26 Şubat 2013 Salı

Galatasaray.4 Orduspor.2

 
  • Pazartesi akşamı iş çıkışı stada doğru yollanırken, ne yalan söyleyeyim aklımda yeni yıldızlarımızı şöyle gerine gerine seyretmek vardı. Velhasıl umduğumuzu değil bulduğumuzu yedik, maç bitiminde rahatlamak bir yana, sanki biz de tribünde maç yapmış gibi yorgunduk.
  • Hamit'le taraftarın ilişkisi "Davaro"da Kemal Sunal'ın Şener Şen'i hem dövüp hem sevdiği sahneyi andırmaya başladı. Bir hafta oyundan çıkarken çekirdekçi tayfa tarafından ıslıklanmaya çalışılıyor, diğer hafta Ultraslan tarafından gönlü alınıyor.   
  • Maç başlamadan önce herkesin ağzında dün Fenerbahçe taraftarının baskısıyla kazandığı penaltı vardı. Tam da bunun sıcağına maçın 3.dakikasında hakem Burak'ın pozisyonunu süzemeyince tribünlerin fitili çekilmiş oldu. Madem faul değil, sarı kart versene be hocam.
  • Hakemlerin bu hale gelmesi aslında hiç de tesadüf değil. Bundan önceki senelerde, her sıkıştığımız anda boynuna sarıldığımız, en stresli maçlarda dahi gülen ve rahat tavırlarıyla işin üstesinden gelen Fırat Aydınus'u, geleceğin yıldız hakemi dediğimiz Halis Özkahya'yı artık tanıyamaz hale geldiysek veya futbolun başındakilerin yönetim beceriksizlikleri yüzünden tanınmaz hale getirildilerse, bu genç hakeme ne diyebiliriz ki? 
  • Geniş açıdan baktığımızda çok daha beter hakemler gördü bu tribünler ama dedik ya herkesin aklında rakibin dünkü karşılaşması ve bu işlerin böyle yürüdüğü düşüncesi vardı. Öte yandan, bu kadar gergin ortamda dahi ipin ucu kaçırılmadı ve tribünlerden bir saniye dahi küfür edilmedi. Bu erdemli tavır gerçekten takdiri hakkediyor.
  • İlk golu kendi kendimize attık. İkinci gol kendisine 1-2 senedir ne olduğunu çözemediğim Hakan Balta'nın garip hareketinden geldi. 2 farklı skor var ama Orduspor o kadar kötü futbol oynuyordu ki, devre arasında maçın dönmesi mucize olarak değerlendirilmiyordu. 




  • Orduspor bu kadar kötü olunca, taraftar da İstanbul deplasmanında takımını yalnız bıraktı. Eskiden olsa sadece Mesudiyeliler gelse doldururdu o tribünü. Sene başında yukarıları hedeflerken, sene sonunda kendilerini 2.ligde bulmaları an meselesi.
  • Fatih Terim maçın 1.yarısında Orduspor  kulübesinde çözemediğim birine kafayı taktı. Sürekli olarak orada birine eliyle işaretler yaptı ve devre bitiminde de tünel girişinde bir süre o kişinin gelmesini bekledi. Lakin, o kimse kulübeden çıkmadığı için kim olduğunu çözemedim. Tribüne gönderilmesinde bu olayın da payı olabilir.

  • İkinci yarıya çıkarken, oyuncuların soyunma odasında gazı aldıkları çok belliydi. Özellikle Burak yerinde duramıyordu, sonucunu da hep beraber gördük.
  • Fatih Terim tribüne gönderilince, 2.yarıda Hector Cuper de yerinden çıkmaz oldu. İsminin Jose Fantaguzzi olduğunu öğrendiğim yardımcısı alkışları ve motive edici hareketleriyle kenarda çok heyecanlı bir görüntü çizdi. Ama maç 0-2 iken hangi hareketleri yapıyorsa 4-2 iken de aynılarını yapması ilginç geldi.

  • Fatih Terim'in yanına kısa süre sonra Hasan Şaş da gönderildi, Abdürrahim Albayrak'ın gelmesiyle de kulübe arkasında trio kurulmuş oldu. Böyle maça böyle kenar yönetim. Teknik direktörlerin tribüne gönderilmesini de bir türlü çözememişimdir, 5 metre arkadan yine görevine devam ediyor. Birşey yapmak istiyorsan kırmızı kart gören oyuncu gibi gönder soyunma odasına. 
 

  • Geçen hafta Drogba ile Rıdvan Hocamızı anmıştık, bu sefer de durup durup Sneijder'e laf sokan yetenek jürisi Sergen Yalçın'ı anmak nasip oldu. Küçüktüm, Tanju'nun Neuchatel'e attığı golu tribünden izleyememiştim, sağolsun Sneijder bir benzerini gösterdi bana.
  • Şampiyonluklar genelde bu tip maçlardan sonra gelir ve bu tip maçlar o senenin hikayesi anlatılırken ilk akla gelen anlardan olur. Antalyaspor maçındaki tribünlerle takımın bütünleşmesi bana galiba bu iş oldu dedirtmişti, bu maçla birlikte çok daha rahat söyleyebilirim; şampiyonluk hayırlı olsun.
  • Hem Sneijder hem de Drogba kriz anlarında ellerini taşın altına koyuyor ve mağlubiyetten duydukları rahatsızlık yüzlerinde görülebiliyor. Takım da özellikle Drogba'yı sahiplenmiş, oyundan çıkarken taraftarla birlikte 2-3 oyuncumuz da alkışlıyordu.
  • Sene başından beri beklediğim an, bu maça nasipmiş. Bu sene ilk defa "İmparator Fatih Terim" tezahüratı yankılandı tribünlerde. Umarım artık bazı taraftarlarla Fatih Terim arasındaki gereksiz soğukluk erimiştir. Başka Fatih Terim'imiz yok, onu zaten yıkmak isteyen içeriden dışarıdan birçok etmen var, bari biz kıymetini bilelim. 

2 yorum:

ultras/Movement dedi ki...

Eline sağlık, yine güzel bir yazı olmuş...

aksilaz dedi ki...

Güzel yazı, güzel galibiyet

Blog Widget by LinkWithin