skip to main |
skip to sidebar
- Sondan başlarsak bu yazıya, bugünkü sonuçlar sonrası Ankaraspor ve Hacettepe maçlarında kaybedilen 5 puana yanmayan Galatasaray'lı var mıdır acaba? Şu an puantajda 55 rakamı yazarken Galatasaray'ın karşısında, bu sayılar 60 olacaktı... Ve kalan 3 maçını kazandığı takdirde de şampiyon olacaktı... Biraz inansalardı, bir de Arda olsaydı...
- 2008-09 sezonun değerlendirmesi yapılırken, Fenerbahçe maçını Galatasaray adına kırılma maçı olarak yazmak gerekecektir. Derbiler her zaman büyük gerginliklere neden olurken, bu yıl iki takımın da kötü gitmesi, sıralamada baş altı kalmasından dolayı Ali Sami Yen'deki derbi iki ezeli rakip için de "ya tamam ya devam" havasında oynandı, oysa profesyonelce düşünülseydi daha geriye çok haftalar kalacak, köprünün altından çok sular akacaktı. Lakin, Akdeniz insanıyız, heyecanı severiz, fevri davranırız, günü yaşarız ve derbiyi kazanamayınca da birbirimize gireriz... Maçın son dakikasındaki kavgadan dolayı havada uçuşan kırmızı kartlar ve ertesi günlerde de medyanın baskısıyla verilen 3-5 maçlık cezalar iki İstanbulluyu bitirdi... Zaten saha içinde bir kıvılcıma ihtiyac duyan Galatasaray, o ateşi sürekli körükleyen Arda'sını kaybedince oynadığı İstanbul Belediye, Ankaraspor, Hacettepe maçlarında "uyurgezer" bir haldeydi... Bugün ise futbola susamış Arda Turan, Galatasaray'ın galibiyetinde baş mimarlardan biriydi...
- Muhasebe yapmaya devam edersek geçen bir sezonun ardından ligin sonu yaklaşırken, karşımıza Lincoln'ün Hamburg maçı sırasında oyundan çıkarılması başka bir kırılma anı olarak karşımıza çıkacak. Büyük Kaptan, biraz daha "uyanık" davranabilseydi, sezon sonuna kadar alttan alıp, elindeki oyuncuların suyuna gidebilseydi, şu an takım şampiyonluk potasında, Lincoln de asist krallığında üstlerde olacaktı... Son haftalarda takımın ayakta kalanlarından olan Lincoln'ü izledikçe, Skibbe dönemindeki futbol oynamaya arzulu halini de akla getirince, tartışmalar, kadro dışı bırakmalar, yedek kulübesinde oturmalar ve küsmelerle geçen "kısır dönemi" nasıl heba edildiğine insanın içi yanıyor...
- Hafta başında tesislere gelerek her tarafa "Kalan döt maçı kazanın onurunuzu kurtarın" yazılı afişler asan Bülent Korkmaz'ın motive çalışması ilk maçta meyvesini verdi ama oyuncuların kafasında oluşmaya başlayan "1 gol atarız, başka da atamayız" düşüncesi iyice pekişmeye başlamış gibi. Eski maçlara oranla pozisyonlar buldu Galatasaray'lı futbolcular ama Ankaragücü'ne ikinci kez santra yaptırma becerisinde bulunamadılar...
- İsmail Bouzid'e kırmızı kart sonrası acıdım aslında. Başında Hikmet Karaman gibi bir hoca varken, bir penaltı yaptırıp, bir de sahadan atılan oyuncuya soyunma odasında nasıl bir tepki gelir diye maçı izlerken düşünmeden edemedim. Aklıma gelen bir çok senaryoyu da, "İyi ki Yılmaz Vural çalıştırmıyor Ankaragücü'nü" rahatlığı ile Bouzid için şükürler ederek sonlandırdım...
- Bülent Hoca'nın işi saldığını üç maç arka arkaya giydiği aynı eşofmanlardan belli olduğunu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Fenerbahçe derbisine kadar, her maça özel giyinen hoca, daha sonra antrenman eşofmanlarını çekip üstüne, çıkıyordu takımı yönetmeye. Bursaspor'un arkadan gelmesiyle, Avrupa'ya gidememe durumu belirince, tekrar takım işi sıkıya aldı ve Bülent Hoca da Kayseri'de yine daha ciddi bir ifade veren "takım elbisesini" geçirmişti üzerine...
- Sondan başlamıştık yazıya, maç öncesi tartışılan "Hasan-Ümit kadro dışı mı?" sorusuna Bülent Hoca: "Alakası yok" diye cevap verdi, pek Kayseri'ye getirilseydiler 80 küsür dakikalarda Hasan girer miydi oyuna?
Stat: Kadir Has
Hakemler: Suat Aslanboğa, Özgür Çetiner, Selçuk Kaya
Galatasaray: De Santics, Barış, Emre Güngör, Lincoln, Mehmet, Baros (Dk. 88 Nonda), Serkan (Dk. 78 Sabri), Emre Aşık, Hakan, Ayhan, Arda (Dk. 90 Kewell)
Ankaragücü: Serkan Kırıntılı, Elyasa, Mehmet Yılmaz (Dk. 80 De Nigris), Henrike, Bouzid, Ceyhun (Dk. 86 Metin), Semavi, Barbaros, Iglesias (Dk. 62 Jaba), Kerem, İlkem
Gol: Dk. 13 Baros (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 4 Baros, Dk. 18 Lincoln, Dk. 33 Emre Aşık (Galatasaray) Dk. 68 Jaba (Ankaragücü)
Kırmızı kart: Dk. 52 Bouzid (Ankaragücü)
1 yorum:
güzel tespitler :) ama bence hala gitmeli bülent korkmaz
bu arada blog listene eklersen sevinirim:
http://yetenekavcisi.blogspot.com/
Yorum Gönder