2 Kasım 2013 Cumartesi

Galatasaray.2 T.Konyaspor.1

  • Milli takımlar arasına girmeden önce yapılacak son 2 kritik maç öncesi, biraz daha ter atma havasında geçeceğine inandığımız T.Konyaspor karşılaşması, yine beklendiği gibi kolay geçmeyen bir maç oldu. Bu sıralar gündem yoğun, pek bahsedilmiyor ama Türkiye de o arada Adana ve Mersin'de K.İrlanda ve Beyaz Rusya ile hazırlık karşılaşmaları yapacakmış. Her zaman ifade ettiğim milli takımı ülkeye yayma amacına uygun stadlar seçilmesi beni sevindirdi.
  • Gelen galibiyetlerin de etkisiyle birlikte yeni hocasına ısınan tribünler, maç öncesi Mancini'yi tribünlere çağırdı. Peşinden de Uğur Tütüneker'i... Yanlış hatırlamıyorsam hoca bir defa da Yozgat'ın başında iken Ali Sami Yen'e gelmiş, yine taraftarın sevgisinden 4 tribünü de gezmek zorunda kalmıştı. O nostaljik kadroda nedense bir Prekazi'nin bir de Uğur'un yeri bende başkadır, kendilerinin Galatasaray ile ilgili konuşmaları beni hep duygulandırıp eskilere götürür.
  • Bahsettiğim kritik viraj öncesinde nispeten kolay bir rakip bulmuşken Bruma başta olmak üzere fazla oynayamayan oyuncularından birkaçını sahada görmeyi ummuştum. Sneijder'in daha maçın başında sakatlanıp yabancı kontenjanını boşuna işgal etmesi herkes gibi beni de ilk etapta sinirlendirdi ama maç sonu hocanın açıklamalarından sonra kendisine de hak vermedim değil.
  • Oyuncular da taraftarlar gibi nasıl olsa yeneriz havasında maça başlayınca, bu sene bolca gördüğümüz defans saçmalıklarından birkaçına daha tanık olduk. 3 sezondur sol beksiz oynama fantazisini sürdüren takımımız ilk önce, Hiddink'in kulakları çınlasın, Sabri ile şansını denedi. Sabri, yediğimiz golden sonra da nöbetini Eboue'ye devretti.
 

  • Maç içerisinde beni geçmişe götüren bir başka etmen de Hasan Kabze idi. Galatasaray'a transfer olduğu sene, Sami Yen'de 5-1 kazandığımız, kendisinin de gol attığı soğuk ve karlı bir Gaziantepspor maçında tekniğini çok beğenmiştim ve Hakan Şükür'den sonra Galatasaray'ın forveti olacağını düşünmüştüm. Galatasaray'dan ayrıldığında da aslında Rubin Kazan ve Montpellier gibi fena takımlarda da oynamadı. Türk futbolunda gelmesi gereken yere gelemeyen futbolcular listesinde yerini alacaktır. 
  • İlk yarı hiç de gol atacak gibi değildik. Zaten o ortayı da Drogba'dan başkası da gole çeviremezdi. Gol sonrası üşenmeyip Muslera'ya kadar giderek de yine klasını konuşturdu.
  • İkinci yarıya biraz daha baskılı başlasak da geçmiş maçlardaki tempoyu bir türlü yakalayamadık. Umut ve Burak'ın kanatlarda gösterdiği başarı, birkaç maçtır bu sistemde oynamamamızı sağladı. Fakat, bence, bir sonraki maçta farklı bir taktiğe geçilip bu ikiliden birisine kulübe yolu gözükecektir.
  • Hep Konyaspor'a attığı son dakika goluyle hatırlanan Aydın, yine bir Konyaspor maçında bu sefer asistiyle iz bıraktı.  Konya'ya karşı özel bir ilgisi var sınırım.

  • Maçın güzel bir özeti de hocanın maç sonu Süleyman Rodop'un "Defans oyuncularının ne yaptığını biz fazla anlayamadık, hoca kendisi anlayabildi mi?" sorusuna verdiği cevaptı: "Ben de anlamadım."
  • Maç öyle ya da böyle bitti iyi güzel de, Fener maçının yeminini yapmadan soyunma odasına çekilmek de neyin nesi oluyor? Taraftarın çağrısına cevap veren Eboue ve Semih'in katkılarıyla ve taraftarın "Çıkmıyoruz" baskısıyla, Mancini ile birlikte takımın bir kısmı zar zor toplanabildi. 
 
 

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin