4 Şubat 2014 Salı

Galatasaray:6-0:Bursaspor


Futbol nedir dersek cevaplar çeşitlenir de, futbol kimin için oynanır cevabına taraftar deyiveririz kısaca. Boşuna kitlelerin afyonu yakıştırması yapılmamıştır vakti zamanında bu güzel oyuna, ya da Nazım Hikmet'in demokrasiyi anlamak isteyenlere adres gösterdiği mekan "hikayeden" olmamıştır futbol sahası. Taraftarın bu kadar önemli olduğu bu oyunda, futbol kulüpleri de sevenlerini mutlu etmek için ellerinden geleni yaparlar, büyük ve modern stadyumlar, rahat koltuklar, ferah alış veriş mekanları, oyunu güzelleştiren kaliteli futbolcu transferleri... Endüstriyel futbolun keskin dişleri "markalar" da oyunun vazgeçilmezi olan taraftara kendilerini tanıtmak için kulüplere sponsor olur, para yatırır, reklam verir... Peki, bütün bu çabaya rağmen, taraftar olmazsa ne olur, usta bir şefin elinden çıkan bol malzemeli bir salatanın tuzsuz halini ya da muzlu, kivili "çilekli" bir doğum günü pastasının şekersiz olanını hayal edin, taraftarsız maçın tadı tuzu olur mu?


Dün gece maçın başlamasına 10 dakika kala tribünleri izlerken aklımdan bu düşünceler geçti. Başkan Aysal, devre arasında kesenin ağzını açmış, etrafta alınacak ne kadar futbolcu varsa toplamışken, bir dünya markası olan Galatasaray'ın stadının her köşesi reklam panolarıyla donatılmışken (hafta geçmiyor resmi sitede bir sponsorluk anlaşmasından haber verilmemiş olsun), gelenler soğukta üşümesin diye stad çatısı "fırdolayı" ısıtıcılarla kaplanmışken, "ev sahipleri" ortalarda gözükmüyordu. Aslında şikayet edilecek bir durum değil belki bizim yazdıklarımız, zira Mecidiyeköy'de olsa bu kadar seyirci Ali Sami Yen'i salkım saçak dolduracaktı ama TOKİ gereğinden fazla büyük yapmıştı bu "Spor Kompleksini"... Biz işin tribün boyutuna bakanlar bu boşluklardan rahatsız oluruz da, 50-60 binlik stadın koltuklarının yüzde 80-90nını sene başında satmış olan yönetimin gözüne batmıyordur "yer yer boşluklar". Sadece kalabalık da değil istediğimiz tezahüratı ile, şovuyla, pankartıyla oyuna etki eden bir gürüh bizim beklediğimiz. Ama insanoğlu rahata çabuk alışıyor, "karda çamurda yağmurda soğukta, son nefese kadar " romantizmi artık tezahüratlarda kalmış, onu da sadece o beğenilmeyen ultrAslan yapıyor kale arkalarında. Öbür Galatasaraylılar, takımlarının sezonun belki de en istekli maçında, daha ilk yarıda dört gol atmış olduğu karşılaşmada "sus pus" haldeler. Haklarını yemeyelim, gollerden sonra desibel yükselmekte ama süresi pek de kısıtlı kalmaktaydı...


Şampiyonluk yarışındaki en yakın rakibi Fenerbahçe'nin puan kaybettiği haftada, kazanılacak Bursaspor karşılaşması sonrası puan farkı 4'e inecekken ( Ali Sami Yen'de Fenerbahçe maçı kazanılacaktır, ikinci alternatif düşünmüyoruz bile) taraftardan büyük ilgi beklerken, müthiş bir motivasyon ve takımla beraber oluşturulacak bir sinerji beklerken, saha dışındakiler sınıfta kalırken, parçalı formalılar "işin ciddiyetinin farkında" oynadılar. Hatta "şampiyonluk hırsı" bir yana, Metin Oktay'ın doğum günü olan 2 Şubatta Taçsız Kral'ın ruhu Arena'da gezer gibiydi. Öyle ki, 10 numaralı forma içinde Sneijder değil de Metin Oktay atar gibiydi goller, peşi sıra... Bir, iki derken, Galatasaray coştukça coştu, Bursaspor ise tam manasıyla "şaştı kaldı". Sadece şaşırmadılar, birbirlerine de düştü yeşil beyazlı topçulardan Kazım'la Civelli. Herkes mutluyken Galatasaray'da belli ki iki maçlık cezasının ardından bu karşılaşmaya kendisini "sağlam şartlamış" Burak, boş pozisyonda alamadığı bir kaç pas sonrası asmıştı suratını. Ayaktopunun kurdu Drogba, sezdi bu kırgınlığı da uğraştı Burak'a gol sevinci yaratmaya ama becermedi 17 numara o topu sokmaya üç direk arasında...



İlk yarısında kalesinde dört gol gören Bursaspor'a içerde Daum'un söyleyeceği pek söz kalmamıştır, topçuların da hocalarının yüzüne bakacak halleri yoktur da, soyunma odasından çıkarken, "Onurunuz için oynayın" sözü çıkmıştır dudakları arasından birilerinin ki yeşil beyazlılar daha istekli başladılar ikinci 45 dakikaya, pozisyonlar da buldular, direkleri de dövdüler, penaltı da beklediler lakin, Galatasaray çok günündeydi, çok istekliydi, vites küçülttü, vites arttırdı, istedi gol attı, istedi top çevirdi, oyuncu alkışlattı, yenilere merhaba dedirtti taraftara ve güle oynaya sezonun en farklı skorunu elde etti. Böyle farklı skorla sona eren bir maçta " kahraman" bulmak epey bir zordur da, Galatasaray formasıyla 100. maçını oynayan ve her geçen maç formu yükselen Melo, hattrick yapan Sneijder, eski günlerine geri dönen Selçuk ve her türlü eleştireye prim vermeden sevdalısı olduğu arma uğruna nereden görev verilirse oynayan, dün gece de sol bekte parlayan Sabri...

" Puan değil, puanlar almaya geliyoruz" diyerek büyük oynayan Daum'un saha içinde topçuları pek varlık gösteremezken, onların peşinden İstanbul'a gelen taraftarları yine şanlarına yakışanı yaptılar. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor'a Arena yasağı geldikten sonra rakip taraftar kafesini "adam gibi" dolduran 2-3 taraftar grubundan biri olan Texas, maç başından sonuna kadar tezahuratlarıyla, atkı şovlarıyla, kendileri adına "berbat" geçen bir gecenin Bursa adına parlayan yıldızıydı...


Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Mete Kalkavan, Mustafa Emre Eyisoy, Kemal Yılmaz
Galatasaray: Muslera, Semih Kaya (Dk. 84 Salih Dursun), Ceyhun Gülselam, Hakan Kadir Balta, Eboue, Melo, Selçuk İnan, Sabri Sarıoğlu, Sneijder (Dk. 57 Hajrovic), Drogba (Dk. 78 Umut Bulut), Burak Yılmaz
Bursaspor: Frey, Şener Özbayraklı, Civelli, Serdar Aziz, Taiwo, Şamil Çinaz (Dk. 85 Bekir Yılmaz), Belluschi, Sercan Yıldırım (Dk. 64 Volkan Şen), Kazım Kazım (Dk. 72 Oğuzhan Aynaoğlu), Sestak, Fernandao
Goller: Dk. 12, 20 ve 43 Sneijder, Dk. 24 Eboue, Dk. 66 Drogba, Dk. 88 Selçuk İnan (Galatasaray)
Sarı Kartlar: Dk. 23 Ceyhun Gülselam, Dk. 40 Drogba, Dk. 71 Hakan Kadir Balta (Galatasaray), Dk. 63 Şamil Çinaz (Bursaspor)

3 yorum:

oguzy70 dedi ki...

Bir sevdadir Galatasaray...

heroruno dedi ki...

Bu stat 75 bin kişilik olsun 70 bin kombine satar buna kalıbımı basarım varsın stat dolmasın geçen yaz 150 bin civarı kombine başvurusu vardı bende dahil onbinlerce kişi alamadı. Zaten 30 bin civarında yenileme oldu. 15 bin kadarda yeni kombine sahibi o 15 binin arasına girmek için onbinler uğraştı ama şimdi 6-0 lık maça gelmiyorlar çok fena pişman olmuştur o gelmeyenler. Haftasonu Es Es maçı tamamen dolar terimsporlular gelecek yıl kombine almaz zaten bizede gün doğar.

ultras/Movement dedi ki...

@heroruno,
Şu an okumakta olduğum kitapta geçen bir cümle var: "futbolseverler için yeşil futbol sahasının rengiyken, yöneticiler için ise banknotların rengidir"... Kombine satıp, parayı topladıktan sonra "isterse gelsin isterse gelmesin taraftar" mantığını kulubün finans işiyle uğraşanlar düşünür, futbolcu ve taraftar dolu tribünler görmek ister. Biz de işin tribün tarafında olduğumuz için etrafımıza bakıp, boş koltuklar görünce keyfimiz kaçmakta...

Blog Widget by LinkWithin