31 Mart 2025 Pazartesi

Beşiktaş:2-1:Galatasaray


Maçın bitiş düdüğü ile birlikte "Namağlup tek şampiyon Beşiktaş" pankartı açılıverdi kale arkasından...

27 puanlık farkın 24e inmesinden ziyade Beşiktaşlıların son yıllarda geride kalmalarından dolayı tutunacak tek dalları varmış, "namağlup" şampiyon olmuşlar bir ara... Galatasaray üçüncü şampiyonluğa yürürken hiç kaybetmemişti de, hedef "namağlup" şampiyonluk değildi, "herşeye ve herkese rağmen" 5. yıldızı takmaktı...

O sebeple İnönü'de Beşiktaşlıların Galatasaray'ın elinden yenilmezlik ünvanını almak kimsenin canını acıtmadı, son iki hafta Antep ve Konya'ya yenilen takıma üç puan vermek üzdü sarı ve kırmızıya gönül verenleri sadece...

Bir de maç sonu stad hoparlörlerinden çalınan "Şinanay" şarkısı da buraya not edilsin, "Efendi Beşiktaş" diyenlere hatırlatırız yeri gelince...

Siyah-beyazlıların şampiyon olacağını düşündükleri Galatasaray'dan namağlup ünvanını almak gibi bir motivasyonu varken, maçın hakemi Yasin Kol ile VAR'daki Pawel Pskit'in heyecanı neydi acaba?

İki hafta evvel Galatasaray'ın Alanya deplasmanında kazandığı maçta sarı-kırmızlı topçulara 8-9 sarı kart ve 1 kırmızı kart gösterdikten sonra Federasyon başkanından övgüler alan "yabancı dil bilmeyen", FIFA kokartı olmayan, Erman Toroğlu'nun anlatımıyla bir zamanlar maç toplarını "aşırtmaya" çalışan Yasin Kol'un daha 20. saniyede çaldığı faulle!? "niyeti" ortaya çıkmadı mı?

Ya sonrası:

4. dakika Eren omuzla aldı, ani atağı faul diye kesti...

11. dakika Barış-Masuaku mücadelesi Barış yerde, Beşiktaşlı oyuncu tekme atıyor, Barış elle oynadı kararı verdi...

15. dakika Barış'a faul yapmadığı pozisyonda faul çaldı... İtiraz eden idari menajere sarı kart çıkardı...

20. dakika Moratta-Paulista pozisyonunda İspanyol topçu dokunmadı, faul çaldı...

32. dakika Frankowski'ye sarı kart gösterdi, VAR ile nasıl anlaştı da kırmızı verdi ki maç sonu yerli-yabancı tüm eski hakemler sarı yeterli dedi...

45. dakika Emirhan topsuz olarak Osimhen'e omuz atıyor, ne faul verdi ne de sarı kart çıkardı...

59. dakika Svensson-Osimhen çarpışıyor, Beşiktaşlı oyuncu düşerken dirsek atıyor, Osimhen'in dudağı patlıyor, sarı kart çıkarmadı...

70. dakika Rafa Silva Eren'i çekiyor ama faul Beşiktaş lehine çalınıyor...

78.dakika Sanchez ceza sahasında Emirhan tarafından düşürülüyor ama penaltı düdüğü çalınmıyor...

80. dakika Barış ikili mücadelede Masuaku'nun ayağına basıyor, faul bile vermiyor...

81. dakika Galatasaray korner kullanıyor, Osimhen kafayla vurup Beşiktaşlının sırtına çarpıyor, aut veriyor.

90+5. dakika Sanchez'e peşi sıra fauller yapılıyor, VAR çağırmasa kart dahi çıkmayacak, VAR kararı ile Semih'e kırmızı kart çıkıyor, kart tartışmalı...

ve 96.dakika 54. saniye...

Yasin Kol'un "turnusol kağıdı" olan o pozisyon...

Lemina ile Rasitca omuz omuza, diz dize carpısıyor ve hakem Lemina'nın faul yaptığına hükmediyor... Filmi 20 dakika geriye sararsak Sanchez ile Emirhan'ın Beşiktaş ceza sahası içinde çarpışmasının "copy-paste"i olan pozisyon... Galatasaray lehine karar verilecekse "oyna devam", Beşiktaş lehine verilecekse "çal düdüğü"...




Adı sanı bilinmeyen VAR hakemi ile ilgili de tevatürler var da, yaptı görevini gitti, o artık ülkesinde kazandığı paranın keyfine bakıyor, bakalım bir daha ne zaman karşımıza çıkacak Pawel Pskit... Onun da memleketlisi Frankowski ile "hesabı" ilginç, daha önce Legia Gdansk forması giyerken Frankowski'yi oyundan atan Pskit, VAR koltuğundan da Yasin Kol'a attırdı Polonyalı oyuncuyu...

Bunları uzun uzun yazdık da, tuhafımıza gittiği için değil, tarihe not düşülsün diye zira bu sene Galatasaray'a karşı açılan savaş son sürat devam ediyor...

Peki bizim "cephede" işler ne alemde...

Yönetim kademesi "sus pus" içinde... Varlıkları yoklukları belli değil...Maç öncesinde Yasin Kol atamasında da, maçtan sonra hakemin yaptıklarında da "kafalarını kuma gömdüler"...

Onlarla sezon sonu hesaplaşılacak... Şimdilik dursunlar bir kenarda...

Milli ara öncesi Sami Yen'de Antalyaspor'u 4 farkla geçen kadroyla çıktı Okan Buruk sahaya, milli maçlardan yorgun dönen oyuncular sahadaydı. Beşiktaş ise forvetsizdi, Galatasaray'ın bu sezonki defosu olan "savunma arkasına adam kaçırma" kozunu oynadılar, Rafa ile Mario ve Muçi ile bunu başardılar da, ilk gol ve kırmızı kart böyle geldi...

Eksik olmak, deplasmanda olmak Galatasaray adına oyuna tutunmak için zordu ama Torreira'nın klas golü devreye eşitlikle gidilmesini sağladı da, ikinci yarı 10 kişiyle oynamak zorladı Galatasaray'ı ve savunmanın dikkatsizliğinde Fernandes takımına galibiyet getiren golü attı...

Girenler ve de çıkanlar hakkında herkes bir şeyler yazdı, Abdülkerim bile neden çıktığını anlamadı da Okan Buruk ve yardımcılarının kararlarına saygım var, topçularla çalışan, onları gözlemleyen, konuşan, dertleşen onlar...

Lakin, fikrim alınacak olsa Mertens'le başlarım ben maçlara, gücü bitince de kenara alırım ama uzun zamandır Belçikalı yıldız kenarda unutuluyor...

Hayatta hiç birşey sonsuz değildir, Galatasaray'ın yenilmezlik ünvanı da bir gün bitecekti, belki de takıma "stres" oluyordu ve artık böyle bir ünvan korumak derdinde değil topçular. Bundan sonra belki kafalar daha rahat çıkacak maçlara ve yeni bir galibiyet serisi başlayacak...

Hadi inşallah...



Stat: Beşiktaş Park

Hakemler: Yasin Kol, Abdullah Bora Özkara, Samet Çiçek

Beşiktaş: Mert Günok, Jonas Svensson, Gabriel Paulista, Emirhan Topçu, Arthur Masuaku, Alex Oxlade Chamberlain, Gedson Fernandes, Milot Rashica, Joao Mario (Mustafa Hekimoğlu dk. 85), Ernest Muçi (Semih Kılıçsoy dk. 65), Rafa Silva (Salih Uçan dk. 90+3)

Yedekler: Ersin Destanoğlu, Onur Bulut, Tayyip Talha Sanuç, Amir Hadziahmetovic, Keny Arroyo, Ciro Immobile, Fahri Kerem Ay

Teknik Direktör: Ole Gunnar Solksjaer

Galatasaray: Fernando Muslera, Przemyslaw Frankowski, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Kaan Ayhan dk. 83), Eren Elmalı, Lucas Torreira (Ahmed Kutucu dk. 83), Gabriel Sara (Dries Mertens dk. 71), Yunus Akgün (Mario Lemina dk. 62), Alvaro Morata, Barış Alper Yılmaz, Victor Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Kerem Demirbay, Berkan Kutlu, Carlos Cuesta, Yusuf Demir, Metehan Baltacı

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Rafa Silva (dk. 23), Gedson Fernandes (dk. 66) (Beşiktaş), Lucas Torreira (dk. 45) (Galatasaray)

Kırmızı kartlar: Semih Kılıçsoy (dk. 90+6) (Beşiktaş), Przemyslaw Frankowski (dk. 36) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Jonas Svensson, Arthur Masuaku, Milot Rashica (Beşiktaş), Barış Alper Yılmaz, Davinson Sanchez, Ahmed Kutucu (Galatasaray)

19 Mart 2025 Çarşamba

Galatasaray:4-0:Antalyaspor


"Galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demiş ya Baba Gündüz, cuma gecesi Galatasaray'ın Antalyaspor'u 4 farkla mağlup ettiği maçı seyrederken, sarı-kırmızılı parçalı formayı giyenlerin bu veciz sözü ne kadar da özümsediğini görebiliyorduk. Futbolcuların saha içerisinde arkadaşlarının hatalarını telafi etmeleri, birbirlerini gol yollarına sokacak pas atmaları futbol maçlarında hep gördüğümüz hareketler iken, 37 yaşındaki Belçikalı star Mertens'in yedekte kalmasına "küsmeden" bir malzemeci edasıyla arkadaşlarına su dağıtması, gol krallığı hedefindeki Osimhen'in kazanılan penaltıda topu takımın yeni oyuncusu Moratta'ya "armağan etmesi", maç sonu herkes sevinirken süre alamayan Jelert'i Osimhen'in teselli etmesi Baba Gündüz'ün Galatasaray'ını tasvir ediyordu...


Şampiyonluk yarışında geçen hafta bir başka Akdeniz ekibi olan Alanyaspor'u 3 puanla geçen Galatasaray, rakibi Fenerbahçe'nin "bay" geçtiği haftada puan farkını 7ye çıkarırken, Antalya karşısında da kazanacağı 3 puanla ligin ikincisiyle arasında 10 puanlık bir fark yaratacak ve "psikolojik üstünlüğü" ele geçirecekti... Öyle de oldu, nispetten durgun başladığı ve deplasman ekibinin bir kaç tehlike bulduğu ilk 15-20 dakikalık süreç sonrası Galatasaray "sazı eline aldı" ve maçı istediği gibi oynadı. Önce Barış'ın kafa pasıyla Osimhen öyle yükseğe sıçradı ki, kaleci eliyle dahi topa dokunamazken, meşin yuvarlak az farkla auta gidiyordu. Lakin 5 dakika sonra tipik bir Galatasaray golü ile ev sahibi öne geçmişti: Rakip takım çıkarken stoper Sanchez orta sahada baskı yapıp topu kapıyor, pasında Barış kanattan hareketlenip, Moratta'ya aktarıyor topu ve onun asistinde Osimhen topu boş kaleye yuvarlıyordu...


Sara eski günlerine dönmüş, topu ayağında "çiğnemeden", sağ sola uygun durumundaki arkadaşlarına yolluyor, Barış kuvvetine kavuşmuş, buldozer gibi önüne geleni ezip gidiyor, sol bek Eren takıma uyum sürecini atlatmış daha fazla sorumluluk alıyor, Sanchez de "messivari" çalımlarla rakip ceza sahasını karıştırıyordu... Hal böyle olunca, goller de peşi sıra geliverdi, önce VAR yardımıyla gelen penaltıda Moratta "derslik" bir vuruş yapıyor, sonra da Barış tozu dumana katarak getirdiği topla Osimhen'e "kariyerinin en kolay golünü" attırıyordu...


İlk devre üç fark yaratılmış, sarı kart cezalısı sınırındaki Osimhen'in devrede değişeceğini düşünenler yanılıyor, Nijeryalı topçu hattrick yapmayı kafasına takmış olarak sahaya çıkıyordu ikinci 45 dakikaya. İstediği de 6 dakika geçmeden oldu, Antalyaspor savunmasının bir geri pasını yakalayan Yunus, Osi'ye al da at pası veriyor, Osimhen de fileleri sarstıktan sonra arkadaşının ayakkabısını parlatıyordu...


Farkı açan, oyunda üstünlüğü ele geçiren Galatasaray'da Okan Buruk, takımı herhangi bir kart ya da sakatlık durumuna karşı korumak için önce Osimhen, Torreira ve Yunus'u kenara alıyor, sonra da Sanchez ve Barış arkadaşlarıyla yer değiştiriyordu. 


Rolantiye dönen oyunda Antalyaspor bir kaç cılız atak bulurken, Galatasaray ise uzatmalarda Berkan'ın pasında Mertens'le beşinci golü kaçırıyordu...

Osimhen hattrick yapıp, gol krallığında zirveye çıkarken, Galatasaray taraftarı da tribünlerde Ceza'nın "Fark Var" şarkısını söyleyerek mutlu mesut evlerine dönüyordu...



Stat: Rams Park

Hakemler: Ozan Ergün, Ceyhun Sesigüzel, Mehmet Kısal

Galatasaray: Fernando Muslera, Przemyslaw Frankowski, Davinson Sanchez (Kaan Ayhan dk. 77), Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı, Lucas Torreira (Mario Lemina dk. 68), Gabriel Sara, Yunus Akgün (Roland Sallai dk. 68), Alvaro Morata, Barış Alper Yılmaz (Berkan Kutlu dk. 83), Victor Osimhen (Dries Mertens dk. 68)

Yedekler: Jankat Yılmaz, Kerem Demirbay, Elias Jelert, Yusuf Demir, Metehan Baltacı

Teknik Direktör: Okan Buruk

Antalyaspor: Kenan Piric, Bünyamin Balcı, Veysel Sarı, Thalisson, Emrecan Uzunhan (Amar Gerxhaliu dk. 46), Erdal Rakip (Oleksandr Petrusenko dk. 46), Soner Dikmen (Braian Samudio dk. 83), Jakub Kaluzinski, Ramzi Safuri (Adolfo Gaich dk. 58), Sander van de Streek, Sam Larsson (Abdurrahim Dursun dk. 58)

Yedekler: Abdullah Yiğiter, Hasan Yakub İlçin, Mert Yılmaz, Deni Milosevic, Taha Osman Özmert

Teknik Direktör: Emre Belözoğlu

Goller: Victor Osimhen (dk. 30, 45+2 ve 52), Alvaro Morata (dk. 45 pen.) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Jakub Kaluzinski, Erdal Rakip, Thalisson, Emre Belözoğlu (Teknik direktör) (Antalyaspor)

11 Mart 2025 Salı

Alanyaspor:1-2:Galatasaray


2011-12 play-off sezonu da dahil Galatasaray'ın başta Fenerbahçe olmak üzere futbol federasyonu da dahil herkese karşı olduğu başka bir sezon yaşandığına şahitliğim olmadı...

Her hafta "bu da olmaz" denilen bir olayla Galatasaray karşı karşıya kalıp, ligi zirvede bitirme yarışı içinde...

Geçen hafta Kasımpaşa deplasmanında 2 puan kaybedince "karşı" taraf 4 puan geride olmasına rağmen ana akım medya ve sosyal medyadaki algılarla beraber "Galatasaray bitti" havası yaratarak Okan Buruk ve takımına bir darbe de saha dışında vurmaya çalıştı...

Buna karşı da yönetim ve Okan Buruk takımı Alanya'ya erken "kaçırıp", maça normalden daha fazla kamp yaparak hazırlama imkanı sundu...

Son haftaların aksine daha arzulu bir Galatasaray beklerken Alanya karşısında, yine ilk yarıyı "çöpe" atan bir takım vardı. Üstelik de soyunma odasına geride giriyordu. Ev sahibi ilk atakta golü bulmuştu Vilhena ile. Uzun zamandır takip ettiğim ve Galatasaray'da faydalı olacağını düşündüğüm Yusuf Özdemir ile de pozisyonları vardı Alanya ekibinin...


Okan Buruk ise Mertens'i unutup, Kasımpaşa maçının benzer kadrosuyla sahadaydı, sadece Sallai yerine Moratta sahadaydı. Osimhen'in partneri İspanyol golcü olacaktı, Okan hocanın aklında hala Tottenham maçında Icardi-Osimhen uyumu vardı... Ama maalesef o maçın havası yakalanamıyordu uzun zamandır zira en kritik eleman Sara'nın formsuzluğu devam ediyordu... Elde Lemina varken, ki o da son maçlarda beklenileni veremiyor, Sara yerine Mertens'le başlamak orta sahada Torreira-Lemina denenebilirdi...

Altıncı dakikada Moratta'nın pasında Frankowski'nin şutu gol olsa Galatasaray adına bambaşka bir ilk devre olabilirdi de, Ertuğrul bu sert şutta başarılıydı. 


Maçtan sonra pek beğenilen hakem Yasin Kol da memleket futbol havasından etkilenmiş olacak ki, Galatasaraylılara "patır patır" sarı kart verirken ev sahibi 2 sarı kartla bitiriyordu oyunu. Sadece kartlar değil, ilk yarı biterken Moratta'nın kapalı koluna çarpan topa düdük çalıp, gol pozisyonunu engellerken, bir kaç dakika sonra da ev sahibi savunma oyuncusunun topu elle "kepçelemesine" de VAR'la birlikte seyirici kalıyordu...


Bitiyor muydu hakemin "marifetleri", soyunma odasına giderken yedek kaleci Günay'a da kırmızı kart çıkartıyor, ev sahibi yöneticiler bile Günay'ın bir hatası yok diye isyan ediyordu... Kaptan Muslera'ya gösterdiği sarı kart, Yunus'un ayağına müdahaleye "devam" kararı gibi sadece Galatasaray aleyhine verilecek kararlar da Yasin Kol'un diğer yaptıklarıydı...

İkinci kırkbeş dakikaya Lemina yerine Yunus oyuna girince, Galatasaray biraz daha hareketlendi, ev sahibi ise tamamen savunmaya gömüldü. Ve geçen yıl yine burada iki gol atan Barış Alper o geceyi hatırlatıp, uzaktan vurduğu top kaleciden sekip savunmaya çarpınca maça eşitlik geliyordu. 

On dakika sonra da yine Barış ortalıyor, "özcimbomlu" Osimhen kafayla takımını öne geçiriyordu. Galatasaray biraz "silkelenince" bu ligin çok üstünde olduğunu gösteriyor, 67de Osimhen'in fişi çekecek topunu Ertuğrul yine başarılı bir refleksle çıkarıyordu. Ve bitime 5 dakika kala yine Osimhen kaleciyi de geçip boş kale yerine topu dışarı atınca fark ikiye çıkmıyordu...

Girizgahta da belirttiğim gibi "apacayip" bir sezonda Galatasaray'ın şampiyon olması için geriye 10 maçı kalıyor ve bu süreçte dün gece Fatih Terim'in TRT Spor'a verdiği röportajda belirttiği gibi "Şampiyonluk, Galatasaray'ın hakkı. Beşinci yıldız, Galatasaray'ın hakkı. Galatasaray'ın camia olarak, sezonun böyle bir anında buradan geri adım atmayacak tecrübesi var. Gönlüm, Galatasaray'ın şampiyonluğundan yana. Bunun için de bir arada olmaya ihtiyacımız var."

İyi oyun, kötü oyun demeden "herkese" karşı savaşan bu takımı sonuna kadar desteklemek için bir arada olmalıyız...




Stat: Gain Park

Hakemler: Yasin Kol, İbrahim Çağlar Uyarcan, Samet Çiçek

Alanyaspor: Ertuğrul Taşkıran, Lima, Fatih Aksoy (Janvier dk. 84), Aliti, Hadergjonaj, Richard, Makouta, Vilhena, Yusuf Özdemir, Cordova (Hwang dk. 70), Sporar (Arda Usluoğlu dk. 84)

Yedekler: Yusuf Karagöz, Furkan Bayram, Umut Mert Toy, Efecan Karaca, Balkovec, Batuhan Yavuz, Enes Keskin

Teknik Direktör: Sami Uğurlu

Galatasaray: Fernando Muslera, Przemyslaw Frankowski, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı (Roland Sallai dk. 70), Mario Lemina (Yunus Akgün dk. 46), Lucas Torreira, Gabriel Sara (Kerem Demirbay dk. 90), Barış Alper Yılmaz, Alvaro Morata (Kaan Ayhan dk. 79), Victor Osimhen (Ahmed Kutucu dk. 90)

Yedekler: Günay Güvenç, Dries Mertens, Berkan Kutlu, Elias Jelert, Carlos Cuesta

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Vilhena (dk. 23) (Alanyaspor), Aliti (dk. 51 k.k.), Victor Osimhen (dk. 62) (Galatasaray)

Kırmızı kart: Günay Güvenç (Devre arası) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Aliti, Lima (Alanyaspor), Barış Alper Yılmaz, Mario Lemina, Eren Elmalı, Fernando Muslera, Alvaro Morata, Roland Sallai, Ahmed Kutucu (Galatasaray)

3 Mart 2025 Pazartesi

Kasımpaşa:3-3:Galatasaray


Ligin ilk devresi Sami Yen'de fırtına gibi başlayıp 2-0 öne geçilen maçtan 3-3 ile soyunma odasına gitmiş Galatasaray ve ilk puan kaybını yaşamıştı...

Soğuk dış etkisiydi... Nazar boncuğu demiştik...

Kaderin cilvesi mi desek, ikinci yarı da Kasımpaşa'nın evinde maç 3-3 sona eriyor, bu defa Galatasaray 2-1den geri gelip, bir puana razı oluyordu...

Yine soğuk duş etkisi... Ama bu sefer moraller bozuluyor, sinirler geriliyordu...

Kasımpaşa'ya kaybedilen 4 puan...

Bakalım lig sonunda arayacak mı Okan Buruk'un takımı bu "çöpe atılan" puanları...


Fenerbahçe maçının kadrosunu sahaya yolladı Okan hoca, kendisi tribüne çıkarken, İrfan hocaya emanet etmişti takımı... Daha önceki haftalardaki "git-gelli" maceracı oyunu bırakıp, "garanti"yi istemişti öğrencilerinden ama onlar ev sahibinin üzerine gidemeyince, Kasımpaşa "akın akın" geldi de "şampiyonluk modunu" açmış bir Muslera buldular karşılarında. Sağdan, soldan vuruyorlar da Uruguaylı file bekçisi gole izin vermiyordu.

Neydi lakabı? "Haksız rekabet"

Oysa Galatasaray maçı Muslera ile birlikte en fazla isteyen Osimhen'in "zeka ve çabukluğu" ile kazandığı penaltıyla öne geçmiş, son haftaların "en silik" oyuncusu Sara ile farkı açmayı, belki de maçta "fişi çekmeyi"  elinin tersiyle itmişti 28. dakikada...


İlk devre maçı seyrettiğini zannedenler, bunun sadece fragman olduğunu Kasımpaşa'nın kornerden kafalarla paslaşmalarla attığı golle anladılar. Ev sahibi eşitliği yakaladı, ardından Galatasaray Osimhen'le iki dakika arayla iki net pozisyonunda skorbordu değiştirmezken, bir kontra atak (yenilerin geçiş hücümü) ve Kasımpaşa öne geçiyordu...

Tüm memleketin beklediği puan kaybı gelecek mi derken, Sara eski günlerini hatırlatıyor, adrese teslim ortasında Sanchez eşitliği yakalayıp, bir dakika sonra da Muslera'nın asistinde Osimhen takımını tekrar öne geçiriyordu.

Geçen sene de "tansiyonun tavan yaptığı" maçı Galatasaray son dakikalarda attığı golle kazanmış, şampiyonluk yolunda özgüvenini artırırken, rakibini demoralize etmişti...

Acaba aynı senaryo mu yaşanacak derken, Lemina-Kaan ve Eren-Cuesta değişiklikleri geliyor, geldiği günden beri sürekli eleştirilen Cuesta'ya futbol tanrıları da sırt çeviriyor ve ilk pozisyonda zamanlama hatası ile rakibine penaltı kazandırıyordu Kolombiyalı futbolcu... Memleketinde olsa Andres Escobar'ın kaderini paylaşacaktı belki de, bizde de taraftarın gönlünde çoktan "ruhuna Fatiha" okundu... 

"Önce Can Keleş Cuesta'yı çekti, sonra Cuesta ona düşerken tutundu" filan demeyeceğim zira bu sene böyle kritik anlarda Galatasaray lehine karar verilmeyeceğini artık öğrendik... 


Kaybedilen puanlardan sonra elbette çok yazılır da, hepsi suya yazı yazmak gibidir, giden geri gelmez... Takım geriden gelip oyunun iplerini almış, ev sahibi gol için saldıracağı bu anlarda Okan hoca-kenarda İrfan hoca- ayağı çeken Lemina yerine Kaan'ı alsa, Eren'i hiç kıpırdatmasa yerinden belki Cuesta'nın penaltısı olmazdı da, kim bilir belki de Kaan bir hata yapar, o gol yine gelirdi... 

Skor yazarlığı yaparsak, Cuesta'ya ihaleyi keser, Frankowski-Barış uyumsuzluğunu, Sara'nın bir türlü yükselmeyen formunu, Lemina'nın kötü gününü, Salai'den bir Yunus olmayacağını ve Mertens'in Sara yerine ilk onbir başlaması gerektiğini görmezden geliriz ama bunlar acı da olsa gerçekler... Bir de Yusuf kardeşim sana bir söz: Bu topraklarda futbol kuvvetle oynanıyor ne kadar teknik olursan ol, bir "kazma" gelir bir omuzla seni yere yığar ve hakem de oyna der... O yüzden güçlen biraz kardeşim...

VAR'dan iki penaltının çıktığı maçta, hakem yazmak artık komik geliyor zira onların bu baskıyı kaldıramadığı o kadar net ki? Galatasaraylı diye yaygara koparılan Cihan Aydın, önce Hatay'da penaltıyı vermemiş, iki puan gitmişti, dün de daha 10 dakikada ikinci sarı karttan atılması gereken Yasin'i oyunda tutmuştu... "Bu hakem Galatasaraylı, Galatasaray'ı tutacak" algısı işe yaramıştı...

İlk yarı topladığı puanlarla Galatasaray kendisine avantaj yaratmış, derbiyi de kaybetmeyerek puan farkını koruyup, ikili averajı da almıştı... Bu uzun maratonda illaki kaybedeceği puanlar olacaktı ama bunlar Kasımpaşa'ya mı olmalıydı, orası tartışılır...

Üç gün önce Konya karşısında kupa maçında aldığı beraberlik ile ikinci olup, tek maçlı elemeli karşılaşmada şansını zora sokarken, şimdi de önündeki zorlu deplasmanlardan galibiyet çıkarma gibi bir zorunluluğun altına giriyordu...

Olur mu?

Zor olacak ama O-L-A-C-A-K...



Stat: Recep Tayyip Erdoğan

Hakemler: Cihan Aydın, Bersan Duman, Murat Ergin Gözütok

Kasımpaşa: Andreas Giannitos, Claudio Winck, Kamil Piatkowski, Nicholas Opoku, Yasin Özcan (Kevin Rodrigues dk. 46), Gökhan Gül, Mamadou Fall, Mortadha Ben Ouanes (Cafu dk. 90+1), Haris Hajradinovic, Josip Brekalo (Can Keleş dk. 77), Nuno Da Costa

Yedekler: Sinan Bolat, Sadık Çiftpınar, Yaman Suakar, Sinan Alkaş, Taylan Utku Aydın, Atakan Müjde, Antonin Barak

Teknik Direktör: Burak Yılmaz

Galatasaray: Fernando Muslera, Przemyslaw Frankovski, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Yusuf Demir dk. 90), Eren Elmalı (Carlos Cuesta dk. 80), Lucas Torreira (Dries Mertens dk. 90), Mario Lemina (Kaan Ayhan dk. 80), Roland Sallai (Ahmed Kutucu dk. 65), Gabriel Sara, Barış Alper Yılmaz, Victor Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Kerem Demirbay, Berkan Kutlu, Elias Jelert, Metehan Baltacı

Teknik Sorumlu: İrfan Saraloğlu

Goller: Mortadha Ben Ouanes (dk. 52), Josip Brekalo (dk. 61), Haris Hajradinovic (dk. 85 pen.) (Kasımpaşa), Victor Osimhen (dk. 12 pen. ve 71), Davinson Sanchez (dk. 69) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Yasin Özcan, Mortadha Ben Ouanes, Josip Brekalo (Kasımpaşa), Mario Lemina, Carlos Cuesta (Galatasaray)

Blog Widget by LinkWithin