29 Aralık 2013 Pazar

Obey Your Master

Mersin İdman Yurdu taraftarının Adanaspor maçı öncesi açtıkları pankart... 
Kırmızı Şeytanların ellerine sağlık, güzel bir çalışma olmuş...
Eee, topçular da 3-0lık galibiyetle bu çalışmanın hakkını vermişler...
İkinci yarı Turbeyler bu pankartın altında kalmazlar, bu da bir yere not edilmeli...
Takipteyiz....


K.Erciyesspor.1 Galatasaray.3

  • Çok önceden ayarladığımız Kayseri gezisinin Erciyes deplasmanına denk gelmesi güzel bir tesadüf oldu. Keşke Avrupa'daki bazı liglerde olduğu gibi 10 hafta sonra oynanacak maçın tam tarihini bilsek de deplasman programımızı ona göre yapsak.
  • Tesadüf bu ya, takım tam da bizim kaldığımız otelin yanındaki otelde konaklıyordu. Öğle saatlerinde oyuncuların çıkış anını yakalayıp birkaç fotoğraf çektirmeyi düşünmüştük ama oyuncular, kaleci Ufuk hariç,  yönetimin talimatıyla mı kendi istekleriyle mi bilemeyeceğim, doğrudan otobüslerine binmeyi tercih etti. Hadi beni geçtim, orada Galatasaray'ı yılda 1-2 kez görme şansını yakalayan bir sürü Kayserili var, bir imza verip fotoğraf çektirerek harcayacakları 10-15 dakika ile insanları mutlu etmeleri çok kolay. Neden böyle bir tavra girdiklerini anlamak mümkün değil.
  • Methini çok duyduğum Kadir Has Stadı'nı ilk kez görme fırsatını buldum. Gerçekten anlatılan kadar varmış. Stadın çatısı diğer stadlarınkinden farklı olarak tribünün arka tarafında kavis yaparak dönüyor ve daha iyi bir akustik sağlıyor. Gündemdeki moda tartışma üzerinden gidersek, tribünlerde çift sıra halinde dizilmiş olan ısıtıcılar sorunsuz çalışıyor ve çatının arka tarafa dönmesiyle daha kapalı bir ortam sağlandığından ısınan hava tribünde daha iyi muhafaza ediliyor.
  • Stadın içerisi de abartıya kaçılmadan kutu gibi inşa edilerek şehir stadı yapısı korunmuş. Tribünler de açıkçası Arena'dakine kıyasla sahaya birkaç metre daha yakın geldi gözüme. Bir Anadolu şehri için olması gereken herşeyi barındıran bu stadyuma bir UEFA finali yakışır.
  • İçeri girdikten sonra tribünlerde gördüğüm boşluklar beni elbette şaşırtmadı. Kayseri'deki bu tuhaf durumu "Kayseri'de insanların akşamları yapabileceği başka bir sosyal aktivite var da biz mi bilmiyoruz" sözüyle en güzel açıklayan Bilgin Gökberk bu sefer de haksız çıkmadı. Kale arkasının sadece bir bloğunda bulunan hakiki Erciyesspor taraftarları atkıları, bayrakları ve oluşturdukları bando eşliğinde takımlarını destekliyor.
  • Diğer kale arkasının tamamı Galatasaray taraftarına tahsis edilmiş ama Kayserili Galatasaraylıların da aynı mantıkla orayı doldurmaya niyeti yoktu. Çoğunluğu İstanbul'dan gelen üst kat, 90 dakika boyunca futbolculara iç saha ortamını yaşattılar. Deplasman tribününe boydan boya asılmış pankartlar bana eski Sami Yen günlerini anımsattı. Arena'da sanırım sponsor isminin kapanmasından dolayı bu kadar çok pankart asılmıyor.

  • Golun hemen oyunun başında gelmesiyle, içerisinde bulunduğum Doğu tribünün yarısından fazlası ayağa kalkınca, kalenin içeriden de fethedildiği anlaşıldı. Kale arkasındaki gerçek Erciyessporlular bu durumu ıslıklayadursun, Süper Lig'e iki Kayseri takımının fazla geldiği maalesef gün gibi ortada.
  • Böylesine sınırlı bütçeye sahip Anadolu takımlarının neden kaynaklarını bu kadar kolay bir şekilde yabancı futbolculara harcadığını bir türlü anlayamıyorum. Yabancı hakkını takımlar sonuna kadar kullanmak zorunda değil ki. Traore'yi çıkart, Erciyesspor'un geri kalan yabancılarının vücut şekillerine, göbeklerine ve topu sürüşlerine daha bakar bakmaz kendilerinden iş çıkmayacağını anlıyorsunuz. Sene başında bir menajerin kumpasına gelmişler gibime geldi.
  • Hikmet Karaman'a taraftar maç başında güzel bir hoşgeldin karşılaması yaptı. Hoca yine kendine has mimikleri ile kenarda oyunu renklendirdi, ama işi bu takımla oldukça zor.
  • İkinci yarının başında Trabzonspor'da denenip Erciyes'e gelen Yasin Öztürk'ün biraz kıpırdanışı ile ev sahibi takım oyunda ağırlığını hissettirir gibi oldu. Aradıkları golu de buldular ama elbette ki 3 farklı skorun dönmesi mucize olurdu.

  • Gerek Juventus maçı sonrası geçen seneki Şampiyonlar Ligi grubuna, gerekse bu maçın sonunda takımın lig başındaki durumuna gönderme yaparak kendisini başarılı gösterme çabasında bulunan Mancini biraz tehlikeli sularda yüzdüğüne dikkat etmeli. Bu tür sözler işler iyi giderken sıkıntı yaratmaz ama rüzgar döndüğünde başa bela açabilir. Galatasaray içeride oynadığı karşılaşmaları bir şekilde kazanıyor, dolayısıyla havanın devam etmesi için takımın ikinci yarının başında oynayacağı Gaziantep deplasmanında da galibiyet alması şart.
  • Yaptıkları tezahürat ve şovlarla karşılaşmanın en iyisi olan deplasman tribününe maç sonunda Melo-Chedjou ikilisi duran adam pozuyla, Sabri Reis de üçlüsüyle hakkettikleri coşkuyu yaşattılar. 

27 Aralık 2013 Cuma

Tunay Torun Bursaspor'da

Alman basınına göre Stuttgart'ın 23 yaşındaki Türk oyuncusu Tunay Torun'un Bursaspor ile anlaştığını iddia ediliyor. Kırmızı-beyazlı kulübün sportif direktörü Fredi Bobiç daha önce de Güney Afrika'daki kampa Türk oyuncuyu götürmeyeceklerini belirtmişti. Hertha Berlin'den bedelsiz olarak Stuttgart'a gelen Tunay'ın, 2015 senesine kadar sözleşmesi bulunmakta ve Daum'un isteği üzerine Bursaspor'a da 500 bin euro karşılığında sözleşme imzalayacağı belirtilmekte... Abdullah Avcı döneminde milli takıma da davet edilen Tunay, iyi topçu da umarım Enes'in önü kesilmez...

Eskiden Kombine Mi Varmış

 
Everton'ın Goodison Park'ından nostaljik bir kare...
Eskiden kombine mi varmış, di' mi?

24 Aralık 2013 Salı

Galatasaray:2-1:Trabzonspor


59. dakika. Trabzonspor'un gelecek vaat eden forveti Yusuf güzel bir orta yapıyor, Henrique çok şık bir kafa vuruşu ile deplasmancıları öne geçirecekken, Muslera yüzde yüzlük, ya da izlemeyenler için yazalım yüzde bin gol olacak bir vuruşu inanılmaz bir refleksle çıkarıyor ve hem takımının skorda geriye düşmesini önlüyor hem de moral motivasyonunu arttırıyordu. Tabii pozisyon bitmiyor, kaleciden dönen topu Selçuk, Sneijder'in önüne yuvarlıyor, Hollandalı bir müddet sürdükten sonra Drogba'ya veriyor ve "görevim bitti" deyip seyretmiyor, koşusuna devam ediyor, Fil Dişili de topu "eveleyip gevelemeden", kontrol ve pas olmak üzere iki hareketle boş koşu yapan arkadaşının önüne mükemmel bırakıyordu. Ceza sahasında tekrar topla buluşan Sneijder, iki Trabzonsporluyu "pazara gönderip" arkalarına salıyor meşin yuvarlağı ve Burak da biraz zor da olsa golünü kaydediyordu. İşte Galatasaray sahanın bir ucundan diğerine ortaya konan "klas hareketlerle" öne geçerken, futbolun da "klas topçularla" oynandığını bir kez daha sergiliyordu izleyenlere.


Bir kaç yıldır başladı sanırım Lig TV'nin "koşu mesafelerini" ölçme hastalığı, kim kaç kilometre koşmuşu görüp, "tembel" ve "çalışkan" yorumları da cabası... Elbetteki ki bir topçu koşacak ama sadece "deli dana gibi" çimleri ezmesi de fayda etmiyor, gerektiği yerde sprintini yapacak, gerektiğinde de aktif dinlenecek ama top kendisine geldiğinde de yukarıda Muslera'nın, Sneijder'in, Drogba'nın yaptığı gibi "klasını" gösterecek... Ve koşu mesafelerinden dolayı değil, söz konusu "klas hareketlerle" skoru değiştirdikleri için sezon sonlarında bol sıfırlı mukavelelere imza atıyor bu topçular, medyanın taraftarı şişirdiği gibi "Ulan bu adam hiç koşmuyor, bu kadar parayı neden alıyor ki?" serzenişinin cevabını vermek için değil...

Fenerbahçe'nin kaybettiği haftada Trabzonspor gibi formda bir takımla "çatır çatır" bir kapışma sonrası kazanılan üç puan sadece puan farkını indirip, yüzleri güldürmedi, aynı zamanda ortaya konan mücadele de ligin ilk yarısı biterken önümüzdeki devre için umutları yeşertti. Fatih Terim'in gönderilmesi sonrası başkan Aysal'ın sene sonu "Bak hocayı yolladın, şampiyonluk gitti" eleştirilerine karşı, ara transferde elini cebine atacağını tahmin ediyorduk, gelen "transfer fısıltılarına" göre de yanılmayacağız galiba. Her geçen gün takımın Mancini'ye, İtalyan hocanın takıma ve Türkiye ligine ısındığını da hesaba katarsak, Trabzonspor maçı "mayıs ayındaki" kupanın bir pırıltısı olarak tarihe not düşülmeli...


Üstü kapatılsın, zemin ısıtılsın, o da yetmez bir de çatıdaki ısıtıcılar da çalışşsın da kış günü t-shirtle maç izleyelim şımarıklığı zaten alışamadığım TT Arena'ya karşı daha da soğumama neden oluyor. Yazın terlersin, kışın üşürsün, mevsimlerin tadı tuzu bu da, Sneijder "Allah ne verdiyse abanacak", Onur panter gibi doksandan top çıkaracak ve taraftar ısınacak, o da mı yetmedi, çekersin bi "Re re re, Ra ra ra, Galatasaray Galatasaray Cim Bom Bom" ve peşinden de "Cim bom bomum, sen çok yaşa canım feda olsun sana, hiç bi' şeye değişilmez...." bak bakalım donuyor musun o tribünde... Sami Yen'de "ufo"mu vardı da her maç sonu terden sırılsıklam terkediyorduk tribünü...


Onur demişken, iki gol yemiş kaleci maç sonu alkışlanıp, haftanın karmasına girer mi, girer tabii. Dün gece kafasında sadece top oynamak olan Onur, öyle kurtarışlar yaptı gibi, maç bitimi Drogba ve Burak kendi takım arkadaşlarından önce rakip file bekçisini tebrik ettiler. Sanırım menajeri de bu maçın DVD'sini bolca kopyalayıp, sene sonu Avrupa kulüplerine dağıtacaktır.





Maç öncesi rahmetli Alpaslan Dikmen'in doğum günü vesilesiyle ve Trabzonspor'la ilgili açılan pankartlar bu güzel maçın başka bir güzelliği olurken, Drogba'nın maçın uzatmalarında Aykut Demir'le girdiği münakaşa gereksizdi, Aykut'un bir ara "kızgın boğa" misali gemileri yakıp Didier'in ayağına "kırmak" için dalacağından korkmadım değil. Burası Türkiye, burada maç esnasında ayağında topu 3-5 kez sektirdi diye maç sonu tartaklanan topçu var, bunları da unutmadık...




Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Semih Kaya, Riera (Dk. 80 Chedjou), Yekta Kurtuluş, Melo, Selçuk İnan (Dk. 88 Ceyhun Gülselam), Sneijder (Dk. 85 Aydın Yılmaz), Burak Yılmaz, Drogba
Trabzonspor: Onur Recep Kıvrak, Bosingwa, Mustafa Yumlu, Bamba (Dk. 85 Kadir Keleş), Aykut Demir, Olcan Adın, Aykut Akgün, Zokora, Colman, Yusuf Erdoğan (Dk. 70 Emre Güral), Henrique
Goller: Dk. 60 ve 67 Burak Yılmaz (Galatasaray), Dk. 65 Olcan Adın (Trabzonspor)
Kırmızı kart: Dk. 76 Colman (Trabzonspor)
Sarı kartlar: Dk. 45+1 Mustafa Yumlu, Dk. 64 Bamba (Trabzonspor), Dk. 77 Riera, Dk. 79 Drogba (Galatasaray)

23 Aralık 2013 Pazartesi

Ninja'nın Dönüşü

Ve Ultras Project büyük merakla beklenen "2014 Kış Kreaksiyonunu" oldukça tanıdık bir ürünle açmaya karar vermiş, üstelik de gelen istekler, mailler, twittler sonrası hiç yapmadıkları bir şey yaparak, bir ürünün "ikinci baskısını" üreterek yeni sezona merhaba demişler... Şimdilik biz "kısa keselim", intro Ultras Project'ten gelsin, yeni ürünler çıktıkça zaten yazacağız bol bol...

Uzun bir aradan sonra tüm dostlara selamlar.
Adet olarak yine gecikmeli bir sezon açılışı yaptık. Siz dostlardan haklı tepkiler alsakta bizi hiç mahcup etmiyorsunuz.
Yazın ortasında kışlık ürün çıkarsak yine talep görüyor. Sizinle kurduğumuz bu diyalog bizim bu işten aldığımız en güzel tat.
Yeni sezon ürünlerimizi çıkarmaya başlıyoruz. Açılışı, artık kült mertebesine ulaşmış ninja modeliyle yapıp ardından yeni tasarımları satışa sunacağız.
Hide Yourself ninja modeli en başından beri çok ciddi talep gören, ilk ürettiğimizde bir ay içinde tükenen bir model oldu. Bu kadar kısa sürede tükenmiş olması ve bizim de ürünü tekrar üretme konusundaki isteksizliğimiz bizde ciddi manada baskı oluşturdu.
Çeşitli platformlarda fahiş fiyatlarda satıldığına şahit olduk. Ürünün imitasyon modellerini üretenleri gördük. Aldığımız mail ve mesajlarında haddi hesabı olmadı olmadı. Bu yüzden son kez de olsa yeniden üretme kararı aldık.
Yarın akşam bu saatlerde görüşmek üzere.

Bloggerlardan Yılbaşı Alışveriş Rehberi

Yeni yıl heyecanının hepimizi iyiden iyiye sardığı bugünlerde, bir yandan yılbaşı akşamı için planlar yaparken bir yandan da “ne hediye alacağım?” endişesi içerisine giriyoruz. Yılbaşına kısa bir zaman kala alışveriş merkezlerinde telaşla gezmek yerine sizin için hazırladığımız alternatif hediye ve kampanya önerilerini mutlaka inceleyin!

Yeni yıl, yeni umutlar, yeni hediyeler… Peki 2014 için dileğiniz hazır mı?

Siz sevdiklerinizi unutmayıp yeni yıl hediyeleri alırken Garanti de sizi unutmamış!
2013 yılını geride bırakırken yeni yıldan yeni dilekler eksik olmuyor. Yeni yıla girerken Garanti Bankası bazılarımızın dileklerini duymuş gibi sosyal medya takipçilerini sevindirecek bir kampanya yapmış!

Yeni yıl hediyeniz Garanti Link’ten!

Yıl boyunca farklı kampanyalarla fırsatlar sunan Garanti Link, 2014’e girerken çuvalını hediyelerle doldurmuş bir Noel Baba gibi bacanızdan inmeye hazırlanıyor. Günde en az 10 kere kontrol ettiğimiz sosyal medya hesaplarımızı Garanti Link ile Link’leyerek 14 şahane hediyeden birini kazanmaya hak kazanıyoruz. Televizyondan tablet bilgisayara, telefondan fotoğraf makinasına kadar birbirinden değerli hediyelerden birine sahip olmak çok da kolay. Benim dileğim yeni yılda sevdiklerimle her anımı ölümsüzleştirebileceğim bir fotoğraf makinası. Sizin dileğiniz ne?

Siz de buradan sosyal medya hesaplarınızı Link’leyin, 14 şahane hediyeden birini kazanma şansı yakalayın!

Şimdiki önerim ise özellikle ev hediyesi almayı düşünenlerin oldukça ilgisini çekecek!

2014'ün en güzel kahvaltıları, en hoş sohbetleri için Vestel’in sunduğu kahvaltı setlerine mutlaka göz atın derim!



Vestel yılbaşına özel hazırladığı kahvaltı setleri ile hediye alışverişini kolaylaştırıyor. Kırmızı, Inox ve Siyah Kahvaltı Setleri hem şıklığı ile göz dolduracak, hem de sevdiklerinizi çok mutlu edecek.
“Hediyem yılbaşı ruhuna uygun olsun!” diyenler için kırmızı set ideal bir seçim.

Vestel Inox Su Isıtıcı, Dijital Tost Makinesi, Türk Kahve Makinesi'nden oluşan Inox set de çok şık ve pratik bir alternatif. Bu setin farkı ızgara olarak da kullanılabilen Vestel Dijital Inox Tost Makinesi.

Modern ve şık bir hediye arayanlar içinse önerimiz Siyah Set. Vestel Siyah Su Isıtıcı, Ekmek Kızartma Makinesi ve Filtre Kahve Makinesi içeren bu set farklı tasarımı ile benzersiz bir hediye olmaya aday.

Setler için bu linki tıklayarak (http://bit.ly/1jAl38L) online sipariş verebilir, ücretsiz kargoyla hemen hediyelerinize kavuşabilirsiniz! Unutmadan, Vestel Kahvaltı Setleri 2014 yeni yıla özel hazırlandı.
Yılbaşı’ndan sonra bu şekilde set olarak bu fiyatlarda bulmanız pek mümkün değil.

Özel, başka hiçbir yerde olmayan bir hediye arıyorsanız Vestel'de harika bir öneri daha var: Yılbaşı özel tasarımlı Türk Kahvesi Makinesi yeni yıla özel indirimli sadece 59 TL! Bu linkten ürünü inceleyebilirsiniz; http://bit.ly/JYPR3l

Diğer bir önerim ise moda ile teknolojiyi bir araya getiren Samsung Galaxy Gear! Çarpıcı renk seçenekleri, ince ve zarif tasarımı ile giyilebilir teknolojileri günlük yaşama daha da entegre eden Samsung Galaxy Gear alan herkese, 32GB microSD kart hediye ediliyor. 31 Aralık’a kadar geçerli olan kampanya ile hem yeni yılın en şık hediyesi olmaya aday Galaxy Gear’a, hem de yeni yılda en güzel anılarınızı rahatça saklayabileceğiniz 32GB microSD karta sahip olabilirsiniz.

Yenilikçi ve modaya önem veren kullanıcılara siyah, beyaz, gri, turuncu, sarı ve roze gibi çarpıcı renk seçenekleri sunan Galaxy Gear, 1.9 megapiksel BSI sensörlü kamerası ve 1.63 inç Super AMOLED ekranı ile kullanıcıları cezbediyor.

Telefonunuz cebinizdeyken bile bağlantıda kalmanızı sağlayan Galaxy Gear’da bulunan dahili hoparlör sayesinde telefonsuz konuşma deneyimini sunuyor. Örneğin, bir yandan yılbaşı partiniz için hazırlanırken, diğer taraftan telefon konuşmalarınızı yapabilir, alarmınızı kurabilir, mesaj yazabilir ya da takvim girişlerinizi oluşturabilirsiniz.

Kampanya hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın: http://www.samsung.com/tr/campaigns/galaksidenhediye/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Aralık 2013 Pazar

Çare Drogba


Adam olacak çocuk...

Foto: Tribün Dergi twitter hesabı...@tribundergi

Vardiyalı Çalışırım Daha İyi


"Levski milyon dolarlar da verse, Levski forması giymektense, bir fabrikada vardiyalı işçi olarak çalışırım daha iyi."

Aleksander Tonev
Aston Villa'lı oyuncu

Levski Sofya'ya gideceği haberlerine tepki gösterirken

Baba Oğul


Eskişehirspor-Gaziantepspor maçından bir kare...
Soğukta, sıcakta, yağmurda çamurda,
Tribün güzeldir işte, yok edilmeye çalışılsa da...
Oğluna bu sevgiyi aşılayan babaya da helal olsun...

Foto: Ahmet Deniz Canoruç (@cannoruc) 

20 Aralık 2013 Cuma

Nevizade Geceleri Mix



Cuma sabahına da böyle başlamak ayrı bir güzel...

18 Aralık 2013 Çarşamba

İntihar Ederim


"Kaybetmekten nefret ettiğim için arkadaşlarıma karşı maç bile yapmıyorum. Eğer şikeden dolayı suçlu bulunursam, şehir meydanına çıkar ve herkesin önünde intihar ederim, zira böyle bir futbolculuk kariyeri sonrası hiç bir şeyin anlamı kalmaz, kimsenin yüzüne bakamam..."
Gennaro Gattuso
Milanlı Eski Futbolcu
Adı şike suçlamasına karışması sonrası duygularını açıklarken

Ronaldinho'yu Yağmaladılar


Bu gece oynanan ve Fas takımı Raja Casablanca'nın 3-1 üstünlüğü ile biten Dünya Kulüpler Şampiyonası yarı final maçının ardından, Raja'lı topçular galibiyete sevinmek yerine Ronaldinho'nun etrafını sardılar ve bırakın forma almayı, "adamı resmen yağmaladılar". İşte o ilginç görüntüler, ne diyelim geçmiş olsun Ronaldinho...

17 Aralık 2013 Salı

Gençlerbirliği:1-1:Galatasaray


Rakibinin adının önemi yok, Real Madrid de olsa, Juventus da olsa, Elazığ da olsa, bugün Gençlerbirliği de olsa, Galatasaray bir şekilde golünü atıyor ama kalesinden de çıkarmak zorunda olunca topu, puanlar da bir bir eriyor, hedeflerden uzaklaşıyor gittikçe. Şampiyonlar Liginde iki gün süren "efsanevi" Juventus maçının galibiyeti ertesi Ankara'ya mutlak üç puan için gitmişti Galatasaray ama daha maçın başında "gol yeme" hastalığı baş gösterince, beraberliği yakaladı, galibiyeti getirecek golü bulamadı...


"Galatasaray rakip seçiyor" demek kolay da, sene başında Galatasaray'ı bitirmek için alınan 6 yabancı kararının "isabetinden" de bahsetmeden olmaz. Bugüne kadar bir çok karşılaşmada formda yabacılarının tribünde olduğu gibi, dün de Juventus maçının başarılı ismi Riera mecburen yerini Hakan'a bırakmıştı. Kapanan savunmaları açmanın bir yolu da, hele ki Drogba gibi hava toplarının ustası varken, kanatlardan gelecek olan ortalar olurken, Hakan Balta etkisiz, Eboue de yorgun gözükünce ilk devre Ankara ekibi pek sıkıntı çekmedi kalesinde. Oyun planındaki bu zayıflığa Mancini devreye kadar bile sabredemedi ve BurakHakan'la değiştirerek ilk hamlesini yaptı da, umduğunu bulamadı. Kenar ortaların "yokluğu" değildi sadece Galatasaray'ı durduran, bir de Gençlerbirliği defansının Drogba'ya "kasapça" müdahaleleri ve Yunus Yıldırım'ın düdüğü üflemek yerine eliyle oyna yapması da deplasman takımının önündeki engellerdi.


