27 Ağustos 2019 Salı

Galatasaray:1-1:Konyaspor


"Sana maç kaybettiren oyunculardır. Sana maçı kazandıran oyunculardır-
Teoriler değil. taktikler değil. Şans değil. Batıl inanç değil. Tanrı değil. Oyuncular-
Kadroyu sen seçersin ama oynayan onlardır. Kazanan onlardır, kaybeden onlardır ya da berabere kalan onlardır-
Sen değil. Menajer değil. Onlar. Oyuncular- "

Galatasaray, Denizlispor mağlubiyetinden sonra geçen pazar yeni sezonun evindeki ilk maçında son saniye golü ile Konyaspor'la puanla paylaşınca, "sosyal medya taraftarı" da birden karaları bağladı, yelkenleri suya indirdi, ağzındaki baklayı çıkardı.  İki sezon arka arkaya şampiyon olmuş kadronun beceriksizliğinden tutun da bırakın imparatorluğu, "ilah" mertebesine konulmuş Fatih Terim'in futbol bilmezliğine kadar "klavyesi olan konuşmaya" başladı...Yukarıdaki satırların sahibi Brian Clough'un da Lanet Takım (The Damned United) ta dediği gibi "Başarısız olmanı isteyen adamlar. Kaybetmeni isteyen adamlar. Ölmeni isteyen adamlar. Fred Wallace gibi adamlar var; tribünlerde, yedek kulübesinin arkasında, soyunma odasının dışında, koridorlarda, toplantı odalarında ve barlarda dikilen ve kaybetmeni isteyen adamlar..." Evet, taraftar kisvesi altında, sarı-kırmızı forma içinde "sevdiğinin?!" kaybetmesini isteyen adamalar birden çıkıverdi ortaya... Oysa çok değil, şimdi hocalığını tartıştıkları Fatih Terim'in daha iki ay evvel "Sekiz de kapanır on sekiz de kapanır" sözünü ağızlarından düşürmeyen adamlar...


İlk dakikalarda Konyaspor'un peşi sıra attığı üç korner dışında Muslera'nın kalede olup olmadığını göremediğimiz şekilde rakibi kendi yarı sahasına hapseden Galatasaray, "tam takım" savunma yapan Konyaspor karşısında gol bulmak için elinden geleni yaptı. Belhanda'nın sakatlığında oyun kurma rolü Feghouli'ye verilmiş ve kanada da Emre Mor görevlendirilmişti. Feghouli-Emre-Mariano üçlüsü ile rakibin sol tarafından gelmeye çalışan Galatasaray, Feghouli'nin pasında Diagne ile de pozisyon buldu ama kaleci Serkan şanslıydı.  Dakikalar ilerleyip sağ kanattan aranan gol gelmeyince, Galatasaray topu Nagatomo'ya yollayarak sol kanatta gelmeye çalıştı ama Ali Sami Yen'e beraberliğe gelmiş Aykut Kocaman'ın takımını açamadı. Devre biterken de ortadan delmeye çalıştı rakibini ev sahibi oyuncular, özellikle 41. dakikada Seri-Yuto-Feghouli paslaşmalarından üretilen tehlikeli atakta Cezayirli oyuncu son vuruşu iyi yapamadı ve ilk yarı golsüz bitmek durumunda kaldı.

İkinci kırk beş dakikaya Emre Mor'un yerine Adem Büyük değişikliği ile başladı Galatasaray. Maç öncesi röportajında Emre'ye kendini göstermesi adına bir şans verdiğini belirtmişti Fatih Terim ama görüldü ki Emre henüz kondisyon olarak 90 dakika çıkaracak güçte değil ve ilk devre yerine ikinci yarılarda yorulmuş rakip üzerinde daha etkili olabilir. Maçta görülen bir başka sıkıntı ise Feghouli'nin de kanatta oynamaya alışık olması sebebiyle sağ tarafta taç çizgisi kenarında Emre ve Feghouli bir çok kez birbirlerinin pozisyonunu bozdular, kendi kendilerine alan daralttılar. Adem'in oyuna girmesiyle Feghouli de rahatladı ve Mariano ile birlikte daha rahat hareket edebildiler. Bu arada Adem Büyük demişken, ligi bilen, Türk hakemlerini tanıyan Adem bu sezon Galatasaray'a oldukça faydalı olacaktır.

İkinci yarının başlamasıyla birlikte rakibe nefes aldırmayan Galatasaray, sağlı sollu ataklarda Adem'le, Babel'le, Diagne ile tabelayı değiştirecek pozisyonlar da buldu ama aranan gol ancak Babel'in imzası olan ve Beşiktaş formasıyla sıkça gördüğümüz ceza sahası dışından topla buluşup, bir hamle ile rakibi geçip sağ ayağı ile köşeye yolladığı "füze" ile geldi.
Öne geçen Galatasaray ikinci golü ararken Feghouli'nin orta sahada Seri'ye attığı gereksiz ve orantısız pasta Seri'nin rakibine yaptığı hareketle geçen haftadan sonra bu hafta da 10 kişi kalıyordu. Denizli'de Belhanda orta sahada gereksiz bir pas hatası yapmış ve dönüşünde Marcao ikinci sarı karttan oyundan atılmıştı. "Topun kıymetini bilmek" diye bir tabir var ya, o kadar anlamlı ki, futbol ciddiyetsizliğe hiç gelmiyor...

Seri'nin pozisyonuna önce sarı kart gösteren Mete Kalkavan, VAR'dan görüntüleri izleyip kararını düzeltti ve Fil Dişili oyuncu kariyerindeki ilk kırmızı kartı görmüş oldu. Karar doğruydu, itirazımız yok ama lig daha yeni başlıyor ve bundan sonra başta Mete Kalkavan olmak üzere maç yöneten hakemlerin bu tür pozisyonlarda çıkaracakları kartları dikkatle izleyeceğim, bakalım bir standart olacak mı yoksa forma rengine göre mi karar verilecek. Bunu niye mi yazıyorum, aynı hakem geçen sene oynanan Ankaragücü-Fenerbahçe maçında Dirar'ın rakibinin ayağına bastığı pozisyonda sadece sarı kartla yetinmişti, üstelik VAR'da uygulanıyordu o sezon. Mete Kalkavan'ın Beşiktaş-Trabzonspor maçında Quaresma'nın Yusuf'un ayağını kırarcasına yaptığı hamleye sarı kart vermesini de unutmadık da, o günlerde VAR yoktu bahanesine sığınılabilir.


Kırmızı karta kadar rakibi boğan sarı-kırmızı formalı aynı oyuncular, birden savunmaya çekilip, 1-0a yatmaya çalıştılar. Mehmet Demirkol buna "lejyoner sendromu" adını verdi maç sonu yorumunda. "Galatasaray formasının büyüklüğünü ve iç sahada oynamanın daha farkına varamayan oyuncular rakibin sayısal üstünlüğünden dolayı geri çekildiler" diyordu Demirkol maçı yorumlarken. Evet, doğru olabilir ama takımda çok yeni oyuncu yoktu, geçen sene şampiyon olmuş topçular çoğunluktaydı o dakikalarda. Demirkol'a kısmen katılmakla birlikte, sezon başı olması, havanın oldukça sıcak ve nemli olması ve topçuların da fizik-kondisyon olarak daha lige tam manasıyla hazır olmamaları nedeniyle sarı-kırmızılı topçular "gayri ihtiyarı" savunmaya çekildiler. İyi de savundular kalelerini, pozisyon da vermediler Konyaspor'a da, son saniyede bilardo topu misali oradan oraya giden top Jonsson'un önünde kaldı ve o da başarılı bir plase ile Muslera'yı mağlup etti.

"Sana maç kaybettiren oyunculardır. Sana maçı kazandıran oyunculardır-" der ya Clough, son saniye golü olmasa alkışlanacak olan da bu oyunculardı, o talihsiz gol sonrası puanları kaybeden de bu oyuncular oldu. Belki de sezon sonu "üst sene üst üste şampiyon olduk" tezahüratları yaptıracak oyuncular da bunlar. T-shirt değil ki bunu beğenmedim, yenisini alalım diyelim, ya da yemek değil ki "berbat ben bunu yemem menüde başka ne var" diye soralım... Formaya ihanet etmedikçe, bir taraftar olarak sonuna kadar topçuya sahip çıkarsak başarı gelir. Şu an takımın golcüsü Diagne'dir ve onu ıslıklamak Galatasaray'a zarar verir, bereket maç sonu çıkarken başta ultrAslan olmak üzere stadın büyük çoğunluğu kendisini alkışladı. Gol atamadı tamam ama fena da oynamadı, üstelik yaz boyunca istenmeyen adam yaftası yemiş, her platformda kendisine küfürler edilmişken...


Maçta dikkatler Diagne'nin gol atıp atamayacağı kadar, yeni transfer Steven Nzonzi'nin de üzerindeydi. Fernando'nun takımdan ayrılmasından sonra onun boşluğu Seri ve Donk ile doldurulmaya çalışılmış ama istenilen verim alınmamıştı. Fransız oyuncu takımla ilk maçına çıkmasına rağmen oldukça başarılıydı, hatta Babel'in golünde de attığı pasla istatistik hanesine "asist" de yazdırmış oldu. Oynadığı mevki itibarı ile fizik gücü ve oyun zekası üst düzey olursa başarılı olabilirdi Nzonzi ve siftah için geçer not almış oldu.


Selçuk'la da bitirelim. Denizlispor maçındaki performansı eleştirilecek boyuttaydı ama Konyaspor karşısında kaybedilen iki puanı Selçuk'a bağlamak "Tanrılar kurban istiyor, o da sensin" demekle eş değer. Selçuk 86. dakikada oyuna girdi ve sahada uzatmalar dahil sadece 10 dakika kaldı, o esnada ne yapması bekleniyordu, ki kendisi savunmadan ziyade oyun kurmaya yönelik bir oyuncu, takım geriye çekilmişken Selçuk da aslı görevini yapmaktan uzaktı. Marcao cezalı olmnyıp Marcao-Luyindama sahada oynuyor olsaydı, o dakikada Selçuk değil de Donk girebilirdi oyuna ama Donk sahadaydı ve kenarda tecrübeli Selçuk vardı, hoca da ona güvendi...


STAT: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Stadyumu
HAKEMLER: Mete Kalkavan, Ceyhun Sesigüzel, Esat Sancaktar, Kutluhan Bilgiç
VAR HAKEMLERİ: Mustafa Öğretmenoğlu, Kerem Ersoy
GALATASARAY: Muslera, Mariano, Donk, Luyindama, Nagatomo, Nzonzi, Seri, Feghouli (Jimmy 90’), Emre Mor (Adem 46’), Babel, Diagne (Selçuk 86’)
KONYASPOR: Serkan, Skubic, Ali Turan, Anicic, Ferhat Öztorun (Ali Yaşar 84’), Jonsson, Ömer Ali, Jevtovic (Ali Çamdalı 80’), Milosevic, Daci (Miya 56’), Bajic
SARI KARTLAR: Daci (14’), Serkan (50’), Ferhat Öztorun (77’), Adem (87’)
KIRMIZI KART: Seri (73’)
GOLLER: Babel (60’), Jonsson (90+6')

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin