11 Ekim 2016 Salı

Afyon Deplasmanı ve Genç Tribüncüler

Pasoligi protesto edenler ne mi yapıyor? Sevdalarının peşinde koşuyor... Genç takım maçı olur, PAF takım maçı olur, basketbol ya da voleybol, armanın destekçisi olmak için illaki Pasolig almaya gerek yok ki? İşte, Bursaspor tribünlerinden e-bilete direnenlerin deplasman öyküsü... Yeşil-beyazlıların "deplasman" kaçırmayanlarından Yunus Erol'un ultras/Movement blog için yazmış olduğu Afyon Belediyesi-Bursaspor Durmazlar basketbol maç yazısı... Kalemine, yüreğine sağlık kardeşim...


Afyon Deplasmanı  ve Genç Tribüncüler
Bursaspor Basketbol  iki sene önce Çekirge deki ufak salonda Bostanlı maçına çıktığında “Elbet bir gün Eurolig de Pana deplasmanı yapacağız.” hayali kuranların kurduğu ve temeli  Bursa’daki  çok sağlam basketbol  kültürüne  dayanan bir takım.  Takım satın alıp üst liglerden başlamak yerine mücadele edip ligleri tek tek geçerek 5 sene içinde  Basketbol  Süper Ligi nde  Avrupa  için mücadele eden takımı  oluşturmayı  seçti Bursaspor camiası. Pasoligi protesto edip futbol  maçlarına gitmeyen tribüncüler için tutunacak en sağlam dal oldu basketbol takımı.  Hedefler ve hayaller  doğrultusunda pasolig bir gün kalksa bile bu desteğin azalmayacağını, basketbol  tribününün bir kültür olarak büyüyerek  devam edeceğini  de belirtmek lazım.
 Bursaspor Basketbol  maddi imkanlar dahilinde yabancılarını Balkanlar’dan seçerek TBL nin genel  ABD li zenci basketbolcu tercihlerine ters bir kadro yapılanmasını tercih etti. Ligin tecrübeli yerlilerini de kadrosuna katarak play off için iddialı, devamında da mücadele ederek üst ligi zorlayacak bir takım kurdu. Geçen hafta  Bursa da zor geçen maçta ligin orta seviye takımlarından Bandırma Kırmızı yı tribünün itici gücüyle yendik. Bu hafta rakip deplasmanda ligin iddialı ilk 4 ekibinden  biri Afyon’du.
 Hayatı  uzak deplasman kafasında yaşayan bizler için 6 ay sonra gelen deplasman her şeyden güzeldi.
Afyon'a da Bursaspor un peşinde ilk defa gidecek olmamız daha önce gidilmemiş yerlere deplasman yapma duygusu ile daha pazartesiden deplasman otobüsü listesini yapıp salı minibüsümüzü ayarladık.
Cumartesi sabah kahvaltıdan sonra yola çıkarken kontenjan ve bilet sıkıntısı dışında her şey deplasman yolunun kendi ritüelleri dahilinde güzeldi.  Bize ayrılan bilet 130 dan 170 e çıksa da  maça girene kadar telefon susmak bilmedi.  Bir an önce kendimizi  üst lige atıp bu ufak salonlardan ve kafalardan kurtulmak şart. Deplasman kontenjanı konusunda Bursaspor un ilgili yönetici ve idarecilerinin daha aktif rol alması ve taraftara yardımcı olması gerekli.
Afyon da 250 civarı taraftarımızın desteği  ile maça iyi başladık.  İlk devreyi  de  4 sayıyla geride kapatsak da maç için umudumuz devam ediyordu. 3. Periyotta Afyon un  5 3 lüğü ile fark açıldı. Dejan  2. Pivotumuz Cem sakat olduğu için neredeyse tüm maç oynadı. Takıma yansıyan bu yorgunluktan dolayı rakibe karşı son periyotta da direnç gösteremeyip maçı kaybettik. TBL de bu böyle mağlubiyetler olacak. Zamanla sakatlıklar geçince ve rotasyonumuz genişleyince Afyon gibi zor deplasman maçlarından da galibiyetler gelecektir.
Afyon deplasmanında bizi mağlubiyetten daha çok üzen  genç taraftarlarımızın davranışları,tavrıydı.
Tribün ve deplasman sevdiğin takımın iyi olması maçı alması için yapılır. Bunu yaparken keyif alırsan işte o zaman olmuştur bu iş. Öncelik takıma destektir. Laylay gogoy için şekil için tribün yapılmaz. Tribün yaparken hakkını  verirsin. Takım maçı da alırsa ondan sonra laylay yapılır. Tribün gerektiğinde rakibe ve rakip tribüne gerekli tepkiyi olması gereken sertlikte verir. Daha 5. Dakika ufacık bir gerginlikte koltuk kırıp rakip tribüne atmak  Bursaspor tribününün kalibresine yakışacak hareketler değildir. Hele hele tribün hayatında hiç karşılaşmadığın senden 4 level düşük tribüne çoluk çoluğa küfür etmek için besteyle bağırmak bizim ayıbımızdır. Bursaspor, Teksas tribününün alemde ciddi ağırlı vardır.  Bu ağırlığa uygun davranıp takımı sesin kısılana kadar desteklemek tribüncüysen boynunun borcudur.
 Genç kardeşlerimiz (hepsi değil tabii ki) deplasman yolu boyunca sürekli alkol alıp şehre yarı baygın girip tribünde baygın şekilde sadece maç başında bağırmayı check in yapıp buradayız demeyi ufacık gerginlikte muhatabın asla olamayacak tribüne koltuk atmayı 13 yaşındaki cocuklara el kol hareketi yapıp gider yapmayı maçta geri düşünce öyle boş gözlerle sahaya bakıp susmayı sonra maçtan salondan çıkarken uyanıp etrafa salça olmak için saçma sapan bağırmayı tribüncülük  zannediyorsa büyük yanılgı içindeler. Tribünde olmak takımını desteklemek deplasman yapmak böyle bir şey değil arkadaşlar.  Bu kadar eleştirirken genç kardeşlerimiz neden böyle oldu neden anlatamadık onlara sorusunu tabi ki kendimize soruyoruz.  İletişim çağında tribünde ciddi bir iletişimsizlik yaşadığımız kesin.
Emek harcayıp  parasından vaktinden ayırıp sevdasının peşinde deplasman yapan tüm kardeşlerimin ayağına sağlık. Ne kadar sitem etsek de bu yolda hep beraberiz kardeşlerimizle. Beraber güzel tribün yapmak için mücadele edeceğiz.  Sevdamızın peşinde koşturmaya,Bursaspor için mücadele etmeye devam.
Bir gün Panathinaikos  deplasman dönüşü yazmak ümidiyle …
Saygılarımla.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ufak tribün 170 kişi bir kaç tane aşırı tecrübeli abi , ee nası hükmedemedin diye sorarlar adama , izlerken çok utandım muhattap olunduğu için yazık.

Ufuk Yılmaz/Atatürk-merdivenüstü

Blog Widget by LinkWithin