24 Mayıs 2025 Cumartesi

Galatasaray:3-0:Kayserispor

 


"Ben genelde ikinci sezonda bir şeyler kazanırım” diyen Tottenham hocası Ange Postecoglou
Bütün iyi TV dizilerinde her zaman üçüncü sezon, ikinci sezondan daha iyidir.” şeklinde özlü bir söz etmiş UEFA Avrupa Ligini kazandıktan sonra...

Ange'nin takımını Sami Yen'de madara eden Okan Buruk da meslektaşı bu sözleri sarf ettikten 3 gün sonra Türkiye Süper Liginde arka arkaya üçüncü şampiyonluğunu kutlarken hem birinci sezon, hem de ikinci sezondan çok daha zor ama anlamlı bir şampiyonluk kazanıyordu...
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "Gençliğe Hitabesi"ne atıfta bulunarak yazmak gerekirse, yazılı ve görsel ile sosyal medyanın "kaleleri zapt edilmiş", TFF ve MHK'da "iktidar sahipleri gaflet ve dalalete düşmüş", Galatasaray'ı üçüncü şampiyonluktan mahrum etmek isteyen "dahili ve harici bedhahlar" ellerinden geleni arkalarına koymazken, Okan Buruk'un Galatasaray'ı Süper Lig tarihinin belki de en zor şampiyonluğunu, en kolay şekilde sonlandırıyordu... Hikayeleri severiz ya, dramatik sonlu, kanlı canlı olanlar daha da dikkati çeker, unutulmaz da, ligin bitimine iki hafta kala iç sahada Kayserispor'a karşı "elini kolunu sallayarak" kazanılan maç pek o kategoriye girmez ama, TFF başkanı ve Dursun Özbek arasında başlayan savaşta galip gelmek önemliydi, 5. yıldızı takmak gerekiyordu, "futbol romantizmi" biraz kenarda dursa kimseye zarar gelmezdi...


"Mayıslar Bizimdir" kadar rakiplerde korku ve hezeyan uyandıran başka bir söz de "Ali Sami Yen Kapalısına vuran güneş"tir. Kayseri maçı başladığında da televizyon kameraları tribünleri gösterirken, kırmızı formaları giymiş Galatasaray sevdalıları güneşin altın sarısı rengine boyanıyor, şampiyonluk nameleri söylüyordu.

Bu coşku içinde Galatasaray da arzulu başladı, bir an evvel golü bulup rahatlamak isterken, Kayserispor da iyi kapanıp ani ataklarla rakibini avlamak arzusundaydı ki Galatasaray'ın Barış ve Osimhen'le attığı iki şuttan daha tehlikelisini Ramazan Muslera ile karşı karşıya kalarak yaşatıyor, tecrübeli kaptan gemisini kurtarıyordu. Şampiyonluk modunu açmıştı Nando ama kalbi bu sene kırıktı, Galatasaray tarihinin en fazla kupa kazanan oyuncusu Sami Yen'de yuhalanmayı unutamıyordu. 


Muslera rakibe gol şansı vermeyince ev sahibi sarı-kırmızılılar daha da etkili gittiler Bilal'in kalesine, Osimhen bir gol attı, yardımcı hakem ofsayt kaldırdı ama bir dakika sonra bir Galatasaray klasiği gerçekleşti: Sara kornerden ortaladı, Osimhen kafayı vurdu ve gol.
Nijeryalı golleri atıyor, rekorları kırıyor da Galatasaray taraftarı içten içe Nazan Öncel'den "Gitme kal bu şehirde" şarkısını mırıldanıyordu. Bu uğurda her yol deneniyor, gol anasonu Osimhen'in kızı yapıyordu "Victooooor Osimheeeeeen"


Çok geçmeden yine Galatasaray'ın rakip sahada yaptığı baskıda Kayserisporlular gelişi güzel vurunca, Torreira kafayla Barış'a gol asisti yapıyor, genç topu bu fırsatı geri çevirmiyor ve maç o anda kopuyordu...
Şampiyonluk maçı olunca, bir gün önceden düşünülenler sahneleniyor, Barış gol sevincini yandan aldığı bir telefonla öz çekim yaparak kutluyordu... Tabii, sarı kart görmeyi de göze almıştı...

Tribünler şampiyonluk havasına girmiş, Galatasaraylı oyuncular oyunun kontrolünü eline almışken, deplasman ekibi bir gol için fırsat kolluyor, 30. dakika Ramazan'ı Sanchez engellerken, Cardoso'ya da Muslera geçit vermiyordu.
Torreira'nın pasını asiste çeviren Barış Alper, Sara'nın ustalık kokan pasında ise ayağını zemine dengeli basmayınca üçüncü golden ediyordu takımını....

İkinci devre yine baskılı başladı Galatasaray, Sallai, Sara, Barış ve Yunus ile çok net pozisyonlar buldu da tabelayı değiştiremedi. Özellikle Sara, belki de Galatasaray forması ile en iyi 5 maçından birini çıkarırken, Okan Buruk klasik değişikliğini yapıyordu: Sara out, Morata in... İspanyol golcü de sahaya ayak bastıktan bir kaç dakika sonra Sallai'nin al da at pasında klasina yakışmayan bir vuruşla topu dışarı gönderiyordu...


Dakikalar ilerliyor, taraftarlar tezahüratı arttırıyor, İcardi tribünde hop oturup zıplıyor, Okan Buruk oyuncularını alkışlatmak için yanına alırken, az forma şansı bulanları sahaya sürerken, Osimhen'in pasında Morata kaleci ile karşıya kalınca, düşürülüyor ama Ali Şansalan kanıksadığımız bir şekilde aut diyordu da VAR'da Özgür Yankaya "hocam, gel bir bak, o iş öyle değil" dercesine ekrana davet ediyordu Ali Şansalan'ı...

Ve penaltı kararı çıkınca, tribünler inliyordu: Musleraaaaa, Musleraaaaaa, Musleraaaaa...


Okan Buruk da izin verince, kaptan Nando meslektaşı Bilal'in de gönlünü alıp, topun başına geçiyor ve 14 yıllık Galatasaray kariyerini bir golle noktalıyordu... Galatasaray forması ile 500e yakın maç ve 19 kupa... Bütün bunlardan daha önemlisi takım içi bağları kuvvetlendiren, arkadaşlarını yüreklendiren, yabancı oyunculara ev sahipliği yapan bir kaptan... Galatasaray taraftarı Muslera'nın değerini seneye çok daha iyi anlayacak...


Skor 3-0 olmuş, şampiyonluğun resmi olarak ilan edilmesi için geri sayım son hızla sayılırken, Okan Buruk yayıncı kanalın kameralarına beş yıldızlı "The Real One" yazısı gösteriyor, saha kenarında oyuncular çocuklar gibi şen şakrak eğleniyor, Muslera parçalı forma ile geçirdiği yılları bir film şeridi gibi gözlerinin önünden geçirip duygulanıyor ve hakem 2024-2025 sezonun şampiyonunu ilan eden düdüğü çalıyordu...

Galatasaray Şampiyon...

Galatasaray ilk ve tek 5 yıldıza sahip takım...









Stat: RAMS Park

Hakemler: Ali Şansalan, Volkan Ahmet Narinç, Mehmet Kısal

Galatasaray: Fernando Muslera, Roland Sallai (Przemyslaw Frankowski dk. 71), Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Kaan Ayhan dk. 71), Eren Elmalı, Lucas Torreira, Mario Lemina (Berkan Kutlu dk. 82), Gabriel Sara (Alvaro Morata dk. 63), Yunus Akgün, Barış Alper Yılmaz (Dries Mertens dk. 81), Victor Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Ismail Jakobs, Kerem Demirbay, Ahmed Kutucu, Carlos Cuesta

Teknik Direktör: Okan Buruk

Kayserispor: Bilal Bayazit, Gökhan Sazdağı (Carlos Mane dk. 66), Majid Hosseini, Joseph Attamah (Mehmet Eray Özbek dk. 75), Lionel Carole (Hasan Ali Kaldırım dk. 75), Ali Karimi (Baran Ali Gezek dk. 46), Kartal Kayra Yılmaz, Ramazan Civelek, Mehdi Bourabia (Julian Jeanvier dk. 66), Miguel Cardoso, Duckens Nazon

Yedekler: Onurcan Piri, Dimitrios Kolovetsios, Kayra Cihan, Nurettin Korkmaz, Talha Sarıarslan

Teknik Direktör: Sergej Jakirovic

Goller: Victor Osimhen (dk. 26), Barış Alper Yılmaz (dk. 29), Fernando Muslera (dk. 89 pen.) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Dk. 15 Sallai, Dk. 15 Okan Buruk Dk. 30 Barış Alper Yılmaz, Dk. 42 Sara, Dk. 90 Muslera (Galatasaray), Dk. 87 Bilal Beyazıt (Kayserispor).

18 Mayıs 2025 Pazar

Trabzonspor:0-3:Galatasaray (Ziraat Türkiye Kupası)


Milyonlarca insanın adına futbol denen ayak topunun peşinden yıllarca koşmasının sebebi sorulacak olursa herkesin bir nedeni vardır da en çok verilecek yanıtlardan ikisi kendine has hikayeleri olması ve sonucunun önceden asla kestirilememesi olacaktır hiç şüphesiz. Öyle de ilginç bir kupa serüveni yaşadı Galatasaray futbol takımı Gaziantep'te 19. defa Türkiye Kupasını müzesine götürdüğü maça gelene kadar.

Takımlar için maddi ve manevi yük teşkil ettiği için katılmak istemedikleri, maçlara yedek ağırlıklı topçularla çıktıkları kupayı daha "heyecanlı" yapabilmek için her sene değişiklikler yapan TFF, bu sefer 6 takımın sadece 3 maç oynadığı "tuhaf"  bir statüyle başlattı maçları. Böyle "apar topar" hazırlanan bir uygulamada da son maçların "dramatik" olması kaçınılmazdı, Galatasaray da aynı grupta yer aldığı ve son dakika penaltı kaçırarak puanları bölüştüğü Başakşehir'i "centilmenlik puanıyla" geçip ikinci olup, kupa serüvenine devam etti.

Lig yarışı kızışmış, yeni transferler takıma alışamamış, deplasmanların olduğu zor bir lig fikstüründe, tek maç ve elemeli Kadıköy deplasmanı...

Ölüm kalım maçı...

Kaybedersen sadece kupadan elenmiyorsun, bir de üç gün önce Beşiktaş deplasmanında kaybettiğin için ikinci bir derbi mağlubiyeti "psikolojik" yıkım demek...

Kazanman ise bu sezon müzeye iki kupa koymak demek...

Galatasaray, aslında Kadıköy'de sadece Fenerbahçe'yi kupadan elemedi, o geceki oyun sistemi ve elde ettiği özgüvenle hem ligi hem de kupayı kazandı...

Sonrası çorap söküğü gibi geldi, ligde peşi sıra alınan galibiyetler, kupada deplasmanda yarı finalde farklı bir Konyaspor galibiyeti ve Trabzonspor'la 4 gün içinde iki kritik maç...

Ligde iki takım başka hesaplarda olduğu için, çok kıran kırana bir maç çıkmazken, Galatasaray istediği galibiyeti almıştı.


Gaziantep'te oynanacak final bordo-mavili takım için hem bu sezonun hem de önümüzdeki sezonun en kritik maçıydı, Fatih Tekke'nin takımı galip gelirse, kötü geçen bir yılda taraftara kendini affettirecek, önümüzdeki yıl da Avrupa Kupalarında mücadele edecekti. Elindeki tüm oyuncularıyla sahaya çıktı ama kaybetti, tepkiler başladı, Avrupa da olmayınca transferler de zor gelecek...

Galatasaray ise finalin favorisiydi, beşinci yıldız için çıkılan uzun ve zor yolda, kupa çok hesapta yokken, "bedavadan" bir kupaya kim hayır der ki...


Beklenildiği gibi Galatasaray ağırlığını koyarak başladı, daha ilk dakikada Yunus Osimhen'in sektirdiği topu boş pozisyonda auta yollarken, üç dakika sonra Barış'a asist yapıyordu genç oyuncu... Zaten özgüvenliydi Okan Buruk'un oyuncuları bir de erken gol bulunca, iyice rahatladılar, topu ayaklarında tuttular, kendi oyunlarını oynadılar. Öte yandan Fatih Tekke'nin finale hazırladığı Banza ve Zubkov Galatasaray savunması içinde kaybolurken, Nwakaeme takımda ışık parıltısı gösteren oyuncu oluyordu. İlk devrede ilk yarım saat biterken, Trabzon adına maçın en kritik pozisyonu gerçekleşiyor, Sanchez'in savunmada kaptırdığı topta Ozan karşı karşıya Günay'ı geçemiyordu, ya da başka bir deyişle kupa maçlarının file bekçisi Günay, Muslera'nın önümüzdeki sezon "tamam mı devam mı" kararının beklendiği günlerde "Ben de varım" mesajı veriyordu Okan Buruk'a...


Eski Trabzonlu Eren'in ortasında Osimhen'in auta giden kafası, Sanchez'in savunmadan çıkarak başlattığı akında Yunus'a kaleyi tutturamaması, Barış'ın ortasında Osimhen'in eskilerin tabiriyle "dömivolesi" skoru değiştirmezken, ilk 45 dakika akıllarda kalan pozisyonlardı.

Maçın hakemi Cihan Aydın'dan da bahsetmeden geçmeyelim. Çocuğu olmadığı halde, Acun Ilıcalı'nın "Galatasaraylı kızı var" diyerek futbol kamuoyuna Galatasaraylı diye lanse edilen Cihan Aydın finale atanınca, Trabzonspor yönetimi hemen bir basın bildirisi yayınlayıp, "akıllarınca" da hakemi etki altına almaya çalıştılar. Zaten "objektif" olduğunu göstermek için Galatasaray maçlarında Galatasaray aleyhine kararlar veren Cihan Aydın, finalde de bu seneki meslektaşlarının mottosunu uyguladı: Galatasaray lehine hata yapmaktansa Galatasaray aleyhine yaparım...


Maçta dakikalar 22'yi gösterirken Saviç'in Osimhen'e kırmızı kartlık tekmesinde sarı kart çıkarmış, Karadağlı oyuncunun kendisine "kafa atacak" kadar yakınlaşmasına seyirci kalmıştı. Oysa ki aynı hakem ligde Fenerbahçe-Samsunspor maçında Samsunlu oyuncu koluna temas ettiği için ikinci sarıdan kırmızı kart göstermişti.

Trabzonlu oyuncuyu atmamak bir yana Trabzonspor ceza sahası içinde o kadar penaltı çalınacak pozisyon vardı, hepsinde sorumluluktan kaçıp, düdük çalmadı, işi VAR'a bıraktı, onlar da hakem çalmadıysa biz de devreye girmeyelim dediler...

İlk yarıyı erken golle önde kapayan Galatasaray, ikinci devre başlarken Yunus'un savunma arkasına attığı pasta Osimhen'in Uğurcan'ın kapattığı köşeye "zımbalamasıyla" farkı ikiye çıkarıp, maçın ipini çekiverdi...

Bundan sonrası tribündekiler için "lay lay lom" besteleri, bizim için de çay çekirdek keyfiyle maç izleme... 

Okan Buruk da skor alınınca yarım saat kala Morata'yı Sara'nın yerine aldı ve İspanyol oyuncu ayağının tozuyla kendi yarı sahasından topu taşıyıp, Yunus'a akıl dolu bir pas atınca, genç oyuncu da "asist hattrick"i yapıyordu Osimhen'e "al da at "pasında...


Galatasaray taraftarı mutlu, Osimhen kariyer rekorları kırarken mutluydu. Hal böyle olunca da Antep tribünlerinden bir gök gürültüsü: "Taraftar çıldırdı, Osimhen'i istiyor."

Maç iki takım için de kafadan bitmiş, Galatasaray kupa için dakikalar sayarken, Okan Buruk da emek sarf edenleri alkışlatmak, az süre alanları onore etmek için oyuncu değişiklikleri yaparken, Trabzonspor "onur sayısı" için yükleniyor, Nwakaeme'nin bir golü ofsayt nedeniyle geçersiz ilan edilirken, bitime 5 dakika kala Draguş boş pozisyonda topu yan ağlara isabet ettiriyordu.

Galatasaray adına ise Morata'nı şutunu kale çizgisinden Trabzonlu oyuncu omuz-kolla çıkarıyor, Jakobs'un Uğurcan'la karşı karşıya kaldığı anda şutu auta giderken, Yunus'un akıl dolu pasını Morata gole çeviriyor ama VAR ofsayt kararı veriyordu...

Haftaya başlarken "5 günde 2 kupa" hedefi koyan Galatasaray, ilk kupayı alırken, gözler pazar günü Sami Yen'deki Kayserispor maçına çevriliyordu...

Kupa seremonisine çıkarken Federasyon Başkanının yanında Spor Bakanı olduğu halde ceketinin önünü iliklemeyip kendisini yuhlayan Galatasaray taraftarına bakışı, bu sene Galatasaray'ın ne kadar zorlu bir süreçte bu başarıları kazandığını gösterir mahiyetteydi. Federasyon başkanı Hacıosmanoğlu'na Bursa ve Kocaeli'den sonra Antep'te gösterilen tepki "kupa kazanmış taraftarın" kendisine verdiği karneydi. Kazanan ıslıklarsa, peki kaybeden ne düşünüyor, varın siz hesaplayın...

Finali kaybeden Trabzonspor takımının seremoniye çıkmaması da sebebi her ne olursa olsun, bizim spor kültüründe yürüyeceğimiz çok yol olduğunu gösteriyor...


Türkiye'de bir sezonda en fazla gol atarak Jardel'in 38 gollük rekorunu kıran maçın oyuncusu Osimhen'i de kutlayalım ve Nazan Öncel şarkısı armağan edelim kendisine:

Gitme, gitme

Gitme, kal bu şehirde

Gitme, gitme

Yazık olur bize








Stat: Gaziantep Büyükşehir Belediye Stadı

Hakemler: Cihan Aydın, Hakan Yemişken, Mustafa Savranlar

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Pedro Malheiro, Stefan Savic, Arseniy Batagov (John Lundstram dk. 45+2), Mustafa Eskihellaç, Batista Mendy (Serdar Saatçı dk. 80), Okay Yokuşlu (Denis Draguş dk. 59), Ozan Tufan (Muhammed Cham dk. 80), Oleksandr Zubkov, Anthony Nwakaeme, Simon Banza (Edin Visca dk. 59)

Yedekler: Taha Tepe, Danylo Sikan, Cihan Çanak, Arif Boşluk, Ali Şahin Yılmaz

Teknik Direktör: Fatih Tekke

Galatasaray: Günay Güvenç, Roland Sallai, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı (Kaan Ayhan dk. 71), Eren Elmalı (İsmail Jakobs dk. 78), Mario Lemina (Kerem Demirbay dk.71), Lucas Toreira, Gabriel Sara (Alvaro Morata dk. 61), Yunus Akgün, Barış Alper Yılmaz, Victor Osimhen (Dries Mertens dk. 71)

Yedekler: Fernando Muslera, Berkan Kutlu, Ahmed Kutucu, Carlos Cuesta, Przemyslaw Frankowski

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Barış Alper Yılmaz (dk. 6), Osimhen (dk. 46 ve 63) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Stefan Savic, Lundstram (Trabzonspor), Gabriel Sara, Mertens (Galatasaray)

12 Mayıs 2025 Pazartesi

Osimhen'in Formaları

 


Galatasaray'ın Nijeryalı golcüsü Victor Osimhen saha içinde attığı gollerle taraftarın kalbini çalarken, maç sonu da özellikle çocukların forma ve Galatasaray logolu ürün isteğini asla kırmıyor. Geçtiğimiz günlerde Mourinho'nun yeleğini alan çocuk olarak bildiğimiz velet, Galatasaray Rams Park futbolcu çıkışına da girmiş, Osimhen'den forma istemiş, o da eşofman üstünü çıkarıp vermişti. Sonra öğrendik ki, bu ufaklık o eşofman üstünü "okutmuş"...


Dün gece maç çıkışı da Osimhen tünelden içeri girerken Trabzonlu bir çocuk, kendisinden forma istemiş, Osimhen kırmadan formasını verip, çocuğu mutlu etmişti.

Ama bugün öğrendik ki bu ufaklık ve yanındaki bir arkadaşı formayı bir koleksiyonere satmışlar...

Daha önce City'nin idmanı sonrası Pep Guardiola'nın kendisinden imza isteyip, bu imzalı formaları satan "girişimcileri" azarladığı bir video düşmüştü önümüze. Bizim çocuklar da Osimhen'in formalarını "gelir kapısı" olarak görmeye devam ederse, maalesef seneye hiç bir topçu forma vermeyecek tribündekilere...

Ne diyordu şair "Bütün renkler hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler" diye, endüstriyel futbol her yeri kaplamışken, en hızlı da kirlenen maalesef tribünler olurken, en saf olması gereken çocuklar da "bu canavarın" pençesine düşmüş gözüküyorlar...

Üzülmemek elde değil...



11 Mayıs 2025 Pazar

Trabzonspor:0-2:Galatasaray


"Ne Beşiktaş, ne Fener, ne de Trabzon

Bu sene sensin şampiyon" 

diye bağırıyordu maçın ilk düdüğüyle birlikte Trabzon Papara Park'ın deplasman tribünü dolduran Galatasaray taraftarı... Geçen hafta Fenerbahçe'nin iç sahada Beşiktaş'a kaybetmesi ile fark 8e çıkmış, Trabzon'dan alınacak puan şampiyonluğu bir hafta sonraki Kayserispor maçında kutlamak demekti...


Taraftar böyle coşkulu olunca, Galatasaraylı topçular da Sami Yen'de oynar gibi başladılar oyuna. Topu daha fazla ayaklarında tutuyor, rakibin de savunmaya gömülmesiyle Trabzonspor yarı sahasında oynanıyordu oyun. İlk pozisyon Mustafa'nın sert şutunda Muslera'nın topu kornere yollamasıyla başlasa da Muslera'nın maç boyu çokça yapacağı gibi savunmanın arkasına uzun topunda Sallai harika bir göğüs kontrol ile topu alıp Barış'a "al da at" pası verdi ama Barış topu ıskaladı. Oysa ki maçın bitmesine 7 dakika kala Eren'in getirdiği topta, Yunus'un asistini Morata "ustaca" filelere yollayıp maçın "fişini çekiyordu"... İki benzer pozisyon, iki farklı vuruş... 

Bir hafta aradan sonra tekrar formasına kavuşan Sara, daha dakikalar 10ü gösterirken önce plase ile sonra da kafa ile iki defa skorbordu değiştirme şansı yakaladı da kaleci Uğurcan o anlarda başarılıydı. Bir dakika sonra Osimhen de kaleciyi geçemedi, dakikalar 24ü gösterirken gelişen kontra atakta Barış'ın Osimhen'e pasında savunma son anda araya giriyordu.


Kafasında çarşamba günü oynayacağı kupa maçı olan Fatih Tekke, Nwakaeme, Zubkov, Banza, Ozan gibi topçularını kulübede bekletirken, genç topçulara şans vermişti ki onlardan Enis Destan, Icardi'nin Tottenham maçında yaşadığı sakatlık gibi bir savunma "feyki" ile göz yaşları içinde kenara geliyordu. Umarım genç topçunun sakatlığı çok ciddi değildir.


Beraberliğin dahi şampiyonluk yolunda önemli olduğu deplasman maçında Galatasaraylılar "rölantide" oynarken, ev sahibi taraftarın da desteği ile "usul usul" Muslera'nın kalesine gelmeye başladı ki, belki de maçın kırılma anında Visca'nın boş şutunu Uruguaylı çevirdi, dönen topta daha da rahat pozisyonda Mendy'nin "golünü" yine Muslera çıkardı.

Bu pozisyon ev sahibi topçuları yüreklendirdi ki, savunma arkasına atılan uzun topta Muslera Visca'yı ceza sahası içinde düşürdü, hakem Atilla Karaoğlan "dışarda" diye Galatasaray file bekçisine sarı kart verdi, VAR'ın uyarısı ile de pozisyon ofsayttı da kart iptal olmadı...

Ve uzatma anlarında Visca'nın ortasında Okay'ın kafası direkten dönüyor, sonra da Arif'in uzaktan şutu Muslera'nın kucağında kalıyordu...


İlk devre baskılı başlayıp, sonra oyunu rakibine veren Galatasaray, ikinci 45 dakikaya neredeyse golle başlıyordu, Barış'ın harika pasında Yunus gelişine vurdu, aut... Ve Galatasaray'ın kornerleri gelmeye başladı, Sara ortaladı Apo kafa kaleci son anda çıkardı. On dakika sonra yine Sara kornerden ortaladı Lemina'nın kafası direkte patladı, Barış'ın şutu savunma kornere yolladı. Sara bu kez diğer köşeden ortaladı, Apo kafa ile takımını öne geçirip "Pode Sentar" dansını sergiliyordu.

Trabzonspor tüm hatlarıyla kapanıp, Galatasaray'ı kitleyince sarı-kırmızılılar duran top silahını kadife ayak Sara ile devreye sokuyor, 76'da Sara'nın yine kornerden ortasında Osimhen en yükseğe sıçrayıp, boş pozisyonda kaleyi tutturamıyordu. 


Bitime 15 dakika kala Morata ile yer değiştirirken Sara çok da mutlu değildi ama İspanyol Boğası da rakibin boşalttığı orta sahadan çıkışlarla takımı ileri taşırken, Trabzonspor'u "nakavt" eden yumruğu da vuruyordu.

Oyun içinde çaldığı basit faullerle Galatasaray'ın temposunu kesen hakem Atilla Karaoğlan, Morata'yı da sinirlendirip sarı kart almasına sebep olurken, +4 dakika verdiği uzatma bittiği halde ev sahibi atağını oynatırken, kapılan topta Morata kontraya çıkarken maçın son düdüğünü çalıyordu. 

Maç sonu yayıncı kuruluş, maçın yıldızı Muslera mı, Apo mu yoksa Morata mı diye anket açadursun, bu 90 dakikanın yıldızı bir dakika dahi susmayan Galatasaray tribünüdür... Deplasman yapanlara selam olsun...

Stat: Papara Park.

Hakemler: Atilla Karaoğlan, Ceyhun Sesigüzel, Osman Gökhan Bilir

Trabzonspor: Uğurcan Çakır, Malheiro, Okay Yokuşlu (Nwakaeme dk. 75), Batagov, Arif Boşluk, Mendy , Lundstram, Mustafa Eskihellaç (Zubkov dk. 58), Vısca (Banza dk. 75), Cham, Enis Destan (Sikan dk. 19)

Yedekler: Muhammet Taha Tepe, Ozan Tufan, Serdar Saatçı, Cihan Çanak, Salih Malkaçoğlu, Ali Şahin Yılmaz

Teknik Direktör: Fatih Tekke

Galatasaray: Fernando Muslera, Roland Sallai, Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Ismail Jakobs (Ahmed Kutucu dk. 90), Lucas Torreira, Mario Lemina (Przemyslaw Frankowski dk. 90), Yunus Akgün (Kaan Ayhan dk. 90), Gabriel Sara (Alvaro Morata dk. 77), Barış Alper Yılmaz (Eren Elmalı dk. 82), Victor Osimhen

Yedekler: Günay Güvenç, Kerem Demirbay, Dries Mertens, Berkan Kutlu, Carlos Cuesta

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Abdülkerim Bardakcı (dk. 67), Alvaro Morata (dk. 84) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Dk. 44 Muslera, Dk. 90+5 Morata (Galatasaray) Dk. 58 Cham (Trabzonspor)

8 Mayıs 2025 Perşembe

Galatasaray:4-1:Sivasspor


Mayıs ayında Ali Sami Yen kapalısına vuran güneş...

Neyin habercisi? Bilmeyen var mı ki?

Sarı kırmızılı topçular da bunun farkında ki düşmemek için can çekişen Sivasspor karşısında öyle bir başlangıç yaptılar ki ilk yarım saat dört defa kırmızı-beyazlı ekibin kalesine geldiler, dört tane de gol kaydına muvaffak oldular...


Ama ne goller... Hepsi de hafta boyu taktik odalarında çizilmiş, idmanlarda çalışılmış goller... Rakip ceza sahası cıvarında baskı yapıyor Galatasaraylılar, topu 3-5 saniye içinde çalıyor, bir bekten diğer beke oyun yönünü çevirip, rakibi şakına çeviriyor ve ceza sahası içinde "atik" davranıp kaleci yetenekleri olmadığı halde yıllarca Sivasspor kalesini koruyan Ali Şaşal'ı mağlup ediveriyorlardı. 


9. Dakika Yunus sağ kanattan sol tarafa Eren'e ortaladı, onun tek pasında Osimhen şutladı, seken topu son haftaların golcüsü Torreira filelere yolladı. Son 7 maçta 5 gol ve toplamda 6 golle Torreira kariyer rekoru kırıyordu. Beş dakika sonra yine sağ kanattan Sallai ortaladı, Moratta topukla Eren'e verdi, şutu direkten döndü, Osimhen boş kaleye yollarken rekor egale ediyordu. Yine 6 dakika aradan sonra Osimhen'in sağ kanattan ortasında Tolga topu kaptı ama Barış ondan söküp meşin yuvarlağı uzaktan şutu filelerle sarmaş dolaş oluyordu. Ve dakikalar 30u gösterirken Sallai yine sağ kanattan serbest atışta orta yaptı, kafalardan seken topu Osimhen iyi kontrol etti ve iki adımdan yapması gerekeni yaptı ve Galatasaray formasıyla çıktığı 37 maçta 33 gole ulaşarak kariyer rekorunu kırıyordu.

Çalışılmış, makine düzeninde goller... Hem teknik direktör hem de topçular alkışı hak ediyorlar...


Sivas'taki karşılaşmanın "kötü niyetlisi" Manaj'ı Sami Yen'de hiç de iyi niyetli duygularla karşılamadı Galatasaray taraftarı da Arnavut golcü 32 dakikada Muslera'yı mağlup edince, Galatasaray taraftarını daha da öfkelendirdi, fatura da Muslera'ya kesildi. "Kaleye ilk gelen şut gol olmuş"tu tek suçu Uruguaylının... Peki bu günahsa, kaçıncı şut gol olunca kaleci günah keçisi olmuyor? Üçüncü, beşinci yoksa onuncu mu?

Galatasaray'ın yediği gol canımızı acıtmadı ama maçın iyilerinden Eren'in daha devre bitmeden sakatlanarak oyundan çıkması ağzımızın tadını kaçırdı. Umarım tedbir amaçlıdır, Eren eski takımına karşı Trabzon'da sol bekin muhafızı olur tekrar.


Sakatlığını atlatıp, ligin başında ağızımıza bal çaldığı performansını tekrar göstermeye başlayan Yunus, Osimhen'e "hattrick" şansı verdi, Nijeryalı kaleciye takıldı, ikinci yarı başlarken bu kez Sallai asist yaptı ama Osimhen bir adım ilerideydi, "üçleme"sini iptal etti VAR hakemi. 

Sonrası zaten "bitse de gitsek" havasındaydı, Okan Buruk rasyonel davranıp sarı kart sınırında olan Osimhen'i Mertens'le ve Sanchez'i de Kaan'la değiştirirken, Lemina'yı da korumak için yanına alıp Sara'yı oyuna sürdü. Sonraki dakikalar da Torreira alkışlatılıp, Berkan'la yer değiştirdi.


İkinci devre skorun da rahatlığı ile Galatasaraylılar vitesi çok artırmazken, uzaktan şutlarla beşinci golü aradılar ama tabelayı değiştirmediler.

Futbol tanrılarının ara ara kendi adaletlerini sağladıklarından bahsediyoruz, ilk devre sona ererken Efkan'ın topla alakası olmadığı halde Sanchez'e tekme sallamasına maçın hakemi Ozan Ergün kayıtsız kalmıştı ama "görünmez bir el" Sivaslı topçuya dokunup, onu sakatladı ve ikinci yarı oyuna devam edemedi Efkan. Kimse sakatlanmasın da, kimse de kasti olarak rakibine tekme atmasın...


Geri sayımda bir sayfaya daha çarpı atıp yeni bir sayfaya yelken açtı Galatasaray. Şimdi hedef Karadeniz'in hırçın dalgalarından galibiyetle dönüp, belki de 25. şampiyonluğu "resmi" olarak da tescil ettirmek. Hele ki tarafsız olması gerekirken Dursun Özbek'le bir çatışmaya girip, her verdiği karar Galatasaray'ın aleyhinde olan federasyon başkanının memleketinde Galatasaray'ın şampiyon olması uzun yıllar konuşulacak bir olay olacaktır... Neden olmasın?  



Stat: Ali Sami Yen Rams Park

Hakemler: Ozan Ergün, Çağlar Uyarcan, Esat Sancaktar

Galatasaray: Muslera, Sallai, Sanchez (Kaan Ayhan dk. 70), Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı (Jakobs dk. 25), Torreira (Berkan Kutlu dk. 86), Lemina (Gabriel Sara dk. 71), Yunus Akgün, Morata, Barış Alper Yılmaz, Osimhen (Mertens dk. 70)

Yedekler: Günay Güvenç, Kerem Demirbay, Ahmed Kutucu, Cuesta, Frankowski

Teknik Direktör: Okan Buruk

Sivasspor: Ali Şaşal, Murat Paluli, Radakovic, Samba Camara, Ziya Erdal, Tolga Ciğerci, Moutoussamy (Poungouras dk. 46), Bekir Böke (Koita dk. 46), Efkan Bekiroğlu (Pritchard dk. 46), Garry Rodrigues (Simic dk. 71), Rey Manaj (Emrah Başsan dk. 84)

Yedekler: Arda Erdursun, Menig, Sonko, Emirhan Başyiğit, Turgunbayev

Teknik Direktör: Rıza Çalımbay

Goller: Torreira (dk. 9), Osimhen (dk. 15 ve 31), Barış Alper Yılmaz (dk. 21) (Galatasaray), Rej Manaj (dk. 33) (Sivasspor)

Sarı kartlar: Mertens (Galatasaray) Rej Manaj, Koita (Sivasspor)

1 Mayıs 2025 Perşembe

Eyüpspor:1-5:Galatasaray


Okan Buruk'un takımı geri sayıma "emin" adımlarla devam ediyor.

Hafta içi oynanan Konya maçından sonra "kağıt üstünde" zorlu deplasmanlardan olan Eyüpspor da "bertaraf edilip" haneye bir üç puan daha yazıldı.

Sami Yen'de Galatasaray'dan puan almıştı instagram infosunda "Sadece Galatasaray" yazan Arda Turan, "aklı ile yüreği çelişecek" diyen bir çok kişinin de çenesini kapamıştı.

Bir daha aynı şeyi denedi Arda ama bu sefer karşısında her hattıyla "komple" bir Galatasaray vardı...



Daha maçın ilk dakikasında skorbordu değiştirmeye o kadar yakındı ki Osimhen penaltı noktası üzerinde kaleciyle karşı karşıya kalıp, topu boş kale yerine direğe nişanlayınca Yunus'un asisti pasa dönüşüyordu. Eyüpspor önceki haftalarda Samsunspor ve Bodrumspor'un yaptığı katı savunmadan ziyade hafta içi Konyaspor gibi önde basıp Galatasaray'ın rahat oyun kurmasını engellemek çabası nafileydi zira Muslera'dan tutun Apo ve Sanchez isabetli uzun toplarla Berke'nin kalesinde tehlike yaratıyordu. 


Barış'ın kupada kırmızı kart, ligde de sarı kart cezası sebebiyle forma şansı bulan Sallai, savunma arkasına koşular ile takımdaşını aratmazken, 18. dakikada Berke ile göz göze geldi, şutunda genç kaleci başarılıydı. "Yine mi Galatasaray'a problem çıkaracak bu Berke?" diye düşünmeye başlarken taraftarlar, bir yandan da deplasman takımı sağlı sollu gol için geliyordu Eyüp kalesine ki korner ile savuşturulan bu atakların birinde Sara ortaladı Osimhen kafayı vurdu Sallai boş kaleye dokundu ve takımını öne geçiriverdi.

İki dakika sonra gelişen ani atakta Macar topçu Yunus'un pasını iyi kontrol etse, fark ikiye çıkacaktı.

Galatasaray makine nizamında son iki yılda kendisini şampiyon yapan özgüvenli oyununu oynarken, topa baskıyı da üst seviye yapıyor ve rakibine bırakın top sürme, düşünme fırsatı dahi vermiyordu ki Okan Buruk'un maçtan sonra en güzel gol dediği 86. dakikada ev sahibi kendi alanından paslarla çıkarken çok adamla yapılan baskıda Lemina'nın topu kapıp Moratta'ya yaptığı asist Galatasaray adına maçın özeti gibiydi...Akvaryuma atılan et parçasına üşüşen piranhalar gibi saldırıyordu Galatasaraylı topçular topa...

Ev sahibi Eyüpspor belki de böyle bir Galatasaray beklemezken, onlar da özellikle sağ kanatta Prince Ampem ile tehlike yaratırken, karşılarında Muslera duvar oluyordu. Özellikle savunma arkasına atılan uzun bir topta Uruguaylı file bekçisinin bir stoper edasıyla topu uzaklaştırması "konsantresinin" de belirtisiydi. 

Maçın hakeminin taç atışları ve autlardaki hassasiyeti maalesef ki oyun içindeki kararlarında yoktu ama buna artık alıştık, hep dediğimiz gibi "Galatasaray lehine hata yapmaktan ziyade Galatasaray aleyhinde hata yapmak" onların tercihi.


Sarı kartla oynayan Frankowski'nin yerine Kaan Ayhan'la ikinci yarıya başlayan Galatasaray, önce Osimhen'in Caner üzerinden rövaşetası ile golü kokladı ama beş dakika sonra "son maçların golcüsü" Torreira'nın şık bir golü ile farkı açıyordu. Lemina'nın takıma adapte olması Torreira'ya ileri hatta daha fazla özgürlük tanıyınca, "atom karınca" da fileleri sarmaya devam ediyor. Lakin golde Sara'nın ortası, Osimhen'in kafasını unutmayalım.


Moratta'nın Sara'nın yerine oyuna dahil olmasıyla cift forvete dönen Okan Hoca, İspanyol golcüyü biraz da 10 numara gibi oynatıp, alternatif oyun arayışlarına da giriyordu bu maçta. Ki Sallai'nin getirdiği topta Moratta ceza sahası dışından pasında Osimhen Caner'in üzerinden "pergel" açarak öyle bir geçirdi meşin yuvarlağı, "yılların yaşlı kurdu" Caner paralize olmuş halde sadece Osimhen'in golünü izledi.


Bitime 20 dakika kala "zor olması beklenen maçta" Okan hoca Yunus ve Osimhen'i yanına alıp eski Eyiplü Ahmed ile Mertens'i sahaya sürdü. Maçta tempo düşmüşken sol bek Caner'in alamet-i farikası ortasında Claro kafa ile Muslera'ya cleansheet yapma imkanı tanımazken, Galatasaray'ın sağ beki Kaan Ayhan da Moratta'nın kafasına topu kondurarak Caner'e nazire yapıyordu...


Galatasaray bir maçı daha geride bırakırken, "en güzel deplasman yürüyerek gidilen" diyerek Taksim'den Kasımpaşa salınarak kendilerine ayrılan tribünleri dolduran Galatasaray taraftarı "Hedef 25. Şampiyonluk" bayrağını açıyordu...






Stat: Recep Tayyip Erdoğan

Hakemler: Çağdaş Altay, Süleyman Özay, Hüseyin Aylak

Eyüpspor: Berke Özer, Ruben Vezo (Hüseyin Maldar dk. 81), Robin Yalçın, Lucas Claro, Umut Meraş (Caner Erkin dk. 30), Yalçın Kayan, Melih Kabasakal (Tayfur Bingöl dk. 62), Emre Akbaba (Halil Akbunar dk. 62), Emre Mor (Umut Bozok dk. 62), Prince Ampem, Mame Thiam

Yedekler: Cengiz Alp Köseer, Birkan Tetik, Dorukhan Toköz, Recep Niyaz, Hamza Akman

Teknik Direktör: Arda Turan

Galatasaray: Fernando Muslera, Frankowski (Kaan Ayhan dk. 46), Davinson Sanchez, Abdülkerim Bardakcı, Eren Elmalı, Lucas Torreira (Kerem Demirbay dk. 83), Mario Lemina, Yunus Akgün (Dries Mertens dk. 76), Gabriel Sara (Alvaro Morata dk. 67), Roland Sallai, Victor Osimhen (Ahmed Kutucu dk. 76)

Yedekler: Günay Güvenç, Ismail Jabobs, Berkan Kutlu, Yusuf Demir, Metehan Baltacı

Teknik Direktör: Okan Buruk

Goller: Claro (dk. 79) (Eyüpspor), Sallai (dk. 29), Torreira (dk. 56), Osimhen (dk. 71), Morata (dk. 87 ve 89) (Galatasaray)

Sarı kartlar: Emre Mor 51', Ampem 70' (Eyüpspor), Frankowski 36', Sallai 59' (Galatasaray)

Blog Widget by LinkWithin