26 Ağustos 2025 Salı

Kayserispor:0-4:Galatasaray


 "Ya paranın ne olduğunu bilmiyor ya da parayı sevmiyor" idi 1 Aralık 1973 yılında Hürriyet gazetesinin spor sayfasının manşeti. 18 kişilik ailesinin bütün yükü üzerinde olan Metin Kurt'un Galatasaraylı idarecilerin temdit olarak tüm futbolculara sezon başında 110 bin lira teklifini reddetmesini anlatıyordu haber. "Adalatesizlik" diye karşı çıkan Metin, 110 bin lira yerine temdit hakkı olan 28 bin lirayı istemiş, antrenmanlarda da herkesten fazla çalışmıştı...

Galatasaray ligde rakiplerine kaleyi göstermeden attığı 6 golle 6 puan toplamış, "Hedef 26" yolunda şahane bir başlangıç yapıp, yoluna Kayseri'de devam edecekken Barış Alper vakası baş göstermiş, maç ikinci plana düşmüştü. Bu süreç her mecrada uzun uzadıya konuşulduğu için blog sayfalarında bu tatsız konuya girmeyeceğim ama Barış'a Metin Kurt'un hayatından anektodlar anlatan Vecdi Çıracıoğlu'nun Gladyatör kitabını tavsiye edebilirim, hak nasıl aranırmış konusu Metin Kurt'tan daha iyi bilen olmaz değil mi?


Okan Buruk'un Galatasaray'ın başındayken en sıkıntı çektiği deplasmanlardan biri olan Kayseri'ye Barış ve Lemina'dan yoksun giden Galatasaray'da iki haftalık "ezber" kadro değişecekti doğal olarak, tabii Osimhen de forvete kurulmuştu çoktan. Hal böyle olunca Okan Buruk şapkadan Eren Elmalı'yı Barış'ın yerine çıkarıverdi, Lemina'nın boşluğu da beklentilerin aksine Kaan Ayhan'la değil Sara ile doldu.

Kayserililere kurnaz derler de bence ticareti iyi bilirler ve çalışkandırlar, alın teriyle kazandığını da tasarruf etmelerinin zararı yok ama Kayserispor başkanının deplasman tribünü için belirlediği 3838 liralık maç bileti tarifesi kurnazlıkla ya da iş bilirlikle açıklanamaz. En hafif tabirle ayıp kere ayıp etmiş başkan. "Kadrosunda maliyeti 100 milyon euroları bulan Galatasaray ile oynayacağımız maçın bileti 3689 lira olan Beşiktaş maçından daha da pahalı olacaktır" diye kendini savunurken sarı-kırmızılı ekibin başkanı, pastırma ile ciğeri ayıramıyor mu acaba bir Kayserili olarak? Osimhen'e 75 milyon Galatasaray yönetiminin kasasından çıkıyor da maç bileti olan 3838 lira Kayseri'de oturan, fabrikada çalışan ya da okuyan vatandaşın cebinden çıkıyor... 

Bu ayıbı bir yere yazdık derken, Kayseride Galatasaray kafilesinin konakladığı hotelin önünde bekleyen "Cimbomlulara" saldıran Kayserililer de ikinci ayıbı ettiler. Tribüncülük ya da ultra kültürü bu değil sevgili dostlar...


Saha içine dönersek ev sahibinin Karagümrük'ten örnek alıp Galatasaray'a ilerde basacağını beklerken, onların hesabı Osimhen'i iki stoperle kilitleyip, Cardoso'nun kontralarına güvenmekti. Markus Gisdol ligi bilen hocadır, Samsun'da iyi işler de yaptı ama pazar gecesi planı pek tutmadı zira Sanchez Cardoso'yu bitirince hücumda etkisiz kaldılar, tüm maç Galatasaray'a karşı kaleyi savunmak da "intiharla eş değerdi" ki Osimhen'i tutarsan topu filelere yollayacak bir başkası çıkacaktı, o da Barış'ın yerine geçen Eren oldu. Önce Torreira şansını denedi, direk engel oldu, sonra Yunus-Sane ipleri ellerine aldı, "slalomlarla" yordu Jung ve Denswil'i de dakikalar 35e gelirken Yunus'un geçen yılı hatırlatan bir top sürüşü ve Sane'ye klas pasında Alman topçu gole yaklaştı, olmadı da seken topu boş kaleye Eren plaseleyiverdi... "Hatice-netice" deyimi var ya, Eren'in golü tabelayı değiştirdi ama 5 dakika önce Osimhen'in sırtı kaleye dönük topu göğsü ile kontrol edip, dönerek volesi gol olmadı ama bu ayak topunun da "haticesi"ydi ilk devre adına.


Devre arası tuvalet sırası bekleyenler ya da büfeden çay-kahve alıp koridorda lakırtı yapanlar Eren Elmalı'nın Sane'nin ortasında gelen ikinci golü seyredemediler tabi. Çalışılmış pozisyondu Galatasaray adına, santra ile top rakibin köşe direği tarafına vurulup, oradan atak yapılması beklenirdi, çok maç denendi, burada başarı geldi. Dış sahada ve pek de gücü olmayan rakip önünde iki farklı öne geçmek Galatasaray'ı rahatlattı ki ev sahibi de ana planından çıkıp "şeref" golü için saldırınca Yunus-Sane-Osimhen'in çok arzuladığı boş alanlar da ortaya çıkıverdi. Özellikle Sane'nin ikramını "sol ayağına güvenmediği" için geri çeviren Osimhen, maç bitimine 5 dakika kala Icardı'nin "klas ve tecrübe" kokan pasıyla Zaniolo'yu hareketlendirdiğinde İtalyan dostunun ikramını geri çevirmedi, derin bir "oh" çekti kendi adına. Geçen hafta Icardi Torreira'ya jest yapsın demiştik, bu hafta Osimhen'in hediyesini bekler Zaniolo...


Galatasaray bir haftayı daha 3 atıp gol yemeden bitirecek diye beklerken, belki de gazetelerin erken manşetlerini uzatmalarda Bilal'i üzen Sane değiştirtti. Alman topçu Berkan'ın pasında ceza sahası dışından topa abandı, meşin yuvarlak Kayserili savunmacıya da çarpınca zaten taraftardan protestolar işiten Bilal'i iyice çaresiz bırakıp, tıngır mıngır kaleye süzülüverdi. Sane de siftahı yaptı, o da derin bir nefes çekmiştir.

3838 lira ödeyip Galatasaray'ı desteklemeye gelen deplasman tribünündeki taraftar da verdiği paranın hakkını 4 gol görüp, transfer döneminin yıldızları Osimhen ve Sane'nin gollerini izleyerek almışlardır umarım. Bir de Yunus'un Mertensleştiği anlar da gözlerinin pasını sildiğini düşünüyorum.


Muslera'nın kaleyi emanet ettiği halefi Günay'la bitirelim yazımızı. Günay Güvenç bu sezon 3 maçta da "clean sheet" yaptı, yani kalesini gole kapadı ve hala kaleci transfer etmeyen yönetime de "Bulamıyorsanız, rahat olun, ben varım" mesajı iletti... Müthiş bir istatistik de tutturdu Günay: Galatasaray forması ile ilk onbirde başladığı ilk altı maçta gol yemedi Günay... Darısı haftaya Rize maçına...






Stat: RHG Enertürk Enerji

Tarih: 24/08/2025

Hakemler: Alper Akarsu, Caner Özaral, Mehmet Kısal VAR: Davut Dakul Çelik

Kayserispor: Bilal Bayazit, Gökhan Sazdağı, Jung, Denswil, Carole, Benes (Karimi dk. 69), Dorukhan Toköz (Ackah dk. 60), Ramazan Civelek (Mane dk. 69), Mendes, Cardoso, Opoku (Tuci dk. 60)

Yedekler: Onurcan Piri, Abdulsamet Burak, Burak Kapacak, Baran Ali Gezek, Nurettin Korkmaz, Talha Sarıarslan

Teknik Direktör: Markus Gisdol

Galatasaray: Günay Güvenç, Sallai (Metehan Baltacı dk. 79), Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı, Torreira (Berkan Kutlu dk. 85), Sara (Icardi dk. 72), Sane, Yunus Akgün (Zaniolo dk. 79), Jakobs (Kaan Ayhan dk. 72), Osimhen

Yedekler: Jankat Yılmaz, Ahmed Kutucu, Jelert, Kazımcan Karataş, Arda Ünyay

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Eren Elmalı (dk. 37 ve 46), Osimhen (dk. 86), Sane (dk. 90+3) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Dk. 45 Sara , Dk. 77 Günay Güvenç (Galatasaray), Dk. 45 Cardoso, Dk. 76 Gökhan Sazdağı (Kayserispor).

16 Ağustos 2025 Cumartesi

Galatasaray:3-0:Fatih Karagümrük

"Her zaman söylediğim gibi; Galatasaray zaten büyük ama biz onu daha da büyük yapmak istiyoruz." diyordu Galatasaray'ın yeni kaptanı Mauro İcardi yüzünde gülümseme, yüreğinde Torreira'ya büyük bir minnet ve uzun bir sakatlık arasından sonra taraftara golle kavuşmanın mutluğunu yaşarken yayıncı kuruluş kameralarına... Kral geri dönmüştü, hem de şanına yaraşır şekilde golle söyletiyordu o meşhur dizeleri: 

"Yangın yeri hep

Buralar sayende, yok şikâyet

Gel bir sarayım

Aşkın olayım..."

Şu takım oynadı, bu oynamadı, öbürü üçüncü hafta da oynamayacak gibi "ertelemelerle" başlayan adı Süper ama kendi "amatör" ligin ikinci haftasında Galatasaray, İstanbul "derbisinde" Bir sene önce alt lige düşmüş, sonra tekrar geri gelmiş, tarihi semtin stadyumsuz, tesissiz ama "her konuda fikir sahibi" başkanı olan Fatih Karagümrük'ü konuk ediyordu. Kağıt üstünde rakip zayıftı, hocası yeniydi ama Galatasaray'ı iyi analiz etmiş ve şöyle diyordu maçtan önce: "Eğer Galatasaray'ı savunmada bekler ve sadece kalemizi korumayı düşünürsek ölürüz"...

Okan Buruk da yeni sezonun iç sahadaki ilk maçında geçen haftanın kazanın takımını bozmamış ama Ekim ya da Kasım'da sahalara dönecek denen Icardi'yi yedeklere almıştı, tabii Osimhen de ileriki dakikalarda şans bekleyen topçulardan biriydi. Zaniolo da forma bekleyen başka bir yıldız topçuydu...


"Korkaklar her gün, cesurlar bir gün ölür" diyerek takımına Galatasaray'a oyun kurdurmayıp, rakip sahada basma emri vermişti Çek hoca Marcel Licka ve oyunun başlama düdüğü ile birlikte sahanın her yerinde gri-siyah formalı oyuncular vardı ki ilk tehlikeli atak da onlardan geldi, Ahmet'in volesini Günay harika çıkardı. Beklemediği "çetinceviz" bir rakibin oyununa adapte olmak isterken Galatasaray, Barış'la Osimhenvari bir gol atıp, kilidi açıverdi. Karagümrük'ün gol aradığı bir posizyonda Torreira topu ileri şişirmiş, Barış rakibi bozup, topu alıp ceza sahasına kadar sürdükten sonra plase ile skor tabelasını değiştirmişti... Tipik bir Osimhen golü, hatta olası bir Ederson transferi sonrası Osi'nin atması muhtemel gollerden biri.


Galatasaray öne geçip rahatlayınca, deplasman ekibi oyun tarzını bozmadı ama golde hatası olan Fenerbahçe oyuncusu Marius Tresor Doh Sanchez'e "vahşice" girip, oyundan atılınca, ister istemez Karagümrük savunmaya çekilmek durumunda kaldı. Geçen hafta olduğu gibi, yine bir kırmızı kart ve yine hakem kararı VAR'a bırakıyordu. Ne diyoruz: "Ülkede hakemler Galatasaray lehine hata yapmaktan ziyade Galatasaray aleyhine hata yapmayı tercih ediyor."

Karagümrük eksik kalıp, savunmaya çekilince Galatasaray ikinci gol için çok daha rahat geldi Grbiç'ın kalesine ve pozisyonlar da buldu ama skoru rahatlatan gol bir türlü gelmiyordu, bazı pozisyonlar beceriksizlik, bazıları da lakayitlik kokuyordu. Özellikle Sara'nın kullandığı kornerden oluşan karambolde Abdülkerim'in şutunun kale çizgisinde Barış'tan dönmesi "trajikomikti". Barış da pozisyon sonrası gülse mi üzülse mi bilemedi, tabii soyunma odasında ApoKerim'in gazabına uğrayacaktı...


İkinci yarıya yine yüzde yüzlük pozisyonu Abdülkerim ve Lemina ile harcayarak başladı Galatasaray, sonrasında Eren uzaktan denedi yine tabela değişmedi. Sara-Sane savunmayı ortadan yarmaya çalışıyor, Eren ve Sallai ortalar yaparak ikinci golü arıyordu ama deplasman ekibi "Çanakkale geçilmez"i oynuyordu. Bu arada Atakan'ın "al da at" pasında Tiago Çukur ile öyle bir pozisyon buldular ki, Günay sanki penaltı kurtarmış gibi maça damgasını vuruyordu. 

Beklenen ikinci gol gelmeyince, Okan Buruk da önce saha kenarında oyuna girmek için sabırsızlanan Osimhen'i, sonrasında da İcardi'yi sahaya sürdü. Oyuna girmeyi geçtim, bu topçular ısınmaya yollandığında sanki Galatasaray gol atmışçasına coşuyordu tribünler. İcardi'yi mi daha çok özledin, sevgilini mi diye o an sorsalar, cevap belliydi sanki.


Sahada iki golcü olunca, bir de onlara eşlik eden Sane, Barış, Zaniolo, Sara, Yunus gibi teknik ayaklar varsa, arzu edilen gollerin gelmesi kaçınılmazdı, önce Barış Osimhen'e attırmak isterken Fatih araya girdi kendi kalesine attı, sonra da Torreira rakip yarı sahadan çıkarken kaptığı topla Icardi'ye "hoşgeldin" hediyesi verdi ve fark üçe çıktı. Golcü dediğin adam golle beslenir, Icardi karnını doyurdu da Osimhen de ilk maçında fileleri havalandırmak isterdi, çok çabaladı, başardı da ama yan hakem bayrağı acımasızca kaldırıyordu, neyse önümüzdeki haftalara kısmet...


Ligin ikinci haftasında da üç gol atıp üç puan alan Galatasaray yoluna devam ederken, kaleci aradığı bu günlerde iki maçta da kalesini gole kapaması ayrı bir başarı olarak not edilmeli ki maçtan sonra golcüler ultrAslan tribününe üçlü çektirirken, Barış'ın Günay'ı da öne atması boşa değildi. Maç sonu kutlamalarda gözler Ciro'yu ararken, sahadaki topçular da oyunun sıkıştığı dakikalarda babası Dries'i aramaktalar ki onun rolüne soyunan isim Sara oluyor. Brezilyalı topçu sahada ayak basmadık yer bırakmıyor, arkadaşlarını pozisyonlara sokmaya gayret ediyor. 


Bitirirken, Sane için de bir kaç cümle edelim. Yeni 10 numarayı izlerken Hagi'nin takıma ilk katıldığı günler aklıma geldi, bizim Karpatların Maradona'sının zekasına ayak uyduramıyordu takım arkadaşları ve sürekli fırça yemekteydiler, Sane'yi de tanıyamadı daha Galatasaraylı topçular ki bir çok hatalı pas ya da onun boşa koşusunu göremiyorlar ama zamanla uyum sağlanacak ve resitaller de gelecek... Bekleyelim, görelim...



Stat: RAMS Park

Tarih: 15/08/2025

Hakemler: Ozan Ergün, Esat Sancaktar, Süleyman Özay VAR Hakemi: Ömer Faruk Turtay

Galatasaray: Günay Güvenç, Sallai, Sanchez (Kaan Ayhan dk. 81), Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı (Jakobs dk. 75), Torreira, Lemina (Osimhen dk. 62), Yunus Akgün (Zaniolo dk. 75), Sara, Sane, Barış Alper Yılmaz (Icardi dk. 81)

Yedekler: Jankat Yılmaz, Metehan Baltacı, Berkan Kutlu, Ahmed Kutucu, Arda Ünyay

Teknik Direktör: Okan Buruk

Fatih Karagümrük: Grbic, Atakan Çankaya, Fatih Kurucuk, Balkovec, Çağtay Kurukalıp, Doh, Serginho (Tarık Buğra Kalpaklı dk. 63), Johnson, Berkay Özcan (Barış Kalaycı dk. 82), Ahmet Sivri (Ömer Faruk Gümüş dk. 63), Tiago Çukur (Gray dk. 82)

Yedekler: Kerem Yandal, Furkan Bekleviç, Tuğbey Akgün, Alper Emre Demirkol, Anıl Yiğit Çınar

Teknik Direktör: Marcel Licka

Goller: Barış Alper Yılmaz (dk. 10), Fatih Kurucuk (dk. 73 k.k.), Icardi (dk. 87) (Galatasaray)

Kırmızı kart: Doh (dk. 23) (Fatih Karagümrük)

Sarı kart: Balkovec (Fatih Karagümrük)

9 Ağustos 2025 Cumartesi

Gaziantep FK:0-3:Galatasaray


 "Schmeichel değil bütün Michael'lar gelse o golü oradan çıkarması mümkün değil." cümlesini sadece kulaklarımıza değil kalbimize de kazımıştı rahmetli Ümit Aktan... Futbolun gerçekten ayak topu olduğu, spikerlerinin de işini layıkıyla yaptığı dönemin maç anlatıcısı ve sonranın futbol yorumcusu ve program yapıcısıydı. İyi de Galatasaraylıydı, dobraydı, samimiydi ve adam gibi adamdı...

2025-2026 Türkiye Süper Liginin başlamasına bir gün kala aramızdan ayrıldı maalesef Ümit Aktan... Okan hoca maçın başında üzüntülerini iletti de Antep'te atılan üç golle alınan üç puanı keşke Ümit Aktan'a adansaydı... Neyse ben bu yazıyı ona adamış olayım...

Geçen senenin şampiyonu, "gerçek" beş yıldızının sahibi Galatasaray, "Hedef 26" diyerek çıktığı maratona 27 plakalı şehirde başlıyordu. Son üç yılın birincisi takımdan Mertens ve Muslera arkadaşlarına veda etmiş ama yaz sezonunun başında Sane Kemerburgaz'a gelmiş ve memleketin en büyük transferi Osimhen'in tapusu alınmıştı. Tabii, Osimhen'le uğraşırken kaleci dahil diğer mevkiler sonraya kalırken, hazırlık maçlarındaki performans "Bu sene harika olacak" dedirtiyordu.

Yine de ligin ilk maçına, ki ülke futbolunun zor deplasmanlarından olan Antep'e "golcüsüz" gidiyordu Galatasaray. Icardi sakatlığı atlatıyor, Osimhen tatilin tozunu atıyor, Morata ise İtalya'ya yolculanıyordu, elde kalan Barış'tı... Rize'nin "joker" çocuğu, sağ bek, sol bek, sağ kanat ve sol kanatta kendisine ihtiyaç olduğunda görev alırken, bu hafta da golcü rolüne soyunacaktı.

35-40 derece sıcaklık ve "berbat" bir zemin. Bundesliga ve Premier Ligde halı gibi sahalarda top koşturan Sane, acaba sahayı incelemeye çıktığında ne demiştir. Esas gösterinin olacağı yeşil zemini önemsemeyen Antep yönetimi ve başkanı, maçtan evvel "Yeneceğiz Lan" demekten, deplasman tribünü biletlerini 3627 lira yapmaktan başka ne yaptı ki? 34 dakikada Mbakata'nın sezonu kapamasının vebali hepsinin üzerindedir...



Gerçi işini düzgün yapan kim var ki? Federasyon yetkilileri medya mensuplarını dağıttıkları giriş kartlarında Galatasaray'a 4 yıldızlı logo yapmışlar, Puma da dokunulduğunda yırtılan kağıt gibi formaya "uhu"yla yapıştırmış Galatasaray'ın anlı şanlı armasını, maç içinde formalardan sapır sapır düştü armalar, reklam patchleri... Formadan devam edersek, benim çok sevdiğim ama uzun yıllardır üretilmeyen uzun kollu forma Sane için özel üretilmiş, çok beğendim, belki taraftar için de satışa çıkar, alırız, giyeriz...


Maça dönersek, yeni kalecinin sezon başına yetişmediği, biraz da Günay'a olan güvenden dolayı Antep'te kalede eski Gaziantep kaptanı Günay vardı. Savunmanın sağında bir diğer joker Sallai, ortada Sanchez ile Apokerim ve solda Eren Elmalı. Lemina -Torreira vazgeçilmezleri savunmada önünde yer alırken, Sara ise sahanın her yerindeydi. Hücüm hattında da sözleşme tazeleyen Yunus, çiçeği burnunda transfer Sane ve yeni golcü Barış Alper Yılmaz...


Zemine alışmak zaman alsa da Yunus'un pasında Sallai ortaladı, Arda son anda kornere çeldi ama köşe vuruşunda Sallai çekilince "tartışmalı" hakem Ali Şansalan devam derken, VAR'daki Sarper Barış Saka "penaltı" dedi... Osimhen'in yokluğunda kim atacak, Sane mi yoksa Sara mı derken, topun başına geçen Barış takımı erken dakikada öne geçirip, Oz Büyücüsü Harry Kewell'a selam yolluyordu... Harry Potter sevinci ile Galatasaray taraftarının gönlüne giren Kerem Aktürkoğlu'nun Fenerbahçe'ye gideceği söylentileri sonrası eski takım arkadaşına mesaj mıydı bilmiyordu Barış, "medya ekibi istedi ben yaptım" diyordu maçtan sonra..


Sezonun ilk golünü atan Barış, beş dakika sonra Sara'nın mükemmel pasında ceza sahasına girip, bu sefer Eren'e asist yapıyor, Galatasaray bu sıcak hava ve kötü zeminde erken şekilde maçı koparıyordu. Doğal olarak da oyunu rolantiye alıyor, hele ki Mbakata'nın sakatlığı sonrası topçular çok daha dikkatli oynuyordu. Gözler yeni transfer Sane'deydi, o da zemine ve takım arkadaşlarına uyum salamaya çalışıyor, devre biterken Apo'nun uzun mesafeli pasını çok "kibarca" göğsüne alıp kaleci ile karşı karşıya kalınca siftahı yapamıyordu. 89. dakikada bir kez daha net fırsatı yakalıyor, yine meşin yuvarlağı üç direk arasından sokamıyordu yeni 10 numara. İlk devre daha ürkek ve pas hatalarıyla oynarken, ikinci yarı uzaktan attığı bir şutla beraber açılan ve "işte Sane bu" dedirten bir performans izletti Alman topçu.


VAR izlemesi, Mbakata'nın sakatlığı, su molası derken bolca duran devreye 11 dakika ekledi Ali Şamsalan ve o süre biterken Sane'nin pasıyla ceza sahasında Brezilyalı gibi çalım atan Barış tekmeyi yedi ve ikinci penaltıyı kazandı. Yine topun başına geçen isim Barış'tı ve yine kaleciyi terse yatırdı... Selçuk hoca Burak'ı oynatıyordu, İsmet Taşdemir de ona güvenmiş ama ben beğenmiyorum genç kaleciyi, çok da güven vermiyor kalede ki ikinci yarı hatalı çıkıp, ceza sahası dışında topu eliyle çelince takımını eksik bıraktı...


İlk yarı tek pozisyonu olmayan ev sahibi, ikinci yarı sonradan oyuna giren Enver Kulasin'in ataklarıyla Galatasaray'ın sol tarafını zorladı, bir pozisyonda Günay'ı geçemedi, bir tanesinde de pasında Boateng beceriksizdi. Kaybedecek bir şeyi olmayan ev sahibi bir gol için yüklenirken, Sanchez'in uzun pasında Barış savunmadaki Arda'yı bozdu, Burak da hatalı çıkınca kırmızı kartı görüyordu ve maç oradan sonra "hazırlık" karşılaşmasına dönüyordu. Okan Buruk sarı kartlı oyuncularını çıkarıyor, Sane çok daha rahat hareket ediyor, Zaniolo ve Arda'ya kendilerini gösterme fırsatı doğuyordu. Pozisyonlar da buldu Galatasaraylılar ama biraz lakayitlikten, biraz da ev sahibi topçuların cansiparene müdahaleleri sonrası başka gol seyredemedi futbol severler...

