21 Şubat 2009 Cumartesi

Teknosa Türkiye Kupası


Basketbol sahasında futbol oynardık ve "şu potaların yerine kale dikseler" diye iç geçiriridik... Sonra nasıl oldu bilmem İsmet Badem ve Murat Murathonoğlu'nun anlattığı basketbol maçlarını izlerken buldum kendimi... Efes Pilsen Avrupa'da Naumoski'nin liderliğinde ilerliyordu ben de televizyonda basketbol izleyeceğim diye ödev yapmıyordum... Sonra lise yıllarında Tofaş ile tanıştık, internetten bihaber, Atatürk Spor salonunun önünden geçerdik "acaba maç var mı?" düşüncesiyle... Efes Koraç'ı kazandı, Ülker basketbol takımı kurdu, Tofaş kendi sahasında finali Yunanlılara verdi... "Basketbol futbolu geçecek mi?" sorusu yer edinirken kafamızda, "evet" cevabını güçlendirmek için de FanatikBasket gazetesini, ardı ardına çıkan basketbol dergilerini, her mahallede yapılan basketbol sahalarını, Bursa Kültürpark'taki Basketbol sokağıni bir çırpıda sayıverirdik... Sonra bu güzel oyunun üstüne nedense kara bulutlar çöküverdi... Tofaş kapandı, maçlar Show TV ya da şifresiz Cine 5'ten uydudan yayın yapan Sky Türk'e geçti, Fanatik Basket tad vermez oldu... O günden bugüne geçen süreçte de lig maçlarının açık kanaldan verilmesi ile canlanan baskekbol sevgisi, şifresiz verilmesiyle tekrar düşüşe geçiyor... Bir kaç yıldır NTV'nin başta Murat Kosova ve Kaan Kural ile bir yerlere getirdikleri basketbol ateşi, bu yıl Basketbol Liginin Digitürk'ün "paralı" kanalına geçmesiyle tekrar dibe vurdu... Digitürk kendi kanallarından artık basketbol maçlarını şifresiz yayınlamaya başladı ama bu da yetmez... NTVSpor'un dün yayınladığı Teknosa Türkiye Kupası maçlarının cuma olmasına rağmen raitingi oldukça yüksekçıkmıştır, eminim...

Basketbolu izlemeyi özlemiş olmalıyım ki, dün maç öncesi içimde farklı bir heyecan vardı... Saat 15'e kadar rakı-meze alışverişini tamamlayıp, maç saati güzel bir masa eşliğinde oturdum izlemeye Galatasaray'ı... Eksik kadroya rağmen müthiş maç çıkardı Galatasaray. Zaten bir kaç hafta önce Sky Türk'ün şifresiz verdiği maçta izleme şansı bulmuştum iki takımı ve Galatasaray eksik oynasa da maçın favorisiydi... Murat Kosova ile Kaan "artık bu üçlük yüzdesi sona erer" dedikçe Galatasaray'lılar ardı ardına atıyorlardı üçlükleri... Hüseyin'i Efes'teki dağınık ve çözmez günleri bitmiş, şarap gibi yıllar geçtikçe, hata günler geçtikçe daha da başarılı maçlar çıkarıyor... Bursa'lı Cüneyt ve Polat'ı seyretmek ise ayrı bir zevk ve gurur veriyor... Özellikle Bursa Erkek Lisesi bahçesinde onları seyrettiğim günler akla geldikçe, nereden nereye diyor insan... Cüneyt'in maçın ilk periyodu biterken attığı üçlük, turnuvanın final jeneriğine konuşacak cinstendi. Murat Kaya'ya da ayrı bir paragraf açmak lazım... O kadar sade oynayıp, o kadar yararlı işler yapıyor ki... Tıpkı basketbol dışındaki hayatı gibi... Sade ve mütevazi... Bir de Koray Hoca var tabii ki... Adını Galatasaray'ın tarihine yazdırma şansı geldi eline, kadro pek te fena değil, bu fırsatı kaçırmaz umarım... Galatasaray'ı daha önce çalıştırdığı dönemde de elinde iyi bir kadro vardı ama takım iyi bir derece yapamamıştı... Ben pek sevsem de bizim birader kendisine "kıl" olurdu Davison'ı oynatmadığı için, hala da sevmez... (Kardeşim: Geçen gün doğum günü hediyesi veremedik uzaktaydın, buraya tıkla hediyen için) Dün turu geçen Galatasaray bugün Erdemir ile yarı final maçına çıkacak... Diğer yarı finalde ise Efes Pilsen ile Fenerbahçe karşılaşacak... Galatasaray-Fenerbahçe finali olursa da ilginç bir durumla karşılaşacağız. Artık kaçıncı yılına giriyor hatırlamadığım "rakip takımın deplasman maçına gitmesinin yasaklanması" uygulaması sonrası hep tek tribüne oynanan basketbol derbilerinde bu kez iki takım taraftarı da olacak... Ve umarım ki Galatasaray finale çıkar ve artık özlediğimiz Türkiye kupasına sahip olur. En son kupayı aldığında yine televizyondan izleme şansımız olmuştu ve rahmetli Aydan Siyavuş yönetiminde Mavi Jeans Ortaköy'ü yenmişti... O maçın yıldızı Nickerson'ın Galatasaray formalı fotoğrafını aradım ama bulamadım nette, saygı olması anlamında 1994-1995 kadsrosunu analım:

Burak Sezgin, Davit Henderson, Derrel Hodges, Gaylon Nickerson, Jevon Crudup, Levent Topsakal, Lütfü Arıboğan, Mert Uyguç, Murat Oktay, Ömer Büyükaycan, Ömer Kart, Rıza Aşkın Gür, Rüçhan Tamsöz, Samer Şenbayrak, Selim Demir, Yiğit Özmen

1 yorum:

samet dedi ki...

abicim cok teşekkürler,,süper bir hediye,,özlemişim ya davison'ı,,her yıl takım değiştirmiş olmasına rağmen oynadığı takımlar da hiç boş takımlar değil,,çoğu kimse hatırlamaz kendisini,,,ama büyük yetenek bence,,özellikle çok genç yaşta galatasarayımıza gelmiş olmasına karşın koray mincinzlü bilemedi kıymetini,,koray gitsin ""lise defteri"" gibi dizilerde oynasın,onun yeri yok galatasrayda,o bu takımın başında oldukça hem bu güzelim kadroyu harcar,hem de başarı hayal olur,,hediyen için tekrar teşekkürler.........BENNET DAVISON

Blog Widget by LinkWithin