İkinci yarı Eboue'nin nadir ortalarında Drogba, Ramazan'ı avladıktan sonra, Galatasaray biraz kıpırdanıp, Gençlerbirliği de panik yapamaya başlayınca, sarı-kırmızılılar galibiyet golünü de Burak'la bulayazdı ama "beceriksizlik" tabelayı değiştiremedi. Sağ kanadın daha da efektif olması için Sabri oyuna girince, Mancini'nin istediği oldu, "reyiz" oyuna hareket getirdi, Aydın'ın da taze takviyesiyle Galatasaray özlenen baskısını kurdu Ramazan'ın kalesinde, "çuval dolusu" pozisyon da buldu ama kader puan kaybı yazmıştı, yapacak bir şey yoktu...


Stat: Ankara 19 Mayıs
Hakemler: Yunus Yıldırım, Volkan Narinç, Serkan Akarca
Gençlerbirliği: Ramazan Köse, Ahmet Çalık, Ferhat Görgülü, Kulusic, Tosic, Jimmy (Dk. 70 Mervan), Özgür İleri, Petrovic (Dk. 81 Yusuf Emre), Gosso, Stancu, Zec (Dk. 86 Oktay)
Galatasaray: Muslera, Chedjou, Gökhan Zan, Semih Kaya, Eboue (Dk. 75 Sabri), Selçuk İnan, Sneijder, Melo, Hakan Balta (Dk. 37 Burak Yılmaz), Umut Bulut (Dk. 81 Aydın Yılmaz), Drogba
Goller: Dk. 6 Stancu (Gençlerbirliği), Dk. 56 Drogba (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 33 Kulusic, Dk. 54 Gosso, Dk. 56 Özgür (Gençlerbirliği), Dk. 54 Burak (Galatasaray)

16 Aralık 2013 Pazartesi

Balotelli'nin Manşet Kramponları

Balotelli, medyaya malzeme vermeyi çok sever, basın da kendisini epey bir sever, bolca manşetlere taşır. İşte bu manşetler derlenmiş, toplanmış ve Mario Balotelli'ye krampon olarak ortaya çıkmış... Öyle pembe, yeşil, turuncu ayakkabıların göz zevkimizi bozduğu yerde, yukarıdaki pabuçlar pırlanta gibi parlamış... Düşünene helal olsun...

12 Aralık 2013 Perşembe

10-11-12-13-14-15-16


Galatasaray'ın 10 numarası Wesley Sneijder, 11/12/13 tarihinde Greenwich saatine göre 14.15te golünü atarak takımını Şampiyonlar Liginde son 16'ya taşıdı...

Intel Inside


Barcelona, Amerikan Intel şirketiyle teknoloji sponsorluğu anlaşması yaparak, firmanın "inside" markasına yakışır olarak reklamı formanın içine almış. Amerikalılar bununla da yetinmeyip, Katalanlara "size yeni bir stad yapalım ve adının bir ucuna da Intel İnside ekleyelim" teklifi sunmuşlar ama şimdilik Barcelona yönetimi buna olumlu bakmamış... Biz de olsa balıklama atlanırdı, nasılsa para gelsin de isim filan satarız anlayışındayız, buna karşı gelenlere de "O zaman Drogba'yı Sneijder'i, Muslera'yı nasıl izleyecektiniz" anti-tezi de cepte hazır bekliyor...

Galatasaray:1-0:Juventus

Hava kar yağışlı, maç da gündüz olunca, yaşı 30 ve üzeri olanlardan aklına o meşhur Werder Bremen "trajedisi" gelmeyen var mıydı acaba? Aslında dün geceki maç öncesi "kar yağmasın, bizi durdurmasın" diye dua ederken, bu "final" maçının iki günde biteceğini kim tahmin edebilirdi ki? Tabii, gece tıklım tıklım dolan TT Arena, "devam" maçı hafta içi gündüz 15te olunca, taraftar sayısı olarak yarı yükünü çekti ama tezahüratta, desibelde bir fark yoktu, gelenler iki kişilik, üç kişilik bağırıyorlardı, tıpkı sahada balçık içinde mücadele eden topçular gibi...


 Böyle havalarda ve zeminlerde sistem ve taktik ikinci plana atılır, kural basittir, topu havadan oynamak ve rakibinle göğüs göğüse çarpışmada ayakta kalmak... Ve topu rakip kalecinin arkasına bir şekilde atabilen, maçı da çoğunlukla kazanır. Öyle de oldu bu final maçı. Pas attı Selçuk top kısa kaldı, dripling yaptı Eboue top arkasında kaldı, ver-kaç denedi Drogba "zemin" olmaz dedi, fazla söze ne hacet 15 dakika oynanan "devam" devresinde iki takım da balçığa saplandı. İkinci devre de aynı senaryo oynanır ve zaman Galatasaray'ın aleyhine akarken, taraftarın son bir gayret iteklemesi, Drogba ve Sneijder'in "neden milyon dolarlar hak ediyorlar"ı ispatlamalarıyla Galatasaray, bir attı, pir attı ve zor denilen gruptan çıkmayı başarıverdi. Sneijder attığı golle, maçın adamı olurken, isimsiz kahramanları da anmadan geçmeyelim. Saat 13'te maçın kesin olarak oynanacağı haberi duyulduktan sonra zemin temizleme çalışmalarına başlayan ve Galatasaray'ın sadece 15 dakika ama Juventus'un 45 dakika saldıracağı kale önünü "patates tarlasına" çevirirken, diğer kaleyi "papatya bahçesi" gibi yemyeşil bırakan "kar temizlikçi" arkadaşlar da "galibiyet primini" hak ediyorlar. Geçen sene Cluj maçının devre arasında da Abdurrahim Albayrak, buna benzer bir cinlik düşünmüş, UEFA yetkilisine yakalanmıştı...

Galatasaray yönetimine bir çağrımız olacaktır. İki gün süren maçta, salı gecesi tribünde olanlar, çarşamba öğleden sonrası maçta olamadılar ya da tam tersi, salı yarım saat maçı izleyemeyenler, bugün 60 dakika canlı seyrettiler takımlarını. Biletle maça gelenlerin adreslerini tespit etmek zor olacaktır ama kombine sahiplerinin iletişim adresleri kulübün "database"inde bulunmakta, bu tarihi maçın "full" DVD'sini hazırlayıp, taraftarın evine teşekkür manasında yollarsa Galatasaray kulübü, o çok bahsettiği "kurumsallık" anlayışında dev bir adım atmış olmaz mı? DVD kapağı da hazır, aşağıdaki fotoğraftan daha güzeli var mı?


Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Pedro Proença, Bertino Miranda, Tiago Trigo (Portekiz)
Galatasaray: Muslera, Chedjou, Gökhan Zan, Semih Kaya, Eboue (Dk. 80 Umut Bulut), Selçuk İnan, Melo, Riera, Sneijder (Dk. 90+2 Ceyhun Gülselam), Burak Yılmaz, Drogba
Juventus: Buffon, Barzagli, Bonucci (Dk. 90 Giovinco), Chiellini, Lichtsteiner, Vidal, Pogba, Marchisio (Dk. 87 Quagliarella), Asamoah, Llorente, Tevez
Gol: Dk. 85 Sneijder (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 18 Marchisio, Dk. 59 Tevez (Juventus), Dk. 77 Sneijder, Dk. 89 Umut Bulut, Dk. 90+1 Muslera (Galatasaray)

11 Aralık 2013 Çarşamba

Kötü Anı


"Hakemin karlı zeminde kötü bir anısı var."

Metin Tekin
TV Yorumcusu

Galatasaray-Juventus maçının tatil sebebini açıklarken

Bir Kraldan Diğerine


Bir kraldan diğerine, Galatasaray efsanesi devam ediyor...


We Are The Best


Fernando Muslera'dan İtalyanlara "belgesel" temalı cevap...

Galatasaray-Juventus Pankartlar





























 

Blog Widget by LinkWithin