Dışa kapalı rejim ve ekonomiden, serbest piyasa dönemine geçmesiyle birlikte Bulgaristan'da futbol kulüpleri de teker teker "paralı" patronlara satılmaya başlandı, bu dalgadan komşunun en köklü kulübü CSKA'nın da etkilenmemesi mümkün olmadı ve önce Hintli Mittal kırmızı-beyazları satın aldı, çiftlik gibi yönetti, beceremedi ve takımı Titan grubuna devretti. Ivanov ve Borisov'un başkanlığında da CSKA'ya teknik adam dayanmaz oldu, değirmen misali her gelen öğütüldü, kimi 3-5 haftada, kim, 3 ayda... Geçen yıl arka arkaya giden hocaların yarattığı bunalımlı dönem sonrası göreve getirilen "CSKA'nın çocuğu Radukanov", takımı hiç kimsenin ummadığı şekilde toparladı ve Bulgaristan kupası alırken, alt sıralardan gelerek lig ikinciliğini de elde etti. Milen Radukanov'un yönetiminde CSKA'lı oyuncular da "kolej" havası yakalayarak, geçen yıl bıraktıkları "form grafiğinde" bu sene lige başladılar ve arka arkaya 8 maç kazanarak ligin zirvesine oturdular. Son iki haftada takımın Slavia'ya kaybetmesi ve akabinde Cherno More ile berabere kalmasını fırsat bilen Borisov, en çok zevk aldığı işi yaptı ve kritik Levski Sofya derbisi öncesi Radukanov'un görevine son veriverdi. Milli takım için dahi ismi anılan, ezeli rakip Levski'nin transferini hayal ettiği genç hocanın "kovulmasına", taraftarlar büyük tepki gösterirken, kulüp yönetiminden sadece Radukanov'un misyonunu tamamladığı şeklinde bir açıklama geldi. Mikrofonlar sürpriz bir şekilde "işsiz" kalan hocaya yöneldiğinde, Radukanov, her zamanki mütevaziliği içinde kalbinin her zaman CSKA için atacağını, kritik Levski derbisi öncesi takımı karıştıracak bir söz söylemeyeceğini belirtti...
Peki, Radukanov'un yerine kim getirildi? CSKA'nın "nöbetçi" emektar hocası Dimitar Penev... Fatih Terim'in Galatasaray'a 3. kez gelmesini abartı zannedenler, Penev'in Sofya ekibinde 5. kez göreve geldiğini bilmiyorlar tabii...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder