31 Ocak 2025 Cuma

Ajax:2-1:Galatasaray


 "Mükemmel oynamasak da mükemmel pozisyonlar ürettik" diyordu Okan Buruk ilk sekize kalma maçında Ajax'a 2-1 kaybettikten sonra yaptığı basın toplantısında. On gün önce iç sahada Dinamo Kiev'e sürpriz şekilde 2 puan verince, Hollanda deplasmanında puan kaybına tahammül yoktu ama hücümda bulunan onca pozisyon heba edilip, savunmada da "amatörce" hatalar yapınca, Galatasaray UEFA Avrupa Liginde yoluna devam etmek için play-off oynamak zorunda kalıyordu.

Ama mağlubiyetten daha da kötüsü Osimhen, Sanchez ve Torreira'nın cezalı duruma düşmüş olması... Yani takımın omurgası sonraki maçta olmayacak...


Maçın içine kısaca dönersek, dakikalar on sekize gelirken Barış'ın ortasında Osimhen'in kafası direği yalıyor, üç dakika sonra "apokerim"in uzun pasında yine Osmhen topla buluşup, karşı karşıya çaprazdan vuruşunda meşin yuvarlak bu defa diğer direği yalıyordu... "Mükemmel pozisyonlar" diyordu ya Okan hoca...

Ve yine bir klasik, golü ararken hemen peşinden topu kalenden çıkarıyorsun... Ev sahibinin hızlı geldiği bir anda Akpom'un plasesinde Muslera uzanarak topu çeliyor lakin Jakobs'un yerine sol bek oynayan Berkan'ın acemiliğinde boşta bekleyen Traore topu filelere yolluyordu.

Ev sahibi attığı golle "havaya" girmişti de Galatasaray yine pozisyon buluyordu, özellikle devre biterken Sara'nın ara pasında bu kez Yunus savunma elemanlarını peşine takıp ceza sahasına giriyor, yapılan müdahalede düşse penaltı olacakken ayakta kalıyor sonrasında da pas tercihi yerine kaleyi deneyince, pozisyon heba oluyordu...


İkinci devre yine tehlikeler Galatasaray'dan geliyordu, Sara'nın plasesi auta gidiyor ki pozisyonda penaltı tartışmaları yapılabilir, Kaan Ayhan'ın uzaktan aşırtmasını kaleci zorlukla kornere yolluyordu. 

Ve yine gol ararken, biz korner atarken hızlı çıkan Ajax, ceza sahasında Berkan'ın da ıskasıyla Fitz-Jim çaprazdan vuruyor, ilk devre Osimhen ve Yunus'un yapamadığını yapıp, topu çizgiden geçiriyordu...


Deplasmanda 2-0 geriye düşmek zordur, oradan maç çevirmek daha da zordur ama Galatasaray bunu başaracak fırsatları da buldu. Sara'nın şutunda kaleciden seken topu bom boş pozisyonda Batshuayi auta atıyor, bir dakika sonra savunmanın hatasından yararlanan Osimhen kaleciyi de geçiyor ama çaprazdan şutu yan ağlarda kalıyordu... 

Tekrar Okan Hocanın sözüne dönelim "Mükemmel oynamadık ama mükemmel pozisyonlar bulduk"...

O kadar net fırsat kaçınca, teselli mahiyetinde uzatmalar biterken kazanılan korner atışında oluşan karambolde Osimhen golü atıyor ama bu gol skoru değiştirmekten öteye gitmiyordu...


Stat: Johan Cruijff Arena.

Hakemler: Jesus Gil Manzano, Diego Barbero, Angel Nevado (İspanya).

Ajax: Pasveer, Gaaei, Sutalo, Baas, Hato, Fitz-Jim (Dk. 79 Mokio), Henderson (Dk. 79 Rugani), Taylor, Traore (Dk. 73 Berghuis), Godts (Dk. 12 Akpom), Brobbey (Dk. 73 Weghorst).

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan, Sanchez (Dk. 90 Nelsson), Abdülkerim Bardakcı, Berkan Kutlu (Dk. 61 Batshuayi), Torreira, Sara, Yunus Akgün (Dk. 61 Jelert), Mertens (Dk. 69 Yusuf Demir), Barış Alper Yılmaz (Dk. 90 Efe Akman), Osimhen.

Goller: Dk. 23 Traore, Dk. 58 Fitz-Jim (Ajax), Dk. 90+4 Osimhen (Galatasaray).

Sarı kartlar: Dk. 38 Osimhen, Dk. 53 Torreira, Dk. 79 Sanchez (Galatasaray), Dk. 72 Traore (Ajax).

25 Ocak 2025 Cumartesi

Galatasaray:1-0:Konyaspor


Bolu'da otelde çıkan yangın...

Konya'da binanın çökmesi...

Ülkede yaşanılan felaketlerin gölgesinde başladı Galatasaray-Konyaspor maçı. Üç dakika sessizdi ev sahibi tribünler, hayatını kaybedenlere saygı, bu kayıplara neden olan ihmalkarlara da sessiz protesto...


Oyuncular da bu "karamsar" havanın içindeymişçesine sanki "idare eder" gibi geçirdiler ilk 45 dakikayı... Galatasaray adına Mertens'in pasıyla Osimhen'in savunma arkasına koşu yapıp attığı ve ofsayt nedeniyle geçersiz sayılan gol ile devre biterken yine Mertens'in ortalayıp Osimhen'in kafa ile indirip Torreira'dan önce savunmanın uzaklaştırdığı anlar dışında taraftarı heyecanlandıracak pozisyon yokken, deplasman ekibi de 1-2 cılız atakla karşılık verdi bunlara. Buna rağmen ev sahibi aradığı golü de buldu, organıze miydi, orası soru işareti zira Muslera uzun vurdu, Yunus kafayla aşırttı ve Osimhen atletizmini konuşturup, Adil'den önce topa vurunca penaltıyı kazandı...


Tabii, maçın hakemi Halil Umut Meler olunca, her açıdan Konyalı oyuncunun tekmesi Osimhen'e vurduğu görülmesine rağmen penaltı kararı VAR'dan geldi. Sever Halil hoca maçlarda ön plana çıkmayı. Çaldığı düdükler, gösterdiği ve göstermediği kartlarla maç sonunda yine adından söz ettirdi. İlk devre Yunus'un Adil'e müdahalesinde deplasman ekibi kırmızı kart beklerken sarı kart doğru karardı ama ikinci devre Ahmed Kutucu'ya yanlış gösterdiği ilk sarı karttan dolayı Ahmed'in rakibinin ayağına basmasına sarı veremedi ve oyuncuyu atamadı... Derdimiz tek tek pozisyon bazında hakem eleştirmek değil ama Halil Umut Meler'in kötü performans gösterdiği maçlardan biriydi...


İkinci devre Galatasaray'lı oyuncular daha istekli sahaya çıkınca, bir çok pozisyon da buldular, taraftarı hop oturtup hop kaldırdılar ama farkı ikiye çıkaracak golü bulamadılar. Aslında 53. dakikada Yunus'un ortasında Barış'ın kafayla Osimhen'e asistinde Nijeryalı fileleri sarstı ama 4-5 dakika "arama" sonrası VAR Abdülkerim'in ofsayt olduğuna karar verdi... Şaka gibi karar ama söz konusu Galatasaray olunca bu sene bunlar tuhaf gelmiyor...

Maçın iyilerinden Yunus'tu, hem takım arkadaşlarını bir çok pozisyona soktu, hem de Konya'nın ikinci devre 2-3 atağından birinde savunmaya gelip golü önleyen hamleyi de yaptı ki devamında Osimhen'i kaleci ile karşı karşıya bırakan pası atıyordu... 

Dinamo Kiev maçından alınan "sürpriz" sonuç sonrası faturanın kesildiği Fernando Muslera maç öncesi taraftarın destek pankartları ile karşılanmış, maç içinde de rakibin geldiği nadir atakları savuşturmuş ve kulüp tarihinde en fazla maça çıkan oyuncu rekorunu kırdığı gece sahayı "clean sheet" ile kapamıştı... Tebrik edelim Nando'yu...



Stad: Ali Sami Yen

Hakemler: Halil Umut Meler, Kerem Ersoy, Samet Çiçek

Galatasaray: Muslera, Sallai, Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jabobs (Berkan Kutlu dk. 70), Torreira (Nelsson dk. 90), Kaan Ayhan, Yunus Akgün (Gabriel Sara dk. 80), Mertens (Ahmed Kutucu dk. 71), Barış Alper Yılmaz (Jelert dk. 90), Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Eyüp Aydın, Yusuf Demir, Batshuayi, Metehan Baltacı

Teknik Direktör: Okan Buruk

Konyaspor: Slowik, Boranijasevic (Umut Nayir dk. 75), Bazoer, Adil Demirbağ, Guilherme, Jevtovic, Ndao (Muhammet Taşçı dk. 69), Oğulcan Ülgün (Aleksic dk. 87), Melih İbrahimoğlu (Melih Bostan dk. 87), Yusuf Erdoğan (Uğurcan Yazğılı dk. 87), Kramer

Yedekler: Deniz Ertaş, Karahan Subaşı, Calusic, Ufuk Akyol, Keyta

Teknik Direktör: Recep Uçar

Gol: Osimhen (dk. 22 pen.) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Yunus Akgün, Ahmed Kutucu (Galatasaray), Jevtovic (Konyaspor)

21 Ocak 2025 Salı

Galatasaray:3-3:Dinamo Kiev


İsterseniz tarih tekerrüden ibaret deyin, isterseniz deja vu diyebilirsiniz, nasıl adlandırmak isterseniz size kalmış da Galatasaray'ın Sami Yen'de 3-0dan 3-3 e gelen Kasımpaşa maçının bir benzerini aynı sahada Dinamo Kiev karşısında bir kez daha seyretti Galatasaray taraftarı...

Ülkesinin yaşadığı savaştan dolayı uzun yıllar memleketten uzak olan, Avrupa'nın değişik stadlarında top oynayan bir zamanların efsane takımı Dinamo Kiev, sanki o meşhur "ölüm kalım" savaşında yaptığı gibi kolayca pes etmedi İstanbullu rakibine, onur mücadelesine girişti ve grupta ilk puanını alıp evine dönemedi, yine "misafir" olduğu ülkeye gitti de Sami Yen tribünlerinde Ukrayna bayraklarıyla takımlarını destekleyenlerin yüzü bir nebze de olsa gülüyordu...


Aslında fırtına gibi başladı Galatasaray maça, daha 4. dakikada Mertens'in kornerden ortasında Abdülkerim'in kafasını savunma çıkarırken, ikinci kornerde bu sefer Sanchez'in kafası skoru değiştiriyordu. Erken dakikada erken gol, Galatasaray'ı rahatlatmıştı ve oyun da zaten ev sahibin elindeydi.

Galatasaray rakibini kendi yarı sahasına hapsetmiş, tüm hatlarıyla ikinci golü aradığı bir anda top Abdülkerim'in önüne düştü, başarılı stoper kafasını kaldırdı, mesafeyi tarttı ve "yaradana sığınıp" topu bir füze edasıyla yolladı ve savunmaya da çarpan top ağlarda nefesleniyordu...


İki stoper ve iki gol...

Galatasaray taraftarı ultrAslan'ın da 24. yaş gününde parti havasına girmiş, yaptıkları tezahüratlarla ortalığı inletiyor, sahadaki aslanlar da Dinamo'ya tarihi bir yenilgi tattırmak arzusundaydı...

Mertens'in ortaları tehlike yaratıyor, Barış'ın boş kafası auta gidiyor, Barış'ın ortasında Osimhen'in şık topu pası kaleye giderken savunma oyuncusu sırtıyla çeviriyor, Torreira'nın kaptığı topta Berkan'ın şutu auta gidiyordu. 

Galatasaray pozisyonları bulup, kaçırdıkça tempo da yavaşlamaya başlıyor, oyun durağanlaşırken, rakibin ani bir atağında, yardımcı hakemin de desteği ( top taça çıkmışken, oyna kararı verdi) ile Dinamo Kiev Vanat ile farkı bire indiriyordu...


İkinci devre oldukça ilginç başladı, Galatasaray'ın kullandığı korner atışında Barış arka direkte topa elle müdahale etti ve hakem genç topçuyu ikinci sarı karttan oyundan ihraç etti. Tabii VAR Dinamo'nun ilk golünde yardımcı hakem gibi olaya seyirci kalmadı, hakemi ekrana çağırdı ve "olayın aslını" izletti: Dinamo'lu topçu Barış'ı grekoromen tarzı kündeye alınca bizimki de düşerken elle topa dokunmuş. Karar penaltıydı, Barış'ın kartı da iptal oldu.


Topun başına gelen Osimhen sert bir vuruşla farkı tekrar ikiye çıkarıyordu... Taraftar tekrardan zafer şarkılarına dönmüştü...

Takım da canlandı, Mertens'le Barış'la topu rakip ceza sahasına taşıyor, pozisyonlar buluyordu. 62. dakikada Belçikalının ortasında Osimhen'in topunu kaleci çizgide yakalıyor, bir kaç dakika sonra Yunus'un ayak dışı plasesi direği yalayarak ahlar vahlar içinde reklam panolarında sonlanıyordu. 


Atamayana atarlar derler ya, yine Kasımpaşa maçının benzeri şekilde kornerde Jakobs'un şaşkınlığını değerlendiren Yarmolenko arka direğe gelen topa dokunarak farkı tekrar bire indiriyordu. Sami Yen tekrar sessizliğe bürünmüştü...

Kasımpaşa, Riga, Elfsborg maçlarında öne geçip, skoru koruyamama "sendromu" hem taraftara hem de sahadaki topçulara sirayet edince, Galatasaray istemsiz bir şekilde savunmaya çekilince Dinamo Kiev takımı da eşitlik için Muslera'nın kalesine geldi ve yapılan bir ortada Yarmalenko Sanchez'in üzerinden kafayı vurdu, top Muslera'nın uzanamayacağı yere giderek skoru belirliyordu: 3-3...


Kalan dakikalarda ev sahibi panikle tekrar öne geçecek pozisyonları aradı da rakip savunmada dikkatliydi ama 90 +2 de Osimhen istediği kafayı altı pastan vurdu da kaleci günündeydi, top kucağında kaldı ve maç da eşitlikle sonlandı...

Tabii, rakip sevinirken, Galatasaray'da ilk defa Avrupa Liginde iç sahada puan kaybetmenin hayal kırıklığı yaşanıyor ve ilk sekize kalma hayalleri son Ajax deplasmanına kalırken, fatura ilk gol hariç gollerde suçu olmayan Muslera'ya kesiliyordu...



Stat: Ali Sami Yen

Hakemler: Kristo Tohver, Silver Koiv, Sander Saga

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan (Batshuayi dk. 86), Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jabobs, Berkan Kutlu (Kerem Demirbay dk. 73), Torreira, Yunus Akgün, Mertens (Yusuf Demir dk. 90+1), Barış Alper Yılmaz (Jelert dk. 86), Osimhen

Yedekler: Batuhan Şen, Günay Güvenç, Nelsson, Berat Luş, Yalın Dilek, Efe Akman, Metehan Baltacı

Teknik Direktör: Okan Buruk

Dinamo Kiev: Neshcheret, Tymchyk, Bilovar, Mykhavko, Vivcharenko, Buyalskyi (Salenko dk. 87), Mykhailenko, Shaparenko (Pikhalonok dk. 46), Voloshyn (Yarmolenko dk. 46), Kabaiev (Guerrero dk. 74), Vanat (Ponomarenko dk. 90+4)

Yedekler: Bushckan, Morgun, Diachuk, Rubchynskyi, Karavaiev, Dubinchak, Braharu

Teknik Direktör: Oleksandr Shovkovskyi

Goller: Sanchez (dk. 6), Abdülkerim Bardakcı (dk. 22), Osimhen (dk. 53 pen.) (Galatasaray), Vanat (dk. 45), Yarmolenko (dk. 68 ve 81) (Dinamo Kiev)

Sarı kartlar: Barış Alper Yılmaz, Jaboks, Sanchez, Osimhen, Okan Buruk (Galatasaray), Shaparenko, Tymchyk, Pikhalonok, Mykhailenko, Vivcharenko (Dinamo Kiev)

19 Ocak 2025 Pazar

Hatayspor:1-1:Galatasaray

 


Dün gece Liverpool'u Brentford deplasmanında seyrederken, sanki Galatasaray'ı izler gibi oldum, ön alanda basıyorlar, top kapıyorlar, rekor sayıda şut atıyorlar, kale dibine kadar gelip, o topu filelerle buluşturmada bir o kadar beceriksiz kalıyorlardı. "Acaba bu maç berabere bitse karşı karşıya kaçıran Gakpo, arkadaşını gollük şutunu engelleyen Szobozslai ya da her maç gol atıyorsun bu maçta neden atamadın diye Salah "linç" edilir miydi Liverpool sosyal medya taraftarınca?" diye aklımdan geçirirken, Nunez 90+1 ve 90+3te attığı gollerle üç puanı getirdi...


Galatasaray da Mersin'de Hatayspor karşısında oldukça üstün bir oyunla, bir çok yüzde yüzlük pozisyon buldu lakin Prekazi'nin o sözünü doğrularcasına "topun canı vardı" ve meşin yuvarlak filelerle buluşmak istemedi. Futbolun yazılı olmayan kurallarından biridir, rahat pozisyon bulup, toplar direkten döner, iki adımdan kaleye girmiyorsa, o gol o maçta gelmeyecektir, gelmedi de... Hatta o kadar ki Osimhen'in penaltısı bile az kalsın gol olmuyordu...

Maçları not tutarak izlerim, defterime not ederim her pozisyonu da, öyle Xg filan derdim değil, gözümle görüp, sezgilerime güvenirim, şöyle deftere baktığımda Galatasaray'ın ilk devre 4 net pozisyon, ikinci yarı 10 net pozisyonu var. Bu kadar pozisyona girip, olmuyorsa topçu linçlemek yerine "canınız sağ olsun" demek lazım...


Ama bizim ülkede futbol sevgisi, takım sevgisi, futbolcu sevgisi hepsi lafta. Biz kendimiz dışında kimseyi sevmiyoruz. Biz armaymış, formaymış, renklermiş sevmiyoruz, biz başarıyı seviyoruz, biz ertesi gün rakip takımlı arkadaşı kızdırmayı ya da ondan laf yememeyi seviyoruz... Gerisi boş mu boş...

Neden mi böyle yazdım? 5 gün önce kritik Başakşehir deplasmanında attığı iki golle maçın adamı seçilen, geçen yılki şampiyonlukta büyük katkısı olan, bu sezon bir çok maçta attığı gollerle takıma puan getiren Barış Alper Yılmaz, Mersin'de kolay pozisyonları harcadı diye "istenmeyen "adam ilan ediliverdi...

Neye göre? Maçın skoruna göre. Galipsen iyi, kaybedersen kötü... Peki hani vefa? Bozacı mıydı o?

Sadece Barış mı, Yunus'a edilen laflar, Mertens'e söylenilenler, hatta Osimhen'in golcülüğümün eleştirildiğini okudum... Neden bütün bunlar, bir maç berabere kaldı diye, hem de 15e yakın net pozisyon bulunan maçta...

Çuvaldızı kendimize batırmayı pek seviyoruz, kendi topçumuzu hocamızı eleştirmek en sevdiğimiz iş ama Mersin'de kaybedilen puanda sadece topun kaleye girmek istememesi değil, aynı zamanda maçın hakemi Cihan Aydın ile yabancı VAR Jan Boterberg'in de kararlarını es geçmemek lazım...


Cihan Aydın, online katıldığı bir seminerde yeğeninin içinde Galatasaray geçen kullanıcı adıyla katıldığı için Galatasaraylı olarak etiketlendiği için, maçta da tarafsız olduğunu milletin gözünün içine sokmak için Galatasaray lehine olan bir çok pozisyonu görmezden geldi. Calvo'nun Osimhen'e dalmasına düdük çalmadı, Barış itilmesine seyirci kaldı, Yunus'un şutunda Hataylı oyuncunun elle oynamasına da seyirci kaldı, Calvo'nun Barış'ın ayağına basmasına da. O kadar düdük çalmaktan korkuyordu ki Mertens'in düşürülmesine de düdük çalmadı da, ilk yarıda bariz penaltıyı vermeyen VAR, bu sefer Cihan Aydın'ı çağırdı... Ama aynı VAR Hatay'ın golünde ofsayt için hakemi uyarmadı...


Ve işin daha da vahimi, hatta UEFA ve FIFA'ya taşınması gereken bir pozisyon, 77. dakikada Sanchez'in kafasında Barış'ın dokunarak filelere yolladığı topta kaldırılan ofsayt bayrağı sonrası "yarı otomatik ofsayt teknolojisinden" Barış'ın ayağının küçük farkla ofsaytta olduğu görseli... Görselle gerçek fotoya baktığımızda ise fark var, birinde rakip oyuncunun ayağı yere basıyor, diğerinde topuk havada, ki milisaniyelerle bir kararı istediğin gibi belirleyebilirsin... Bu duruma Galatasaray umarım sessiz kalmaz, bu işin gerçeğini ortaya çıkarır ve gerekli bütün hukuksal çalışmaları yapar...



Evet, Dursun başkan ile Hacıosmanoğlu arasında bir savaş başlamıştı, ama savaşın bile kendine göre ahlaki kuralları vardır, burada bu bile yok...

Güzellikle bitirelim. Galatasaray tribünleri maçın başında yaptıkları meşale şovla başlayarak maç boyu takıma müthiş derece destek verdiler. Ev sahibi Galatasaray'a sadece kale arkasını ayırmıştı ama diğer tribünlerde de çok sayıda sarı-kırmızı sevdalısı vardı, inatla ve coşkuyla desteklediler takımı, bir de galibiyet gelseydi, evlerine daha mutlu döneceklerdi...



Stat: Mersin.

Hakemler: Cihan Aydın, Bersan Duran, Bahtiyar Birinci.

Hatayspor: Bekaj, Kamil Ahmet Çörekçi, Kilama, Calvo, Cemali Sertel (Dk. 73 Massanga), Diack, Abdulkadir Parmak (Dk. 73 Boutobba), Görkem Sağlam (Dk. 87 Recep Burak Yılmaz), Fernandes, Rivas (Dk. 73 Kerim Alıcı), Aboubakar (Dk. 90+2 Strandberg).

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan (Dk. 46 Kerem Demirbay), Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Dk. 46 Sallai), Jakobs, Berkan Kutlu, Torreira (Dk. 82 Batshuayi), Yunus Akgün, Mertens (Dk. 88 Yusuf Demir), Barış Alper Yılmaz (Dk. 90+5 Jelert), Osimhen.

Goller: Dk. 28 Cemali Sertel (Hatayspor), Dk. 56 (Penaltıdan) Osimhen (Galatasaray).

Sarı kartlar: Dk. 18 Kaan Ayhan (Galatasaray), Dk. 45+2 Diack, Dk. 59 Kamil Ahmet Çörekçi, Dk. 73 Fernandes, Dk. 88 Bekaj (Hatayspor).

15 Ocak 2025 Çarşamba

Başakşehir FK:1-2:Galatasaray

 


Ziraat Türkiye Kupasında Rams Parkta oynanan maçın yorumunu şöyle bitirmiştim:

"Beş günde iki maçın ilki berabere bitmişti...

İki takım kupada birer puan yazmıştı hanelerine de, esas randevu için Galatasaray rakibine göz dağı veriyordu...

Başakşehir ev sahibi olacak lakin onlar sakat ve cezalılar sebebiyle "rotasyona" girecek, Galatasaray "esas oğlanlarıyla" mücadele edecektir Süper Ligin ilk devresinin son maçında..."

Okan Buruk "esas oğlanlarıyla" çıktıda efsanesi olan Fatih Terim'in adının verildiği staddaki maça ama bir eksik vardı. "Böyle penaltı mı olur?" diye isyan edilen pozisyonda sakatlanan ve 2-3 hafta formasına hasret kalacak Sara yoktu kadroda, yerine "dayı" Kerem Demirbay vardı. Sosyal medya dönem dönem bazı oyuncuları "linçler", Berkan da, Kerem Aktürkoğlu da, Nelsson da bunlardan nasibini alırken, bu sene okların hedefinde Kerem Demirbay var. Ağzıyla kuş tutsa, yaranamayacak maalesef...

Ev sahibi ise oldukça eksikti, sarı kart cezalıları, sakatlar derken, genç topçulardan "yamalı" bir kadro çıkarmıştı Çağdaş Atan sahaya. Ama onların avantajına ise İstanbul'da yılın en soğuk ve yağmurlu günü vardı. Yerden oynasan zemin ıslak, havadan oynasan zaten vurduğun top sana bumerang gibi geri geliyordu.


İki takımın hocası da saha ve zemin şartları ile eldeki kadrolara göre oyun planlarını yapmış, takımlarını maça hazırlarken, onlar dışında da bu oyundan rol çalmak isteyenler vardı: Maçın hakemi Atilla Karaoğlan ve CV'sinde Galatasaray ile ilgili hiç de olumlu referanslar olmayan VAR hakemi Yaşar Kemal Uğurlu...

Önce 12. dakikada Osimhen yanında Barış Alper gole giderken son adam olan Opoku tarafından düşürüldü, kırmızı "unutuldu"... 3 dakika sonra Yunus bariz şekilde düşürüldü, faul verilmedi, Yunus ititraz edince sarı çıktı. Yetmedi, "suyun karşı tarafının" Torreira üzerine oluşturduğu algı Atilla Karaoğlan'da sonuç vermiş oldu ki Uruguaylı topçunun ilk müdahalesinde sarı kart çıktı... Okan Buruk'a sarı kart çıkarmadan da olamadı maçın hakemi, onu da listeye ekleyiverdi.


Ama esas felaket Mertens'in ortasında Hamza'nın elle müdahalaesinde hem sahadaki hem de VAR'daki hakemler "üç maymunu oynadı"... Pozisyonu herkes gördü, o kadar açıktı ki Hamza maçtan sonra itiraf etmekten çekinmedi :"Evet o pozisyonda tol elime çarptı diye hissettim..."

Hakemlerin "karışamayacağı" bir gol atmak lazımdı deplasmandaki bu maçı kazanmak için ve o golün sinyalini önce "ApoKerim" yaktı Kerem Demirbay'ın kornerden ortasına vurduğu kafayla.  Sonrasında ise Galatasaray, "şahsına münhasır" bir golle devre biterken öne geçiyordu. Rakip çıkarken yapılan baskı sonuç veriyor, Yunus ve Barış paslaşıyor, sonra Osimhen duvar oluyor Barış'a ve genç topçu yürümek için kullandığı ayağıyla filelerin yağmurunu silkeliyordu...


Ev sahibinin ise tek atağı devre biterken Galatasaray'ın kaptırdığı bir topta, oluşan karambolde genç Ömer'in şutunda Abdülkerim olması gereken yerdeydi...

İkinci devre Barış'ın ortasında Osimhen dokunabilse Galatasaray erken dakikada farkı ikiye çıkaracaktı ama olmazken, 5 dakika sonra ise Keny sarı kartı olduğu halde ceza sahasında penaltı almak için "kendini atıyor", hakemler yine "görmedim"i oynuyordu...

İşte aynı Keny, bir dakika sonra Piatek'e asist yaparken, Sanchez yine son haftalarda olduğu gibi golde hatasıyla ön plana çıkıyordu. Lakin ev sahibinin sevinci pek fazla sürmüyor, Osimhen'in ekmeğini taştan çıkardığı bir kapışmada Mertens Yunus'u görüyor, onun pasında bir kez daha Barış sol ayağı ile Muhammed'i mağlup ediyordu.


Galatasaray 3 dakika sonra Jakobs'un ortasında Mertens'le golu bulamazken, Torreira'nın ters kafasında da topun ağlara gitmesini futbolun tanrıları engelliyordu. 

Saha zemini ağırlaşıp, oyuncular da yorulmaya başlanınca kalan dakikalarda seyirciler bir doldur boşalt futbolu seyretmeye başlarken, Okan Buruk'un Nelsson değişikliği de faydalı oluyor, Danimarkalı stoper kritik müdahaleleri ile "Beni de bu kadar yabana atmayın" diyordu...

Süper Ligin uzun bir sezonun ilk devresi sona ererken, Okan Buruk'lu Galatasaray deplasmanda kaybetmeme rekorunu arttırırken, 18 maçta 16 galibiyet 2 beraberlikle kimsenin hayal edemeyeceği bir başarı yakalıyordu...

Darısı kalan maçlara diyelim...


Stat: Başakşehir Fatih Terim

Hakemler: Atilla Karaoğlan, İbrahim Bozbey, Ali Can Alp

RAMS Başakşehir: Muhammed Şengezer, Hamza Güreler, Opoku, Lima, Deniz Türüç (Dk. 86 Djalo), Onur Ergün, Kemen (Dk. 89 Pelkas), Ömer Faruk Beyaz (Dk. 67 Ömer Ali Şahiner), Davidson (Dk. 67 Figueiredo), Keny, Piatek

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jakobs, Kerem Demirbay (Dk. 75 Sallai), Torreira, Yunus Akgün, Mertens (Dk. 83 Berkan Kutlu), Barış Alper Yılmaz (Dk. 90+2 Batshuayi), Osimhen (Dk. 90+2 Nelsson)

Goller: Dk. 42 ve 59 Barış Alper Yılmaz (Galatasaray), Dk. 53 Piatek (RAMS Başakşehir)

Sarı kartlar: Dk. 13 Opoku, Dk. 37 Hamza Güreler, Dk. 45 Keny, Dk. 74 Piatek (RAMS Başakşehir), Dk. 16 Yunus Akgün, Dk. 21 Kaan Ayhan, Dk. 31 Torreira, Dk. 79 Sallai (Galatasaray)

9 Ocak 2025 Perşembe

Galatasaray:2-2:Başakşehir FK


Beş günde iki Başakşehir maçı...

Biri içerde, diğeri dışarda. İlkinin telafisi var da, ikincisi çok daha önemli...

Böyle düşünmüş olacak ki Okan Buruk, rakip takım hocasını da şaşırtacak derece rotasyonlu bir kadroyla sahaya sürdü takımını...

Günay, Metehan, Jelert, Efe, Berkan, Yusuf, Kerem ve Batshuayi seremoniye çıkan topçular arasındaydı, Başakşehir ise "full kadro"... Bir de tabii Galatasaray'a karşı ilginç bir şekilde bilenmiş bir hocası vardı. Hele ki maçtan 2-3 saat önce Fenerbahçe başkanının yaptığı basın toplantısında "Cağdaş" ismini duyunca, daha da hırslanmıştı Başakşehir'in çalıştırıcısı...


Maç da girizgahta belirttiğim gibi başladı aslında. Sarı-kırmızılılar sudan çıkmış balık gibi çırpınıp, hocalarının verdiği taktiği uygulamaya çalışırken, bir arada oynamama ve maç eksikliği göze fena halde çarpıyordu. Deplasman ekibi ise kulübesiyle taça dahi itiraz edecek şekilde motiveydi. 

Ortada geçen ilk 20 dakika sonrası "birbirine alışan" Galatasaraylılar, iki uzun boylu stoperin arasında tost olan Batshuayi'yi kenar ortalarıyla besleyemeyeceklerini görüp, ceza sahası dışında şutlar atmaya başladılar ki, tehlikeler de geldi ama Başakşehir de ilk atağında golü buluverdi Deniz'le... Bu çocuk da "acı vatan "Almanya'dan Anadolu'ya gelip oradan Fenerbahçe seçimi ile futbol kariyerini bitiren bir topçu. Galatasaray'ı seçmiş olsaydı, çok daha farklı kariyeri olacaktı...

Başakşehir az daha ikinci golü de bulacaktı ama Günay öyle iki kurtarış yaptı ki, tecrübeli kalecinin menajeri hemen sosyal medya ekibine talimat vermiştir bu videoları "Best Of Günay Güvenç"e eklemesi için.

Rakip maçı fazlaca ciddiye alıp, bir de saha kenarında "çirkefleşince", Okan Buruk da "had bildirmek" için önce Mertens ve Yunus'u, sonra da Barış, Sara ve Jakobs'u oyuna alınca Galatasaray bilinen makine düzenine dönüp, rakip kaleyi abluka altına alıyordu. Önce beraberlik golü Mertens'in ortasında Sanchez ile geliyor, Jelert'in hatasında Piatek tekrar takımını öne geçiriyor, Abdülkerim yine Mertens'in pasında eşitliği sağlıyordu. Ev sahibi taraftarının da desteği ile iç saha oyun ritmini yakalayıp, gol için dalga dalga Muhammed'in kalesine yükleniyor lakin aradığı golü bulamazken, uzatmalarda kazanılan penaltı atışında da Batshuayi, genç kaleciyi geçemiyordu...


Beş günde iki maçın ilki berabere bitmişti...

İki takım kupada birer puan yazmıştı hanelerine de, esas randevu için Galatasaray rakibine göz dağı veriyordu...

Başakşehir ev sahibi olacak lakin onlar sakat ve cezalılar sebebiyle "rotasyona" girecek, Galatasaray "esas oğlanlarıyla" mücadele edecektir Süper Ligin ilk devresinin son maçında...


Stat: RAMS Park.

Hakemler: Ali Şansalan, Mustafa Savranlar, Osman Gökhan Bilir.

Galatasaray: Günay Güvenç, Metehan Baltacı (Dk. 46 Mertens), Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jelert (Dk. 57 Barış Alper Yılmaz), Efe Akman (Dk. 64 Sara), Berkan Kutlu (Dk. 86 Jakobs), Yusuf Demir (Dk. 46 Yunus Akgün), Kerem Demirbay, Sallai, Batshuayi.

Başakşehir FK: Muhammed Şengezer, Hamza Güreler, Ba, Opoku, Lima, Crespo (Dk. 75 Onur Ergün), Deniz Türüç (Dk. 89 Ömer Ali Şahiner), Kemen, Berat Özdemir, Figueiredo (Dk. 75 Davidson), Piatek (Dk. 81 Keny).

Goller: Dk. 35 Deniz Türüç, Dk. 53 Piatek (Başakşehir FK), Dk. 51 Sanchez, Dk. 74 Abdülkerim Bardakcı (Galatasaray).

Kırmızı kart: Dk. 85 Onur Ergün (Başakşehir FK).

Sarı kartlar: Dk. 45+2 Sanchez, Dk. 53 Batshuayi (Galatasaray), Dk. 50 Lima, Dk. 56 Deniz Türüç, Dk. 68 Çağdaş Atan (Teknik direktör), Dk. 77 Piatek, Dk. 85 Muhammed Şengezer (Başakşehir FK).

7 Ocak 2025 Salı

Galatasaray:2-1:Göztepe


"Takımda çözmem gereken yeterince sorun var. Başkanlar ve kulüpler de hakemlerle ilgili konuşmamalı. Hakemlerin gelişmesi için sağlıklı ortam sağlanmalı. Türk futbolunda insanlar sahaya odaklanmalı.'' diyordu maçtan sonraki basın toplantısında Göztepe'nin Bulgar teknik adamı Stanimir Stoilov kendisine maçın hakemi ile ilgili yöneltilen provokatif soruya.

Artık alışılageldiği üzere Galatasaray'ın her maçı sonrası hakemler ön plana atılıyor, "karşı taraf" kendi maçını bırakıp Galatasaray'ı konuşuyordu. Saha içinde rekabet etmek zorlaşınca, yan yollara sapmak en kolayı olmaya başlıyordu. 


Ama herkesin dilinden düşürmediği "futbolun değeri"ni arttırmanın yolu yeşil alanın içine odaklanıp, orada kora kor mücadele etmektir. Cumartesi gecesi Ali Sami Yen'de Okan Buruk ve Stanimir Stoilov tam da bunu yaptılar. Yılbaşı arasını iyi değerlendirip, rakiplerini analiz ederek saha içinde maçı kazanmaya odaklandılar. Kendi sahasında kazanan ama deplasmanda puanlara hasret İzmir'in sarı-kırmızılı takımı, Galatasaray'ın bu sezon puan kaybettiği Sami Yen'de ev sahibine yeni bir darbe daha indirmeye niyetliydi. Rakip sahada baskı yapıp, güçlü ve enerjik orta saha oyuncularıyla "temaslı" oynayarak Mertens, Sara ve Torreira'nın oyun kurmasını engellerken, Heliton Osimhen'e "ikiz gibi" yapışık oynuyordu. Hal böyle olunca Galatasaray, rakibine pozisyon vermese de kendi oyununu oynamaktan çok uzaktı ki Djalma'nın Kaan Ayhan'a müdahalesi sonrası kazanılan penaltıda Osimhen skorbordu değiştiriyordu.

Kendi yarı sahasından çıkarken yaptığı bir kaç ufak pas hatası belki Sanchez için "lafı dahi edilmeyecekken", Göztepe'nin golünde arkasına atılan atılan uzun topta Romulo'yu kaçırması "telafi edilmezdi", deplasman ekibine eşitlik sayısı geliverdi hiç beklenmediği bir anda. Savunma arkası demişken, Göztepe ikinci golü de bulacaktı Jakobs'un arkasına atılan topta ki, Galatasaray'ın sol bekinin can havliyle müdahalesi az farkla direği yalayarak kornere çıktı.


Galatasaray maçlarında Okan Buruk'un en büyük şikayetiydi, rakiplerin sürekli oyunu durdurması, hakemlerin de onlara tölerans göstermesi, Stoilov böyle bir şey yapmadı, "çarpışma" istedi takımından ve maça gelenler Premier Lig kalitesinde bir mücadele izlediler. Orta saha ve savunmada "fiziksel" gücünü ortaya koymuştu deplasman takımı lakin Galatasaray'ın da kadife ayakları vardı. Oyunda son yarım saate girilirken, Sara'nın jeneriklik pasında Mertens de bir o kadar fantastik bir ara pas attı Yunus'a ve genç topçu da çaprazdan fileleri havalandırdı.

Galatasaray bir kez daha öne geçmişti. Hamle sırası Göztepe'deydi, yapılan oyuncu değişiklikleri ile Muslera'nın kalesine geldiler, bir kez de gole yaklaştılar ama Jakobs-Muslera birlikteliği İzmir'in sarı kırmızılılarına ikinci defa sevinme hakkı tanımadı. Ve 5 dakika sonra Sara'nın kullandığı köşe atışında Abdülkerim vurdu kaleciden dönen topu Torreira kafayla gol yaptı ama tam tamına 4 dakikalık VAR "aramasıyla" ofsayt çıkıverdi... Sorarsan hakem Galatasaray'ı koruyordu...

Deplasman ekibi beraberlik için tüm hatlarıyla yüklenince Okan Buruk da Nelsson'u oyuna sürdü ve Danimarkalı oyuncu yaptığı hamlelerle de hocasını mahcup etmedi... Bir de Bashuayi, Sallai'nin "al da at" pasını gol yapsa, Galatasaray Süper Ligde daha ilk devre bitmeden 50 gole ulaşacaktı...


Stat: RAMS Park.

Hakemler: Alper Akarsu, Abdullah Bora Özkara, Deniz Caner Özaral.

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan, Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Jakobs (Dk. 87 Berkan Kutlu), Torreira, Sara, Barış Alper Yılmaz (Dk. 90+2 Nelsson), Mertens (Dk. 74 Sallai), Yunus Akgün (Dk. 90+2 Jelert), Osimhen (Dk. 87 Batshuayi).

Göztepe: Lis, Koray Günter, Heliton, Bokele, Nielsen (Dk. 89 Taha Altıkardeş), Dennis (Dk. 89 Ahmet Ildız), Miroshi, Matsuki (Dk. 69 Juan), Djalma Silva (Dk. 89 İsmail Köybaşı), Tijanic (Dk. 69 Victor Hugo), Romulo.

Goller: Dk. 10 Osimhen (Penaltıdan), Dk. 61 Yunus Akgün (Galatasaray), Dk. 27 Romulo (Göztepe).

Sarı kartlar: Dk. 9 Djalma, Dk. 37 Dennis (Göztepe), Dk. 58 Sara (Galatasaray).

Blog Widget by LinkWithin