İstanbul'da ikinci amatör başlarken, Süper Amatör maçlarının bitmesine de sayılı haftalar kalıyordu. Havanın da güzelliğini fırsat bilerek fikstürün de bonkörlüğüne şükrederek 3 maç arka arkaya izleyerek hafta sonunun ilk gününü amatör futbolun peşinde geçirdik... Halı sahalar ile resmi maçlar arasında bir geçiş grubu olarak gördüğüm ikinci amatör grup maçlarında yine her zamanki gibi sistemsiz ve disiplinsiz oyunlar, göbekli ve formsuz topçular, futbolcuya küfreden hocalar yer alırken futbolun saf ve temiz hali hala korunuyordu: yetenekleri ölçüsünde sonuna kadara formayı ıslatmak...
Günün ilk maçı Kabakça ile Gökçeali arasındaydı. Takımlar ligin ilk maçına olmasının vermiş olduğu heyecan ile taraftarlarını da davet etmişler stada, kendileri de yepisyeni formalarıyla arzı endam etmişlerdi Çatalca Ziya Altınoğlu Stadına... Geçen yıllardan bildiğimiz üzere Gökçeali, kendisine hedef koyup, güçlü kadro ile başlıyordu her sene grup maçlarına lakin zamanla konsantre eksikliği ile gruptan çıkamıyorlardı. Bu sene de eski kadroya yeni takviyeler yaparak 1.Amatör vizesi arayacağı belli oluyordu Kabakça karşısında. Rakibi sarı-yeşilli Kabakça köyü de geçen yılki hüsranı silmek adına bir kaç transfer yapmış ama Gökçeali karşısında pek de düzenli bir oyun oynadı söylenemez. Ligin ilk maçı olmasına bunu bağlayalım en iyi niyetimizle lakin idmanlarına daha çok ağırlık vermezlerse, düşmenin olmadığı ikinci amatörde alt sıralarda yer bulacaklardır. Gökçeali 2-0 kazandı maçı ama onlar da daha formda olsalar, skor çok daha farklı olabilirdi...
Günün ikinci maçı Çakılköyü ile Kumburgaz arasında oynandı. Takımlar sahaya çıktıklarında ev sahibinin yaş ortalamasının oldukça yüksek, misafirlerin de genç futbolculardan oluştuğu açıkça gözüküyordu, kısaca tecrübeye karşı fizik-kondisyon mücadelesi seyredecekti köylerini desteklemeye gelenler. Sistemsizliğin olmadığı ikinci amatörde iki takım da maça bütün güçlerini vererek başladı ve top bir o kalede bir diğerinde yer alıyordu... Biz kenarda maçı izleyenler, bir gol olsa da devamı gelse derken, deplasman ekibi 4 numaralı topçusunun kendi hazırlayıp, pişirdiği yemeği kendi yedi dediğimiz bir tamlamayla golü attı. Son cümleyi daha da açarsak, Çakılköy yarı alanı ortalarında kazanılan serbest vuruş sonrası Kumburgaz'ın stoperi koşa koşa geldi ve rakip kale arkasındaki tellere kadar giden topu aldı ve serbest vuruşun yapılacağı noktaya koydu, sonra ceza sahasına doğru koştu, elini kaldırdı, arkadaşı da ortayı yaptı ve 4 numaralı stoper kafayla golünü "çaktı"... Golü kalesinde gören Çakıllı topçular, ikinci yarı bir kaç değişiklik yaparak skoru çevirmeye çalıştılar ama güçleri rakip kaleye gitmeye yetmiyordu. Kumburgaz'lılar ise önde olmalarına rağmen sürekli bir sinir harbi içindeydiler, saha kenarından hocaya taktik vermeye çalışan sözüm ona destekçileri, kaptanın "yaşlı başlı" hocalarına sürekli arkadaşlarını şikayet etmesine alışmaya başlarken, Kumburgaz'ın atmış olduğu gol sonrası sevineceği yere formasını yere fırlatıp sahayı terkeden kaptanlarının davranışına anlam veremedik ama başta da söyledik ya ikinci amatör işte, yarı halı saha, yarı resmi müsabaka işte, güzelliği de burada... Unutmadan, Kumburgaz hocasının kartını şapkaya takması da günün hoş espirisi olarak kalacak akıllarda...
2-0 Lüleburgaz'ın kazandığı maç sonrası İstanbul Süper Amatör 4. grubun zirvesini ilgilendiren önemli bir karşılaşma oynanacaktı Çatalca'da: Çatalcaspor, Sultanbeyli Belediyesini ağırlayacaktı... Avcılar'da oynanan Avcılar-Çatalca maçında deplasman takım taraftarlarının yaşamış olduğu kötü muamele sonrası stadda Avcılar'a "kıllık olsun diye Çatalca maçı verecek" diye söylentiler dolaşıyordu ama maç içinde ve devre arasında yaşanılan karşılıklı gerilimden sonra, bu sözü söyleyenler pişman olmuşlardır... Yeşil-beyaz İskoç Celtic orjinli bir formayla saha çıkan konuk ekip Sultanbeyli, daha maçın başında hapsetti Çatalca'yı kendi sahasına, zira grup ikinciliği için buradan alacakları bir üç puan onlar için oldukça önemliydi. İkincilikteki rakipleri olan Avcılar da grubun kuvvetli ekiplerinden Hasköy ile oynayacak ve onların da puan kayıpları muhtemeldi ki maç 2-2 bitti... Bu baskı sonucunu 10. dakikada gösterdi ve Sultanbeyli 10 numaralı golcüsü ile öne geçti. Rami maçı sonrası kalecisini yollayan Çatalca, yedek kalecisinin de bazı sorunlar nedeniyle kulüpten ayrılması sonrası genç takımdan Serhat ile maçlara çıkarken, bu golde Serhat'ın tuttuğu köşeden topu kaçırması, genç kaleci ile talihsiz bir an olarak kaldı hafızalarda. Golden sonra oyunu rakip yarı alana yığmaya çalışan sarı-kırmızılılar, ileri uçtaki Özgür ve Mehmet formsuz bir gününde olunca istediklerini başaramadılar ve rakip kaleciyi hiç ama hiç zorlayamadılar. Maçın ilk yarısı böyle sonuçlanacak derken, hakemin gösterdiği 1 dakikalık uzatma süresi bitmeden organize gelişen bir atakta deplasman takımı yine İsmail ile ikinci golünü buluyordu...
Maçın ikinci yarısında da istediğini alan Sultanbeyli oyunu yönlendirirken, genç kaleci Serhat'a da tehlikeli anlar yaşatıyordu. Çatalca teknik direktörü Cait Erçevik'in cezalı olduğu maçta, yardımcısı oyunu çevirmek adına üç oyuncu değişikliğini de kullandı ama giren oyuncular da uyumlu Sultanbeyli defansı arasında kaybolunca maç 2-0 deplasman ekibinin üstünlüğü ile sona erdi...
"Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır" denen bir mart ayında güneşli bir cumartesi gününde kendi içinde güzellikleri olan birbirinden farklı üç maç izledik ama hepsinin de 2-0 gibi aynı skorla bitmesi de başka bir güzellikti...
3 yorum:
fazla etkileşim. Kumburgaz olmuş Lüleburgaz :)
Konu ile alakasız ama efsane Metin Oktay formalarının tekrar çıkma olasılığı var mı? ben almıştım ilk çıktığında ancak artık giymekten tahrip oldu ve giyilmez hale geldi.
bence çıksa mor formayı katlar satışları
kastettiğim forma: http://4.bp.blogspot.com/_s4BSdTq1AQA/Rxj-hS4IJmI/AAAAAAAAAQQ/dr0iKdeMbB8/s400/uzunkollu.jpg
bir bilginiz varsa paylaşırmısınız
eğer satışa çıkmayacaksa outletten falan bulma şansım var mı ?
not: GSSTORE 2010 yaz koleksiyonu tanıtım gecesinden şöyle bir resim var resmi sitede. bu iyiye işaretmidir yoksa gemi kaçtı, biz giyiyoruz hadi geçmiş olsun mu demektir
http://www.galatasaray.org/images/galeri/63/1070/B_7e18008e5274bd12cfb9318725fae3ce.jpg
AVEASIZ, ADIDASSIZ, EFSANE METİN FORMASI İNŞALLAH BİDAHA ÇIKAR
aynen kardeşim,
lulburgaz bloguna bakmaktan, fahri luleburgazlı olduk:)
Yorum Gönder