Saha dışı sıkıntıları atlatıp, tribüne girdiğimizde büyük stadyumun cilvesi ile karşılaştık, Ali Sami Yen olsa, dolu gözükecek tribünler, neredeyse bomboştu. Tamam, rakip Balıkesirspor'du, maç seçiyordu bizim taraftar ama yine de hatırı sayılacak bir taraftar kitlesi vardı Seyrantepe'de lakin Karadeniz bölgesindeki yapılaşma gibi geniş araziye seyrek seyrek yayılınca, ne seyredenin ne de top oynayanın hoşuna gidecek bir manzara ortaya çıkıyordu. Hatırlıyorum Sami Yen'de, yağmurlu havalarda ve zayıf rakiplere karşı oynanan kupa maçlarında Kapalının kapıları açılır, Yeni Açık taraftarı oraya misafir edilirdi. TT Arena'da böyle maçlarda üst katlar kapatılıp, taraftar sadece alt tribünlere alınamaz mı? Daha derli bir görüntü kolaylıkla ortaya çıkar, tezahüratların da bir etkisi olur...
Galatasaray taraftarı yayıla yayıla otururken koltuklarında, Balıkesirsporlular sağlam deplasman yapmışlardı, ki bu sene iç sahada maç kaçırmayanların söylediklerine göre şimdiye kadar en kalabalık kitle "Balkes"liler olmuşlar. Konum itibarı ile bize uzak olmalarından dolayı tezahüratlarını duyamazken, 10. dakikada plaka şovları ile alkışı hak ettiler. Maç içinde geriye düşmelerine rağmen aldırmadan bağırdılar, gol sonrası için meşale ile kutlarken sevinçlerine, mağlup olmalarına rağmen maç bitimi üçlü çekip, galipmişçesine coşmaları "güzel oyun futboldan" anladıklarını gösteriyordu. "Her zaman her yerde 10 numarayız" pankartı da yaratıcıydı.
Futbol iyidir de, bizim takım 4 gol atmasına rağmen pek de iyi gözükmedi, uzun maratonda forma şansı bulamayan topçular için bir imkanken böyle maçlar, onlar nedense "futbol bizden geçti artık" havasında ağır çekim yaptılar görevlerini. Parçalı formalılarda bir 9 numaralı oyuncu vardı ki tanımayanlar zanneder ki alt yapıdan çıkmış ve ilk resmi maçını oynuyor, her şartta, her maçta forması garanti olan Elmander, sahanın en mücadele eden adamıydı, gol attı, attırdı, defansa geldi, top çaldı. Muhtemelen bugün idman sonrası maçı tekrar izlerken Hakan, Çağlar, Sabri, Ceyhun, Aydın neler neler düşünmüşlerdir... Onlar düşünmedilerse bile Fatih Hoca, maç boyunca onların yerine de bolca düşündü durdu...
Kalecilik yalnızlık demektir, filozof yapar adamı Albert Camus gibi, bir de önünde senden daha başarılısı varken, kulübeye kök salarsın. Bazen de forma şansı bulursun, o fırsatı da iyi kullanman gerekir ama Ufuk dün gece öyle bir gol yedi ki, iki sene önce kaleyi Muslera'ya devrettiği yerden bir adım ileriye gidemediğini gösterdi. Hoca Eray'ı onore etmek için oyuna alırken, Ufuk'a da "ayağını denk al" ayarı veriyordu en incesinden...
Futbolun güzellikleriyle de bitirelim yazıyı:
Galatasaray:Ufuk Ceylan (Dk.84 Eray İşcan), Sabri Sarıoğlu, Gökhan Zan, Hakan Balta, Çağlar Birinci, Aydın Yılmaz (Dk.77 Nordin Amrabat), Ceyhun Gülselam, Engin Baytar, Emre Çolak, Sercan Yıldırım, Johan Elmander (Dk.64 Furkan Özçal)
Yedekler:Eray İşcan, Semih Kaya, Hamit Altıntop, Selçuk İnan, Furkan Özçal, Yekta Kurtuluş, Nordin Amrabat
Balıkesirspor:Olcay Çetinkaya, Rıza Efendioğlu, Kerem Gülbahar, Caner Arıcı, Hasan Hatipoğlu, Kemal Cingirt, Salih Sefercik (Dk.78 Furkan Çil), Muhammet Reis (Dk.66 Ertuğrul Arslan), Mustafa Şen (Dk.59 Özcan Dağ), Onur Acar, Ali Öztürk
Sarı Kartlar:Dk.72 Caner Arıcı, Dk.80 Ertuğrul Arslan (Balıkesirspor)
Goller:Dk.25 Johan Elmander, Dk.41 Sercan Yıldırım, Dk.60 Aydın Yılmaz, Dk.70 Ceyhun Gülselam (Galatasaray), Dk.33 Mustafa Şen (Balıkesirspor)