Küheylan at çul içinde de belli olur demişler. Oktay Mahmuti'nin Galatasaray'a kazandırdığı bu anlayıştı. Biz de o anlayışı, mo duruşu sevdik. Benim Mahmuti sevgim ortada zaten. Fatih Altaylı sitesinde ve gazetesindeki yazısında son noktayı koymuş. "10 yaşındaki kızım da öyle zannediyor" cümlesini okudğumda gözlerim doldu. Şimdi birileri bu adamın emeğinin üstünden prim yapacak ya! En çok da ona üzülüyorum. Neyse; buyrun:
Küfür meselesi
GALATASARAY yönetimi, geçen sezon basketbol takımına büyük başarılar kazandıran, basketbola küskün taraftarı tribünlere dolduran, takıma büyük coşku ve heyecan getiren koç Oktay Mahmudi'nin görevine son verince herkes şaşırdı.
Böylesi bir kıymetbilmezlik nasıl olur da olurdu.
Gerçek Galatasaraylılar çok öfkelendi Mahmudi'ye yapılana.
Gerçi aynı yönetim, basketbol takımının şahlanmasında büyük emeği olan yönetici Hakan Üstünberk'i de kaçırmayı başardığı için kimse şaşırmadı da yapılana...
Sadece kızdı, öfkelendi.
Ardından Galatasaray'ın içindeki bazı mikserler el altından medyaya haber saldılar.
"Yönetime küfrettiği için görevine son verdik." Bunlara göre Oktay Mahmudi aylar önce bir maç sonrasında yönetime küfretmişti.
"İyi de küfrettiyse o zaman niye kovmadınız?" diye sormak kimsenin aklına gelmedi.
Oktay Mahmudi de yönetimine küfrettiği için kovulan adam olarak damgalandı.
Önceki akşam Oktay'la karşılaştım.
Yıllardır tanırım. Ağzından küfür duymadığım için sordum, "Senin küfrettiğini hayatımda duymadım. Ne oldu da yönetime küfrettin" diye.
Gözleri doldu bir anda.
"Küfretmedim. Asla da etmem. Niye böyle bir şey uydurdular anlamak da mümkün değil. Herhalde taraftar karşısında kendilerini haklı konuma geçirmek isteyenler oldu yönetimde. Emin ol bilmiyorum. En üzüldüğüm, 10 yaşındaki kızım da öyle zannediyor. Etmedim. Etmem de" dedi.
Kızdım Oktay'a.
"Kabahat sende" dedim "Hak edene küfredeceksin".
GALATASARAY yönetimi, geçen sezon basketbol takımına büyük başarılar kazandıran, basketbola küskün taraftarı tribünlere dolduran, takıma büyük coşku ve heyecan getiren koç Oktay Mahmudi'nin görevine son verince herkes şaşırdı.
Böylesi bir kıymetbilmezlik nasıl olur da olurdu.
Gerçek Galatasaraylılar çok öfkelendi Mahmudi'ye yapılana.
Gerçi aynı yönetim, basketbol takımının şahlanmasında büyük emeği olan yönetici Hakan Üstünberk'i de kaçırmayı başardığı için kimse şaşırmadı da yapılana...
Sadece kızdı, öfkelendi.
Ardından Galatasaray'ın içindeki bazı mikserler el altından medyaya haber saldılar.
"Yönetime küfrettiği için görevine son verdik." Bunlara göre Oktay Mahmudi aylar önce bir maç sonrasında yönetime küfretmişti.
"İyi de küfrettiyse o zaman niye kovmadınız?" diye sormak kimsenin aklına gelmedi.
Oktay Mahmudi de yönetimine küfrettiği için kovulan adam olarak damgalandı.
Önceki akşam Oktay'la karşılaştım.
Yıllardır tanırım. Ağzından küfür duymadığım için sordum, "Senin küfrettiğini hayatımda duymadım. Ne oldu da yönetime küfrettin" diye.
Gözleri doldu bir anda.
"Küfretmedim. Asla da etmem. Niye böyle bir şey uydurdular anlamak da mümkün değil. Herhalde taraftar karşısında kendilerini haklı konuma geçirmek isteyenler oldu yönetimde. Emin ol bilmiyorum. En üzüldüğüm, 10 yaşındaki kızım da öyle zannediyor. Etmedim. Etmem de" dedi.
Kızdım Oktay'a.
"Kabahat sende" dedim "Hak edene küfredeceksin".
5 yorum:
Ergin Ataman'ın hakeme, oyuncusuna, rakip oyuncuya edeceği küfürleri yutabilecekler mi bakalım. Yönetim işine gelmeyen kişinin altını güzel oyabiliyor.
ne güzel yazıyor "hiç yorum yok ". zaten yorum yapacak bir şey de yok yazıklar olsun!!!
Öncelike blogu uzun süredir takip ediyorum ve bu konuda elinize sağlık deme şansım olmamıştı, bu sayede onu da aradan çıkarmış olalım. Bu konu ile ilgili olarak ben farklı bi taraftan bakmak istiyorum. Bana göre bu ayrılığın sebebi kesinlikle küfür falan değil, küfür var veya yok demiyorum ki o olaya da birazdan değinicem, bu ayrılığın sebebi Türkiye'deki spor kültürünün uzun vade-kısa vade başarı terazisinde kısa vade tarafında olmasından kaynaklıdır. 2 sezon önce Mahmuti Galatasaray'la anlaştığında belli bir sistem oluşturup yine belli zaman sonunda hedeflediği başarılardan bahsetmişti. Bu hedeflere gidilirken biraz şans eseri bazı kapılar erkenden aralandı ve bir anda kendimizi Euroleague arenasında bulduk. Ancak sıkıntı, bu kadronun Euroleague için esasen değil Eurocup için kurulmuş olmasıydı. Yinede takım içi bütünlük ve gruptaki bazı takımların sıkıntı yaşamalarından dolayı bir şekilde 4. sıra alınarak Top16 görüldü ve yine küçük nüanslarla Top8'in kıyısından dönüldü. Türkiye'de ise önce kupada sonrada ligde alınan yarı final mağlubiyetleri ile resmin sonunda elde var "0" (yazıyla sıfır) imzası bulunuyordu. Hedeflerin bir anda kendiliğinden yükselmesi ve bu rotasyonun yetersiz olmasının da sebebiyle, CSKA ve Oly galibiyetleri sonucunda fitbol! kökenli taraftarı da içine çeken dönem sonucunda hayal kırıklığı ile sonuçlanan yapay bir sezon tamamlanmış oldu. Mahmuti'nin tüm uzun vade planları da bana göre Ataman'ın kendisinin bile inanmadığı (Deron Williams transferinin nasıl gerçekleştiğinin canlı şahitlerinden biri olarak Ataman'ın scout'luk becerilerini ve beceriksizliklerini demek gerekiyor sanırım ayrıca kaleme almak gerekecektir) 3 şampiyonlukla maalesef kısa vade başarılarının gölgesinde kaldı ve zaten sabır konusunda sabıkalı olan bir ülke için ilk kıvılcım çakılmış oldu. İşte bu süreç boyunca üsttede söylediğim gibi küfür var veya yok (şu habere göre koç ihtar alıyorsa bu "naber panpa, iyimisin?" dediği için değildir sanırım! yani Mahmuti'de bazılarının düşündüğü gibi sütten çıkmış ak kaşık değil maalesef! http://www.basketfaul.com/makale/17228/oyuncularina-savunma-yaptirmayan-antrenore-ceza-geldi.html) küfür olsa bile bu buz dağının bana göre çok küçük bir kısmıdır. Malum Beobasket ilişkileri ve olayın Efes tarafında açık çek imkanları gibi sebepler bu gidişin sadece tek taraflı olmadığının kanıtıdır. Yönetimin maalesef acizlikleri diz boyundan göğüs hizzasına kadar ulaşsa da her değeri ilahlaştırıp, olaya bir bütün olarak bakmanın önüne geçmemelidir bana göre. Şahsi yorumum tamamen kendi komplo teorilerimdir, olayın çok daha ayrıntılı detayları mevcuttur ama iki tarafında gerek saha içi gerekse saha dışı hatalarının bolca olduğunun çıplak bir gerçek olduğu kanısındayım.
en başta şu konuda net olalım. oktay hocaya yapılanlar kesinlikle yanlış. yönetime küfrettiğini de düşünmüyorum. ama kesinlikle ağzından küfür duymadım triplerine de girmeyelim. oktay hoca çok ama çok sağlam küfrediyor. bench arkası kombinesi olan arkadaşınız varsa teyit edebilirsiniz.
@Hotsauce 21
çok haklısın. Zaten bundan önceki yazımda da aynı durumdan bahsettim. Küfür etmeyen insan yok ki dünya denilen şu toprak parçası üzerinde. Oktay Mahmuti'de de halihazırda bir insandır. Olayda bir Behzat Ç algoritması yaratılmaya çalışılıyor. Sorsan o Behzat falan derler ama gel gelelim olayın dayandığı temel nokta aynı. Bazen insanları putlaştırıp, başka gözle bakıyoruz. Ona bazı şeyleri yakıştıramıyoruz. O yüzden olay küfür meselesinin çok ötesinde bence. Bu da gelip senin komple teorilerine dayanıyor(büyük çoğunluğuna katılıyorum) ki, o da bizim ülkedeki genel sorun. Bu sorunu Hiçbir zaman çözemedik. Çözemeyeceğiz de
Yorum Gönder