19 Mayıs 2015 Salı
Galatasaray:1-0:Gençlerbirliği
Bir bir atıyoruz, bir bir engelleri aşıp şampiyonluğa yürüyoruz. Konya, Mersin galibiyetlerinden sonra rakiplerin yolda tökezlemeleriyle oldukça kritik bir hale gelen, hele geçmiş yıllarda iç sahada Ankaralılara kaybedip kaçan şampiyonluklar akıllara geldikçe, tehlikeli olduğunu düşündüğümüz Gençlerbirliği maçını da Sneijder'in golüyle geçip, Hamza hocanın takımı mutlu sona bir adım daha yaklaştı. Fenerbahçe'ye Rize dönüşü yapılan silahlı saldırısı sonrası liglere verilen aradan dolayı hafta içine sıkıştırılan fikstürdeki Mersin galibiyetindeki "ekşimsi" tad olan Muslera'nın sarı kart cezalısı olması sonrası Sinan'ın kalede göstereceği performans taraftarın kafasını kurcalarken, Hamza hocanın olası bir aksi sonuçta gelecek tepkileri göze alıp Mersin karşılaşmasında hocasına "terbiyesizlik" yapan Emre Çolak'ı cezalandırıp maç kadrosuna almayıp kulübeyi zayıflatması hem alkış, hem de endişe yaratmıştı.
Mutlak kazanmak isteyen Galatasaraylılarda stres, Gençlerbirliği takımında ise rahatlık göze çarpıyordu. Mesut Bakkal böyle kritik bir süreçte galip gelip, sansasyon yaratma hedefindeydi, topçular da bu maçların yaz aylarındaki transfer borsası için "vitrin" olduğunu biliyorlardı. O bilinçle de baskılı başladılar Sinan'ın kalesine, ilk pozisyonu da "Alkaralar" buldu, yürek hoplattı da Mervan Çelik boş kaleye yuvarlayamadı topu. Galatasaray işi toparlayacağım derken, "derleyicisi" Selçuk'u da kaybetti, kaptan 15. dakikada yerini Hamit'e bıraktı. Maç öncesi Galatasaray savunmasını en fazla El Kabir'in zorlaması beklenirken, Aykut Kocaman'ın Alex'ten sonra anlaşamadığı başka bir yıldız olan ve Konya'dan "kovulan" Hleb'le tehlikeler yarattı deplasman takımı. Devre başladığı gibi bitmeye yakınken, Gençlerbirliği defansı ve kalecisinin zincirleme hataları sonrası topla buluşan Yasin, Mersin'den sonra bir gol daha atmaya o kadar yakındı ama Karabükspor maçında boş kaleye yuvarladığı topun bir benzerini Ferhat'ın kalesine yollayamadı.
Soyunma odası dönüşü daha bir istekli başladı oyuna Galatasaray, özellikle Sneijder, Selçuk'un çıkması sonrası hem pazu bandını taktı, hem de oyunu yönlendirme rolünde çok istekliydi. Gol aradı, şu attı, olmadı da, Yasin'in Umut'a "al da at" verdiği pasta Umut'un kaçırdığının ahları vahları bitmeden Burak'ın asistiyle Sneijder klas bir vuruşla takımı öne geçiriyordu. Golü bulmak Galatasaray'ı rahatlatırken, deplasman takımı gücü nispetinde gelmeye çalıştı da, iyi ve bilinçli savunma yapan Galatasaray defansı son saniye hariç rakibine pozisyon vermeyerek bir üç puan daha ekledi hanesine...
Sabri Sarıoğlu:
300 maç... Galatasaray formasıyla 300 maç... Sürekli eleştirilen, dalga geçilen, makara yapılan, bırakın futbolculuğunu, fiziksel yapısı, kişiliği, duruşu, hatta adıyla bile alay geçilen Sabri, o şanlı formayla 300. maça çıktı cumartesi gecesi. Bırakın oynamayı, taraftarım diyen adamların çoğu bile 300 maç izlememiştir tribünde de, Sabri; Fatih Terim'den Hagi'ye, Gerets'ten Skibbe'ye, Feldkamp'tan Rijkaard'a, Mancini'den Hamza Hamzaoğlu'na bir çok hocayla çalışıp, formasını hep ıslatmıştır. Bu sezon başında da hala sebebi açıklanmayan bir şekilde kadro dışı bırakılmış ve hoca değişimi sonrası affedilerek Hamza Hamzaoğlu devrindeki başarılı grafiğin en büyük mimarlarından biri olmuştur.
Wesley Sneijder:
100. maç... Daha dün gelmiş gibi ama 100 maç oynamış Sneijder ve Galatasaray'a özellikle Avrupa'da attığı gollerle büyük başarılar kazandırmışken, bu sezon da takımın en büyük silahlarından biri oldu. İhtiyaç olduğunda hep devreye girdi Wesley ve cumartesi de kilidi açtı, kupaya daha sıkı sarıldı Galatasaray...
Felipe Melo:
150. maç... Bırakın konuşsunlar, Melo bu takımın "cesur yüreğidir"... Geldiği sezon takıma verdiği cesaretle, tekmeye kafa uzatmasıyla ve attığı gollerle en unutulmaz şampiyonluğun mimarlarından olan Melo, bu sezon da sakatlık sonrası sahalara "jet" dönüşüyle profesyonelliğini göstermiş, "dış mihraklardan" gelen acımasız eleştirilerle Galatasaray için ne kadar vazgeçilmez olduğunu göstermiştir. Gençlerbirliği maçı sonrası sezon boyunca Melo'yu bitirmek için ortaya konan senaryolar yine devam etti, "pitbull"un pozisyonlarında neden kart görmediği tartışıldı da nedense Melo'nun tüm hamlelerde önce topa dokunduğu hiç konuşulmadı, görmezden gelindi...
Galatasaray Taraftarı:
Pasolig protestoları nedeniyle tribünlere emek veren birçok Galatasaraylı bu sezon televizyonlardan desteklerken takımı, işlerin iyi gitmesi, ufukta şampiyonluğun gözükmesiyle pasolig kartını çıkaran Galatasaraylılar da sahip çıktılar takıma. Maçın başından beri kurdukları baskı ve takıma verdikleri destekle üç puanın emekçilerinden biri de taraftar oldu.
Volkan Demirel:
Karşılaşma sonrası alışılmışa gelen "Galatasarayın eski topçulara Galatasaray'a karşı oynamıyor" serisinde Stancu'nun hedef tahtasına konulacağını beklerken, Ferhat'ın acımasız eleştirilere maruz kaldığını öğrendik. Bilerek gol yemişse Ferhat, Volkan Demirel'e de Gençlerbirliği maçında deplasmanda yediği ikinci golle Galatasaray'ın şampiyonluğunun yolunu açtığı için teşekkür ediyoruz...
Stat: Ali Sami Yen Türk Telekom Arena
Hakemler: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Hakan Yemişken
Galatasaray: Sinan Bolat, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Balta, Telles, Yasin Öztekin, Selçuk İnan (Dk. 15 Hamit Altıntop-Dk. 85 Olcan Adın), Melo, Sneijder, Umut Bulut, Burak Yılmaz (Dk. 90+4 Yekta Kurtuluş)
Gençlerbirliği: Ferhat Kaplan, Hakan Aslantaş, Ahmet Yılmaz Çalık, Ferhat Görgülü, Uğur Çiftçi, El Kabir, Gosso, Petrovic (Dk. 84 Tomic), Mervan Çelik (Dk. 77 İrfan Can Kahveci), Stancu, Hleb (Dk. 77 Landel)
Gol: Dk. 67 Sneijder (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 21 Uğur Çiftçi, Dk. 44 Ahmet Yılmaz Çalık, Dk. 73 Mervan Çelik, Dk. 83 Petrovic (Gençlerbirliği)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder