28 Şubat 2009 Cumartesi

Çekilsene Be Kadın [28 Şubat-1Mart]

28 Şubat Cumartesi

13.00 Giresunspor - Adanaspor (D SPOR)
14.30 Hamilton - Rangers (FUTBOL SMART)
14.45 Everton - West Bromwich (SPORMAX)
17.00 Celtic - St.Mirren (FUTBOL SMART)
17.00 Middlesbrough - Liverpool (SPORMAX)
19.00 Fenerbahçe - Sivasspor (LİG TV)
20.00 Valenciennes - Lille (KANAL A)
21.30 Juventus - Napoli (NTVSPOR)
22.00 Auxerre - Toulouse (KANAL A)
22.30 Porto - Sporting Lisbon (SPORMAX)
23.00 Espanyol - Real Madrid (NTV)

1 Mart Pazar

13.00 Orduspor - Samsunspor (D SPOR)
14.30 West Ham - Manchester City (SPORMAX)
15.15 Antalyaspor - Trabzonspor (LİG TV)
16.00 Sampdoria - Milan (NTVSPOR)
17.00 Manchester United - Tottenham (KANAL A)
19.00 Konyaspor - Galatasaray (LİG TV)
21.30 İnter - Roma (NTV)
22.00 Lyon - Rennes (KANAL A)

Kaynak:www.footballove.com

FIFA Toplantısı



FIFA, bugün bütün yetkili organlarıyla her zamanki olağan toplantılarından biri için Belfas'ta toplanıyor... Dünya futbolunda ne oluyor, nerede bir sorun var, ne gibi çözüm üretilmeli, futboldan daha fazla nasıl kar edebiliriz gibi konuların yanında bugün futbolun geleceğini ilgilendiren bir kaç madde de görüşülüp karara bağlanacak... Uluslararası Futbol Birliği İcra Kurulu, kısaca IFAB, tarafından tartışmaya sunulacak ve karara bağlanacak ve kabul edilmesi durumunda futbolu baştan aşağı değiştirecek öneriler şunlar:

- Futbol oyun alanının kalbi sayılan ceza sahaları en çok tartışmanın yaşandığı yerler... Penaltı oldu mu olmadı mı, kaleci topu elinde kaç saniye tuttu, altı pas içinde kaleciye temas var mı yok mu ve en önemlisi top çizgiyi geçti mi geçmedi tartışmasında hakeme yardımcı olmak üzere kale arkasına iki hakemin koyulup koyulmamasını tartışacaklar bugün Belfas'ta...
- Kimin ortaya attığını bilmemekle beraber saçma sapan bir fikir olan turuncu kart uygulaması da bugünün konuları arasında. Sarı kartın hafif, kırmızının ise çok ağır olacağı pozisyonlarda turuncu kart gösterilip, oyuncu buz hokeyi maçlarında olduğu gibi bir süre saha kenarında bekleyecekmiş...
-Kupa maçlarında beraber biten maçlardan sonra yapılan uzatmalar IFAB yetkililerine yetmemiş olacak ki, 15 yerine 20 dakikalık devreler halinde toplamda 40 dakika oynansın istemektedirler... Daha çok yayın, daha çok reklam getirecek ama o futbolcu o sahada perişan olmayacak mı? Sivas-Galatasaray maçının uzatmalarının son dakikalarını hatırlayın...
- Uzatmalar 40 dakika olunca, birer oyuncu değişikliği hakkı daha tanınmasını istemiş futbolun tepesindekiler... Toplamda 4 oyuncu değişikliği olacaktır... Bugün sadece uzatmada diye başlayan kural, ilerde maçın herhangi bir anında değişiklik yapılabilir diye değişecektir... Hatırlayın, 3. oyuncu değişikliği sadece kaleci için çıkmıştı ama bugün sahadaki herhangi 3 futbolcu değişebiliyor yedek kulübesinde bekleyenlerle...
-Ofsayt kuralında da birlik beraberlik sağlanması adına bazı kararlar alacak IFAB bugün... Buna göre oyuncu hakemden izinsiz olarak saha dışına çıkmışsa ve ofsaytı da bozuyorsa, hakemler ofsayt vermeyecekler, oyunu devam ettirecekler... Zaten mantıklı olan da budur...

Bunların dışında eski hakem Collina'nın da maçı iki orta hakemin yönetmesi önerisi var ki, FIFA bunu gündemine almamış, iyi de etmiş...

Şike Teklifi


"Yanılmıyorsam 1993-1994 sezonuydu. Samsunspor ile Karabükspor arasında maç var ve Karabüksporküme düşmemeye oynuyor. O zamanda İsmail Uyanık yeni başkan seçilmiş ve bana bir aracıyla şike teklif etti. maç 1-1 bitti, maçın sonunda İsmail Uyanık yanıma geldi. Simasını bir yerlerden tanıyordum...'Sen kimsin?' dedim, 'İsmail Uyanık' diye cevap verdi. 'O uyanık sen misin?' dedim... Sonra öğrendim, İsmail Uyanık benim de mezun olduğum İstanbul Erkek Lisesinde bizim bir üst dönemmiş."
Ahmet Çakar

Eski Futbol hakemi
NTV Spor'da "Hiç şike teklifi aldınız mı?" sorusunu yanıtlarken

Uğur Uçar






Bu görüntülerle uğurlamıştuk Uğur'u yeşil-çamurun buz tuttuğu-sahadan Konya'da... Tarih 18 Şubattı... Genç yaşta, bir de formunun zirvesinde bir topçunun başına gelebilecek en kötü anı yaşadı Uğur... Sonrası daha da kötü, hatta kabüstü... Ameliyat edildi, sahalara döneceksin dendi, olmadı... Bir ameliyat daha edildi, 3 numaralı formasına daha da hasret kaldı Uğur... Takım arkadaşları topla oynarken, o hep tek başına salonda ya da düz koşu yaptı saha kenarında... Bugün 28 Şubat... Uğur'suz geçen 1 sene 1o gün... Ve talihin bir oyunu mu desek buna bilemiyorum, yine bir Konya deplasmanı öncesi dün ilk kez Uğur takım arkadaşlarıyla beraber idman yapabilmiş... 1987 senesinin 5 nisan günü doğan Uğur, 27 şubatı da ikinci doğum günü olarak kutlayacaktır bundan sonra... Sağlıklı-sıhhatli maçlar dileriz Uğur... Büyük Kaptan'ın emaneti seni bekliyor...

27 Şubat 2009 Cuma

Partizan vs Kızılyıldız



Bu hafta Sırbistan derbi heyecanı yaşıyor. Ülkenin iki köklü kulübü Partizan ile Kızılyıldız yarın 16.15te karşı karşıya gelecek. Tabii bu takımlar birbirlerine rakip olunca, başkent Belgrad'ta hayat duruyor... Belgrad derbisi sadece bir futbol maçı değil, hem sosyal hem de kültürel anlamda iki farklı kutbun birbirleriyle karşılaşması anlamı da taşıyor... Bu maç öncesi puantaja bakılınca Partizan 37 puanla lider durumundayken, Kızılyıldız ise 30 puanla üçüncü sırada yer alıyor. Tabloda da görüldüğü gibi Partizan takımı daha rahat çıkacak maça, ayrıca devre arasında Tosic ve Ljajic'i Manchester'a satarak güç kaybetmiş olsalar da maddi yönden oldukça fazla rahatladılar. Onların tersine Kızlıyıldız hem yönetim bazında hem de ekonomik yönden sıkıntılı bir dönem geçirmekte. Lakin, derbilerin favorisi olmaz ve o gün sahaya yüreğini koyan maçı kazanır... Bizim gönlümüz de kırmızılılardan yana tabii ki... Kızılyıldızın son idmanını da 6 bin kadar taraftar izlemiş olması da derbinin önemini daha iyi açıklar umarım...


Muhtemel 11ler:
Partizan Belgrad: M. Bozovic - Stevanovic, Djordjevic, Knezevic, Obradovic - Juca, Fejsa, Vujovic, Moreira, Ljajic - Diarra.

Kızılyıldız : Stamenkovic - Ninkov, Tomovic, Tutoric, Jeff Silva - Lazetic, Milijas, Isah, Koroman - Cleo, Parker.

Twente vs Marsilya Olaylar










Toprak Sahalarda Bu Hafta




Sabri 3lü Show


Zaman geçer, bazı anlar unutulur ama bazıları belleklere kazınır...
Yukardaki videoda olan gibi...

Son 16'ya Doğru



UEFA kupasında son 16'ya doğru takımlar bu gece rövanş maçlarına çıkarken, biz Galatasaray ile meşgül olurken beklenmedik sonuçlar da maç sonu bizi şakına çevirdi... Bunlardan en önemlisi Milan'ın saf dışı kalmasıydı... UEFA'nın en büyük favorisi gözüyle bakılan kırmızı-siyahlılar Almanya'da 1-1 bitirdikleri Werder Bremen maçının rövaşında İtalya'da da 2-2 berabere kalarak kupaya veda ettiler... Aynı şekilde Valencia'da 1-1in rövanşında kendi sahasında 2-2 kalarak üst tura çıkamadı... Metalist Kharkiv'in hızını Sampdoria da kesemedi ve Ukraynalılar son 16ya kaldılar... Bakalım iki Ukraynalının mücadelesinden kim galip çıkacak? İşte gecenin toplu sonuçları:


CSKA Moskova (Rusya) - Aston Villa (İngiltere): 2-0
Metalist Kharkiv (Ukrayna) - Sampdoria (İtalya): 2-0
Hamburger SV (Almanya) - NEC Nijmegen (Hollanda): 1-0
FC Twente Enschede (Almanya) - Marsilya (Fransa): 0-1 (6-7)
Wolfsburg (Almanya) - PSG (Fransa): 1-3
Galatasaray (Türkiye) - Bordeaux (Fransa): 4-3
AC Milan (İtalya) - Werder Bremen (Almanya): 2-2
Ajax Amsterdam (Hollanda) - Fiorentina (İtalya): 1-1
Manchester City (İngiltere) - FC Copenhagen (Danimarka): 2-1
Standard Liege (Belçika) - Braga (Portekiz): 1-1
Stuttgart (Almanya) - Zenit St. Petersburg (Rusya): 1-2
Udinese (İtalya) - Lech Poznan (Polonya): 2-1
Saint-Etienne (Fransa) - Olympiakos Piraeus (Yunanistan): 2-1
Deportivo La Coruna (İspanya) - Aalborg BK (Danimarka): 1-3
Tottenham (İngiltere) - Shakhtar Donetsk (Ukrayna): 1-1
Valencia (İspanya) - Dinamo Kiev (Ukrayna): 2-2


ve 4.turdaki eşleşmeler

Werder Bremen (Almanya) - St Etienne (Fransa)
CSKA Moskova (Rusya) - Shakhtar Donetsk (Ukrayna)
Udinese (İtalya) - Zenit St Petersburg (Rusya)
PSG (Fransa) - Braga (Portekiz)
Dinamo Kiev (Ukrayna) - Metalist Kharkiv (Ukrayna)
Manchester City (İngiltere) - AaB Aalborg (Danimarka)
Marsilya (Fransa) - Ajax (Hollanda)
Hamburg SV (Almanya) - Galatasaray(Türkiye)


Galatasaray:4-3:Bordeaux


  • Perşembe günü belki de sezonun en kritik maçlarından birine çıkacak olan Galatasaray'da Pazartesi günü teknik direktör değiştirip, yeni hocayla 2-3 gün çalışıp Bordeaux maçına çıkmak büyük bir kumardı... Bu kumarda riske giren hem başkan Adnan Polat, hem de yeni hoca Bülent Korkmaz olmuştu... Deplasmandan 0-0lık skorla dönmüş olan Skibbe ile bu maça çıkılsa nasıl olurdu sorusuna vereceğim cevap "Bu kadar heyecanlı bir maç olmazdı ama turu geçen takım yine Galatasaray olurdu" şeklinde olacaktır... Falcı ya da medyum myuz, değiliz tabii ama yılardır futbolu takip ediyoruz, özellikle de Galatasaray'ı yakından tanıyoruz...
  • Maç öncesini bırakıp maça geçecek olursak, Büyük Kaptan'ın bu kadar kısıtlı bir sürede takıma teknik yönden katacakları sınırlıydı, zaten Bülent seçiminde de teknik-taktikten çok takımda kaybolmaya yüz tutmuş olan "ruh"u getirebileceği fikri ön planda tutulmuştu... Lincoln'lü, Kewell'lı, Baros'lu, Sanctis'li, Arda'lı, Nonda'lı, Meira'lı , hepsi milli seviyede oyuncuların olduğu takıma teknik yönden pek bir şey veremezsiniz, önemli olan bu oyuncuları zihnen maça hazırlamaktır... İşte 2000 ruhunda Fatih Terim'in o Hagi'li, Popescu'lu, Tafarrel'li, Hakan'lı, Capone'li, Bülent'li kadroda yaptığı gibi... Bülent de hafta içinde beyin yıkamış ve kazanma arzusu en üst seviyede bir takım yapmıştı... Ama maça yenik başlayacağını hiç mi hiç hesaba katmamıştı... Daha 11. saniyede gelen gol, bütün planları yıkmaya yetmişti. Bu sahada Bordeaux'a Galatasaray'ın gol atacağını herkes gibi Bülent de biliyordu ama bu kadar erken gol yemek hiç aklından geçmemişti... Blanc da bu kadar erken gol beklemiyordu ve onun da bu konuda B planı yoktu... Taraftarın desteği ve saha kenarından sürekli Büyük Kaptan'ın yönlendirmeleriyle Galatasaray Fransızların üstüne geliyor ama bunlar cılız ataklar olmaktan öteye gitmiyordu... Yan ağlarda kalan bir top, şansa direğe seken bir top ve o kadar... Maçın daha başları olmasına rağmen oyunculardaki hırs telaşa dönmeye başlarken, futbolun ilahları yardıma yetişiverdi: Sakatlıklardan bir türlü kurtulamayn Galatasaray bir sakat daha verdi, Mehmet Topal'ın omuzu çıktı, yerine de Kewell oyuna girdi... Bu kadro ile biraz daha hücümcü bir tertip almıştı sarı-kırmızılılar... Kanatlar Arda ve Kewell ile daha çok işlemeye başladı ve sağlı sollu gelmeye başladı Galatasaray... Ve Lincoln'ün "no-look pasıyla" başlayan atakta Barış ceza sahasına girdi, pasında Meira bir defans gibi Baros'un şutunu engelledi ama Arda mükemmel vurdu... Hani Kocaelispor maçında Baros penaltıyı atsa, skor 3-3 olacak ve Galatasaray dördüncü golü "kesin" bulacaktı demiştik ya, o hava Arda'nın golünden sonra Ali Sami Yen stadının her yanında hakim olmuştu ki o gazla vurdu Kewell o mükemmel şutu... Prekazi Monaco, Hagi Monaco ve yine bir Fransıza Kewell, Galatasaray tarihinin unutulmaz gollerinden birini attı... Ard arda yenilen iki gol Fransızları şakına çevirmişti ki, devre bitmeden 3. gol bile gelebilirdi...
  • İkinci yarıda hem tribünde hem sahada moralli başlayan bir Galatasaray'a karşılık, tur için gol atması gereken bir Bordeaux vardı sahada ve onlar da güçleri yettiğince gelmeye çalışıyorlardı... Galatasaray ise dakikalar ilerledikçe daha bozulan rakibinin ceza sahasında bol pozisyonlar bulup, bunları cömertce harcamakla meşgüldü... Yine bu pozisyonların birinde Lincoln'ün pasında Baros'un olması gereken yerde Arda bitiverdi ve skor herkesi rahatlatan bir hal aldı... Fransızların ümitlerinin bittiğini Arda'nın golünde topu kale ağlarından çıkarmaya giden Placente'nin umutsuzca iki elini başının arasına almasından biz anlıyorduk da sahadaki topçular anlamamıştı... Biraz daha kontrollü bir oyun ile topu mümkün mertebe kendi kontrolünde tutması gereken Galatasaraylı oyuncular "deli danalar gibi" saldırıyorlardı... Bülent Hoca için Gökmen Özdemir şöyle yazmıştı Vatan'da "Avantajı da dezavantajı da aynı:Hırsı"... Fatih Terim'in Arsenal finalinde 10 kişi kalmış takımı uzatmalarda bile saldırmak için ileriye yollaması gibi, Bülent Hoca da oyunu yavaşlatma direktifi vermemişti talebelerine... Durum böyle olunca defansta boş yakalanıp ikinci golü görüverdik kalemizde... Şimdi 20 dakika nasıl dayanacaklar derken, kaleci-defans anlaşmasızlığı Cavenaghi'ye zahmetsizce bir gol olanağı sunuverdi... Kriz dakikaları tekrar başladı Ali Sami Yen'de... Dakikaların hızla ilerleyip Peri Masalının sonu yaklaşacak derken futbolun tanrıları tekrar çıktılar sahneye ve dört gün önce "s..tir ol git Sabri" diye bağıran tribünler, Sabri'nin golüyle mutluluk sarhoşu oluyorlardı... "Futbolun adaleti yoktur" derler ama bu gece o zeminde hak yerini bulmuştu...
  • Sabri'nin şut atması konusunda hep eleştiriler vardı, "dağlara taşlara vuruyor" deniyordu, oysa hep söylemiştim "Vursun, şut atsın" diye... Zaten Türk topçusu topa vurmaktan çekiniyor, böyle cesur bir adam var, vursun... Bugün de Sabri bir vurdu dışarı gitti, bir vurdu kaleci çıkardı, bir vurdu gol oldu... Bu iş böyledir... Önümüzdeki haftalarda daha da vuracak bu golün gazıyla ve "dün dünde kalmıştır" mantığıyla unutulacak bu geceki tarihi gol ve yine ıslıklanacak Sabri... Boşver be adaş... Vur sen...
  • Maç sonu Sabri'nin kapalı tribün önünde forması çıkarıp secdeye varmasını belki çok yapmacık ve arabesk bulanlar olacaktır ama biraz empati yaparak Sabri'yi anlayabiliriz... Bu seyirci en son oynadığın maçta seni yuhlamış, hatta küfürlerle uğurlamış sahadan ve bu baskı altında çıktığın maçta, turu getiren adam oluyorsun... Bu anda siz ne yaparsınız diye bir anket açsam, ne uçuk cevaplar gelir hayal edebiliyorum... Sabri Sarıoğlu, yetenek açısından üzerine çok şey koyamadı ama bu hırsı ve çalışkanlığı ile Galatasaray'da her zaman olması gerek bir oyuncu olduğunu blogta hep yazdık...
  • Bu maç yazısında Arda'ya yer vermeden olmaz... Bugün iki gol attı ama ondan da önemlisi takımın en büyük ateşleyicisi Arda... Aslında Büyük Kaptan'ın çalıştırdığı takımın Büyük Kaptanı Bülent Korkmaz'ı... Kendisini bilen, tanıyan, cesaretlendiren bir hocayla, Arda Turan çok daha başarılı maçlar çıkaracaktır... Maçın içinde bir an vardır ki, Arda'nın katkısını açıkça göstermektedir: Maçın 3-3 olduğu ve son 3-5 dakikasında santra yakınlarında taça çıkan bir topa hamle yapıp, top toplayıcı çocuğa "Abicim atsana şunu" diye bağırması, kazanma iştahını göstermektedir... Bu istek ve hırs, diğer takım arkadaşlarını da etkilemektedir...
  • Servet'in sakatlığında Meira ve Emre pek güven mermediler ki yenilen 3 golde de bariz defans hataları mevcut... De Sanctis de son maçlarda klasını sarsan hatalar yapmaya başladı... Turun kaybedilmesi sonrası faturanın adresi belli olduğu için, maç sonu Sabri'ye en çok sarılan da De Sanctis oldu tartışmasız... Bir defans oyuncusu olan Bülent hocanın Galatasaray'da en çok uğraşacağı mevki geri dörtlü olacaktır...
  • Bülent Hoca demişken bu geceki maçtaki kreaksiyonu oldukça hoşuma gitti... Giymiş olduğu palto ve özellikle taktığı atkı mükemmeldi... Takımının atkısıyla sahaya çıkan hocalar her zaman beğenimi toplamıştır... Umarım bu alışkanlığını sürdürür Bülent Hoca... Ama merak ettiğim maç sonu atkının nereye gittiği, açık arttırmaya çıkarsa Alper'in madalyasından daha çok talep görür, kesin...
  • Daha 11. saniye gol yemiş bir takımının başkanını maç izlerken telefonda kim rahatsız eder acaba? Maç esnasında çep telefonu çalan Polat hiç iplemeden hemen meşgüle verdi telefonu... Aramayın kardeşim milleti maç esnasında... Ya Haldun Üstünel'e ne demeli... Boşuna açılmadı Sami Yen kapalısında "İçimizden Biri Haldun Üstünel" pankartı... Aristokratlığı bırakıp, içimizden biri gibi sevindi Sabri'nin golünde...
  • Yöneticisi golden sonra kendini dağıtıyor, teknik direktörü atkı ile sahaya çıkıyor, futbolcusu formaya secde ediyor, taraftar da bu anların keyfini çıkarıyor... Damarda bir damla alkol yokken, biz de bu kadar uzun bir yazı yazabiliyoruz... Sen oyna CimBom, biz keyifle yazalım...

Hakemler
Craig Alexander Thomson , Tom Hugh Murphy , Martin Cryans (İskoçya)

Galatasaray
De Sanctis , Sabri , Emre Aşık, Meira , Hakan (Dk. 76 Nonda ), Barış (Dk. 82 Mehmet Güven ), Ayhan , Mehmet Topal (Dk. 19 Kewell), Arda , Lincoln , Baros

Bordeaux
Rame , Chalme , Diawara, Henrique, Placente, Traore (Dk. 56 Cavenaghi), Diarra , Fernando Menegazzo , Wendel (Dk. 56 Ferreira ), Chamakh , Bellion (Dk. 74 Goufran )

Goller
Dk. 1 Bellion, Dk. 73 Chamakh, Dk. 75 Cavenaghi (Bordeaux), Dk. 42 ve 65 Arda, Dk. 45 Kewell, Dk. 90 Sabri (Galatasaray)

Sarı Kartlar
Dk. 17 Mehmet Topal, Dk. 38 Baros, Dk. 78 Barış (Galatasaray), Dk. 45 Diawara, Dk. 82 Chalme (Bordeaux)

26 Şubat 2009 Perşembe

Top Nerede Saklı#38


Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Kırmızı Topun Altında
B-Mavi Topun Altında
C-Sarı Topun Altında
D-Yeşilı Topun Altında

Top Nerede Saklı#37 Cevap


Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Yeşil Topun Altında diye cevap veren 18 okura,
B-Sarı Topun Altında diye cevap veren 40 okura,
C-Mavi Topun Altında diye cevap veren 22 okura,
D-Kırmızı Topun Altında diye cevap veren 28 okura oylamaya katılımı için teşekkür ederken, yorumlarda bulunan zenci'ye maalesef derken, Alfredo ve Mucoid'e alkışlar yolluyoruz... Alfredo'nun uzmanlık diploması yakında adresine postalanacaktır...



Ezeli Dostluk


"Pascal Nouma'yı alıyordum. Problemi vardı. Getiriyordum Galatasaray'a, Serdar Bilgili ile görüştüm, Demirören o zaman Futbol Şube Sorunlusuydu, "Alabilirsin ama almasan iyi edersin, iyi oynar sonra bizi topa tutarlar" dedi... Ben de "Benim için Beşiktaş bir tane" dedim ve Nouma'yı almadım. Beşiktaş ile dostça geçinmem gerekiyordu."

"Bir ara Fatih Akyel, Yıldırım Demirören'in yanına gitti ve görüştü. Demirören alacaktı ama "Almazsan memnun olurum" dedim ve o da dedi ki "Galatasaray benim için bir tanedir" ve Fatih'i transfer etmedi. Bu işler böyle olur..."

Abdürrahim Albayrak Galatasaray'lı Eski Yönetici

Lig Tv'ye verdiği röportajda

8'de 1 Finaller Çarşamba


Real Madrid:0-1:Liverpool
Vilareal:1-1:Panathinaikos
Chelsea:1-0:Juventus
Sportin Lisbon:0-5:Bayern Münih

25 Şubat 2009 Çarşamba

Kupa Saadeti


Liverpool'lu Smith ve arkadaşları Avrupa'nın en büyüğü olmanın mutluluğunu yaşarken...
Bu gecenin de kırmızılılar için mutlu bir gece olmasını dileriz...

"Beni Sabri Yapan Galatasaray'dır"


8'de 1 Finaller Salı



Inter:0-0.Manchester United
Lyon:1-1:Barcelona
A.Madrid:2-2:Porto
Arsenal:1-0:Roma

24 Şubat 2009 Salı

Kanlı Forma


Bazıları formayı terletmeye bile üşenirken,
bazıları da kana bulayabiliyorlar bu şekilde...

Hafta Arası Futbol



24.02.2009 SALI


21:45 ARSENAL-ROMA NOVA SPORTS 3
21:45 ATLETİCO MADRİD-PORTO NOVA SPORTS 4
21:45 İNTER-MANCHESTER UNITED STAR TV
21:45 LYON-BARCELONA FUTBOL SMART

25.02.2009 ÇARŞAMBA

19:00 AEK-XANTHİ ALPHA TV
21:45 CHELSEA-JUVENTUS FUTBOL SMART
21:45 REAL MADRİD-LİVERPOOL STAR TV
21:45 S.LİZBON-BAYERN MÜNİH CNN TÜRK
21:45 VİLLAREAL-PANATİNAİKOS NET HELLAS
22:10 MİDDLESBROUGH-WESTHAM NTV SPOR
02:50 GREMİO-UNİVERSİDAD NOVA SPORTS 1

26.02.2009 PERŞEMBE

19:00 CSKA-ASTON VİLLA SPORTKLUB
19:15 HAMBURG-NİJMEGEN ZDF
20:30 GALATASARAY-BORDEAUX FUTBOL SMART
21:45 STUTGART-ZENİT ARD DAS
21:45 AJAX-FİORENTİNA SPORTKLUB
21:45 MİLAN-WERDER BREMEN SPORT RO
21:45 STANDART LİEGE-BRAGA DİRECT 8
21:55 ST ETİENNE-OLİMPİAKOS SKAİ TV

Kaynak: TribünDergi

23 Şubat 2009 Pazartesi

T-Bag Neville



Phil Neville'in lakabını bilir miyidiniz?
Everton'lı arkadaşları Phil'i T-Bag diye çağırıyormuş...
Benziyor mu? Tabii ki ama tipi...

Manchester Hayali



"Şu ana kadar sadece Fransa plaj futbolu takımını çalıştırma tecrübesine sahip olsam da Manchester United'ı çalıştırmak isterim..."

Eric Cantona

Hayallerinden bahsederken

Chelsea'nin İlacı


Chelsea'nin kötü gidişine dur demek isteyen Abramovich sadece Scolari'nin yerine Hiddink'i getirmekle kalmayıp, bir de Londra takımı için bir sihirbazla anlaşmış... Kritik Aston Villa maçı öncesi David Blaine adlı sihirbazı oyuncuların kafalarını dağıtmak üzere çağıran Rus patron, bu çalışmasının meyvesini de hafta sonu 1-0 lık Aston Villa galibiyetiyle almış gözüküyor... Bu sihir olayı tuttuğuna göre, Abramovich bu haftaki Juventus maçı öncesi de Blaine'i Stamford Bridge'a çağıracak gibi gözküyor...

Hoşgeldin Büyük Kaptan



Ve hayat devam ediyor... Skibbe'nin gitmesindeki haksızlığa kızarken, büyük kaptanın gelmesi tesselli etti bünyeyi... Futbolculuk hayatı boyunca yaptıklarıyla örnek bir profesyonel olan Bülent Korkmaz, sahadaki bu hırs ve ciddiyetini teknik direktörlük görevinde de sürdürürse Galatasaray'ın unutulmaz kaptanı sıfatının yanına efsane hocası adını da alır... Ama, başkan Adnan Polat, Bülent'in üzerinde Feldkamp ve Adnan Sezgin'i tutmaya devam ederse, büyük kaptanın kariyeri Bursa ve Gençlerbirliği maceralarından farklı olmaz ve Canaydın'ın harcadığı efsaneler Fatih Terim ve Hagi gibi, Adnan Polat da Galatasaray taraftarının gönlünde yer edinmiş olan Büyük Kaptan Bülent Korkmaz'ı harcar... Sonra da geriye Hakan Şükür kalır ki, o zaten yorumculukta ettiği laflarla kendi kendini bitiryor... Bugün ilk idmana çıkan Bülent Hocanın "düşünceli olduğunu" belirtmiş ajanslar... Düşünmeye gerek yok hocam, işin çok basit, elindeki kadro oldukça yetenekli, tek eksik yanları motivasyon, amiyane tabirle "gaz"... Fatih Terim'den sonra da bu işi en iyi yapacak ikinci kişi sensin... Yukardaki fotoğrafı soyunma odasına as, ver gazı, dağıtsınlar Bordeaux'u...

Skibbe'nin Vedası


"Burada bugün buluşmamızın sebebini zaten duydunuz. Galatasaray Spor Kulübü teknik direktörlük görevini bundan itibaren başka bir sorumluya verme kararı aldı. Bunun sebebi de kıştan sonra başladığımız ikinci devre maçlarında sportif açından istediğimiz sonuçları alamamamızdır”

“Biz bu sene zorlu bir lig yaşadık bu güne kadar. Ağır darbeler de aldık sezon içerisinde. Sportif açıdan başarısızlıklar da var bunda, birçok sakatlıklar da var. Bizim maddi olanaklarımız da bu konuları telafi edecek konuda olmadığı için bunu da bu şekilde halledemedik.”

“Son iki lig maçımızda Antalya ve Koceli’de oynadığımız futboldan dolayı oldu tabii bu durum. Benim için şahsi olarak G.Saray çok önemli noktadaydı. Ben bu maceraya, ‘büyük G.Saray macerasına’ girdikten sonra daha iyi bir sonla bitirmeyi yeğlerdim tabii ki. Ben takımımın, perşembe günü Bordeaux maçında sportif açıdan iyi ve büyük başarılar elde etmesini dilerim. Ve G.Saray’da benimle birlikte çalışan herkese çok teşekkür etmek istiyorum. Bu tabii ki en yakından bizi takip eden medya mensupları için de geçerli.”

Özelikle şunu bildirmek istiyorum, en çok hoşuma giden takımla birlikte olan çalışmamdır. Ama buna rağmen bizim en büyük eksiğimiz takım olarak defansif anlamda sahada istediğimiz performansı gösteremedik. Bu durum, hem uluslararası hem de yurt içinde gelmemiz gereken yerlere ulaşmamızı engelledi. Bir takımın başarı anahtarı çok güzel top oynayıp agresif ileri oynaması değil, özellikle defansif anlamda sağlam olmasıdır. Bunu özellikle ligde devamlı olarak gösteremedik. Ama bunun aksine UEFA’da bütün maçlarda Lizbon, Berlin Olimpiakos maçlarında takımımız çok iyi uyguladı. Bana bundan sonra kalan, herkese tüm kulüp çalışanlarına sağlıklı ve mutlu günler dilemektir. Bundan başka bir şey söyleyemem.

Michael Skibbe

Galatasaray Eski Teknik Direktörü

Galatasaray'dan ayrılış konuşmasını yaparken

Güle Güle Skibbe


"Hesap Sorulacak" adlı yazıda bu kararı bekliyordum ama yazmaya elim varmıyordu. Gelişi pek şaşalı olmamıştı, pek kanı ısınmamıştı bir çok kişinin, bu sebeptendir ki Steaua Bükreş mağlubiyetinden beri her kaybedilen maçtan sonra ne zaman gidecek lafları dolaşıyordu ortalıkta. Kelle avcılarına inat Avrupa'da başarılı sonuçlar aldı ki bu zamana kadar dayanabildi... belki de daha devam edecekti ama olmadı, bekleyemediler başladığı işi bitirmesini... Bir Bordeaux maçı vardı oynanacak, en azından o maça takımın başında çıkar diyordum ama hızlı davrandı başkan, kesti bileti... Yardımcıları kovulmuş, başına başka antrenör getirilmiş bir hoca, ne yapması gerekiyordu da Skibbe yapmadı, bilemiyorum... Taktik teknik yöne hiç girmeyeceğim, her türlü eğitimi ve tecrübesini geçtim en azından bir hocalık diploması olduğu için benden ya da "Skibbe İstifa" diye bağıranlardan daha iyi biliyordur futbolu... Hayırlı olsun camiaya, hayırlı olsun Skibbe'ye... Sezon ortasında hoca göndermeyen Galatasaray, başka bir alışkanlığa doğru yol alıyor gibi...

Hesap Sorulacak


"Ben 7 yıldır Galatasaray'da çeşitli pozisyonlarda görev yaptım ve bu statta 5 gol yediğimizi hatırlamıyorum. Bunun sorumlularından hesap sorulacak ve kesilecek."
Adnan Polat
Galatasaray Başkanı
5-2lik Kocaelispor mağlubiyeti sonrası üzüntüsünü belirtirken

Demiş başkan Adnan Polat maç sonrası acil olarak yapılan "kriz masası toplantısından" çıkarken. Bugün Galatasaray yönetimi toplanıp son haftalardaki başarısız sonuçlar hakkında görüşecek ve "piyango birilerine" vuracak... Başkanın üstteki sözlerini okuyunca aklıma Kayseri Erciyes maçı sonrası şu demeci geldi hemen:

"İliç, kırmızı kart görmekle, bana göre takımına ihanet etti."

Ali Sami Yen'de seyircisiz oynanılan ve 1-0 kaybedilen Kayseri Erciyes maçında İliç bana göre yanlış, Polat'a göre haklı bir şekilde kırmızı kartla oyundan atılmış ve kaçan şampiyonluğun ihalesi İliç'e kalmış, sezon sonunda da Galatasaray'dan koparılmıştı...

Bugün umarım radikal kararlar alınması adına hesap sadece sahada mücadele edenlere sorulmaz, kürklerle maç izleyenler ya da miyadı dolan genel menajerler ıskalanmaz...


22 Şubat 2009 Pazar

Atkı










Perşembe...



Baros penaltıyı atsaydı uzatmalarla beraber kalan 1o küsür dakikada Galatasaray bir gol daha bulup, herkes mutlu mesut evine dönecek, perşembeyi bekleyecekti...
Baroş penaltıyı kaçırdı ve kalan 10 küsür dakikada Galatasaray iki gol daha yedi, herkes kızgın ve sinirli perşembeyi bekliyor...

Bad Blue Boys


Dinamo Zagreb'in Bad Blue Boys grubunun grafiti çalışması... Şehir tramvayının üzerine belki de en çok yakışacak çalışma... Tren vagonlarında artık görmeye alışmıştık ama tramvayda ilk kez görüyorum... Ama, umarım Hajduk Splitliler bir deplasmanda rastlamazlar bu tramvaya...


11.25...
Pek fena değil bugünkü maçlar için...

Dün öğle saatlerinde Trabzonspor, sonra da gece maçlarına oynadığım kuponda Barcelona tek maçtan yatırmıştı ama sağ olsun Altay geriden gelip 2-1 kazanarak güvenimizi boşa çıkarmadı... Bu geceki maçlar birazdan sağ menüde olacak... Talih kuşu omuzumuza konmuşken, devam etmek lazım tahminlere.

10 Taraftar Vuruldu



Nijerya'nın Bayelsa eyaletindeki iki çetenin kavgasında 13 taraftar hayatını kaybederken, bir çok taraftar da yaralandı. İki yerel çetenin-İcelanders ve Greenlanders- cuma günü aynı zamanda da Oceans Boys kulüp taraftarı olan bir arkadaşlarının vurulması nedeniyle arası açıldı ve karşılıklı tehtidler geldi... İş sadece korkutmak boyutuyla kalmadı ve karşı çete de ölen arkadaşlarının intikamını kanla aldı ve bir gece kulübüne yaptıkları baskınla "diğer" taraftan bir kişiyi öldürdüler... Ve cumartesi günü Oceans Boys takımı ve taraftarları deplasman maçına giderken yolları siyah maskeli bir grup tarafından kesildi ve taraftar otobüsü kuşun yağmuruna tutuldu. Bu vahşi olay sırasında da 10 taraftar hayatını kaybetti... Bu haberle ilgili Oceans Boys takımının yetkilerinden henüz resmi bir açıklama gelmezken, yerel medya olayı doğruluyor fakat ölü sayısı hakkında değişik rakamlar veriyor... Böyle bir katliam sonrası kimse skorla ilgilenmez ama Nijerya'da maç oynanmış ve Oceans Boys lider Bayelsa United'ı 1-0 yenmiş...

21 Şubat 2009 Cumartesi

GKS Katowice


Büyük Hali Daha Muhteşem. Resme Tıklayın...


GKS Katowice
Polonya

ultras İddaa



Ara ara bilyoner. com üzerinden iddaa oynuyoruz ve tek maçla yattıkça "yenilen pehlivan" misali ertesi günü daha bir iştahla bakıyoruz maçlara ama yine hüsran, yine hüsran... Zengin olmak değil aslında niyetimiz, nasılsa takip ettiğimiz maçlara, biraz daha heyecan katmak tüm amacımız... Geçen aylarda başlattığım ve gelen maillerle de takipçilerinin olduğunu bildiğim ultras İddaa bölümünü tekrar hayata geçireceğim... Sağ menüye tahminlerimi koyacağım, yorum yapmak isteyenler de bu yazının yorumlar bölümüne davetliler... Bakalım şansımız yaver mi gidecek...

Blog Widget by LinkWithin