30 Kasım 2024 Cumartesi

Az Alkmaar:1-1:Galatasaray


Maça geride başlamak tabiri vardır ya, sanki dün gece Galatasaray'ın daha ilk dakikada yediği gol sonrası sarı-kırmızılılar için söylenmiş gibiydi. Üçlü savunma, ikili forvet düzeniyle deplasmana çıkan Okan Buruk'un öğrencileri Apo'nun hatalı orta sahaya çıkması, Yunus'un savunma özelliği eksikliği sebebiyle havadan gelen topu yere düşürmesi, Nelsson ve Muslera'nın ağır kalışları ile "zincirleme hatalı" bir gol yedi...


Genç ekipti rakip Az Alkmaar, kimine göre de "çoluk çocuktu" ama futbolun doğrularını öğrenmiş, ödevini yapmış ve sahada da çalıştığını gösteriyordu ev sahibi oyuncular. Topu ayaklarında tutmadan, tek paslarla geçiş hücumlarında pek maharetliydiler ki, biraz becerikli olsalar ya da Muslera kötü gününde olsa Galatasaray'lılar kendilerine gelene kadar maçı koparacak skoru da ele geçirebilirlerdi...


Ama bir de Galatasaray gerçeği vardı. Bu ligde hedefleri olan, kaliteli ve tecrübeli oyunculara sahip bir Galatasaray. Özellikle 20. dakikadan sonra oyunda hakimiyeti ele geçiren deplasman takımı Zoet'in kalesine gelmeye başladı, Mertens'in ortasında Sara'nın kafasından seken topta Osimhen golü bulamadı ama devre biterken yine Mertens'in ortasında Osi yine kafayla eşitliği sağlayan golü buldu...

Golü yazmak üç beş cümleyle kolay ama maçın Rumen hakemi Fesnic, ikinci devre biterken uzatmalarda Sanchez'in düşürülmesine nasıl "kör" kaldıysa, Osimhen'in kafasında kale çizgisini 2 metre geçen topta kayıtsız kaldı, şükür ki VAR vardı da gol geçerlilik kazandı. Kendi ligimizdeki hakemleri beğenmeyip, yabancı hakem isteyenler Türkiye Süper Ligine kimin geleceğini zannediyor böyle bir durumda? Fesniç gibi sertliğe müsaade etmekle faule izin vermeyi karıştıran hakemler gelecek bizim lige...

Icardi-Osimhen birlikteliğinin faydalı olduğunu gören Okan Buruk, çift forveti Batshuayi-Osimhen yapınca aynı faydayı sağlayamadı. Üç gün önce Bodrum'da sonradan oyuna girip galibiyet golünü attı atmasına Bats ama oyun yapısı olarak Icardi'den çok farklı ve bu düzenin "adamı" değil. Icardi bir çok pozisyonda orta sahaya kadar gelip, bir 10 numara maestro gibi ara paslar atarken, Batshuayi maalesef top kontrol edemiyor, "duvar pası"nda arkadaşlarına duvar olamıyor. Hal böyle olunca da takım atağa kalkarken birde kontra görebiliyor kendi kalesinde...

Yine de iki golcüsünde ısrar etti Okan Buruk ve ikinci yarıya genç Metehan'ı Nelsson'un yerine sürdü sahaya. Alkış alan işler de yaptı Metehan, özellikle rakibin iki net pozisyonunu keserek hocasının güvenini boşa çıkarmadı. Danimarkalı stoperin ise düşüşünün nedeni nedir, Okan hoca ve ekibinin çözeceği bir soru olarak karşılarında duruyor.


Nasıl ki ev sahibi maça golle başladı, Galatasaray da ikinci yarıya gol sevinci ile başlayacaktı ama Mertens'in ortasında Batshuayi'nin altı pasta kafasını kaleci Zoet iyi bir refleksle kornere yolladı. Çift forvetle aradığı golü bulamayınca Galatasaray, Okan Buruk  Bats'ı çıkarıp Dayı'yı sahaya yolladı ve Mertens'i Osimhen'in yanına görevlendirdi. Saha dizilişi değişti, rakip kendi ceza sahasına gömüldü ve Galatasaray onları yarmayı denedi ama 74.'te Sara'nın ortasında Abdülkerim'in kafasında direk golü engelledi... Bodrum'da Galatasaray'a 2 puan veren direkler, şimdi de borcu tahsil ediyordu... Futbol böyle işte...




Yine de 3 puan yazılıyordu Galatasaray'ın hanesine, sağ kanattan yapılan ortada Osimhen kafayla topu ağlarla kucaklaştırdı ama yardımcı hakem bayrağı kaldırıverdi. Ofsaytı gören hakem, keşke düdük çalmadan maç yöneteceğini zanneden orta hakemi Alkmaar'lı oyuncunun Sanchez'i yaka paça indirdiği için bayrak sallasaydı... O sallamadı, öbürü de görmedi, penaltı güme gitti...


Tottenham'a sahayı dar ettikten sonra Galatasaray'dan Az karşısında mutlak galibiyet bekleyenler bu skor karşısında hayal kırıklığı yaşamıştır da mini şampiyonlar ligi gibi olan bu yeni tarz Avrupa Ligi turnuvasında deplasmanda kazanılan her puan değerlidir. Önümüzdeki haftalarda bunun değerini çok daha iyi anlayacağız.

Son olarak maçın yıldızına gelelim...

Her Avrupa deplasmanında olduğu gibi ultrAslan-Avrupa ve buradan deplasmana giden "tribün çocukları" maç boyu AFAS Stadını Ali Sami Yen'e çevirdiler, topçulara deplasmanı ev yaptılar. Sağ olsunlar, var olsunlar...



Stat: AFAS.

Hakemler: Horatiu Fesnic, Valentin Avram, Alexandru Cerei (Romanya).

AZ Alkmaar: Zoet, Maikuma, Penetra, Koopmeiners, Wolfe, Clasie (Dk. 46 Kwakman), Mijnans, Buurmeester (Dk. 72 Smit), Lahdo (Dk. 72 Kasius), Ruben van Bommel (Dk. 46 Poku), Parrott (Dk. 81 Meerdink).

Galatasaray: Muslera, Abdülkerim Bardakcı, Nelsson (Dk. 46 Metehan Baltacı), Sanchez, Barış Alper Yılmaz (Dk. 86 Berkan Kutlu), Torreira, Sara (Dk. 87 Ziyech), Yunus Akgün (Dk. 86 Jelert), Mertens, Batshuayi (Dk. 65 Kerem Demirbay), Osimhen.

Goller: Dk. 2 Mijnans (AZ Alkmaar), Dk. 43 Koopmeiners (KK) (Galatasaray).

Sarı kartlar: Dk. 6 Ruben van Bommel, Dk. 73 Parrott (AZ Alkmaar), Dk. 84 Mertens, Dk. 88 Osimhen, Dk. 89 Sanchez (Galatasaray).

Kırmızı kart: Dk. 90+2 Smit (AZ Alkmaar).

27 Kasım 2024 Çarşamba

Bodrumspor:0-1:Galatasaray

 


"Türkler otobüse binmeden maç kazanılmış sayılmaz" diye Cristiano Ronaldo'ya atfedilen ama kimin söylediği anonim olan Türkiye ulusal takımının  EURO 2008'deki son dakika gollerinden sonra söylenmiş bir cümle vardır.

Futbola dair çok tüm anlatılanların özetidir aslında... Sen ne kadar oynarsan oyna, ne kadar istatistik yaparsan yap, hakem son düdüğü çalmadan maç bitmez.

Galatasaray futbol takımı oyuncuları da Bodrumspor karşısında 90. dakikada Gökdeniz'in çaprazdan vuruşu yan direkle buluşmak yerine ağlarla flört etmeyi seçse, girişteki veciz sözü acı şekilde tecrübe edeceklerdi.


Ama, haticeye değil de neticeye bakarsak, kalecinin attığı degajın tekrar kendi ceza sahasına geri döndüğü rüzgarlı bir havada, sahadaki çimlerin inekler için vaha olduğu top sürmenin kumda topla oynamak gibi zor olduğu, ev sahibi hocanın şöhret olduğu takımına uzaktan da olsa destek olmak için eski takımının şimdiki hocası Mourinho'nun dünya futboluna armağanı "otobüs çekmeyi" tır çekmeye dönüştürdüğü sistemle sahaya çıktığı bir maçtan Okan Buruk'un 3 puan alıp, Türkiye Süper Liginde 12 maç sonrası 34 puan alarak rekor kıran bir teknik direktör oldu.

Ligin zirvesinde ve hem içerde hem Avrupa'da sergilediği oyunla herkesin takdir ettiği Galatasaray'ın Bodrum gibi nispetten zayıf bir takım karşısında erken gol atıp, farklı bir sonuç alıp rahat kazanacağını düşünenler yukarıda saydığım nedenlerle yanılırken, yine de sarı-kırmızılı topçular, Bodrumspor'lu Ege'nin ilk devre biterken gördüğü kırmızı kart sonrası, ikinci yarıda rakip kalede oldukça net pozisyonlar buldular ama bir çoklarında Gökhan'ın sakatlığı sonrası kaleye geçen Sousa'nın devleşmesi ve maçın ipini çekecek anda Osimhen'in "al da at"ını iki adımdan denize yollayan Ziyech'in futbolun komik anlarına misafir olacak şutu kaleye sokamaması ile bahiste üç gol üstü oynayanlara kupon yırttırdılar.


Beşinci yıldız yolunda deplasmandan kayıpsız dönmek şüphesiz ki önemliydi ama Okan Buruk'un maç sonu dediği gibi "takım için değil de bireysel oynayan topçularla" bir görüşme yapması bu maçtan çıkarılacak en önemli ders olacaktı. Özellikle Osimhen gibi bir değeri yüz milyon eurolarla ölçülen bir topçunun bireysel istatistiğine katkı yapmak yerine bir çok pozisyonda arkadaşlarına pas vermesi Barış ve Yunus'a izlettirilmeli video odasında. 


Bir de Ziyech çekilmeli o odaya. Galatasaray taraftarının kalp sağlığının test edildiği Gökdeniz'in şutu öncesi rakip ceza sahasında topu kaptırıp, arkasında eli belinde seyretmesi ve sakat olan Kaan'ın seke seke rakibini kovalaması görüntüsü saatlerce seyrettirilmeli... Gol atar, kaçırırsın ama kötü koşamazsın... Kaptırdığın topu kovalamazsan, arkadaşlarının emeğine yazık edersin... Kul hakkına girersin Hakim kardeşim...

Fenerbahçe'den Galatasaray'a gelirken Icardi'nin yedeği olacağını ve bazen de sahada Arjantinli ile ikili oluşturacağını hesaplayan Batshuayi, Osimhen transferi sonrası kulübeye mahkum olurken, Icardi sakatlanınca tekrar sahne almaya başladı Okan Buruk'un takımında ve bir hafta evvel Samsunspor maçında olduğu gibi Bodrumspor karşısında da yine sonradan oyuna girip maçı çözen oyuncu oldu. Gol attıkça golcülerin özgüveni gelişir, Michy de 3 puanı getiren golü atarak önümüzdeki maçlar için hem hocasına hem de taraftara güven verdi. Attığı gol sonrası ise Osimhen'in "deplasman şehidi" genç kardeşimiz Yiğit'in resminin olduğu pankarta gitmesini gösterip, Bats'ın "güvenlikçi hanım ne alaka" bakışı maçta tebessüm ettiren anlardandı. Bu vesile ile galibiyet maçı cennette Alpaslan Dikmen ile kol kola seyreden Bodrumlu Yiğit kardeşimize armağan olsun...

1820... 1905... 1950... 2600... 3250...

Ne bu rakamlar?

Yıllar mı, tarihler mi?

Hayır...

Galatasaray taraftarına ev sahibi takım yönetimleri tarafından her geçen gün zamlanarak uygulanan maç bileti fiyatları...

3250 Türk Lirası...  Bodrumspor yönetiminin amatör lig maçının bile zor oynanacağı, her türlü konfordan uzak stadında Galatasaray taraftarından istediği maç bileti ücreti... Yazıklar olsun... Futbolu rant kapısı olarak görenlere yazıklar olsun...

Muslera ile Kerem Demirbay maç sonu kapışmışmış, Berkan takımla omuz omuza vermemişmiş seyircinin önünde, Okan Buruk Nelsson'u silmişmiş, miş de miş... Birileri konuşadursun, Galatasaray yolunda beş yıldız hedefiyle emin adımlarla yürüyedursun...





Stat: Grey Beton Bodrum

Hakemler: Muhammet Ali Metoğlu, İbrahim Çağlar Uyarcan, Mehmet Kısal

Bodrum FK: Gökhan Akkan (Diogo Sousa dk. 29), Üzeyir Ergün (Ahmet Aslan dk. 62), Ondrej Celustka, Arlind Ajeti, Ege Bilsel, Samet Yalçın (Taulant Seferi dk. 62), Gökdeniz Bayrakdar, Fredy, Taylan Antalyalı (Pedro Brazao dk. 80), Zdravko Dimitrov, George Puşcaş (Celal Dumanlı dk. 80)

Yedekler: Kenan Özer, Gabriel Obepka, Enes Öğrüce, Yusuf Sertkaya, Oğulcan Başol

Teknik Direktör: Volkan Demirel

Galatasaray: Fernando Muslera, Metehan Baltacı (Michy Batshuayi dk. 46), Kaan Ayhan (Victor Nelsson dk. 90+2), Abdülkerim Bardakcı, Barış Alper Yılmaz, Lucas Torreira, Gabriel Sara (Kerem Demirbay dk. 90+2), Roland Sallai, Yunus Akgün (Hakim Ziyech dk. 62), Dries Mertens (Elias Jelert dk. 72), Victor Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Eyüp Aydın, Berkan Kutlu, Yusuf Demir, Efe Akman

Teknik Direktör: Okan Buruk

Gol: Michy Batshuayi (dk. 54) (Galatasaray)

Kırmızı kart: Ege Bilsel (dk. 45) (Bodrum FK)

Sarı kartlar: Samet Yalçın, Volkan Demirel (Teknik Direktör) (Bodrum FK), Abdülkerim Bardakcı, Roland Sallai (Galatasaray)

21 Kasım 2024 Perşembe

Galatasaray:3-2:Samsunspor

 


Koreografi konusunda Galatasaray taraftarının eline su dökecek yok da, 10 Kasım günü deplasmana gelen ve armasında Atatürk olan Samsunsporlu taraftarların da kendilerine ayrılan bölümde kartonlu ve Atatürk resimli gösterileri saygıya değerdi.

Kara bir gündü, stadyum hoperlörlerinden çalınan müzikler, tribünlerde açılan pankartlarla duygusallık had safhaya çıkmış, göz yaşları tutulamaya gerek duyulmuyordu.



Üç gün evvel Tottenham maçında sakatlanan Icardi ilk onbirde yoktu ama Ali Sami Yen'in yer tarafında vardı. Tribünleri selamlamaya gidiyor, taraftalar onun adını haykırıyor, atılan gollerde "Aşkın Olayım" şarkısı çalıyor, Osimhen attığı golü üstadına adıyordu. Böyle bir sevgi görülmedi son yıllarda bu topraklarda. Hak etti de Arjantinli bunu, ne yalan söyleyeyim...


Ligin en riskli maçı olan Trabzonspor-Fenerbahçe maçına verilmeyip, aynı hafta bir alt ligde maç yöneten ülkenin en "şöhretli" hakemi Halil Umut Meler, zirveyi en yakından ilgilendiren bu kapışmaya görevlendirilmişti. VAR'da da Emre Kargın vardı. Ankaragücü başkanından yediği yumruk sonrası hakemliği bırakacakken, "rica minnet" geri dönen Halil Umut, madden sahalara dönse de kafaca bir daha toparlayamamıştı ve bu maçta hata yapmaması herkesin temennisiydi...

Ama dedik ya, temenni işte, gerçekler de hiç öyle olmadı...

