20 Ekim 2012 Cumartesi

Gençlerbirliği:3-3:Galatasaray


Okuldan dostlarla oturup izledik Gençlerbirliği-Galatasaray maçını. Ortam kalabalık olunca, söz, laf derken maça dikkatler pek verilemedi, Azofeifa ile üzüldük, ikinci yarıda ardı sıra gelen gollerle sevindik, bir baktık yine geriye düştük, Hakan'la ümitlendik ama 3 puanı alamadık. Kısaca, ne oynandığını anlayamadığım, bol gollü bir karşılama izlemiş olduk. Bir maçta 6 gol varsa, deplasman takımı geriden gelip öne geçiyorsa, ev sahibi sonrasında tekrar 3 puana yaklaşıyorsa ve son dakikalarda yine deplasman takımı galibiyeti "kıl payı" kaçırıyorsa, hikayesi bol bir maçtır, bu oyun sakin kafayla bir defa daha izlenir diyerek LigTV2den tekrar izledim 90 dakikayı ama...
Ama gördüm ki aslında kaçırdığım pek bir şey yokmuş. Milli maç arasından sonra Galatasaray ne kadar kendini veremediyse Süper Ligin 8. haftasının açılış maçına, ev sahibi bir o kadar odaklanmıştı "galibiyete".  Kafalar hafta içi ulusal takımlarda yaşanılan gelişmelerde miydi, yoksa salı gecesi oynanacak olan kritik Cluj maçında mıyıdı bilinmez, Fatih Terim'in takımı ilk 45 dakikada "tanınmayacak" bir performans sergiledi. Şairin  "duygu, biraz duygu, tek isteğim buydu" demesindeki gibi Melo, biraz Melo tek izlediğim buydu Ankara'nın pırıl pırıl yeşil sahasında...

Soyunma odasında Fatih Terim'in "fırçları meşhurdur", dün gece de hocanın gazıyla, "çalışmayan arabanın itelenmesi gibi" Galatasaray takımı Umut ve Elmander ile 4 dakika içinde iki gol bularak mağlubiyetten galibiyete geçti ama "benzini olmayan, motoru çalışmayan araç" fazla ileri gidemeden yine stop etti. Alışılan sistemden Selçuk'un eksikliği, savunma oyuncularının performans düşüklüğü kaybedilen puanlara sebep olan etkenlerken, bazı şeyler de saha dışından izlenildiği gibi de değil aslında. "Bu Muslera da iyice dağıttı" diye yorum yapabilir saha kenarındaki taraftar lakin Fatih Terim'in "Maalesef bazı oyuncularımız 48 saat yol geliyor milli maçtan sonra. Adapte olması zorlaşıyor. Muslera dün akşam geldi ve uçağın baskısından yüzü şişti" demeci saha içindekilerinin de insan olduğunu fark ettirmesi açısından manidar.

Galatasaray kendisinden umulan oyunu oynayamadı, beklenilen 3 puanı alamadı ama kötü oynarken de böyle formda bir Gençlerbirliği karşısında elde edilen 1 puan işin artı boyutu. