12 Eylül 2012 Çarşamba

Polemik Biter Siz Bitmezsiniz


"Milli polemik burada bitmez" diye başlık atmış Fanatik, dün gece oynanan Türkiye-Estonya milli maçının ardından ve yazının içeriğinde şöyle bir paragraf kaleme almış:
"Oyuna girdikten sadece 6 dakika sonra Hasan Ali Kaldırım’ın soldan şık pasını net bir vuruşla gole çeviren Selçuk İnan’ın top ağlara gittikten sonra verdiği tepki ise aradaki soğukluğu bir anda gözler önüne serdi. Gole sevinmediği gibi, tebessüm bile etmeyen Selçuk, hemen görev bölgesine döndü. Bu sırada hocası Abdullah Avcı da maç içindeki genel tavırlarının aksine çok daha sakin ve soğukkanlı bir duruş sergiledi ve o da gole sevinmedi. İşte bu görüntü, ikili arasındaki buzların kolay kolay erimeyeceğinin adeta somut bir göstergesi gibiydi."

Benim milli maçtan milli maça televizyon karşısına geçen, ara sıra da derbilere göz atan üst komşum da aynı yorumu yaptı Selçuk İnan'ın attığı golden sonraki soğukkanlı tavırlarına ama o memleketin 2-3 spor gazetesinin birinin yazarı da değil, muhabiri de değil. Yukarıdaki paragrafı yazanın sokaktaki adamdan bir farkı olmalı, milyonlara seslenmek bu kadar kolay olmasa gerek, bir sorumluluğu olmalı yazılan yazının ya da yapılan haberin. Tabii, çamurlu suyu biraz da ben bulandırayım düşüncesi var ki, o konu maalesef güzel memleketimizin iyileşmeyen yarası...

Abdullah Avcı'nın ya da Selçuk İnan'ın benim kendilerini savunmama ihtiyaçları yok ama "kasıtlı" haberleri okuyunca "çileden çıkıyorum" ve geçiyorum klavye başına. Paragraf "somut gösterge" ile bitmiş ya, ben de bir kaç somut gösterge sıralayayım bakalım:

8 Nisan 2012 Pazar Manisaspor-Galatasaray maçı.
Selçuk Inan'ın orta sahadan attığı gol sonrası sevinmeden görev yerine dönmesi Fatih Terim'e kırgınlığı mıdır?

17 Şubat 2012 Cuma Mersin İdman Yurdu-Galatasaray maçı.
Selçuk İnan'ın penaltıdan attığı sonrası sevinmeden görev yerine dönmesi Fatih Terim'e kırgınlığı mıdır?

26 Ekim 2011 Çarşamba Galatasaray-Gaziantepspor maçı...
Selçuk İnan'ın boş kaleye yuvarladığı top sonrası sevinmeden görev yerine dönmesi Fatih Terim'e kırgınlığı mıdır?

Estonya gibi bahis sitelerinin bile Türkiye galibiyetine 1.10 gibi düşük bir oran verdikleri ve maçın 70 dakikasını 10 kişi oynayan rakip karşısında 2-0 galipken, 75. dakikada rahat bir pozisyonda vurulan ayak içi plase ile atılan golden sonra Selçuk İnan'ın gol sevincinde "görmemişin oğlu olmuş, tutmuş çükünü koparmış"  veciz Türk sözünde belirttiği gibi gibi hoplamasını, zıplamasını beklemek genç oyuncuyu hiç ama hiç tanımamaktır... Hani Balotelli demişti ya, "Postacılar mektup dağıttığında sevinir mi, ben niye gol atıp işimi yaptığımda sevineyim" diye, Selçuk'un olayı da o hesap aslında.

Bir de unutmadan, dün gece 2-0dan sonra kaçımız "bu iş bitti" diye kanal değiştirdi, kaç kişi "trafiğe takılmamak" için stadı erken terk etti... Bunlar da mı Abdullah Avcı'ya taraftarın tepkisinin somut göstergesi yoksa...

Golün kahramanına son sözü vererek bitirelim yazıyı, bakalım yurdum medyasının çıkardığı manasız "krize" ne cevap vermiş Selçuk:
"Bir şey olduğu yok. Hocamızın tercihi, kendi düşüncesi, taktik anlayışı. Bununla ilgili yorum yapmayacağım. Ben görev verildiğinde elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Bugün de öyle yapmaya çalıştım. Taraftarın desteğine çok teşekkür ediyorum. Bu kadar taraftarın bana bu desteği vermesi beni çok gururlandırdı. İyi ki varlar"

Bu da mı gol değil sayın okuyucular....

1 yorum:

gözbek dedi ki...

Güzel tespit...

Bu arada uzun bir süreden sonra ilk kez Emre'nin açıklamaları hoşuma gitti.

Blog Widget by LinkWithin