11 Haziran 2011 Cumartesi

Galatasaray:74- Fenerbahçe:85


Abdi İpekçi'deki ilk maçı kazanmamızın ardından bu maç, özelinde ayrı bir önem kazanmıştı. Fenerbahçe maça iyice asılıp önceki maçtaki yanlışlarından ders çıkarıp en azından bu maçı ve sonrasında evinde oynayacağı maçı kazanıp şampiyonluğa ulaşmak isteyecekti. Biz ise seriyi 2-2'ye getirip öncelikle psikolojik üstünlüğü tamamen elimize geçirip Abdi İpekçide'ki aynı anlayış ve azimle Sinan Erdem parkelerinde yer alacaktık. Ancak malumunuz saydığım birinci faktör gerçekleşti ve Fenerbahçe serinin diğer ayağına şampiyonluk için çıkacak.Ayrıca psikoloji üstünlüğü de kaybettik. Sinan Erdem'de deyim yerindeyse kaçırmadan atmamız ve insan üstü savunma yapmamız gerekiyor. Bugünkü maçta bir çok faktör yenilgiye neden oldu ama birinci neden dar rotasyon sonrası oyuncuların iyice yorulmuş olmasıydı. Fenerbahçe'de her ne kadar seriye eksiklerle başlamış olsa da Eurolig için kurulmuş kadrolarının kalitesi bu maçta yorgunluğa galebe çalmış oldu. Yine deyim yerindeyse maçın ilk yarısında pilimiz bitmeye yaklaştı.

İlk periyodu Lavrinovic'in sayıları ile önde bitiren rakibimizi 2 periyotta o bilindik savunmamızla durdurup 36-27 ile farkı da açmıştık. İlk 7 dakikada Fenerbahçe'ye 4 sayı atma izni veren takım, kalan 3 dakikada sayı bulamayıp 10 sayı yedi ve devreyi 1 sayı geride kapadı.
3 periyoda agresif başlayan Fenerbahçe'ydi ve serinin ilk maçındaki kırılma noktalarının oluştuğu 3. çeyrekte yine kırılmayı yaşattılar ve attığımız 13 sayıya 14'ü Emir Preldzic'ten olmak üzere 23 sayı ile karşılık verdiler.
Son periyoda baskılı savunma ile başlayan takımımız 15 sayılık farkı kapama peşindeydi haliyle. Fenerbahçe'de farkın getirdiği rekabet dolayısıyla rahattı. Bu noktada ortaya çıkan Jerry Johnson 2 üçlük yolladı Fener potasına, ardından da Tutku'nun üçlüğü farkı bir anda 9'a indirdi ve o etki farkın 4 sayıya kadar inmesine kadar vardı. Galatasaray taraftarının da olağan üstü katkısıyla geri dönmüştü ancak artık şutu kaldıracak güç var mıydı kollarında belli değildi. Bu noktada kaybedilen topu Emir 3'lükle noktalayınca maçı gayri resmi oalrak bitirmiş oldu. Sonraki hücumda yine kaybedilen topta Ömer'in üçlüğü maçı bitirdi. Kalan kısım saniyelerin geri sayımından ibaretti.

Yukarıda da söylemiştim ama tekrarlamak gerekirse; bugünkü yenilginin birinci sebebi yorgunluğun artık etkisini göstermeye başlaması sanırım. Hali hazırda kadrosu daha derin olan Fenerbahçe bizden daha diri kaldı maçın içinde ve maçın sonucunu belirledi. Shumpert oynayacak mı oynamayacak mı soruları 1. periyotla sınırlı kalarak yanıt buldu. Zaten kalan bölümde de onu çok aradık ve Fenerbahçe uzunları pota altını domine etmiş oldular. May-Oğuz-Lavrinovic üçlüsünün 16/20 isabetle attığı 38 sayı sanırım bugünkü direncin düşmesinde önemli etkenlerden biri olarak yazılacaktır. Ayrıca verdiğimiz hücum ribauntları da canımızı çok yaktı. Serinin son maçı Sinan Erdem'de oynanacak o maç çok farklı şeylere gebe olabilir. 2 günlük ara takımı toparlayabilir ancak şu bir gerçek ki Fenerbahçe artık kupanın bir tarafından tuttu. Bıraktırmak için çok uğraşmamız gerekiyor.


SALON: Abdi İpekçi Spor Salonu

HAKEMLER: Engin Kennerman – Rüştü Nuran – Ahmet Ersan Ergüler

GALATASARAY CAFE CROWN (74): Josh Shipp 10 (3 ribaund- 2 asist), Jerry Johnson 13 (2 asist), Caner Topaloğlu (2 ribaund), Preston Shumpert 10, Tutku Açık 13 (2 ribaund- 2 asist), Luksa Andric 13 (9 ribaund- 2 asist), Haluk Yıldırım 5 (4 ribaund- 2 asist), Evren Büker 2 (1 ribaund- 2 asist), Ermal Kurtoğlu 8 (2 ribaund- 1 asist).

FENERBAHÇE ÜLKER (85): Roko Ukic 17 (8 ribaund- 5 asist), Ömer Onan 10, Darjus Lavrinovic 15 (9 ribaund- 2 asist), Sarunas Jasikevicius (1 asist), Kaya Peker 2 (2 ribaund), Oğuz Savaş 19 (5 ribaund), Marko Tomas (2 asist), Sean May 4 (1 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 18 (5 ribaund- 4 asist).

1. PERİYOT: 17-23
2. PERİYOT: 19-14
3. PERİYOT: 13-27
4. PERİYOT: 25-21

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin