11 Eylül 2018 Salı

Trabzonspor:4-0:Galatasaray


ultras/Movement'in Maç Onbiri

1-Geçen sene Trabzon'da oynanan maçın "kopyasi" gibiydi bu hafta sonu Karadeniz'deki Trabzonspor-Galatasaray mücadelesi. Galatasaray ilk üç maçını kazanarak, kayıpsız geldiği deplasmanda "kişiliksiz" bir oyun oynayıp, kalesinde dört gol görerek İstanbul'a dönmüş oldu. Bir hafta evvel Alanya'ya 6 atan kadroyu bozmadan "kazanan takım bozulmaz" felsefesi ile Fatih Terim takımını sahaya sürmüştü ama bu kadronun dış saha için yeterli olmadığını "acı" bir şekilde tecrübe etti. Ev sahibi,  Galatasaray savunma hattını iyi etüt etmiş ve topu sarı-kırmızılılara bırakarak onların hatalarından yararlanmayı amaç edinmişti, istediklerini de yaptılar, daha ilk dakikalarda Muslera'nın kalesinden ayakla oyun kuramaması sonucu gelişen hızlı atakta öne geçtiler, devamında da yine kaptıkları bir topla geldiklerinde farkı kolayca ikiye çıkarıverdiler. Galatasaray geriye düşse de oyunu kontrol etmeye başlamıştı, Onur'un kalesine de gitmeye çabalıyordu ki Belhanda "canlı bomba" gibi tüm takımı imha etti. Hiç gereği yokken, daha öncesinden kalan bir pozisyonun intikamını hakemden almaya çalıştı da karşısında bu memleketin "gözünü budaktan sakınmaz" hakemi Fırat Aydınus vardı, bakmadı gözünün yaşına, formanın rengine, attı Belhanda'yı Fırat. O an iyice tükendi Galatasaray, oyun "bitse de gitsek"e döndü, devre biterken Trabzonlu Nwakaeme "yürüye yürüye" üçüncü golü attı.
İkinci yarı orta sahaya direnç katması için ayağının tozuyla gelen N'Diaye'yi aldı oyuna Fatih Terim, o hamlesinde nispeten başarılıydı, oyunu çok da Trabzon'a vermedi Galatasaray ama bir gerçek vardı, tabelada 3-0 yazıyordu ve bir oyuncu eksik oynuyorlardı. Feghouli, Rodrigues hamleleri de skoru değiştirmeye yetmemişken, maç biterken Trabzonspor bir gol daha kaydederek 4 farklı haklı bir galibiyet almış oldu...


2- İlk üç maçta kalesinde pek pozisyon görmeyen Muslera, Trabzon'da "kötü" gecelerinden birini yaşadı. Ev sahibinin ilk golünde tamamen rakibin tuzağına düştü Galatasaray savunması ve Muslera: Trabzonlular bilerek topu Galatasaray'a bırakıp defans oyuncularına da baskı yapıp topu Muslera ile buluşturmak istediler ve onun ayakla oyun başlatamama zaafını kullanarak kısa sürede öne geçtiler. Uruguaylı kaleci degajla başarılı olduğu kadar ayakla topu oyuna sokmada bir o kadar istikrarsız. Geriye düştükten sonra da moralmen yıkılan savunmada yenilen diğer gollerde bariz hatası olmasa da, bizim bildiğimiz Muslera yoktu sahada.

3- Galatasaray'ın savunma hattının değişmezi Serdar ve Maicon'dur ama Fatih Terim Alanya maçındaki iyi oyunundan dolayı Ahmet'ten almadı formayı. Partneri Maicon kadar "berbat" bir oyun çıkarmasa da Ahmet Çalık, top ayağına geldiğinde tedirgin tavırlar sergiledi, özgüven eksikliği hissetti. Maicon ise tam "felaketti", Galatasaray forması ile belki de en kötü oyununu sergiledi, yenilen her golde Maicon'un izi vardı maalesef...


4- Bu sene herhangi bir sakatlık ve kaza-bela olmazsa, Galatasaray'da her bölgeyi tartışacağız, yeri gelecek eleştireceğiz lakin tek dokunmayacağız yer "bek" pozisyonu olacaktır. Takım fark atsa da, yenilse de Yuto ve Mariano performanslarındaki "stabiliteyi" korumaktalar.  Nazar değmesin...

5- Transfer döneminde yapılan transferlerle Galatasaray'ın orta sahası Türkiye'nin en güçlü orta alanı haline geldi, lakin bu topçuların bazılarını "yumuşak" iç saha maçlarında oynatırken, bazılarını da "dişe diş" deplasmanlarda oynatmak lazım. Alanya gibi iç sahada taraftarın gücüyle de baskı kurup, ezdiğin bir rakip karşısında Belhanda "meziyetlerini" gösterir de Trabzon gibi "zorlu" bir dış saha oyununda N'Diaye gibi "canavar"la çıkmak lazım maça. Badou'nun yeni gelmiş olması nedeniyle Fatih hoca kendisine belki güvenemedi ama keşke Belhanda yerine Donk-Fernando oynasaydı. O vakit rakip bu kadar kolay gelemeyecekti Galatasaray savunmasının üzerine. Bazı puan kayıpları ders alınırsa kazanç olarak yazılabilir haneye, bu yenilgi de umarım gelecek adına hayırlı bir olay olarak kalır tarihte...

6- Belhanda... Galatasaray'ı çocukluğumdan beri takip ederim, 11 yıldır blog yazıyorum, böyle "ruhsuz" bir oyuncunun sarı-kırmızı formayı giydiğini görmedi. Sosyal medya Barış Özbek'leri, Mustafa Sarp'ları, Ayhanları, Sabri'leri linç etti de onlar en azından forma için ter akıtıyordu, "umursamazlık yapmıyordu", Belhanda "vurdum duymaz" tavırlarıyla kimseyi dinlemiyor. 10 numara oynayan bir oyuncu daha bir buçuk sezon olmadan 3 kırmızı kart nasıl görür? Fatih Terim bile maç sonrası " Kendisini o kadar uyardık" diyorsa, Belhanda başlı başına bir vaka. Düşünüyorum da, Feghouli ve Belhanda niçin alındı acaba? Vakti zamanında Fenerbahçe'nin ilgilendiği bu iki oyuncuyu, Dursun Özbek sırf taraftara hoş gözüküp, "Fenerin alamadığını biz aldık" imajı yaratmak için mi döktü milyon euroları... Ve içimi acıtan daha da beter durum, Belhanda'yı almak için Sneijder'i yolladı Dursun Özbek ve arkadaşları...


7- Gomis'i satıp, transfer sezonu bitmeden kadroya bir golcü katamayan Galatasaray'da tek gol ümidi Eren kaldı. Gurbetçi topçu iyi niyetle her maç mücadele ediyor, bazen bu çabası yeterli olmuyor ama en nihayetinde formasını terletiyor. Pek çok kişinin aksine ben Trabzonspor karşısında üzerindeki sorumluluğu bilerek mücadele eden bir Eren gördüm, ilk üç haftaya nazaran daha arzuluydu, çalışkandı, istekliydi. Tabii, takım kötü gününde olup, bir de eksik kalınca onun da rakip savunma arasında yapacakları sınırlı kaldı. Önümüzdeki maçlarda Fatih Terim, Eren'den pek vazgeçmeyecektir, zaten başka alternatifi de yok ve kendisindeki potansiyeli bildiğim Eren'in çok daha iyi oyunlarını izleyeceğimizden eminim.


8- Fatih hoca, geçen sene attığı kritik gollerle şampiyonlukta çok önemli maçlar kazandıran Sinan'a şans veriyor, Feghouli'yi kesiyor, Garry'i dinlendiriyor ama Sinan'ı ısrarla oynatıyor, oysa gördüğümüz Sinan'ın ilk onbir topçusundan ziyade sonradan oyuna girmesiyle daha fazla katkı yaptığı takıma. Rodrigues'in sakatlığının geçmesi sonrası bir kanatta Onyekuru, ötede Garry ile oynayacaktır hoca ve Sinan hamle oyuncusu olarak kulübede bekleyecektir.

9- Trabzonlu Nwakaeme iyi topçu... Bunu sadece attığı iki gole bağlayarak yazmıyorum, saha duruşu, topa koşması ve toplu birlikte özgüvenli hareketleri kumaşının kaliteli olduğunu gösteriyor. Google açıp kaç paraya geldiğine bakmayacağım ama eminim ki çok da cüzi bir rakama imza atmıştır.

10- Fırat Aydınus'u bir çok kişinin aksine beğenirim, beğendiğim yanı da "dik kafalı" olması ve gördüğünü çalması. Volkan Demirel'e de kırmızı gösterir, Emre Belezoğlu'na da Arda Turan'a da... Öyle maç içinde "topçu egosuyla" ezilecek hakem değildi Fırat Aydınus. Belhanda bir pozisyonda kendisiyle dadaştı da Fırat oradan mimledi Faslıyı ve ilk pozisyonda kartı çıkarttı. Haksız da değildi kartta ama... Ama... Rodallenga'nın  Emre'nin bileğine basmasına bırakın kırmızıyı, sarıyı bile çıkarmaması Fırat'a yakışmadı... Oysa pozisyona yakındı, görmemesi imkansızdı... Bozma kendini Fırat, sen ev sahibi, deplasman takımı, gördüğünü çal...


11- Trabzonspor taraftarı son yıllarda kendisini antipatikleştirmek için elinden geleni yapıyor. Geçen senelerde yapmış oldukları terbiyesizliklere bu sene de devam ettiler, maç içinde Galatasaray'a edilen küfürler yetmemiş gibi, maçtan sonra da ne hikmetse "sarmadı" diye skorbortta yazı yayınlayıp, gece yarısına kadar kolbastı oynadılar. Maç çıkışı da yüzlerce taraftarın 3 Galatasaraylıyı kovalaması hiç ama hiç olmadı...


STAT: Medical Park
HAKEMLER: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
TRABZONSPOR: Onur Recep Kıvrak, Pereria, Hosseini, Mustafa Akbaş, Novak, Onazi (Dk. 74 Kucka), Sosa, Olcay Şahan (Dk. 78 Amiri), Nwakaeme, Yusuf Yazıcı, Rodallega (Dk. 86 Ekuban)
GALATASARAY: Muslera, Mariano, Maicon, Ahmet Çalık, Nagatomo, Fernando, Sinan Gümüş (Dk. 46 Ndiaye), Belhanda, Emre Akbaba (Dk. 81 Feghouli), Onyekuru (Dk. 81 Rodriques), Eren Derdiyok
GOLLER: Dk. 3 Onazi, Dk. 25 ve 45+2 Nwakaeme, Dk. 90+2 Ekuban (Trabzonspor)
KIRMIZI KART: Dk. 30 Belhanda (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 33 Novak, Dk. 87 Yusuf Yazıcı (Trabzonspor), Dk. 42 Mariano (Galatasaray)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin