Harika başlangıç, berbat sonuç...
Galatasaray'ın Şampiyonlar Liginde konuk olduğu Eintracht Frankfurt maçını uzun uzun anlatmak yerine, yukarıdaki dört kelime yeterli aslında...
Eyüpspor karşısında kadroda olmayınca, Frankfurt'a saklanıyor denilen Osimhen'in adını Almanya kafilesinde görmemek ilk sürprizken, maçın ilk onbiri ekranlara verilince ikinci sürpriz yaşanıyordu: Abdülkerim yedek, Singo stoper. Hafta içi sosyal medya "ulemaları" Apo'yu yavaş ilan etmiş, Okan hocanın aklına girmişlerdi, aynen geçen yıl Young Boys rövanş maçına takımı çift forvet çıkarmak gibi... Apo kenara, Singo sahaya çıkınca, Sanchez'in de yeri değişti, sol stoper oluverdi: iki şüpheli hamle... Sara'nın yerine bu ligin tecrübelisi İlkay'ın başlayacağı kimseyi şaşırtmadı, nasıl ki Osimhen'in yerine Icardi değil de Barış'ın seremoniye çıkması gibi...
Futbol rakiple oynanıyor, karşı tarafı yok sayamazsın, o sebeple ev sahibi de Galatasaray kadar siftahı 3 puanla yapmak istiyordu, ki zor fikstürlerinde göze kestirdikleri takım Galatasaray'dı. Taraftar kuralar çekildiğinden beri maça fena halde hazırlanıyordu, maç öncesi koreografi ile coşkularını belli ederken, ultrAslan Avrupa da onlardan alta kalmadı, ilk düdükle birlikte meşale şov ve bestelerle sarı-kırmızılıları desteklediler.
Her ne kadar ilk dakikada ev sahibi gole yaklaşsa da Galatasaray maça akıllı ve dengeli başladı. İlkay'ın liderliğinde top çevirdi, oyunu kontrol ederken, savunmada özellikle Singo'nun Sallai'nin enerjisi öne çıkıyordu. Rakip çok adamla önde basarken, Uğurcan ve savunma oyuncuları uzun toplarla Yunus ve Barış'ı kaçırmayı amaçlıyordu ki yine ev sahibinin çok oyuncuyla geldiği bir anda kapılan topta Sane Yunus'a verdi ve kaptanın çalımlar sonrası şutu maçın açılış golü oluyordu.
Galatasaray öne geçmiş, ipleri eline almış, karşı taraftaki genç takım bocalamıştı. O anlarda Galatasaray'ın eline farkı açma şansı da geldi, Sallai'nin ortasında İlkay'dan önce kaleci topu uzaklaştırdı da beş dakika önce kazanılan serbest atışta Barış Alper Yılmaz, Puşkaş Yılın Golü ödülünü kaçırıyordu. Herkes İlkay'ın topu kaleye vuracağını beklerken, tecrübeli topçu barajın yanında bomboş Barış'a plaseledi ama Barış kolay yerine zoru becerip, skoru değiştiremedi.
Rahat giden, geleceğe dair hayaller kurduran bir maçtı ve yine Eintracht Frankfurt'un savunmamızdan dönen bir atağı demişken Yunus topu kaptırınca, Doan Uğurcan'ı aşırttı ve auta gidecek top Sanchez'e çarpınca ev sahibi tribünler ayağa kalkıyordu. Pozisyon vermeden gol yemenin okullarda gösterilecek bir örneğiydi.
Türkiye Süper Liginde 5 maçta sadece bir gol yemek, Galatasaraylı topçular için maçların boyutunu değiştirmişe benziyor: Gol yemezsen kazanırsa, yersen kaybedersen.
Skorda eşitlik vardı ama kalesinde golü görünce başta Yunus olmak üzere bir çok topçu kontak kapatmıştı. Aslında Barış'ın attığı ama hakemin faul nedeniyle geçersiz saydığı gol, belki uyandıracaktı sarı-kırmızılıları da İtalyan yanlış düdük çaldı, maçın da kırılma noktalarından biri oldu.
Sonrası ise freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı giden bir Galatasaray seyrettik. Yine Yunus'un İlkay'ın zor pasında topu kaptırması ile hızlı gelişen bir atağında Can Uzun doksana taktı, arkasından daha skorbord değişmeden serbest vuruşta Singo mu Burkardt mı değdi top bilinmez, Uğurcan filelerden üçüncü kez topu çıkarıyordu...
Soyunma odasında yapılan konuşmalar çokça kez faydalı olmuştur ama bu kez pek de işe yaramıyor, aynı moral bozukluğu içindeki Galatasaray, rakip kaleyi uzaktan attığı şutlar dışında zorlayamazken, Ev sahibi topçular ise ani ataklarla ve Galatasaraylı savunmacılara yaptıkları baskılarla kazandığı toplarla tehlike yaratıyordu. O anların birinde Burkardt'ın kafasını Uğurcan kucaklamadan, Sanchez diziyle kendi kalesine yolluyor, birinde de Sara savunmadan top çıkarırken kaptırıp, beşinci gole sebebiyet veriyordu.
Lemina İcardi, Sane Sara ve Eren Jakobs değişiklikleri oyunu değiştirmezken, Galatasaray için geçen sene lig başlamadan Süper Kupada Beşiktaş karşısında alınan 5 gollü mağlubiyet gibi Almanya'dan da 5 golle dönmek önümüzdeki maçlar için alınacak büyük bir ders niteliği taşıyordu...
Okan Buruk ve ekibi "ödevine" çok daha iyi çalışması gerekirken, Galatasaray taraftarının görevi de son yıllarda sosyal medyada virüs gibi yayılan taraftar görünümlü etkileşim budalalarını bir kenara bırakıp, takımına ve hocasına sahip çıkmak...
Stat: Deutsche Bank Park Frankfurt
Tarih: 18/09/2025
Hakemler: Marco Guida, Giorgio Peretti, Giuseppe Perrotti
Eintracht Frankfurt: Zetterer, Theate, Koch (Aurele Amenda dk. 79), Knauff, Chaibi, Burkardt (Elye Wahi dk. 71), Larsson (Ellyes Skhiri dk. 79), Doan (Michy Batshuayi dk. 84), Brown, Collins, Can Uzun (Bahoya dk. 71)
Yedekler: Jens Grahl, Kaua Santos, Elias Baum, Timothy Chandler, Oscar Hojlund, Mahmoud Dahoud, Aurelio Buta
Teknik Direktör: Dino Toppmöller
Galatasaray: Uğurcan Çakır, Roland Sallai, Wilfried Singo, Davinson Sanchez, Eren Elmalı (Ismail Jakobs dk. 67), Lucas Torreira, Mario Lemina (Mauro Icardi dk. 55), İlkay Gündoğan (Sara dk. 67), Leroy Sane (Ahmed Kutucu dk. 67), Yunus Akgün (Kaan Ayhan dk. 78), Barış Alper Yılmaz
Yedekler: Batuhan Şen, Günay Güvenç, Metehan Baltacı, Abdülkerim Bardakcı, Arda Ünyay, Berkan Kutlu, Yusuf Demir
Teknik Direktör: Okan Buruk
Goller: Davinson Sanchez (dk. 37 k.k.), Can Uzun (dk. 45+2), Burkardt (dk. 45+4 ve 66), Knauff (dk. 75) (Eintracht Frankfurt), Yunus Akgün (dk. 8) (Galatasaray)
Sarı kartlar: Burkardt (Eintracht Frankfurt), Okan Buruk (Teknik Direktör) (Galatasaray)





















Hiç yorum yok:
Yorum Gönder