'i hatırlattığı vurduğu kafa vuruşuyla. Diliyoruz gol şansı kalan 5 maçta da Burak'ın yanında olur da şampiyonluk turuna 2 aylık bebeği ile çıkar...


Stat: Manisa 19 Mayıs
Hakemler: Mustafa Kamil Abitoğlu, Adil Sinem, Asım Yusuf Öz
Akhisar Belediyespor: Oğuz Dağlaroğlu, Ahmet Cebe, Douglao, Orhan Taşdelen (Dk. 37 İsmail Konuk), Kadir Keleş (Dk. 76 Mehmet Akyüz), Zokora (Dk. 60 Vaz Te), Custodio, Bilal Kısa, Güray Vural, Bruno, LuaLua
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Kadir Balta, Alex Telles (Dk. 90+1 Yekta Kurtuluş), Selçuk İnan, Emre Çolak, Sneijder, Bruma (Dk. 65 Olcan Adın), Yasin Öztekin, Burak Yılmaz (Dk. 84 Umut Bulut)
Goller: Dk. 22 ve 34 Burak Yılmaz (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 50 Bruno, Dk. 62 Ahmet Cebe, Dk. 71 Kadir Keleş (Akhisar Belediyespor), Dk. 56 Alex Telles (Galatasaray)

Blog Widget by LinkWithin