Şimdilerde üçüncü ligde mücadele eden
Kocaelispor, 1991-1992 sezonunda müthiş bir performans gösterip eskinin birinci ligi, yeni adıyla
Süper Lige çıkarken,
Gebze'de de
Başsan ailesi 17 Nisan gecesi
Emrah adını verdikleri oğullarını kucaklarına alırlar. Sosyal bilimciler ikizler üzerinde yaptıkları deneylerle dahi kişilik gelişiminin kalıtımsal mı yoksa çevreden mi geldiğini tam olarak açıklığa kavuşturamasalar da, minik
Emrah'ın futbol sevgisinin temellerinde
Güvenç Kurtar'ın hocalığını yaptığı
Saffet Sancaklı kaptanlığındaki efsane
Kocaelispor'un yeri yadsınamaz. Baba inşaatlarda usta, anne ev hanımı olunca, aile zaten kıt kanaat geçiniyor, futbol okuluna verilecek para nerede?
Emrah orta halli her Türk çocuğu gibi sokaklarda başlar top peşinde koşmaya. Rutin bellidir: önce
Star TV'de en sevdiği çizgi film
Road Runner izlenir ve sonrası o heyecanla sokaklarda "Biip biip" top peşinde koşulur, yakala yakalayabilirsen bu ufaklığı. Türk filmi klasiğidir ya, inşaatlarda türkü söylerken keşfedilir
İbrahim Tatlises,
Orhan Gencebay,
Ferdi Tayfur, bizim kahramanınız da mahallede arkadaşlarıyla maçı yaparken
Trabzonspor Futbol Okulunda hocalık yapan bir antrenör tarafından fark edilir. Oyun alanının en gerisinden, kaleyi koruyarak futbola başlar
Rüştü Reçber hayranı
Emrah ilk kulübü
Dolayobaspor'da ama sonradan mevkisi sol bek olur. Savunma yapmaktan ziyade hücumu seven bu "pırpır" topçunun hevesini,
Davut hocası da görür ve artık yeni mevkisi sol açıktır. Amatör
Dolayobaspor şampiyon olurken, iki sene üst üste gol kralı olarak sivrilen genç kanat oyuncusu
Emrah Başsan'ın da yeni evi
Pendikspor olur. Neden
Kartalspor değil de
Pendik?
Emrah'ların evine daha yakın olduğu için tabii. Hocalar bakımından da şanslıdır
Emrah, bu sebeple her gittiği takımda da hocalarına saygıda kusur etmez,
Pendik'te de
Erkan Başsoy tutar elinden bu genç çocuğun, maddi manevi yanındadır, cebine harçlık koymuşluğu da vardır, takım idmanından sonra bireysel çalıştırmışlığı da
Emrah'ı... Aklında "
Futbolcu olmak istiyorsan, her zaman yeteneklerini ve gücünü sahaya yansıtmalısın" diyen babasının da sözü olan
Emrah,
Pendik'te
Sinan Yücer, Abdülkerim Durmaz,
Alp Pehlivan gibi hocalardan aldığı bilgiyle her geçen sezon futbol aklını ve yeteneklerini geliştirir ve lise diplomasını almasından sonra
Antalyaspor'a transfer olur. Tabii, 5 yıllık kontrat yaptığı kırmızı-beyazlılarda top koştururken, başka bir hedef de
Akdeniz Üniversitesi'de dört yıllık bir fakülte okumaktır.
Mehmet Özdilek,
Emrah'ı ısrarla takımında görmek istemiş ve genç topçu da bir çok teklif arasında
Antalya'yı seçmiştir. Birliktelik iki taraf için de beklenildiği gibi gelişir:
Akdeniz ekibi genç topçudan daha ilk sezon beklediğinin ötesinde yararlanmaya başlar, sol kanat, sağ kanat, forvet arkası, orta saha her yerde başarıyla görev yapar
Emrah. Genç topçu da huzurlu bir ortam bulur gittiği kulüpte,
Necati Ateş, Ömer Çatkıç ve
Ali Tandoğan gibi tecrübeliler kol kanat gererler yeni transfere. "
Bana “Futbol ne için oynanıyor?” diye sorsan cevabım “Gol” olur. O zaman topu arkadaşımla en kısa sürede en iyi yerde buluşturmak zorundayım. Topu aldığımda ilk hedefim sağa ya da sola değil, rakibin ceza sahasına göndermek. Çünkü orada ne kadar çok bulunursak o kadar şans yaratmış oluruz. Her zaman önümdeki oyuncuyu oyundan düşürmeyi hedeflerim. Benim için iyi maç bunu ne kadar yapabildiğime göre değişir." diye futbola bakışını anlatır
Emrah Başsan, Four Four Two dergisine verdiği röportajda. Bundan sebeptir ki, 5 yılını geçirdiği
Antalyaspor'da hocaları sürekli onu kadroda görmek istemişlerdir. Sanal alemde de revaçtadır
Emrah,
Football Manager oyununun efsanesidir, gençler bilgisayar başında onu transfer etmek için uğraşır da bundan kendisinin haberi yoktur. Oyunun değil gerçeğin peşindedir zira genç topçu, kendi mevkisinde oynayan
Ronaldo, Messi, Robben, Alexis Sanchez ve
Ribery gibi topçuların CD'lerini alıp, seyreder boş zamanlarında. En kötü huyum dediği, kötü oynadığı maç sonları, kafasını dağıtamayıp, kendi videosunu da defalarca izlediği vardır, tabii...
Antalyaspor'un
Mehmet Özdilek yönetimindeki müthiş çıkışıyla birlikte
Emrah da yeni takımındaki ilk sezonunda parlar ama ikinci sene işler pek istediği gibi gitmez, daha az süre almaya başlar ilk onbirde...
Mehmet Özdilek'in istifa edip yerine
Samet Aybaba'nın gelmesiyle yine takımın aranan oyuncu olurken, o sezon küme düşerler, 7 gol 6 asistle oynayan genç oyuncuya Süper Lig ekiplerinden teklifler gelir de o gemiyi terk etmez. Ertesi sene hedef büyüktür,
Antalyaspor'u tekrar
Süper Lige çıkarmak, başarılı olunur da...
Emrah Başsan yine baş roldedir: 36 maç 11 gol 9 asist...
Galatasaray ve
Fenerbahçe 2014-2015 sezonu sonunda
Emrah'a kancayı takarlar lakin
Akdeniz ekibi
Eto'o'lu kadrosunda tutmak ister oyuncusunu.
Emrah da pek hevesli değildir, birlikte oynamak ister
Kamerunlu yıldızla. "
Biri bana “Bir gün burada Eto’o’yla aynı takımda oynayacaksın” dese inanmazdım. Hepimiz kariyerine çok büyük saygı duyduğumuz için söylediği her şeyi yapmaya çalıştık. Eto’o bize abi gibi yaklaştı ve kesinlikle egoist biri değildi. Onun sayesinde çok maç kazandık. Soyunma odasında yaptığı konuşmalar hepimizi çok etkiledi. Bazen sahaya onunla çıkmak bile yetiyordu." diye açıklayacaktır yıldız oyuncuyla geçirdiği bir sezonu daha sonra.
Antalya ile beş yıllık kontrat biter, boşa çıkan
Emrah Başsan'ın aklını çeler
Galatasaray ve genç yıldız tekrar
İstanbul'un yolunu tutar. "
Kadere inanan insan tesadüfe inanmaz. Tesadüfe inanan adamsa kaderini kendi elinde tutamaz." der
Ramiz Dayı,
Emrah'ın "
sabah akşam gösterseler, bıkmadan izlerim" dediği
Ezel dizisinde. Şansla, tesadüfle gelinmez
Galatasaray'a ve bu temmuz ayında atılan imzanın arkasında
Emrah'ın
Dolayobaspor'dan başlayıp
Antalyaspor'a kadar uzanan futbol kariyerinde hırsla, azimle döktüğü alın teri ve hocalarına saygıyla onlardan öğrenme iştahı yatmaktadır.
Bruma,
Yasin, Sinan,
Podolski arasından kendine yer bulur mu kadroda diye merak edilmeye başlandı da, biraz desteklenip, arkasında durulursa bu çocuğun
Galatasaray'ın vazgeçilmezi olacağına inanıyorum... Tabii,
Antalya gecelerinde boy gösterdiği kadar,
İstanbul'da "takılmaya" başlarsa, o zaman durum vahim... Ama
Emrah, hayatın ne kadar zor olduğunu bizzat en yakını olan babasından çok erken yaşlarda öğrenmiş ve babasının futbolla ilgili nasihatını asla unutmayacaktır...