Yeni sezonun ilk derbisi...
Bir tarafta geçen senenin şampiyonu ama üç gün önce kendi evinde gol kısırlığı çekerek Kopenhag'a elenip Şampiyonlar Ligi kapısından dönmenin moral bozukluğu içindeki ev sahibi Trabzon...
Öbür tarafta ise geçen sene yaşadığı şoku atlatmak isteyen topçularla yeni transferlerin harmanlandığı ve özlenen başarılı günlerine dönmek isteyen Galatasaray...
Maç önü iki takımın da hocasına "Size birer puan verelim, hiç maça çıkmayın" teklifi gelse, gözü kapalı kabul ederler miydi diye sorsak, maç boyu seyrettiğimiz oyun cevabın "Kesinlikle evet" olacağını gösteriyordu.
Ev sahibi takımın teknik adamı Abdullah Avcı Hamsik, Abdülkadir, Bakasetas gibi top yapabilen oyuncularının yokluğunda topu Galatasaray'a bırakmış, kaptığı toplarla Trezeguet'in hızı ve yeteneği ile pozisyon bulmayı hesap ederken, Cornelius'a atılan yüksek toplarla da gol aramak başka bir alternatif olarak göze çarpıyordu. Eski öğrencisi şimdinin meslektaşı Okan Buruk ise artık klasik hale gelen kadrosunu bozmamış, Emre Akbaba'nın yerine yeni transfer Mertens'i monte ederek başladığı karşılaşmada, rakip sahada basmak yerine orta alanda rakibi bekleyip, Yunus ve Kerem'in kanatlardan getirdiği toplarla golü arzuluyordu.
Galatasaray yine her zaman olduğu gibi ilk dakikada golü bulacaktı ama bu defa golü önleyen ne kale direği ne de rakip kaleciydi, karşılarına çıkan Ali Palabıyık ve VAR'daki Alper Ulusoy oldu. Trabzonspor ceza sahası içinde atılan şut ev sahibi savunmacının açık koluna çarptı lakin karar vericilerin gözü bağlanmıştı... İki takım da ilerleyen dakikalarda orta sahada var olmaya çalışıp, cılız ataklarla heyecan yaratırken, yürek hoplatan pozisyonlar da hep "sonlandırılmayan ataklar" sonrasında oldu. Önce ev sahibi Trezeguet ile Muslera'yı zorladı ama maçın pozisyonu ise Yunus'un al da at diye Mertens'e ikramını genç kaleci Taha'nın çıkardıydı. Galatasaray'ın öne geçmesi işten bile değildi.
Galatasaray adına sahanın en isteklisi yeni transfer Mertens olurken, hücümdaki partneri Seferoviç'in ruh hali ise hiç iyi gözükmüyordu. Böyle golcülerin krizlere girmemeleri için bir an evvel gol bulup, kendilerine gelmeleri elzem, bir hafta sonra iç sahada oynanacak Gaziantep maçı bakalım Seferoviç'in ilacı olacak mı?
Trabzonspor'da Uğurcan'ın sakatlığı genç kaleci Taha için kendini Süper Lig seyircisine göstermesi için bir şans oldu ve genç kaleci de Muslera'nın da ifadesiyle her iki yarıda yaptığı iki net kurtarışla maçın yıldızı oldu. Galatasaray adına da maçın bir başka göze batanı, takımdan gönderilmesi düşünülen ve iki sezon öncesi kampına da alınmayan Boey oldu. Sasha Boey de Dubois'in sakatlığı sonrası formayı kaptı ve bırakmaya da niyeti olmadığı her maç daha da altını çizerek gösteriyor.
Seferoviç'ten istediğini alamayan Okan Buruk, maçın gidişatını değiştirmek için "nöbetçi golcüsü" Gomis'i son yarım saatte oyuna dahil etti ve Gomis de yakaladığı iki pozisyonda biraz daha dikkatli olsa hocasını yaptığı değişiklikte haklı çıkaracaktı. 37 yaşındaki golcünün attığı gollerle takımına kazandırdığı puanlar sonrası moralinin de zirve yaptığı gözleniyor.
Oynadığı 4 maçta iki gol atmak Galatasaray için haneye eksi yazılacaktır ama kalesinde gördüğü 1 gol - ki üç deplasman maçı oynadı- Marcao sonrası yeniden oluşturulan savunma hattı adına yıldızlı pekiyi mahiyetinde... Büyük kulüplerin şampiyonluk reçetelerinden biridir, "gol yeme, bir tane nasılsa atarsın"... Torreira ve Mitsjö'nun takıma katılımı sonrası geçen yılki orta saha hastalığına çözüm bulunmuş, savunma elemanları da uyum sağlamışken, Okan Buruk ve yardımcıları şimdi öğrencilerine gol atmayı çalıştırmaları en öncelikli hedef olmalı.
Her ne kadar yorgun ve eksiklikleri olsa da son şampiyon Trabzonspor karşısında rakip seyirci önünde Galatasaray'ın sergilediği oyun gelecek adına ümit veriyor ama Kerem'in gidişatı Galatasaray taraftarını fena halde üzüyor. Okan Buruk, genç oyuncusunu kaybetmemek adına onu sürekli ilk onbire yazıp, uzun dakikalar sahada tutmaya gayret ediyor lakin, sahada sergilenen oyun Okan hocanın da pek fazla olmayan kredisini bir kısım taraftarın gözünde tüketirken, Kerem de forma numarasını paylaştığı hocasına hiç yardımcı olmuyor.
HAKEMLER: Ali Palabıyık, Ceyhun Sesigüzel, Kemal Yılmaz
TRABZONSPOR: Muhammet Taha- Larsen, Bartra, Hugo, Eren (Dk. 83 Denswil), Siopis (Dk. 46 Gbamin), Dorukhan, Bardhi (Dk. 83 Doğucan), Trezeguet (Dk. 88 Yusuf), Djaniny (Dk. 46 Kouassi), Cornelius.
GALATASARAY: Muslera - Boey, Nelsson, Abdülkerim, van Aanholt, Torreira (Dk .73 Berkan), Oliviera, Yunus (Dk. 89 Barış), Mertens (Dk 89 Emre), Kerem, Seferovic (Dk. 64 Gomis)
SARI KARTLAR: Trezeguet, Dorukhan, Eren (Trabzonspor) - Yunus, Kerem (Galatasaray)