19 Ocak 2025 Pazar

Hatayspor:1-1:Galatasaray

 


Dün gece Liverpool'u Brentford deplasmanında seyrederken, sanki Galatasaray'ı izler gibi oldum, ön alanda basıyorlar, top kapıyorlar, rekor sayıda şut atıyorlar, kale dibine kadar gelip, o topu filelerle buluşturmada bir o kadar beceriksiz kalıyorlardı. "Acaba bu maç berabere bitse karşı karşıya kaçıran Gakpo, arkadaşını gollük şutunu engelleyen Szobozslai ya da her maç gol atıyorsun bu maçta neden atamadın diye Salah "linç" edilir miydi Liverpool sosyal medya taraftarınca?" diye aklımdan geçirirken, Nunez 90+1 ve 90+3te attığı gollerle üç puanı getirdi...


Galatasaray da Mersin'de Hatayspor karşısında oldukça üstün bir oyunla, bir çok yüzde yüzlük pozisyon buldu lakin Prekazi'nin o sözünü doğrularcasına "topun canı vardı" ve meşin yuvarlak filelerle buluşmak istemedi. Futbolun yazılı olmayan kurallarından biridir, rahat pozisyon bulup, toplar direkten döner, iki adımdan kaleye girmiyorsa, o gol o maçta gelmeyecektir, gelmedi de... Hatta o kadar ki Osimhen'in penaltısı bile az kalsın gol olmuyordu...

Maçları not tutarak izlerim, defterime not ederim her pozisyonu da, öyle Xg filan derdim değil, gözümle görüp, sezgilerime güvenirim, şöyle deftere baktığımda Galatasaray'ın ilk devre 4 net pozisyon, ikinci yarı 10 net pozisyonu var. Bu kadar pozisyona girip, olmuyorsa topçu linçlemek yerine "canınız sağ olsun" demek lazım...


Ama bizim ülkede futbol sevgisi, takım sevgisi, futbolcu sevgisi hepsi lafta. Biz kendimiz dışında kimseyi sevmiyoruz. Biz armaymış, formaymış, renklermiş sevmiyoruz, biz başarıyı seviyoruz, biz ertesi gün rakip takımlı arkadaşı kızdırmayı ya da ondan laf yememeyi seviyoruz... Gerisi boş mu boş...

Neden mi böyle yazdım? 5 gün önce kritik Başakşehir deplasmanında attığı iki golle maçın adamı seçilen, geçen yılki şampiyonlukta büyük katkısı olan, bu sezon bir çok maçta attığı gollerle takıma puan getiren Barış Alper Yılmaz, Mersin'de kolay pozisyonları harcadı diye "istenmeyen "adam ilan ediliverdi...

Neye göre? Maçın skoruna göre. Galipsen iyi, kaybedersen kötü... Peki hani vefa? Bozacı mıydı o?

Sadece Barış mı, Yunus'a edilen laflar, Mertens'e söylenilenler, hatta Osimhen'in golcülüğümün eleştirildiğini okudum... Neden bütün bunlar, bir maç berabere kaldı diye, hem de 15e yakın net pozisyon bulunan maçta...

Çuvaldızı kendimize batırmayı pek seviyoruz, kendi topçumuzu hocamızı eleştirmek en sevdiğimiz iş ama Mersin'de kaybedilen puanda sadece topun kaleye girmek istememesi değil, aynı zamanda maçın hakemi Cihan Aydın ile yabancı VAR Jan Boterberg'in de kararlarını es geçmemek lazım...


Cihan Aydın, online katıldığı bir seminerde yeğeninin içinde Galatasaray geçen kullanıcı adıyla katıldığı için Galatasaraylı olarak etiketlendiği için, maçta da tarafsız olduğunu milletin gözünün içine sokmak için Galatasaray lehine olan bir çok pozisyonu görmezden geldi. Calvo'nun Osimhen'e dalmasına düdük çalmadı, Barış itilmesine seyirci kaldı, Yunus'un şutunda Hataylı oyuncunun elle oynamasına da seyirci kaldı, Calvo'nun Barış'ın ayağına basmasına da. O kadar düdük çalmaktan korkuyordu ki Mertens'in düşürülmesine de düdük çalmadı da, ilk yarıda bariz penaltıyı vermeyen VAR, bu sefer Cihan Aydın'ı çağırdı... Ama aynı VAR Hatay'ın golünde ofsayt için hakemi uyarmadı...


Ve işin daha da vahimi, hatta UEFA ve FIFA'ya taşınması gereken bir pozisyon, 77. dakikada Sanchez'in kafasında Barış'ın dokunarak filelere yolladığı topta kaldırılan ofsayt bayrağı sonrası "yarı otomatik ofsayt teknolojisinden" Barış'ın ayağının küçük farkla ofsaytta olduğu görseli... Görselle gerçek fotoya baktığımızda ise fark var, birinde rakip oyuncunun ayağı yere basıyor, diğerinde topuk havada, ki milisaniyelerle bir kararı istediğin gibi belirleyebilirsin... Bu duruma Galatasaray umarım sessiz kalmaz, bu işin gerçeğini ortaya çıkarır ve gerekli bütün hukuksal çalışmaları yapar...



Evet, Dursun başkan ile Hacıosmanoğlu arasında bir savaş başlamıştı, ama savaşın bile kendine göre ahlaki kuralları vardır, burada bu bile yok...

Güzellikle bitirelim. Galatasaray tribünleri maçın başında yaptıkları meşale şovla başlayarak maç boyu takıma müthiş derece destek verdiler. Ev sahibi Galatasaray'a sadece kale arkasını ayırmıştı ama diğer tribünlerde de çok sayıda sarı-kırmızı sevdalısı vardı, inatla ve coşkuyla desteklediler takımı, bir de galibiyet gelseydi, evlerine daha mutlu döneceklerdi...



Stat: Mersin.

Hakemler: Cihan Aydın, Bersan Duran, Bahtiyar Birinci.

Hatayspor: Bekaj, Kamil Ahmet Çörekçi, Kilama, Calvo, Cemali Sertel (Dk. 73 Massanga), Diack, Abdulkadir Parmak (Dk. 73 Boutobba), Görkem Sağlam (Dk. 87 Recep Burak Yılmaz), Fernandes, Rivas (Dk. 73 Kerim Alıcı), Aboubakar (Dk. 90+2 Strandberg).

Galatasaray: Muslera, Kaan Ayhan (Dk. 46 Kerem Demirbay), Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Dk. 46 Sallai), Jakobs, Berkan Kutlu, Torreira (Dk. 82 Batshuayi), Yunus Akgün, Mertens (Dk. 88 Yusuf Demir), Barış Alper Yılmaz (Dk. 90+5 Jelert), Osimhen.

Goller: Dk. 28 Cemali Sertel (Hatayspor), Dk. 56 (Penaltıdan) Osimhen (Galatasaray).

Sarı kartlar: Dk. 18 Kaan Ayhan (Galatasaray), Dk. 45+2 Diack, Dk. 59 Kamil Ahmet Çörekçi, Dk. 73 Fernandes, Dk. 88 Bekaj (Hatayspor).

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin