- Metro ile şehrin merkezi olan “Duomo”ya gidin. 1386 yapımı Duomo Katedrali'ni göreceksiniz. 10€ verip asansörle, 8€ verip merdivenle kulesine çıkabilirsiniz. Milano'da kuşbakışı bakılacak çok önemli bir manzara olmadığı için, biz tercih etmedik.
- Duomo Katedrali' nin hemen yanında bizim Kapalıçarşı benzeri eski tip alışveriş pasajlarından Galleria Vittorio Emanuele'ye girin. Kapalıçarşı’dan farkı üzerinin şeffaf olması ve içerisinde bol sayıda ünlü markanın bulunması. Ama bence Kapalıçarşı nostaljiyi daha güzel yansıtıyor. Buralardaki restoranlar gereksiz pahalı olduğu ve gerçek İtalyan lezzetini pek yansıtmadığı için, yemek işini burada halletmemenizi öneririm.
- Galleria Vittorio Emanuele'nin diğer kapısı La Scala tiyatrosunun bulunduğu Piazza Della Scala’ya açılır. 200 yıllık geçmişe sahip bu tiyatro dışarıdan pek dikkat çekmese de, içerisindeki 6 katlı locasıyla sizi eski filmlerdeki dürbünlü gözlüklerle sahneyi izleyen leydi lerin zamanına götürebilir.
- Buradan Duomoya tekrar geri döndüğünüzde, Duomonun yanından giden Corso Vittorio Emanuele ile başlayıp, Corso Venezia ve Corso Buenos Aires ile devam ederek, ta Plaza Argentina'ya kadar giden bolca ünlü markanın bulunduğu alışveriş caddesinde mola vere vere gezebilirsiniz.
- Metro ile Codorna istasyonuna gidip 5 dakikalık yürüme ile Corso Magenta’daki Santa Maria dele Grazie'ye gidin. Burası Da Vinci’nin Son Akşam Yemeği tablosunun bulunduğu müze. Gelmeden mutlaka rezervasyon yapmanız gerek, kesinlikle almıyorlar. Son Akşam Yemeği tablosunun manasını ve neden bu kadar ünlü olduğunu tam olarak burada öğrendim diyebilirim.
- Metro ile Cairoli durağına geçip, şehrin kalesi olan Castello Sforzesco’ya gidin. Kalenin içerisinde kendinizi orta çağ atmosferinde hissedip, avludaki çimenlere yayılabilirsiniz.
- Kalenin arka kapısından çıktıktan sonra müthiş bir park sizi karşılıyor: Parco Sempione. Avrupa’daki şehirlerin merkezlerinde bulunan koca koca parklar, bizde olmadığından olsa gerek, acayip hoşuma gidiyor. Buraya gelişinizi haftasonuna getirseniz, bisiklet binen, top oynayan, güneşlenen, paten kayan insanlarla dolup taştığını göreceksiniz. Gerçekten insanın bütün stresini alan gezilesi bir yer.
- Pizza Pezzi: Viale Zara caddesinin devamında Fulvio Testi 188 numara. Şehrin dışında ama eğer yerel halkın yemek yediği yerleri keşfetmek istiyorsanız pişman olmayacaksınız. Fiyatlar oldukça uygun, çeşit çeşit pizzalar ve makarnalar var ama ben makarna-patates kızartması- biftek üçlemesi ile tabağın dolduğu “Braciola Di Ferri Con Patate”yi öneririm.
- Pizzeria Sponini: Corso Buenos Aires’de gezerken öğlen veya akşam yemeğinizi yemek için mola verebileceğiniz sadece odun ateşinde pizzası ve lazanyası olan biraz salaş bir mekân. Buenos Aires caddesinden Via Spontoni’ye döndüğünüzde hemen 50 metre sonra sağda. Sadece öğlen 11.15–14.15 ve akşam 18.00–23.00 arası açık. Pizzası kalın dilim, bol malzemeli, yanında Moretti iyi gider.
- Pizzeria Da Giuliano: Castello Sforzesco ve parkını gezdikten sonra uğrayabileceğiniz güzel bir akşam yemeği yeri. Parkın çıkışındaki Corso Sempione’den sağa Via Moscati’ye döndüğünüzde karşınıza çıkacak olan Via Paolo Sarpi’de 60 numara. Pizzaları kalın dilim, üzerine istediğiniz ilaveyi yapabiliyorsunuz.
- Rivareno Il Gelato: Pizzeria Da Guiliano’dan çıktıktan sonra canınız tatlı çekerse, hemen yanında ev yapımı dondurmalar yapan bu dondurmacıya uğrayabilirsiniz. Beyaz çikolatalı “San Luca” çeşidini tavsiye ederim.
- Colonial Cafe: ”Santa Maria dele Grazie”ye gittiğinizde kahvaltınızı yapabileceğiniz keyifli bir kafe. “Santa Maria dele Grazie”nin önündeki Corsa Magenta’da 85 numarada.
- Caffe Sforzesco: Castello Sforzesco’ya giderken öğle yemeğinizi yiyebileceğiniz kaldırım üstü masaları olan şık bir kafe. Via Dante ile Via Rovello’nun kesiştiği yerde bulunuyor.
- La Voglia: Caffe Sforzesco çıkışı dondurmanızı yiyebileceğiniz önünde kuyruk olan Milano’nun meşhur dondurmacılarından. Via Rovello 1 numarada.
- Pizzeria Ristorante: Milano’ya geldiğinizde veya Milano’dan giderken Central Station’ı kullanıyorsanız hemen yakınında Via Napo Torriani 30 numara. Garsonların muhabbeti bol, pizzalar ince dilimli, bol çeşitli; ilaveten lazanya ve makarna çeşitleri olan güzel bir yer. Kişi başı 1,60€ servis ücreti var.
Yatma-kalkma:
- Ibis Milano Centro Hotel: Central Station'nun 1 durak sonrasındaki Repubblica durağına 3-4 dakikalık yürüme mesafesinde, önünden tramvayında geçtiği merkezi bir noktada. Ibis hotellerin kalitesi zaten malum, günlük kişibaşı 26,50€'ya da oda bulunca kaçırmadık.
- Milano görülecek fazla turistik yapı barındırmıyor, daha çok sokaklarında mağazalara bakarak, arada kafelerde mola vererek, sallana sallana yürünüp gezilerek tadı çıkarılacak bir şehir.
- Bir gününüzü mutlaka meşhur San Siro Stadı'nda bir maça ayırın. Maç biletleri BPM bankalarından alınabiliyor. Maç biletlerinin üzerinde mutlaka isminizin yazılmış olması gerekiyor, dolayısıyla sakın ola karaborsadan bilet alıp dolandırılmayın.
- Milano’nun pizzaları Napoli’den sonra İtalya’nın en lezzetlisidir. Odun ateşinde pişmiş pizzaları tercih edin. Pizza yapımında kullandıkları özel yağlar ve malzemeyi bolca koymaları gerçekten müthiş bir lezzet katıyor. Oradaki pizzalardan sonra bizim burada yediğimiz pizza değilmiş diyeceksiniz.
- Milano'da metronun 3 hattı var, ara noktalara tramvay veya otobüsle gitmeniz gerekiyor. Günlük bilet 3€, 2 günlük bilet 5,50€. Milano'dan İtalya'nın diğer şehirlerine hızlı tren var; uçaktı, araba kiralamaydı hiç uğraşmanıza değmez.