Aslında daha ikinci dakikada Torreira'nın ortasında Osimhen'in kafayla "şutunda" Galatasaray öne geçince maçı, maç da herkes için rahatlayıverdi. Samsunspor oyun düzenini bozmadı, kendi sahasını savunmayı yeğledi, Galatasaray ise Muslera ve savunma oyuncularının kurduğu oyunlarla rakibi ortadan delip, pozisyon arıyordu. Ev sahibinin bulduğu gol şanslarında ise Okan ön plana çıkıyordu.

Devre dönüşü sahada sakatlıktan dönen Jakobs yoktu,  yerine Nelsson girmiş, Okan hoca üçlü savunma denerken, sahneye Halil Umut Meler çıkıyordu. Maç içinde orta sahada onlarca kez olup, devam kararı verilen pozisyonda Galatasaray aleyhine penaltı çalıyordu. Zaten bu sene lehine en az, aleyhine en fazla penaltı çalınan takımdı Galatasaray, Muslera yine zoru başarmaya çalışacak, ama yapamayacaktı.


Beraberlik sonrası Galatasaray tekrar yüklendi rakip kaleye ve 5 dakika geçmeden Yunus'un ortasında topu elinden kaçırınca Okan, Osimhen bir kez daha kafayla ağları sarsıyordu. 55 nolu plakalılardan çok Boğazın karşı tarafındakilerin sevinci kursaklarında kalmıştı. Sonrasında ise Okan ile Galatasaraylı topçuların topu bir kez daha filelerle kucaklaştırma mücadelesi vardı ki iki stoper Abdülkerim ve Sanchez'in Osimhenvari rövaşeta denemeleri tribünleri ayağa kaldırıyordu: Sahalarda nadir gördüğümüz hareketler...


Ev sahibi golleri kaçırınca, "atamayana atarlar" misali Samsunspor Muslera'nın kalesine geldi, tehlikeli de oldu da onlar da son hamleleri yapmaktan uzaktı. 

Acaba yine son dakikalar sancılı mı geçecek diye düşünürken Gaalatasaray taraftarı, sonradan oyuna giren iki oyuncudan Ziyech'in pasında Batshuayi farkı tekrar ikiye çıkarıyordu. Yine dillerde "aşkın Olayım" vardı...

Ama hakemler bu skora razı değildi, bu sefer VAR çağırıyordu orta sahadan yüz kere yapılıp faul çalınmayan itme pozisyonuna... VAR'da Emre Kargın davet etti de saha hakemini, Halil Umut Meler'in ona uyması gerekir miydi? Hele ki iki sezon öncesi bir Galatasaray-Fenerbahçe maçında aynı saha ve aynı kalede gerçekleşen Serdar Dursun'un Berkan'ı itmesine penaltı çalmamışken...



"Yapı yapı" diye ortalığı karıştıranlara, "alı size yapı"... Aynı pozisyon, farklı kararlar, mağdur olan kim: Galatasaray...

Samsunspor penaltıdan bir kez daha farkı tek sayıya indirip, bir puan için ümitlenince, Galatasaraylılar savunma yapıp, kontra ataklarla fişi çekmeye yeltendi uzatmalarda. Skor değişmedi de, 90+7'de Galatasaraylı oyuncunun attığı şut, Samsunsporlu savunmacının eline çarptı ama kimse oralı olmadı.


Oysa ki pozisyon ters kalede olsa, nasıl bir karar verileceğini herkes tahmin edebiliyordu...



Stat: RAMS Park

Hakemler: Halil Umut Meler, İbrahim Bozbey, Anıl Usta

Galatasaray: Muslera, Barış Alper Yılmaz (Dk. 75 Berkan Kutlu), Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jakobs (Dk. 46 Nelsson), Torreira, Sara, Sallai, Yunus Akgün (Dk. 87 Jelert), Mertens (Dk. 75 Batshuayi), Osimhen (Dk. 82 Ziyech)

Samsunspor: Okan Kocuk, Zeki Yavru (Dk. 80 Muja), Satka, Van Drongelen, Bola, Bennasser, Ntcham (Dk. 89 Tait), Emre Kılınç (Dk. 65 Laura), Holse (Dk. 79 Soner Aydoğdu), Dimata (Dk. 65 Schindler), Mouandilmadji

Goller: Dk. 3 ve 55 Osimhen, Dk. 85 Batshuayi (Galatasaray), Dk. 50 Ntcham (Penaltıdan), Dk. 90+3 Bennasser (Penaltıdan) (Samsunspor)

Sarı kartlar: Dk. 30 Bennasser, Dk. 55 Emre Kılınç, Dk. 90+5 Tait, Dk. 90+7 Muja (Samsunspor), Dk. 34 Osimhen, Dk. 49 Muslera, Dk. 70 Davinson Sanchez (Galatasaray)

8 Kasım 2024 Cuma

Galatasaray:3-2:Tottenham Hotspur


Ayaktopunu İngilizlerin icat edip, sömürgeler vasıtasıyla gittikleri ülkelerde tanıtmaları sonrası geçen yıllarla birlikte her millet kendi çapında bir tarz benimsemişti. İngilizler uzun top atmayı severken, İtalyanların "catenaccio"su  gol yememeyi önceler.  Brezilyalılar "samba" ile işin gösteri kısmındayken, Cruyff'un Hollandası "Total Futbol"dan yanadır. Ruslar komunizmin de etkisiyle "soğuk ve sistemkar" olurken, Almanlar Gegenpressing'çidir... Baltık ülkelerinden Afrika'nın çöllerine kadar her milletin kendine özgü bir oyun tarzı varken, biz Türklere özgü bir sistem yoktur. İllaki ki zorlayarak bir şeyler bulacak olursak, "vatan millet Sakarya" gazıyla kaos futbolunu tercih ederiz. Tabii, kimi zaman bu sonuç verir, milleti sokağa dökecek tarihi galibiyetler alırız, çoğu zaman da felaket sonuçlarla karalar bağlarız.

Avrupa Şampiyonalarında, Dünya Kupalarında maçları seyrederken, hep benim de ülkemin bir futbol tarzı olsun istemişimdir yıllar yılı... Lakin, ne federasyon başkanları, ne de gelen teknik adamlar bu konuda bir adım atamamıştır...

Ama, Avrupa'ya Türklere özgü bir oyun tarzı olabileceğini kazandığı UEFA Kupası ile gösteren Fatih Terim ekolünden gelen Okan Buruk, Galatasaray'ın başına geldiği iki yılda takıma oynattığı rakip alandaki pres oyunu ile Türk Oyun Sistemini icat etmiştir...

Şampiyonlar Liginde kendisinden kat be kat kuvvetli Bayern Münih, Manchester United gibi takımlara karşı Galatasaray'ın sergilediği oyun herkesin alkışını alırken, ligde de derbilerde aynı oyun tarzıyla uzun yıllardır alınmayan galibiyetleri kolayca kazanıyordu...


Ve dün gece...

"Mini Şampiyonlar Ligi" gibi olan UEFA Avrupa Liginin yeni formatının en güçlü şampiyonluk adayı Tottenham karşısında tüm beklentilerin karşısında Okan Buruk yine rakip ceza sahası önünde basan ve stoperlerini de orta sahaya kadar çıkaran pres oyununu, hem de İcardi ve Osimhen gibi iki forvet adamıyla sahneledi ve rakibini tek kelimeyle "mat" etti...


Yunus'la son haftalarda olduğu gibi yine duran toptan başlayan bir pozisyonda harika bir golle öne geçti Galatasaray, ardından golü atan Yunus'un savunma zaafi İngilizlere beraberliği getirdi ama 20 ile 70. dakikalar arası öyle şiddetli bir baskı yaptı ki Galatasaray, Tottenham hocasının maçtan sonra dediği gibi Manchester City bile olsa bu baskıya dayanamazdı... 37 yaşındaki Mertens Tottenham kalecisine "pres yapıyor", Seria A da yılın futbolcusu rozetli Icardi ve 100 milyon avroluk Osimhen stoperlerin pas yollarını kapatıyor, Sara ve Torreira onlardan seken topları pirana gibi bekliyor, Sanchez,Kaan ve Abdülkerim de duvarı orta sahaya çizgisinde kuruyordu. 

Hal böyle olunca ne mi oldu?

Geçen sene Bayern Münih'in içeride dışarıda "şansa bala" ve de hakem katkısıyla kurtulduğu Galatasaray, Premier Ligde 10 maçta 11 gol yemiş Tottenham'a 3 attı, 9-10 tane de net gol kaçırdı... Bunun dışında da en az 15 tane de pozisyon vardı...  Peki Premier Ligin en fazla gol atan ekibi, Muslera'yı kaç kez zorladı? İlk devre iki defa, ikinci yarı da 4 defa...


Cevat Prekazi demişti, "Topun canı var, isterse girer, istemezse girmez" diye, ilk devre üç defa filelrle sarmaş dolaş olan meşin yuvarlak ikinci yarı nedense ultrAslan tribünün önündeki kaleye girmek istemedi, Galatasaray da rakibine ölümcül darbeyi vuramayıp, 90+7. dakikaya kadar İngilizleri oyunun içinde tuttu.

Anyalya maç yazısını yazarken, Osimhen'in rovaşeta golünü Louvre Müzesine asalım teklifini sunmuştum, Okan Buruk da Tottenham maçını ustalık eseri olarak CVSinin en üstüne yazabilir. Bakmayın Osimhen-Kerem Demirbay değişikliği sırasında "şımarık" futbolbilmezlerin ıslıklamasına, Galatasaray'ın hocası dün gece sadece Türk Stili Futbolun "prömiyerini" yapmadı dünya futboluna, aynı zamanda şahsi olarak kendi Avrupa kariyerinin de kapısını açtı.


Aslan payını hocaya verdik ama futbol da "kaliteli ayaklarla oynanır". Antrenmanda, taktik tahtasında, video analizlerde tüm yapılacakları gösterirsin de "yetenek" yoksa o ayaklar o topu beynin hükmettiği yere yollayamazlar. Ama elinde Mertens ve Sara gibi kadife ayak varsa, meşin yuvarlak da gideceği yere itiraz etmez, Icardi ve Osimhen gibi golü koklayan golcü varsa, o topu filelerle buluşturur, Sanchez ve Kaan gibi tecrübe varsa, rakip senin kalene kolay kolay gelemez...

Her güzelin kusuru varsa, tarihi gecenin de "acısı" Icardi'nin sakatlığı... Mauro en az 6 ay sahalardan uzak kalacak maalesef. Aşkın Olayım'ı Sami Yen'de özleyeceğiz lakin Galatasaray forması ile en fazla gol atan yabancı oyuncu olmak için atılması gereken bir 14-15 gol var, o sakatlık geçecek, o goller atılacak...


Maç sonu skorbordda yer alan görsel ise pastanın çileği gibiydi: Ali Sami Bey'in Galatasaray'ın kuruluş amacını belirten o meşhur sözü:

“Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir."

Yeniyoruz başkanım, yenmeye de devam edeceğiz, sen rahat uyu...


Stat: RAMS Park.

Hakemler: Lawrence Visser, Rien Vanyzere, Thibaud Nijssen (Belçika).

Galatasaray: Muslera, Sanchez, Kaan Ayhan, Abdülkerim Bardakcı, Barış Alper Yılmaz, Sara (Dk. 85 Berkan Kutlu), Torreira, Yunus Akgün (Dk. 80 Jelert), Mertens (Dk. 73 Ziyech), Icardi (Dk. 85 Batshuayi), Osimhen (Dk. 80 Kerem Demirbay).

Tottenham Hotspur: Forster, Porro, Draguşin, Davies, Gray, Bergvall (Dk. 66 Solanke), Bissouma, Maddison (Dk. 65 Sarr), Johnson (Dk. 46 Bentancur), Son (Dk. 46 Kulusevski), Lankshear.

Goller: Dk. 6 Yunus Akgün, Dk. 31 ve 39 Osimhen (Galatasaray), Dk. 18 Lankshear, Dk. 69 Solanke (Tottenham Hotspur).

Kırmızı kart: Dk. 60 Lankshear (Tottenham Hotspur).

Sarı kartlar: Dk. 16 Mertens, Dk. 54 Sara, Dk. 90+6 Torreira (Galatasaray), Dk. 32 Draguşin, Dk. 48 Kulusevski, Dk. 60 Bissouma, Dk. 90+3 Bentancur (Tottenham Hotspur)

Blog Widget by LinkWithin