18 Aralık 2007 Salı

Tarih Yazıcılar...

"Galatasaray tarihine önemli hizmetlerde bulunarak, kazandığımız UEFA ve SUPER Kupa'nın kahramanları arasında yer alan Hagi, Popescu ve Taffarel için üretilen "Tarih Yazıcılar" serisinin yeni ürünleri tüm Galatasaray Store mağazalarında satışta..." diyerek yapılmış tanıtımı üretilen t-shirtlerin... Evet gerçekten kazanılan kupaların unutulmaz kahramanlarıdır Ciga, Pope ve Tafi, onları Galatasaray taraftarı unutmaz, unutamaz... Ama, çıkarılan bu t-shirtler vefa için mı yoksa para için mi çıkarılıyor.. İşte esas sorun bu... Geriye doğru sardığımızda filmi, bu üçlü yaptıklarının karşılığını pek de alamamışlardır kulüpten... Belki maddi olarak istediklerini aldılar, sözleşmelerindeki paraları aldılar ama her şey "para" mı ki bu hayatta... Gerçi Servet "cebimdeki paraya bakarım, formanın rengine değil" tarzı konuşmuştu geçenlerde ama, Metin Oktay'da Galatasaray için "bi' ton parayı tepmişti"... Üç yabancı da Galatasaray'a kazandırdıklarına karşılık paradan çok saygıyı hak etmişlerdi ama göremediler... Hagi'ye oldukça görkemli bir jubile yapılmıştı Romen Milli Takımını bıraktığında ama Galatasarayla oynadığı son maçında bir jübileye dahi uygun görülmedi... Hoş olmaz mıydı omuzlarda, binlerce taraftarın önünde veda etmek yeşil sahalara... Yapılmadı... Gene de sevmişti Türkiye'yi Hagi... En çok da Galatasarayı... Geldi antrenör oldu...Kupa kazandırdı, ezeli rakibi 5leyerek ama hala sevilmedi nedense kulübü yönetenlerce... Yöneticilerin gazıyla son maçında da tribünlerden "ayıp" edenler çıktı Ciga'ya... Üzgün gitti aramızdan... Klipler yaptık movie makerlarda, youtube'lara malzeme çıkardık ardından... Popescu daha acı durumlar yaşadı... Genç topçu getirdi Galatasaray'a, tavsiyelerde bulundu, referans oldu para kazansın diye Galatasaray... Oysa "takımı kazıklıyor" diye Florya'ya girmesini yasakladık onun... Unutuverdik, "dört sene üst üste şampiyon olduk/Avrupa'nın kralı olduk" tezahüratının en önemli yaratıcısını.. Oysa, hala bazılarımızın kulaklarında çınlıyordu TRT ekranlarından gelen "Haydi Popescu, haydi oğluuum.... Goooooollllll, Gooooooolllll, Kupa Bizim Kupa Bizimmmm" seslerini... Taffarel ise çok sevmişti bizi, biz de sevdik ama sadece kupa kazandırırken...UEFA sonrası sessizce yol alırken havaalanında, Okan'lara Emre'lere veda partileri yapılıyordu Marinalarda... Gene de gelmişti çağrılınca göreve... Ama gene de sessizce yollanmıştı ülkeden... Kırılmamıştı oysa gene de, biliyordu "bazı şeyler için iyi olmak yetmediğini bu ülkede"... Şimdi de onların , futbol hayatlarının son baharlarında , baharların en güneşlisini ve parlağını yaşattıkları takımları onlar adına t-shirt çıkarmış... Bir vefa göstergesi mi? Hiç zannetmiyorum... Önemli maçlar öncesi Fatih Hoca "Yaptıklarımız yapacaklarımızın garantisidir" derdi, yapılanlara bakınca, hiç de saygı ürünü değil bu t-shirtler... Olsa olsa, taraftarın kalbindeki sevgiyi paraya dönüştürmenin bir yoludur bu... Eh, boşa demiyoruz, endüstriyel futbola karşıyız diye... Biz desek ne ola ki... Tüketim toplumu olmuşuz... Metin Oktay forması yapmışız, formayı "promosyon" aracı yapmışız, formayı kıçımıza minder yapmışız, yapmışız da yapmışız... Hagi-Pope-Tafi t-shirtü yapmışız, çok mu ha...

1 yorum:

batu dedi ki...

çok güzel bi konuya parmak basmışsın. gerçi o konuda artık parmak basmayan da kalmadı, bu adamlara jübile yapmayışımız tam bir dallamalık. bilmiyorum hala niye yapmıyoruz, uygun bir anı mı bekliyoruz napıyoruz? devre arasında böyle bir organizasyon olsa mesela. bir gösteri maçı. hagiyi, popescuyu, tafiyi görsek ve hatta bütün uefa kadrosuna karşı şimdiki takım olsa. ayh ayh, hayaller gerçek olsa moduna geçtim.

bütün dediklerinin doğruluğu yanında, efsanelerin tshirtlerinin basılması da her zaman isteği olmuştur bu taraftarın. bu tshirtler yokken ağlıyorduk "bi fenerium'a bak bi bize bak ühüühüh" diye.

tshirt, forma falan da lazım, jübile de lazım. hatta jübilelerine o formalarla gitmek lazım. =)

Blog Widget by LinkWithin