Maça geride başlamak tabiri vardır ya, sanki dün gece Galatasaray'ın daha ilk dakikada yediği gol sonrası sarı-kırmızılılar için söylenmiş gibiydi. Üçlü savunma, ikili forvet düzeniyle deplasmana çıkan Okan Buruk'un öğrencileri Apo'nun hatalı orta sahaya çıkması, Yunus'un savunma özelliği eksikliği sebebiyle havadan gelen topu yere düşürmesi, Nelsson ve Muslera'nın ağır kalışları ile "zincirleme hatalı" bir gol yedi...
Genç ekipti rakip Az Alkmaar, kimine göre de "çoluk çocuktu" ama futbolun doğrularını öğrenmiş, ödevini yapmış ve sahada da çalıştığını gösteriyordu ev sahibi oyuncular. Topu ayaklarında tutmadan, tek paslarla geçiş hücumlarında pek maharetliydiler ki, biraz becerikli olsalar ya da Muslera kötü gününde olsa Galatasaray'lılar kendilerine gelene kadar maçı koparacak skoru da ele geçirebilirlerdi...
Ama bir de Galatasaray gerçeği vardı. Bu ligde hedefleri olan, kaliteli ve tecrübeli oyunculara sahip bir Galatasaray. Özellikle 20. dakikadan sonra oyunda hakimiyeti ele geçiren deplasman takımı Zoet'in kalesine gelmeye başladı, Mertens'in ortasında Sara'nın kafasından seken topta Osimhen golü bulamadı ama devre biterken yine Mertens'in ortasında Osi yine kafayla eşitliği sağlayan golü buldu...
Golü yazmak üç beş cümleyle kolay ama maçın Rumen hakemi Fesnic, ikinci devre biterken uzatmalarda Sanchez'in düşürülmesine nasıl "kör" kaldıysa, Osimhen'in kafasında kale çizgisini 2 metre geçen topta kayıtsız kaldı, şükür ki VAR vardı da gol geçerlilik kazandı. Kendi ligimizdeki hakemleri beğenmeyip, yabancı hakem isteyenler Türkiye Süper Ligine kimin geleceğini zannediyor böyle bir durumda? Fesniç gibi sertliğe müsaade etmekle faule izin vermeyi karıştıran hakemler gelecek bizim lige...
Icardi-Osimhen birlikteliğinin faydalı olduğunu gören Okan Buruk, çift forveti Batshuayi-Osimhen yapınca aynı faydayı sağlayamadı. Üç gün önce Bodrum'da sonradan oyuna girip galibiyet golünü attı atmasına Bats ama oyun yapısı olarak Icardi'den çok farklı ve bu düzenin "adamı" değil. Icardi bir çok pozisyonda orta sahaya kadar gelip, bir 10 numara maestro gibi ara paslar atarken, Batshuayi maalesef top kontrol edemiyor, "duvar pası"nda arkadaşlarına duvar olamıyor. Hal böyle olunca da takım atağa kalkarken birde kontra görebiliyor kendi kalesinde...
Yine de iki golcüsünde ısrar etti Okan Buruk ve ikinci yarıya genç Metehan'ı Nelsson'un yerine sürdü sahaya. Alkış alan işler de yaptı Metehan, özellikle rakibin iki net pozisyonunu keserek hocasının güvenini boşa çıkarmadı. Danimarkalı stoperin ise düşüşünün nedeni nedir, Okan hoca ve ekibinin çözeceği bir soru olarak karşılarında duruyor.
Nasıl ki ev sahibi maça golle başladı, Galatasaray da ikinci yarıya gol sevinci ile başlayacaktı ama Mertens'in ortasında Batshuayi'nin altı pasta kafasını kaleci Zoet iyi bir refleksle kornere yolladı. Çift forvetle aradığı golü bulamayınca Galatasaray, Okan Buruk Bats'ı çıkarıp Dayı'yı sahaya yolladı ve Mertens'i Osimhen'in yanına görevlendirdi. Saha dizilişi değişti, rakip kendi ceza sahasına gömüldü ve Galatasaray onları yarmayı denedi ama 74.'te Sara'nın ortasında Abdülkerim'in kafasında direk golü engelledi... Bodrum'da Galatasaray'a 2 puan veren direkler, şimdi de borcu tahsil ediyordu... Futbol böyle işte...
Yine de 3 puan yazılıyordu Galatasaray'ın hanesine, sağ kanattan yapılan ortada Osimhen kafayla topu ağlarla kucaklaştırdı ama yardımcı hakem bayrağı kaldırıverdi. Ofsaytı gören hakem, keşke düdük çalmadan maç yöneteceğini zanneden orta hakemi Alkmaar'lı oyuncunun Sanchez'i yaka paça indirdiği için bayrak sallasaydı... O sallamadı, öbürü de görmedi, penaltı güme gitti...
Tottenham'a sahayı dar ettikten sonra Galatasaray'dan Az karşısında mutlak galibiyet bekleyenler bu skor karşısında hayal kırıklığı yaşamıştır da mini şampiyonlar ligi gibi olan bu yeni tarz Avrupa Ligi turnuvasında deplasmanda kazanılan her puan değerlidir. Önümüzdeki haftalarda bunun değerini çok daha iyi anlayacağız.
Son olarak maçın yıldızına gelelim...
Her Avrupa deplasmanında olduğu gibi ultrAslan-Avrupa ve buradan deplasmana giden "tribün çocukları" maç boyu AFAS Stadını Ali Sami Yen'e çevirdiler, topçulara deplasmanı ev yaptılar. Sağ olsunlar, var olsunlar...
Stat: AFAS.
Hakemler: Horatiu Fesnic, Valentin Avram, Alexandru Cerei (Romanya).
AZ Alkmaar: Zoet, Maikuma, Penetra, Koopmeiners, Wolfe, Clasie (Dk. 46 Kwakman), Mijnans, Buurmeester (Dk. 72 Smit), Lahdo (Dk. 72 Kasius), Ruben van Bommel (Dk. 46 Poku), Parrott (Dk. 81 Meerdink).
Galatasaray: Muslera, Abdülkerim Bardakcı, Nelsson (Dk. 46 Metehan Baltacı), Sanchez, Barış Alper Yılmaz (Dk. 86 Berkan Kutlu), Torreira, Sara (Dk. 87 Ziyech), Yunus Akgün (Dk. 86 Jelert), Mertens, Batshuayi (Dk. 65 Kerem Demirbay), Osimhen.
Goller: Dk. 2 Mijnans (AZ Alkmaar), Dk. 43 Koopmeiners (KK) (Galatasaray).
Sarı kartlar: Dk. 6 Ruben van Bommel, Dk. 73 Parrott (AZ Alkmaar), Dk. 84 Mertens, Dk. 88 Osimhen, Dk. 89 Sanchez (Galatasaray).
Kırmızı kart: Dk. 90+2 Smit (AZ Alkmaar).