31 Mayıs 2008 Cumartesi

Fenerbahce.Org'tan



Bir aşağıda yazdım, Galatasaray'lı olarak biz Emre'yi çoktan sildik, silmeyenler de bundan sonra sileceklerdir ama Fenerbahçe neden transfer edeceği adamın Galatasaray kökenli olmasından rahatsızlık duyuyor... Resmi sitede Emre'yi tanıtırken, hiç bir "Galatasaray" kelimesi geçmemesi garip değil mi? Oysa, sokağa çıkıp "Emre Belözoğlu kimdir?" desek, Galatasaray kelimesi geçen o kadar cevap alırız ki... Eğer, eski Galatasaraylı olması sorun teşkil edecekse, bence hiç transfer etmesinler, ilerki günlerde başları daha çok ağırır...

Gidişi Neyse Dönüşü de Öyle



Buralardan uzaklara gidişini hatırlıyorum, zaten unutmam ömür boyunca, şampiyonluk yolunda ilerliyordu Galatasaray, kendi sahasında Ankaragücü ile oynuyor, tribünler tıklım tıklım, taraftar inanmış, topçular inanmış şampiyonluğa ama inanmayan iki kişi: Emre ve manevi abisi Okan... Bir sene önce takım UEFA kupasını aldığında Avrupa maçlarında "raitingleri" tavan yapmış ikilinin, Avrupalı futbol simsarları "nasıl yaparız da en ucuza bunları kaparız"ın hesabında... Vermiş İnter garantiyi: "Sizi alacağız ama sakat gelmeyin, bir de bonservissiz gelin de, Galatasaray'a vereceğimiz parayı size paylaştıralım"... İki kafadar da yapmamışlar takımla sözleşmeyi, bonservissiz uçacaklar İtalya'ya ama daha maçlar bitmemiş, ya sakatlanırlarsa... Neyse efendim, Ankaragücü maçına dönelim, Avrupa'da oynamak ideali ile yanıp tutuşan Okan, sanki İstanbul Afrika kıtasında, "bam" diye dalıyor adama, hakem de gösteriyor kırmızıyı... Takım 10 kişi ve yenik durumda, sonuç olarak da Cim Bom içerde maçı 2-1 kaybediyor. Maçta hiç bir varlık göstermeyen Emre'nin ise hakemin bitiş düdüğünü çalmasıyla formasını bir çıkarması var ki, zannedersiniz ki 100 ton ağırlığında yük taşımış sırtında, oysa o an unutmuştu o formanın kutsal olduğunu ve nasip olmayacağını herkese... İşte böyle gittiler İnter'e ve "sporu sağlıklı yaşam için yapmadıklarını" belirten veciz sözler bıraktılar arkalarında... Ama insanlar vefasız olsa da camialar vefalıdır, utana sıkıla döndü Okan ülkeye, diyemedi "yuvama dönebilir miyim?" diye, karşı yakaya geçmedi, istenmedi de zaten oradan, İnönü'de oynadı topunu, utana sıkıla, yuvaya baka baka... Adnan Polat çıktı bir anda, taraftara rağmen getirdi Okan'ı Galatasaray'a... Utandı mı bilmem sarı-kırmızılı formayı bir kez daha giydiğinde Okan, "buruk"tu soyadı, buruk oldu Galatasaray'da yaşadığı sonbaharı... Şimdi de Emre dönme planları yapmaktaymış memlekete... Ama, aradan geçen 7 küsür sene, vücüdündaki kilolar dışında, kafasında hiç değişiklik yapmamış... Camiiden bara, bardan idmana Emre'yi elinden tutarak taşıyan menajeri eski kaleci Ahmet Bulut yapmış Emre adına açıklamayı: "Emre profesyonel bir futbolcu ve şartlar yerine gelirse her kulüpte forma giyebilir." Giysin tabii, zaten en büyük korkumdu tekrar "kutsal formayla" "bücürü" görmek... Unutturmuşlardı genç nesle Emre-Okan "biraderlerin" yaptıklarını ama ya 13 mayıs 2001 anneler gününde Sami Yen'de olanlar nasıl unutacaklar gördükleri ihaneti... Bir hafta evvel Kadıköy'de her türlü "pisliğe" maruz bırakılmış,Ankaragücü'nü yenip Kadıköy'lü rakibine şampiyon olarak cevabını vermeyi düşleyen ultrAslan üyeleri sindirebilecekler miydi Emre'nin Ali Sami Yen'in, Metin Oktay'ın, Prekazi'nin, Hagi'nin giydiği formayı giymesini... Hayır, tabii ki... İstemiyorduk bizler, daha duygusal bakıyorduk olaylara endüstriyel futbolun dört nala koştuğu yeşil çimlerde... Ve şimdi gazetelerde çıkan haberleri okuyorum, okuyor etrafımdaki insanlar transferdeki gelişmeleri... Bizlerin gönüllerine 13 mayıs günü ekmiş olduğu öfkeyi, 2008in mayısının son günlerinde genç Galatasaraylı yüreklere de ekiyor Emre...

Sevinç ve Gözyaşı
















"Uğursuz" bir sezon olarak hatırlayacaklar 2007-2008i Adana Demirsporlular, finalde de Güngören'e kaybedince. Önce grup maçlarında son hafta kaybedilen puanlar ile Lig A'ya çıkamayan Demirsporlular, dün de play offların finalinde son 2 dakikada yedikleri golle bir sene daha aynı grupta mücadele etmeyi sürdürmek durumunda kaldılar... Oysa seyircisi ve geçmişi ile taraflı tarasız bir çok futbolsever kendilerini Süper Ligte görmek istiyordu bir an evvel... Aldığım duyumlara göre centilmence mücadele eden Güngören takımını da kutluyorum, Lig A'da İstanbul'un semt takımları da artmış oluyor bu şekilde, saha dışında da ilginç "kapışmalar" olacak önümüzdeki sene...

ADANA DEMİRSPOR-GÜNGÖREN BELEDİYESPOR: 0-1

Stat: Atatürk

Hakemler: Bülent Yıldırım xxx, Cem Satman xxx,

Özgür Fatih Kalaycı xxx

Adana Demirspor: İlker x, İbrahim xx, Cumhur xx, Bora xx, Erhan xx, Ömer x (Dk. 90 Ferit ?), Yiğit xx, Kenan x, Serkan xx, Özgür Nasuh xx (Dk. 58 Emrah x), Ramazan xx

Güngören Belediyespor: Harun xxx, İzzet xx, Mustafa xxx, Seçkin xx, Güray xxx, Turan xxx, Turgut xx (Dk. 46 Hakan xxx), Adem xxx (Dk. 70 Özgür Ergün xx), Hamza x, Ersin xxx, İlkay xxx (Dk. 90 Ersal ?)

Gol: Dk. 88 Hakan (Güngören Belediyespor)

Sarı Kartlar: Dk. 45 Cumhur, Dk. 90 Emrah (Adana Demirspor), Dk. 11 Ersin, Dk. 12 Hamza, Dk. 90 Seçkin (Güngören Belediyespor)

Milli Protesto



Bosna Hersek'te , milli takım çalıştırıcısı Meho Kedro'nun Iran'a karşı kendisinden habersiz olarak ayarlanan maçta takımın başında çıkmak istememesi sebebiyle görevden alınmasını protesto etmek için 19 milli oyuncu Ajerbaycan maçına çıkmama kararı almışlar... Hatta, bunlardan bazıları Kedro ve Elvir Boliç tarafından aynı gün ve saatte oynanacak olan yardım maçında forma giyeceklerini beyan etmişler... Şimdiki "coach" Denijal Piriç ise Uefa'dan gelmesi muhtemel cezayı önlemek için maça genç takımla çıkacağını belirtmiş... Asi bir yanım olduğundan mıdır bilmem de protestoyu sevdim, bizim de topçularımızın istemediği antrenörler olmuştur... En son aklıma gelen Feldkamp... Futbolcuların yollattırdığı dilden dile dolaştı durdu... Ya da kovulan antrenörün dönmesi için bizim memleket futbolcularının bir çabası oldu mu aklınıza gelen... Bağlantısı olmasa da Suat Kaya'nın Fatih Terim'e Fiorentina'ya gittiği yıllarda yazdığı mektup geldi, çok duygulanmıştım o yıllarda...

30 Mayıs 2008 Cuma

Şanssız Rus



Uefa kupasında takımı Zenit ile başarılı maçlar çıkaran ve attığı 10 gol ile takımını finale çıkaran Pogrebnyak, kart cezalısı olduğu için her futbolcunun düşü olan final maçında yer alamamıştı... Avrupa şampiyonasında gollerine devam edecek tesellisi yaşarken, Sırbistan ile yapılan hazırlık maçında sakatlandığı haber geldi, hem de ciddi bir sakatlık..."Hem dizinde hem menisküsünde ağrıları var" diyor kara kara düşünen Guus Hiddink. Hollandalı teknik adam buna rağmen Pavel Pogrebnyak'ı kadroda tutup, iyileşmesi için duacı... Biz de "güzel futbol dilencileri" olarak duacıyız kendisini sahada bir an evvel görmek için...

Neydim Ne Oldum#15


Fernando Torres


Raul Gonzalez Blanco

Çayla Yol Geçer mi?



"Amirim 800 km yol çay içerek geçer mi?"

Orduspor deplasmanına giden Hodri Meydan'ın polisin alkol kontrolü yapması üzerine

Yumruk Yemiş Gibi



"Yüzüme yumruk yemiş gibi hissettim çünkü bunu beklemiyordum. Sopayla dövülmüş gibiydim"
Mickael Landreau

Raymond Domenech tarafından EURO2008 Fransa kadrosundan çıkarıldığı haberini aldıktan sonra

Futbol Güzel Midir?

footballyourway.co.uk sitesinin reklamı... Kimisine göre futbol güzeldir, kimisi de bu oyundan nefret eder, "zevkler tartışılmz" derler hep, burada bunu tartışmayacağım, futbol taraftarı olarak 'taraf' olduğum için yansız davranamam, sadece "bakmasını bilene" diyerek de pası reklama atıyorum...

29 Mayıs 2008 Perşembe

İnter, Mancini'ye "Hayır" Demedi



İtalya şampiyonu İnter, teknik direktör Mancini'nin Liverpool maçı sonrası "Mayıs'tan sonra yokum" demecini sebep göstererek, kendisini görevden aldı... Resmi sitede yer alan açıklamada :"İnter, teknik direktörümüz Roberto Mancini'ye Şampiyonlar Ligindeki Liverpool maçı sonrası yaptığı açıklamalar ve sonrasında basında çıkan haberlerden dolayı görevinden alındığını bildirmiştir" dendi... Mancini boşta kaldı, İtalyan çalıştırıcıyı İngiliz basını Chelsea'ye menajer yaparken, Fotomaç da bugünkü haberine göre Galatasaray'ın yeni teknik direktör adayı olarak belirlemiş... Haydi hayırlısı... Futbol ve taktik bilgisi bir yana, atkılarına hastayım kendisinin, Galatasaray'a gelmez gelmesine de, Sami Yen'de boynunda sarı-kırmızı atkıyla kulübeye yaslanmış olarak maçı izlediğini hayal etmek de güzel...

Stoichkov Kızılyıldız Yolunda



Bulgaristan'ın en başarılı 5 oyuncusundan biri olan Hristo Stoichkov, futbol hayatını noktaladıktan sonra teknik direktörlük kariyerine başladı fakat saha kenarında olmanın, saha içinde bulunmaktan çok farklı olduğunu yaşadı. Milli takım ve Celta Vigo teknik direktörlük günleri istediği gibi gitmedi, özellikle Bulgaristan ulusal takımında Stoichkov ile oyuncular arasında anlaşmazıslık çıktı, bir çok oyuncu milli takıma gelmek istemedi ve Stoichkov görevinden istifa etmek durumunda kaldı... Celta Vigo'da da başarısız geçen günler sonrası Bulgaristan'a dönen Hristo, Sırp radyosu B92nin haberine göre Kızılyıldız'ın yeni çalıştırıcısı olacak. Sırbistan'ın Mourinho'su namıyla anılan Kızılyıldız çalıştırıcısı Aleksandar Janković'in yerine geçecek ve bu yıl ikinci olan kırmızı-beyazlıları şampiyon yapma mücadelesi verecek "hırçın" teknik direktör... Bakalım üçüncü hakkını nasıl kullanacak Stoichkov...

Coupet'nin Veliahtı



Hugo Lloris'ten bahsetmiştik, Fransa'nın gelecekteki kalecisi olacağından, aslında EURO2008te Fransa kalesini korumasını dahi bekliyordum Domenech'in cesur bir karar alacağını düşünerek amao tecrübelileri tercih etti... Lyon'un tecrübeli kalecisi Coupet, 11 yıl hizmet verdiği takımından ayrılacağını açıklamış ve bizim topçuların dediği gibi "hedefinin Avrupa'da oynamak" olduğunu belirterek, Premier Lige gideceği sinyallerini vermişti... Tabii, Lyon yönetimi de harekete geçerek, kaledeki boşluğu son yılların en başarılı ve gelecek için ümit vaad eden Hugo Lloris ile doldurdu... Genç kaleci için ödenen miktarın 10 milyon avro cıvarında olduğu belirtiliyor...

Lautaro Acosta



Arjantin'in "genç yeteneği" Lautaro Acosta, Sevilla ile anlaşmış... Arjantin'den her çıkan topçunun Maradona olması bekleniyor, biz de genç yetenek Carussca'yı alınca aynı heyecanı paylaşmıştık, hala da içimde "bir gün patlama yapacak bu çocuk" ümidi var... Sevilla, orta saha oyuncusu için 6.5 avro harcamış, sözleşme de 5 yıllık...

Basın Yalan Yazıyor, Şampiyon Olmayınca#25


29 Mayıs 2009
Fotospor


Bloğu ilk açtığımda sıkça kullandığım bir başlıktı "Basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca", sevdiğim bir tezahürattan aşırmıştık konu başlığını... Koca yaz boyunca, yapacak haber kalmayınca vermişti gazetelerimiz "gazı" transfere... Şimdi Galatasaray şampiyon oldu ama değişen bir şey yok, yine aynı tas aynı hamam... Bir aşağıda Jankulovski'nin Çek Cumhuriyetinde yılın topçusu olduğu haberini verdikten sonra, bugün Efsane Fotospor'dan bir haberle "Basın Yalan Yazıyor, Şampiyon Olmayınca" serimizi sürdürelim... Neymiş, Adnan Polat, İtalya'da futbolcu avına çıkmış ve Milan'dan Jankulovski ve İnter'den Solari ile görüşmeler başlamış, hatta bu oyuncuları transfer etmek için "somut" adımlar atmış...

Jankulovski Yılın Futbolcusu



2007 senesi biteli yarım yıl oldu neredeyse ve artık 2008in ikinci yarısına doğru yol almaktayız ama Çek Cumhuriyeti 2007'nin futbolcusunu seçti: Marek Jankulovski... 2005 senesinde Udinese'den Milan'a transfer olan defans oyuncusu, 2006-2007 sezonunda Milan formasıyla başarılı maçlar çıkarmış ve takımı Şampiyonlar Ligi kupası ve Dünya kulüpler kupasını kazanmıştı... Jankulovski'den sonra ikinci sırada Chelsea kalecisi Petr Cech ve üçüncü sırada da Arsenal'in Avrupa şampiyonasına katılamayan "şanssız" oyuncu Tomas Rosicky...

Takım Kadroları


Euro 2008'e katılacak takımların 23 kişilik kesin listeleri UEFA'ya gönderildi, bize de buraya aktarmak düşer... Fotoyu da ilk tur maçları boyunca fikstür olarak masaüstünüzde bulundurabilirsiniz..

Avusturya
1 Alex Manninger
2 Joachim Standfest
3 Martin Stranzl
4 Emanuel Pogatetz
5 Christian Fuchs
6 René Aufhauser
7 Ivica Vastic
8 Christoph Leitgeb
9 Roland Linz
10 Andreas Ivanschitz
11 Ümit Korkmaz
12 Ronald Gercaliu
13 Markus Katzer
14 György Garics
15 Sebastian Prödl
16 Jürgen Patocka
17 Martin Hiden
18 Roman Kienast
19 Jürgen Säumel
20 Martin Harnik
21 Jürgen Macho
22 Erwin Hoffer
23 Ramazan Özcan
T.Direktör: Josef Hickersberger

Hırvatistan
1 Stipe Pletikosa
2 Dario Šimić
3 Josip Šimunić
4 Robert Kovač
5 Vedran Ćorluka
6 Hrvoje Vejić
7 Ivan Rakitić
8 Ognjen Vukojević
9 Nikola Kalinić
10 Niko Kovač
11 Darijo Srna
12 Mario Galinović
13 Nikola Pokrivač
14 Luka Modrić
15 Dario Knežević
16 Jerko Leko
17 Ivan Klasnić
18 Ivica Olić
19 Niko Kranjčar
20 Igor Budan
21 Mladen Petrić
22 Danijel Pranjić
23 Vedran Runje
T.Direktör: Slaven Bilić

Çek Cumhuriyeti
1 Petr Čech
2 Zdeněk Grygera
3 Jan Polák
4 Tomáš Galásek
5 Radoslav Kováč
6 Marek Jankulovski
7 Libor Sionko
8 Martin Fenin
9 Jan Koller
10 Václav Svěrkoš
11 Stanislav Vlček
12 Zdeněk Pospěch
13 Michal Kadlec
14 David Jarolím
15 Milan Baroš
16 Jaromír Blažek
17 Marek Matějovský
18 Tomáš Sivok
19 Rudolf Skácel
20 Jaroslav Plašil
21 Tomáš Ujfaluši
22 David Rozehnal
23 Daniel Zítka
T.Direktör: Karel Brückner


Fransa
1 Steve Mandanda
2 Jean-Alain Boumsong
3 Eric Abidal
4 Patrick Vieira
5 William Gallas
6 Claude Makelele
7 Florent Malouda
8 Nicolas Anelka
9 Karim Benzema
10 Sidney Govou
11 Samir Nasri
12 Thierry Henry
13 Patrice Evra
14 François Clerc
15 Lilian Thuram
16 Sébastien Frey
17 Sébastien Squillaci
18 Bafétimbi Gomis
19 Willy Sagnol
20 Jérémy Toulalan
21 Lassana Diarra
22 Franck Ribéry
23 Grégory Coupet
T.Direktör: Raymond Domenech

Almanya
1 Jens Lehmann
2 Marcell Jansen
3 Arne Friedrich
4 Clemens Fritz
5 Heiko Westermann
6 Simon Rolfes
7 Bastian Schweinsteiger
8 Torsten Frings
9 Mario Gómez
10 Oliver Neuville
11 Miroslav Klose
12 Robert Enke
13 Michael Ballack
14 Piotr Trochowski
15 Thomas Hitzlsperger
16 Philipp Lahm
17 Per Mertesacker
18 Tim Borowski
19 David Odonkor
20 Lukas Podolski
21 Christoph Metzelder
22 Kevin Kuranyi
23 René Adler
T.Direktör: Joachim Löw

Yunanistan
1 Antonios Nikopolidis
2 Giourkas Seitaridis
3 Christos Patsatzoglou
4 Nikolaos Spyropoulos
5 Traianos Dellas
6 Angelos Basinas
7 Georgios Samaras
8 Stylianos Giannakopoulos
9 Angelos Charisteas
10 Georgios Karagounis
11 Loukas Vintra
12 Konstantinos Chalkias
13 Alexandros Tzorvas
14 Dimitrios Salpingidis
15 Vassilios Torosidis
16 Sotirios Kyrgiakos
17 Theofanis Gekas
18 Ioannis Goumas
19 Paraskevas Antzas
20 Ioannis Amanatidis
21 Konstantinos Katsouranis
22 Alexandros Tziolis
23 Nikolaos Liberopoulos
T.Direktör: Otto Rehhagel

Italya
1 Gianluigi Buffon
2 Christian Panucci
3 Fabio Grosso
4 Giorgio Chiellini
5 Fabio Cannavaro
6 Andrea Barzagli
7 Alessandro Del Piero
8 Gennaro Gattuso
9 Luca Toni
10 Daniele De Rossi
11 Antonio Di Natale
12 Marco Borriello
13 Massimo Ambrosini
14 Marco Amelia
15 Fabio Quagliarella
16 Mauro Camoranesi
17 Morgan De Sanctis
18 Antonio Cassano
19 Gianluca Zambrotta
20 Simone Perrotta
21 Andrea Pirlo
22 Alberto Aquilani
23 Marco Materazzi
T.Direktör: Roberto Donadoni

Hollanda
1 Edwin van der Sar
2 André Ooijer
3 John Heitinga
4 Joris Mathijsen
5 Giovanni van Bronckhorst
6 Demy de Zeeuw
7 Robin van Persie
8 Orlando Engelaar
9 Ruud van Nistelrooy
10 Wesley Sneijder
11 Arjen Robben
12 Mario Melchiot
13 Henk Timmer
14 Wilfred Bouma
15 Tim de Cler
16 Maarten Stekelenburg
17 Nigel de Jong
18 Dirk Kuyt
19 Klaas Jan Huntelaar
20 Ibrahim Afellay
21 Ryan Babel
22 Jan Vennegoor of Hesselink
23 Rafael van der Vaart
T.Direktör:Marco van Basten


Poland
1 Artur Boruc
2 Mariusz Jop
3 Jakub Wawrzyniak
4 Pawel Golański
5 Dariusz Dudka
6 Jacek Bąk
7 Euzebiusz Smolarek
8 Jacek Krzynówek
9 Maciej Żurawski
10 Łukasz Garguła
11 Marek Saganowski
12 Tomasz Kuszczak
13 Marcin Wasilewski
14 Michał Żewłakow
15 Michał Pazdan
16 Jakub Błaszczykowski
17 Wojciech Łobodziński
18 Mariusz Lewandowski
19 Rafał Murawski
20 Roger Guerreiro
21 Tomasz Zahorski
22 Łukasz Fabiański
23 Adam Kokoszka
T.Direktör: Leo Beenhakker


Portekiz
1 Ricardo
2 Paulo Ferreira
3 Bruno Alves
4 Bosingwa
5 Fernando Meira
6 Raul Meireles
7 Cristiano Ronaldo
8 Petit
9 Hugo Almeida
10 João Moutinho
11 Simão
12 Quim
13 Miguel
14 Jorge Ribeiro
15 Pepe
16 Ricardo Carvalho
17 Ricardo Quaresma
18 Miguel Veloso
19 Nani
20 Deco
21 Nuno Gomes
22 Rui Patrício
23 Hélder Postiga
T.Direktör: Luiz Felipe Scolari


Romania
1 Bogdan Lobonţ
2 Cosmin Contra
3 Răzvan Raţ
4 Gabriel Tamaş
5 Cristian Chivu
6 Mirel Rădoi
7 Florentin Petre
8 Paul Codrea
9 Ciprian Marica
10 Adrian Mutu
11 Răzvan Cociş
12 Marius Cornel Popa
13 Cristian Sapunaru
14 Sorin Ghionea
15 Dorin Goian
16 Bănel Nicoliţă
17 Cosmin Moti
18 Marius Niculae
19 Adrian Cristea
20 Nicolae Dică
21 Daniel Niculae
22 Ştefan Radu
23 Eduard Stăncioiu
T.Direktör:Victor Piţurcă


Rusya
1 Igor Akinfeev
2 Vasili Berezutski
3 Renat Yanbaev
4 Sergei Ignashevich
5 Aleksei Berezutski
6 Roman Adamov
7 Dmitri Torbinskiy
8 Denis Kolodin
9 Ivan Saenko
10 Andrei Arshavin
11 Sergei Semak
12 Vladimir Gabulov
13 Pavel Pogrebnyak
14 Roman Shirokov
15 Diniyar Bilyaletdinov
16 Vyacheslav Malafeev
17 Konstantin Zyrianov
18 Yuri Zhirkov
19 Roman Pavlyuchenko
20 Igor Semshov
21 Dmitri Sychev
22 Aleksandr Anyukov
23 Vladimir Bystrov
T.Direktör: Guus Hiddink
Spain
1 Iker Casillas
2 Raúl Albiol
3 Fernando Navarro
4 Carlos Marchena
5 Carles Puyol
6 Andrés Iniesta
7 David Villa
8 Xavi Hernández
9 Fernando Torres
10 Cesc Fábregas
11 Joan Capdevila
12 Santi Cazorla
13 Andrés Palop
14 Xabi Alonso
15 Sergio Ramos
16 Sergio García
17 Daniel Güiza
18 Álvaro Arbeloa
19 Marcos Senna
20 Juanito Gutiérrez
21 David Silva
22 Rubén De La Red
23 Pepe Reina
T.Direktör: Luis Aragonés


Sweden
1 Andreas Isaksson
2 Mikael Nilsson
3 Olof Mellberg
4 Petter Hansson
5 Fredrik Stoor
6 Tobias Linderoth
7 Niclas Alexandersson
8 Anders Svensson
9 Fredrik Ljungberg
10 Zlatan Ibrahimović
11 Johan Elmander
12 Rami Shaaban
13 Johan Wiland
14 Daniel Majstorovic
15 Andreas Granqvist
16 Kim Källström
17 Henrik Larsson
18 Sebastian Larsson
19 Daniel Andersson
20 Marcus Allbäck
21 Christian Wilhelmsson
22 Markus Rosenberg
23 Mikael Dorsin
T.Direktör: Lars Lagerbäck
İsviçre
1 Diego Benaglio
2 Johan Djourou
3 Ludovic Magnin
4 Philippe Senderos
5 Stephan Lichtsteiner
6 Benjamin Huggel
7 Ricardo Cabanas
8 Gökhan Inler
9 Alexander Frei
10 Hakan Yakin
11 Marco Streller
12 Eren Derdiyok
13 Stéphane Grichting
14 Daniel Gygax
15 Gelson Fernandes
16 Tranquillo Barnetta
17 Christoph Spycher
18 Pascal Zuberbühler
19 Valon Behrami
20 Patrick Müller
21 Eldin Jakupovic
22 Johan Vonlanthen
23 Philipp Degen
T.Direktör: Jakob Kuhn



Türkiye
1 Rüştü Reçber
2 Servet Çetin
3 Hakan Balta
4 Gökhan Zan
5 Emre Belözoğlu
6 Mehmet Topal
7 Mehmet Aurélio
8 Nihat Kahveci
9 Semih Şentürk
10 Gökdeniz Karadeniz
11 Tümer Metin
12 Tolga Zengin
13 Emre Güngör
14 Arda Turan
15 Emre Aşık
16 Uğur Boral
17 Tuncay Şanlı
18 Kazım Kazım
19 Ayhan Akman
20 Sabri Sarıoğlu
21 Mevlüt Erdinç
22 Hamit Altıntop
23 Volkan Demirel
T.Direktör: Fatih Terim

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Çarşı'dan The End#2



Çarşı'nın kendisini fesh ettiğini bir kaç yazı altta belirtmiştik, bu da Alen Markaryan'ın yaptığı konuşma, videosu da burada, buyurun:

HAKKINIZI HELAL EDİN

Çeşitli badirelerin, sayısız hüzünlerin ve nice sevinçlerin dışa vurumudur bu film.

Aslında bu film, bir hayatın yollara nasıl aktığının bir belgeselidir de...

Gönül isterdi ki şampiyonlukla kucaklaşılmış bir senede bacak bacak üstüne ataraktan "inanın çocuklar başardık" şarkılarını söyleyerekten ve de şöyle 32 dişimizle gülerekten bir fotoğraf karesinde olalım.

Lakin, çok sakin bir şekilde söyleyelim ki; Beşiktaş Camiası'nı o fotoğraf karesinde buluşturmak istemeyen güçler var.

Amatör ruh, profesyonel düşünce içinde hazırlanmış bu filmde belki birşeyler hissedeceksiniz.

Kıpır kıpır olan yanınıza kulak verin. Çünkü o yanınız size mutlu bir fotoğraf karesinin adresini söyleyecektir.

Beşiktaş'ı yaşamak, Çarşı'yı hissetmek, tutkunlarına bir peri masalı gibidir.

Dinleyenlerine bir zamk gibi yapışan bu aşk yaşayanlarına neler eylemektedir?

Hiç düşündünüz mü?

Devamlı sırtında kamburla dolaşan, ama negatif ama pozitif mutlaka eleştirilen, her daim içine çomak sokulan, dudak dudağa bile hayalken, göz göze sevişmelerine bile ferman çıkartılan bu coğrafyayı...

Hiç düşündünüz mü?

Bağırıyorken de, bağırmıyorken de her şekilde her dönemde para alıyorlar düye suçlanan, seviyesiz muhabbetlerin odak noktası bu haritanın ızdıraplarını hiç düşündünüz mü?

Ve siz "karşı" olmak ne demektir bilir misiniz?

Düşünün bakalım.

Tam 1,5 saatiniz var.


Mahallenin hep kötü çocuğuyduk.

Hep içimizden, gönlümüzden birşeyler katmaya çalıştık.

Ama yalnızca çalıştık.

Zaman denilen amansız girdapla hep dalga geçtik.

Zamanın tümünü Beşiktaş'la geçiren bu kitlenin ne yaptığını "zaman" bile anlayamazdı eminiz.

İyi, kötü, güzel, çirkin, farklı, ayrıcalıklı, hit ve hep bir numara birçok imzamız oldu.

Her şeyi Beşiktaş için yaptığımıza kalıbımızı basardık.

Hala da basarız.

Lakin bunları yaparken,
galiba
sanırım
zannediyorum
ve hissediyorum ki zarar veriyormuşuz.

Şanlı, şerefli camiamızı rahatsız etmeye başladığımızı hissettik sanki. Biz fazlaysak, biz birilerinin adamıysak, biz Beşiktaş'sız bir hayat yaşamaya başlamışsak ve biz zarar veriyorsak hemen gidebilirdik.

Herşey Beşiktaş için değil miydi?

Aslında herşey geçen sene "satılmış Çarşı" diye bağırıldığında başladı.

Yazık kere yazıktı. Tam bırakıyorduk ki...

24 Saat Beşiktaş'ı yaşarken Beşiktaşsızlık nasıl bir duyguydu ki?

Ve biz nereye gidiyorduk?

Dedik ki zamansız ayrılıkları sevmiyoruz, uygun zamanını bulalım öyle terkedelim diyarı.

Ama baktık ki; hakaret almış başını gidiyor ve dayanılmaz bir ızdırap var içimizde ve biz kimin hakaret ettiğini bile göremiyoruz, masket takmış bir sürü insan atıp tutuyor...

Sessizce ve kimsesizce ayrılmak geçti içimizden, hem bu limandan, hem bu can evimizden.

İnşallah geriye bayrağı göklerde, şerefi yedi düvelde bir tribün bırakıyoruz. Dinlenmek ve yapılacakları görmek bizim de hakkımız sanırım.

Hakkımız geçtiyse size hakkınızı helal edin.

Biz bizimkileri sizlere helal ediyoruz.

Bu kararı verirken kaburgamızın tam ortasına saplanan bir hain hançeri sizle paylaşmak istiyorum:

"Çarşı Beşiktaş'ın üstüne geçti"

İşte bu halüsülasyon ve sınırı belli olmayan dedikodulardan dolayı...

Beşiktaş neresiydi, Çarşı kimdi? Bu ne yaman çelişkiydi ki...

Şanlı Beşiktaş olmasa Çarşı olurmuydu ki?

Neyse...


ÇARŞI

Kun Alışverişte





Atletico Madrid'li Sergio "Kun" Aguero, takmış koluna Maradona'nın kızı Giannina'yı çıkmışlar alış verişe... Bizim ünlülerimizin, özellikle topçulardan Tümer ve Çağdaş'ın çok sevdiği Louis Vuitton mağzasına girmişler ama elleri boş çıkmışlar... Artık malları beğenmeyip "biz sadece bakmıştık" deyip çıktıktan sonra, işin espirisini mi yapıyorlar bilinmez... "Ne çekiyorsun birader" de demiyorlar, gülüşerek devam ediyorlar şehir turlarına... Mutlulukları daim olsun diyelim ve kapatalım postumuzu...

Futbol Savaştır...











Fotoğraflar: Erwin Olaf
AD Gazetesi

Suç ve Ceza



*Galatasaray ile Fenerbahçe takımları lig şampiyonluğu için yarışıyorlar ve ligin son haftasına Galatasaray 1 puan önde giriyor. Lider Galatasaray kendi sahasında ligin son sırasındaki Kasımpaşa ile oynayacaktır. Öte yandan takipçisi Fenerbahçe ise deplasmanda Rizespor ile ligin son maçına çıkacaktır... Maçlar oynanmadan 2 gün evvel, Fenerbahçe'nin Kasımpaşa'ya teşvik primi verdiği ve Galatasaray-Kasımpaşa maçını yönetecek hakemleri Galatasaraylı futbolculara kırmızı kart göstermesi konusunda ayarladığı tespit ediliyor, dolayısıyla maçlar ileri bir tarihe erteleniyor. Bir hafta sonra federasyonun verdiği karar şöyle oluyor: Maçlar aynı saatte oynanacak ve Galatasaray kendi sahasında oynarken, Rizespor-Fenerbahçe maçı tarafsız sahada oynanacaktır...

Böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali ne kadardır? Bence hayal ötesi bir durumdur ama amatör kümede şu an buna benzer gelişmeler yaşanmaktadır... Burada bahsettiğim gelişme sonrası İstanbul Futbol İl Temsilciliğinin aldığı karar şu yönde: Kestanelik-S.Kadıköy maçı Cumartesi saat 17.00 da Çatalca sahasında, Subaşı-Yeşilbayır maçı Cumartesi saat 17.oo'da Karacaköy sahasında oynanacaktır... Bütün maçlarını Çatalca sahasında kendi taraftarı önünde oynayan Subaşıspor, hiç bir olayla alakası olmadığı halde cezalandırılmış olmaktadır... Oysa cezlandırılması gereken ikinci amatöre "teşvik" kavramını sokan Yeşilbayır kulübü, bir şekilde deplasmandan kurtularak ödüllendirilmiş olmaktadır... Cumartesi gübü sıcak geçecek, hem de çok sıcak...

*Takım isimlerinin geçtiği hikaye kurgudur, ikinci amatörde gerçekleşen gerçek bir olayın ciddiyetini anlatmak üzere kullanılmıştır...

İvankov, Aris Yolunda



Kayserispor'un gözden çıkardığı "golcü kaleci" İvankov'a Yunanistan'ın Aris takımı talip oldu. Kariyerinde attığı 34 gol ile dünyanın en çok gol atan kalecileri sıralamasında ilk beşe giren İvankov'u Kayserispor'un neden gözden çıkardığını anlayabilmiş değilim... Üstelik yerine de Sulemanou Hamidou alınacaksa... İki kaleciyi yan yana koyduğumuzda İvankov bariz şekilde ağır basmaktadır... UEFA'da ülkemizi temsil edecek iç anadolu temsilcisinin almış olduğu karar umarım başlarına bela açmaz... Karşı kıyının Aris'i ise boşta kalan İvankov'a hemen kontrat imzalatmak üzere, Bulgaristan yollarına düşmüş bile...

Şimdi de Deschamps



Chelsea'nin hala çalıştırıcısını seçememesi mavi-beyazlıların başına geçmek rüyaları bir çok antrenörün düşlerini süslüyor... Bunlardan biri de eski Chelsea'li Deshamps... Daha önce Monaco ile Şampiyonlar ligi finali oynayan Fransız teknik direktör, Juventus'ta da çalışma tecrübesi yaşamıştı... Futbolculuk kariyerinin en şahane günlerini geçirdiği siyah-beyazlı Juvenmtus'u çalıştırdıktan sonra, şimdi de Deshamps yine futbolculuk yıllarında görev yaptığı Chelsea'nin başına geçmek niyetinde... Bir çok kariyerli çalıştırıcının arasından sıyrılması zor gözükse de "ben göreve uygun bir adayım" diyor ısrarla Deschamps... Chelsea'nin başına geçip geçmeyeceğini bilemiyorum Didier Deschamps'ın, büyük ihtimal de geçmez ama takım çalıştırmayan bu Fransızı neden bizim basınımız çoktan Galatasaray'ın başına getirmedi, anlamış değilim...

27 Mayıs 2008 Salı

Çarşı'dan "The End"



Beşiktaş'ın özellikle sosyal konular hakkındaki pankartları ve besteleriyle ünlü taraftar grubu Çarşı'nın bugün itibarı ile kapandığını bildirdi grubun lideri Alen Markaryan... Aylar öncesinden beri fragmanları yayınlanan "Asi Ruh" belgeselinin tanıtımında konuşan Alen :" Çarşı öyle bir yola girdi ki Beşiktaş adının da önüne geçmeye başladı. Bu sebeple grubu kapatma kararı aldık" dedi... Bu haber tabii ki, Beşiktaşlıların hiç beklemediği bir gelişmeydi ama Çarşı'nın kendini fesh etmesi çok da önemli değil aslında... Yıllardır bu tribüne emeği geçen kişiler, başka bir ad altında yine bir grup kuracaklardır, bunun adı ultrasEagle olur, Siyah Kartallar olur, İnönü Curvası olur, olur da olur... Tribünden kimse uzak duramaz, duramayacaktır da... Fakat yeni oluşum kurulana kadar, Çarşı'nın yerine geçmek isteyen bir çok irili ufaklı gruplar ortaya çıkacak, Beşiktaş maçlarında tribünde bir çok olay meydana gelecektir. Umarım can yakıcı gelişmeler olmadan, tribünde liderlik ve düzen "mevzuları" çözülür... Bir semt ismi olarak ortaya çıkan Çarşı, anlaşılıyor ki bı kadar fazla büyüme ve bunun getirdiği "kontrolsüzlük" sonucu ortaya çıkan "hesapları" kapatmada zorluk çekmiştir... Üzerinde Çarşı yazan t-shirt, mont ve benzeri ekipmanla etrafta dolaşan bir çok kendini bilmezin yaptığı eylemler Alen ve arkadaşlarını mal olmuştur ve ceremesini de hep grubun lider tayfası ödemiştir... ultrAslan da ilk kurulduğu yıllarda dernekleşme olayına girmiş, "Genç Galatasaraylılar Derneği" adıyla resmi olark dernek statüsünde kurulmuş, ki ultrAskan ile aralarında resmi bir bağ gözükmemesi için ama yine de Fenerbahçe maçı öncesi ve sonrası meydana gelen olaylarda dernek yönetimi göz altına alınmış ve Genç Galatasaraylılar Derneği kendisini fesh etmeyi uygun görmüştür... Daha önce de dediğim gibi, Çarşı, tribünlerden sadece isim olarak çekilecektir, artık "Çarşı bir ruh olacaktır", siyah-beyaz severler yine kara kartalın peşinde olacaklardır...

Irak'a Bir Sene Men Cezası



Irak hühümetinin FIFA ve Olimpiyat Komitesinin kurallarına aykırı olarak Ulusal Olimpiyat Komitesi ve Ulusal Spor Federasyonunu kapatması sonucu Irak Futbol Milli Takımına FIFA tarafından 12 ay müsabakalardan men cezası verildi... Karar Tayland'ta kampta olan ve Avustralia maçına hazırlanan Irak milli takımını şoka uğrattı. 2007 senesinde "peri masalı" gibi Asya Kupasını kazanan Iraklılar, Güney Afrika'dakı Dünya Kupasına katılmayı çok istiyorlardı... Aslında herşey bitmiş değil, çünkü FIFA her verdiği ceza gibi, burada da "açık kapı" bırakmayı ihmal etmedi. Hükümet 29 mayıs gece yarısına kadar kapatma kararını iptal ederse, Irak milli takımı Sidney ve Dubai'de Avustralia'ya karşı yapması gereken Dünya kupası eleme maçlarını oynayabilecek...

Amatörde "Pis" Kokular



Bu hafta sonu oynanan maçlar ile İstanbul Bölgesi 2. Amatör ligi maçları sona erdi ve 1.Amatöre yükselen takımlar belli oldu... Çatalca bölgesi maçlarında heyecan son haftaya kadar sarktı ki, 1.Grupta yer alan Çatalca takkımı Gökçeali grubu üçüncü olarak kapadı. 3.grupta yer alan Çiftlikköy, kendi sahasında seyircisinin de desteği ile Firüzköy'ü 1-0 yenerek 1.Amatöre çıkma sevinci yaşadı... 4.Grupta İhsaniye'nin beklediği sonuç Silivri stadından gelmedi ve lider Fenerköyspor, Gazitepe'yi 2-0 ile geçerek İhsaniyespor'un 2 puan önünde 1. Amatöre yükselmesini bildi... Güçlü ve heyecan veren bir takım yaratmıştı İhsaniyespor, maalesef seneye de en alt kümede oynayacaklar, bakalım aynı parasal destek önümüzdeki yıl da devam edecek mi? Esas olayların yaşandığı grup ise 2.Gruptu ve Çatalca'da oynanması gereken Subaşıspor-Yeşilbayır ile Kestanelikspor- Silivri Kadıköy maçları "görülen lüzüm üzerine" ileri bir tarihe ertelenmişti... Evet, İl Futbol Temsilcisi Yemen Ekşioğlu imzalı maçların oynanmayacağını belirten yazıda aynı bu tabirler vardı "görülen lüzüm üzerine"... Yaptığım ufak çaplı araştırmada, son maçlar oynanmadan 25 puanla ikinci sırada bulunan Yeşilbayır takımı, 26 puanla lider olan Kestanelikspor'un rakibi Silivri Kadıköy'e 15 milyar teşvik primi yollamış ve Kestanelik-Kadıköy maçını yönetecek hakemlerle de liderden 4 oyuncuya kırmızı kart göstermesi karşılığında anlaşmış... Bu olay duyulunca da Federasyon ivedilikle maçların oynanmaması emrini vermiş... Şampiyonluk kutlayacak olan sarı-yeşilli Kestanelik için büyük bir şok oldu bu haber... Şimdi gelen duyumlara göre bu pazar günü oynanacak maçlara 3.lig hakemleri görevlendirilecek ve maçlar aynı anda başlayacak... Aynı anda başlama olayı, Yeşilbayır'ın avantajı olacaktır çünkü Subaşıspor, ev sahibi olduğu bütün maçları oynadığı Çatalca Ziya Altınoğlu Stadında değil, tarafsız sahada oynayacaktır. Federasyonun böyle bir karar vereceğini zannetmiyorum, verirse de Kestanelik'in itiraz edeceğini düşünüyorum... Maçlar programlandığı gibi arka arkaya oynanmalı ve federasyonun üst liglerden görevlendireceği hakemler ve gözlemciler önünde oynanmalıdır... Şimdi ilçede hafta sonu oynanacak maçlar merakla beklenirken, pazar günü öncesi olan festival havası, ufak gerginliğe dönüşmüş durumda...

Durmuşali Saidhoca



Bulgaristan'ın Botev Plovdiv takımının genç yeteneği Durmuşali Saidhoca Denizlispor'un gündeminde... 16 Mayıs 1986 doğumlu ve Bulgaristan U21 takımında da oynayan Türk asıllı golcü, 2003-2004 sezonunda profesyonel olarak futbol kariyerine başladı ve ertesi sene oynadığı 15 maçta 10 gol atarak dikkatleri üzerine çekti. Daha sonraki iki sezonda da 8 gol atarak Danimarka'nın Randers takımına transfer oldu, burada kendini pek gösteremeyen Durmuşali, bu sene eski takımı Botev'de 16 maç oynayıp 3 gol kaydetme başarısı gösterdi... Muşo diye de bilinen Durmuşali'nin yanısıra "Atom Üçlü" den Bulgarsitan ligi gol krali Hristov'un Levski Sofya ile ve Georgi Kakalov'un Dinamo Minsk'ile sözleşme yapması bekleniyor...

26 Mayıs 2008 Pazartesi

İtalya Kampı Basıldı









Bütün baskınlar böyle olsa keşke...

Barca'dan Siftah



Guardiola'nın takımın başına gelişiyle yeni bir hava yakalayıp, Avrupa ve İspanya'da bütün kupalara talipli olan Barcelona, ilk transferini Seydou Keita'yı transfer ederek gerçekleştirdi... Sevilla forması altında başarılı maçlar çıkaran Malili oyuncu Katalan takımına 14 milyon Avroya mal oldu. Uzaktan şutları-ki Fenerbahçe'ye de Sevilla formasıyla ile müthiş bir gol atmıştı- ve mücadeleci yanıyla bilinen Keita, Barca'nın oluşturmak istediği genç ve "yırtıcı" takımın kilit adamlarından olacak...

Yalanmış Bütün Sevgiler



Bayrak adam olmuştu Bursa'da, kaptanlık pazu bandını takıyor ve Teksas'a gururla yumruk sallıyordu Egemen Korkmaz... Hatta, 16 numaralı formayla Beşiktaş maçında Serdar Özkan'ı tokatlıyor ve taraftarın yüreğine adını kazıyordu... Ama şairin dediği gibi "yalanmış bütün sevgiler, yalan", Egemen'in yeşil beyaz aşkı da yeşil dolarlar karşısında eriyip gidiverdi bir anda... Giderken de " Hedefi olan bir takıma imza attım" diye bir açıklama yapmış "gladyator" Egemen, açıklama değil de gaf desek daha doğru olur... Belki de Bursaspor'un yıllardır neden başarılı olamadığını da belirtmiş:Hedefsizlik. Taraftarda her sene başında olan inanç ve hedef, belli ki oyuncularda "mumla aranıyormuş"... Bir de hedefi olan takım dediği Trabzonspor'un Bursaspor'dan daha "hedefli" tarafı nedir? Son yılarda iyice sıradanlaştı eskinin Karadeniz fırtınası... Her giden gibi, Egemen de Bursa'yı çok arayacak, lakin kapanan kapılar açılır mi bir daha bilinmez ama bir zamanlar Bursasporlu Egemen vardı, artık yok...

25 Mayıs 2008 Pazar

Şampiyonluk Hatırası


2007-2008 Şampiyonluk Hatırası

"Ağlamak Ayıp Değil"



"Ağlamaktan utanç duymuyorum. Bu kupayı almak için yıllardır çalıştık ve ağlama olayı istem dışı bir hareketti. Herkes benim ne kadar kalbimle oynadığımı bilir, taraftarları hayal kırıklığına uğrattığım için oldukça üzgünüm."

John Terry
Moskova'da Şampiyonlar Ligi finalinde penaltıyı kaçırdıktan sonra basına verdiği ilk demecinde

Rüzgar Gibi Geçti




















Blog Widget by LinkWithin