Kim yazmış, nerede yazmış bilemiyorum bu nedenle kaynak belirtemeyeceğiz (demiştik, twitterdan cevap geldi, yazının sahibi Abdullah Atıcı ve mektup webaslan'da paylaşılmış) lakin bizim de hislerimizi paylaşmış Melo hakkında aşağıdaki satırları karalayan renkdaşımız... Fatih Terim'in de Melo'yla alakalı hislerinin de pek farklı olmadığına inanıyoruz, umarım hocasına "eleman", topçusuna "değerini bulanı satarım" diyen başkan Aysal da Melo'nun takım için ne anlam ifade ettiğini anlar iş işten geçmeden...
Felipe Melo... Bu adamı bize siz getirdiniz. İlk başlarda hepimiz youtubedan videolarını açtık izledik. Transfer edilen her yeni futbolcu gibi kim olduğunu, nasıl oynadığını anlamaya çalıştık. Beğendik, takdir ettik ne güzel Brezilya milli takımında oynamış bir oyuncumuz oldu dedik vesaire…
Günler geçmeye başladı onun hakkında pek çok şey öğrendik. Parlak kariyerinin arka taraflarını okumaya başladıkça; geçen sene İtalya Ligi'nin en kötü futbolcusu seçildiğini mesela... Yeniden doğmak istiyorum diyordu.. Ve biliyorsunuz sayın yönetim siz de Fatih hocayı ilk göreve getirdiğinizde ilk sözü "yeniden doğacağız hiç kimse merak etmesin" olmuştu.. Bu bir kader kesişmesiydi adeta. Biri geçen sezon küme düşen takımlara bile yenilen ligi zar zor averajla 8. bitiren bütün basının şaşalı geçmişini gözardı ederek dalga geçtiği Galatasaray’ımız, biri ise Brezilya milli takımı ve Avrupa'nın çeşitli önemli takımlarında oynamasına rağmen liginin en kötü futbolcusu seçilen, hatta kendi liginde en kötü futbolcuya basının verdiği "altın bidon" ödülüne layık görülen FELİPE MELO! Yeniden doğmak için yeniden doğmak isteyen adamlara ihtiyacımız vardı... FELİPE MELO DOĞMAKTI... Arda yıllarca basına, her yere Galatasaray'ı ne kadar sevdiğini asla gitmeyeceğini anlatan beyanatlar vermişti. Öyle ki yeni doğan bebeklere adı verilmeye başlanmıştı. Tam işte yeni Bülent Korkmazımız'ı bulduk, Metin Oktayımız'a kavuştuk dedik. Emre travmasını daha yeni atlatmış ve hala hazmedememişken o da endüstriyel futbolun kendince haklı sebeplerini bahane gösterip bir gecede bavulunu toplayıp gidiverdi... İnancımız; ruha sevdayla kavgamız tam tükenecekti ki, bir adamın videosu düştü internete. Koluna aslan dövmesi yaptıran bir adam. Bulutlu bir şubat sabahı bilgisayarını açan herkes şok olmuş bir şekilde ekrana kilitlenip kalmıştı. Bir adam dövmeci koltuğunda koluna ASLAN kazıtıyordu!!! Yeniden doğmak için futbolculara değil aslanlara ihtiyaç vardı. FELİPE MELO ASLANDI! Bıkmıştı ruhumuz yenilgi sonrası sinema kapatanlardan, başını eğip stadı terk edip daha akşamında barda, pavyonda fotoğrafı çıkanlardan, gece aleminde yakalanan yabancı futbolculardan, herhangi bir maçta geriye düşsek hemen yenilgiyi kabul edip kendi yarısahasında yürüyerek maçın bitiş düdüğünü bekleyen adamlardan! Derken bir adam çıktı en önemsiz pozisyonda bile tekmeye kafa uzatan, topu rakibinden alabilmek için kendini yerden yere atan, geriye düştüğümüz maçlarda bile avazı çıktığı kadar bağıran, arkadaşına başka takımdan biri vuracak olsa, arkadaşının yüzüne gelen yumruğu havada yakalayıp sıkan. Gol attığı zaman pitbull olan, ama aynı zamanda da takımın malzemecisinin oğlu hastalandığında sabaha kadar hastahanede başında sabahlayan, bütün masraflarını ödeyip bir gölge gibi kimseye gözükmeden oradan ayrılan…. Yeniden doğmak için sırf insan olmak yetmezdi kahraman olmak gerekti. FELİPE MELO KAHRAMANDI! SADECE BİR FUTBOLCU DEĞİLDİR FELİPE MELO! ONU BÖYLE GÖRMEK ONA YAPILACAK EN BÜYÜK HAKSIZLIKTIR. BU YÜZDEN 6 MİLYON EURO ONUN İÇİN FAZLA DİYEN YÖNETİCİLERE SON SÖZÜMÜZ BU MEKTUPTUR… EĞER ARDA'YI 13 MİLYON EURO VERİP ALIYORSA ATLETİCO MADRİD, MELO'NUN FİYATI 133 MİLYON EURO OLMALIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder