Aslında farkında değiliz... Maça 1-0 önde başlamışız... Golü de kulübedeki Burak çakmış... Kendisine küfür eden Fenerbahçeli taraftarlara kızgınlıklarının sebebini hatırlatmış... 4 yıldız...
Play-off sezonunda Kadıköy'deki final maçını Fırat Aydınus yönetmiş ve o stresin altından basarıyla çıkmıştı. O günden beri Fırat'a saygım vardı, diğer bir çok maçta yaptıklarına karşın ama pazar günü Kadıköy'de hakem berbat bir ilk devre geçirdi... Fenerbahçe'nin golünde ofsaytı göremezdi, yardımcılar uyarmazsa, yapacağı bir şey yoktu amatakdir hakları hep Fenerbahçe'den yana kullanıldı. Chedjou'nun sarı kartı o kadar komikti ki, Sneijder'i neredeyse dövdü ev sahibi topçular ama kart çıkmadı, çıkarılmadı... Ve ilk 20 dakikada gerçekleşen bire bir aynı iki pozisyonda Fırat Aydınus'un tavrı açısından manidar:
-Galatasaray yarı sahasında yedek kulübelerinin hemen önünde taç çizgisi üzerinde Podolski, Diego'yu düşürüyor. Kazanılan serbest vuruşu Fenerbahçeli topçular 10-15 metre ileriden kullanıyor.
-Fenerbahçe yarı sahasında yedek kulübelerinin hemen önünde De Sousa Podolski'yi taç çizgisi üzerinde düşürüyor. Bilal serbest vuruşu kullanmak için topu 5 metre ileri koyuyor ve Fırat Aydınus koşarak gelip, topu çizgi dibine yerleştirip, sprey ile çizgi çekiyor...
Şeytan ayrıntıda gizlidir ya, maçın kaderini her zaman penaltı kararları çizmez, öyle değil mi?
Bilal bu derbiyi hatırlamak istemeyecektir, zira sahanın en silik oyuncusuydu. Ne ikili mücadelelerde ayakta kaldı, ne de "o ince paslarını" atabildi... Bu sene Akhisar'dan alınırken, Hamza hocanın aklında Bilal'i Melo'nun yerine oynatmak vardı da o iş "Birlo"ya çok ağır geldi. O kadar ki, Fenerbahçe'nin baskılı oyunu sonrası topu hep Muslera gelişigüzel uzaklaştırmak durumundaydı maç boyunca. İşte bunlar hep "Melosuzluktan" ileri geliyor. Felipe Melo savunmaya gelir, Hakan'dan, Chedjou'dan, Semih'ten topu alır, Selçuk'a ulaştırır, oyunu kurardı. Oysa derbide, Chedjou ve Hakan pas atacak adam bulamayınca Muslera'ya döndüler, onun şişirmesi de Fenerlilerde kaldı...
Belki maç boyunca şut atamadı, çok etkili olamadı ama mağlubiyeti kabullenmeyen en baştaki adamdı Sneijder. Melo ruhtu, pes etmezdi, düştüğünde takım ayağa kaldırdı arkadaşlarını, yenilmezdi Melo... Şimdi Wesley savunuyor takımı, yüreklendiriyor arkadaşlarını...
Fenerbahçe alt yapısında yetişen Olcan'ın beraberlik golünü atıp armayı öpmesi de futbolun bir cilvesi... Hatta o golün devre arasında satılması düşünülen Olcan'ı takımda tutacak olması da ayak topunun başka bir cilvesi...
Stat: Ülker
Hakemler: Fırat Aydınus, Aleks Taşçıoğlu, Arkın Akgöl
Fenerbahçe: Volkan Demirel, Gökhan Gönül, Kjaer, Ba, Caner Erkin, Mehmet Topal, De Souza, Nani, Markovic (Dk. 88 Alper Potuk), Diego (Dk. 79 Meireles), Van Persie (Dk. 63 Fernandao)
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Chedjou, Hakan Balta, Carole (Dk. 41 Olcan Adın), Bilal Kısa, Selçuk İnan, Yasin Öztekin, Sneijder, Podolski (Dk. 78 Sinan Gümüş), Umut Bulut (Dk. 60 Burak Yılmaz)
Goller: Dk. 37 Diego (Fenerbahçe), Dk. 83 Olcan Adın (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 27 Chedjou, Dk 38 Hakan Balta, Dk. 58 Sneijder, Dk. 90 Muslera (Galatasaray), Dk. 38 Diego, Dk. 40 Mehmet Topal, Dk 53 De Souza (Fenerbahçe)
30 Ekim 2015 Cuma
7 Ekim 2015 Çarşamba
Aggressivo Casual Jacket
Yaz 2015'e geç merhaba dedi, erken veda ediyor. Daha üşümeye hazır değilken, yağmurlar, soğuklar birden titretti bünyeyi, hal böyleyken de attık t-shirtleri bir kenara salladık da başladık montlarla, yağmurluklarla gezmeye, işe, okula, maça gitmeye. Maça gitmek... Ah ne güzel bir deyim de, galiba bizim için nostalji olarak kalacak, maça gitmek... "Bir yemin ettim ki dönemem" diyordu ya rahmetli usta Kayahan şarkısında, bizimki de o hesap, e-bilet kalkana kadar uzaktan seyredeceğiz "tutkumuzu"... Gerçi, sağ olsun üçüncü lig var, amatör ligler var, orada gişeden bileti alıp ya da hiç biletsiz doyurabiliyoruz futbol iştahımızı, şükür... Ve o maçlarda olsun, sokakta olsun giyebileceğimiz bir ürünle karşımıza çıkmış Aggressivo markası: Casual Jacket... İngiliz holiganlar 70 yıllarda maç öncesi ve stad çıkışlarında polise "ayıklanmamak" için forma ve atkıdan vazgeçip, casual dedikleri Burberry, Stone Island, Fred Perry gibi marka ürünlerle takılmaya başlamış ve bir modanın öncüsü olmuşken, Aggressivo da 2015 Kış kreaksiyonunun ilk ürünü olan içi yün, dışı yağmur ve rüzgara dayanıklı mont ile söz konusu akımı memleket sınırları içine başarıyla sokmuş... http://www.aggressivo.org/polar/jacket-casual adresi üzerinden ön sipariş alınmaya başlanmış ki talep edilen sayı kadar basılacağı belirtiliyor üründen, o yüzden geç kalmadan siparişinizi verin, tribün modasını işte, sokakta, maçta doyasıya yaşayın... Yaşayın derken, "yaşasın endüstriyel futbola kafa tutan taraftar tasarımcılar"...
4 Ekim 2015 Pazar
Dirk Poşetleri
Fenerbahçe'den Feyenoord'a transfer olan Dirk Kuyt'a taraftarlar ilk iç saha maçında Hollanda'nın süpermarket zinciri Dirk van den Broek'in poşetleri ile merhaba demişler. Taraftar yaratıcıdır, yaratır...
3 Ekim 2015 Cumartesi
Üç Beş Çapulcu
Galatasaray taraftarı, hem de taraftar gibi taraftar olanlar, hani gece yatarken Galatasaray'ı, sabah uyandığında Galatasaray'ı düşünen, Galatasaray'ın maçı olduğu gün her şeyi bir kenara bırakan, hele ki takım kaybettiğinde dünyaları zehir olan Galatasaray'ı yaşayanlar, Florya'da pankartlarla protesto gösterisi yaparken, Dursun Özbek'in hotelinin önünde de meşaleli ve sloganlı tepkilerini ortaya koymuşlar. Kulübün gidişatının iyiye gitmediği gün gibi açıkken, tunelin ucunun hala karanlık olduğu görülürken, teknik direktöründen yöneticisine sorumluluk alması gerekenlerin "günü kurtarma" çabasında olması Galatasaray taraftarını daha da kahrediyor, daha da öfkelendiriyor. Transfer filan değil mevzu, "vizyonsuzluk" ve plansızlık can sıkan, "Biz bu sene ekonomik nedenlerle genç takımla oynayacağız" diyebilme cesareti olsaydı hocada ya da başkanda, iç saha deplasman fark etmeden Galatasaray bu sene "dopdolu" tribünlere oynar, galibiyet mağlubiyet fark etmeden maç sonu "Re re re ra ra Galatasaray Galatasaray cimbombom" diye uğurlanırdı. Ama yazdık ya, bunu düşünecek bir vizyon yokken, bu protestolar da "üç beş çapulcu" diyerek geçiştirilecektir de, Galatasaray iyiye gitmiyor, ve taraftarın tepkisi daha da ağır olacaktır... Bu kulübü tanıyan herkes de bunun farkında...
Video:
Yönetim İstifa
Hamzoğlu İstifa
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)