Memleket futbolun değişmez gerçeğidir her maçta hakem konuşmak, hele ki sosyal medyanın yaşantımızın içine bu denli girdiği bir dönemde, ev sahibi hakemden şikayet ederken, maç sonu yorumcular ise Ali Şansalan ve VAR hakemini başarılı buluyordu. Oysa ki ilk penaltıya hakem düdük çalmamış, Burak'ı da oyundan atmamıştı ki VAR olmasa Galatasaray aleyhine iki bariz hata yapacaktı Ali Şansalan. Aynı şekilde maçın başında Torreira'nın ayağına basan Lungoyi'ye sarı kart çıkmamış, Torreira topa müdahale ettiği halde sarı kart görmüş ki devamında Maxim'in başlattığı itiş kakışta Sanchez boşuna sarı kart görmüştü. Lemina'ya ayağa basma diye gösterilen sarı kartta, Barış'ın ayağına basın penaltıya neden olan Antepli neden boş geçiyordu? Kısaca "algı" Ali Şansalan'ın Galatasaray'ı koruduğu yöündeyken, gerçek ise tam tersiydi. VAR hakemi Sarper Barış Saka'ya gelirsek, geçen yıl Konya'nın kendi evinde doğrandığı bir Fenerbahçe maçı var ki, onun VAR hakemi kimdi acaba?



İki penaltı golü ve bir asistle maç sonu üçlü çektirmeyi hak eden Barış'ın yanına karşılaşmanın iyilerinden biri de Sara idi. 90 dakika boyunca sahada basmadık yer bırakmayan Brezilyalı topçu, sadece duran toplarla değil, oyun içinde arkadaşlarına pas opsiyonları yaratma, topu kullanma ile de maçı kolaylaştıran topçu oldu. Bir de Yunus'u unutmayalım, geçen seneki şampiyonluktaki katkısı sonrası özgüveni daha da artan genç oyuncu, teknik topçular için zor olan bu zeminde dahi becerisini konuşturdu. Ve Sallai... Okan Buruk'un en sevdiği oyuncu türü: Joker. Dün geceki performansı ile "sağ bek alınmıyorsa, kafanız rahat olsun, ben varım" dedi.


Stat: Gaziantep Büyükşehir

Hakemler: Ali Şansalan, Bersan Duran, Samet Çiçek. VAR: Sarper Barış Saka

Gaziantep FK: Mustafa Burak Bozan, Salem Mbakata (Enver Kulasin dk. 34), Arda Kızıldağ, Myenty Abena, Kevin Rodrigues, Kacper Kozlowski, Juninho Bacuna, Maxim (Sokratis Dioudis dk. 66), Deian Sorescu (Mirza Cihan dk. 79), Christopher Lungoyi (Badou Ndiaye dk. 46), Emmanuel Boateng (Ogün Özçiçek dk. 79)

Yedekler: Semih Güler, Onur Başyiğit, Ali Osman Kalın, Taha Güneş, Kuzey Ege Bulgulu

Teknik Direktör: İsmet Taşdemir

Galatasaray: Günay Güvenç, Eren Elmalı (Nicolo Zaniolo dk. 73), Abdulkerim Bardakcı, Davinson Sanchez (Arda Ünyay dk. 66), Roland Sallai, Mario Lemina (Kaan Ayhan dk. 66), Lucas Torreira (Berkan Kutlu dk. 66), Gabriel Sara, Yunus Akgün (İsmail Jakobs dk. 66), Leroy Sane, Barış Alper Yılmaz

Yedekler: Jankat Yılmaz, Metehan Baltacı, Ahmed Kutucu, Elias Jelert, Yusuf Demir

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Barış Alper Yılmaz (dk. 11 pen. ve dk. 45+12 pen.), Eren Elmalı (dk. 16) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Rodrigues, Maxim (Gaziantep FK), Torreira, Lemina, Sanchez, Abdulkerim (Galatasaray)

Kırmızı kart: Mustafa Burak Bozan (Gaziantep FK)

Blog Widget by LinkWithin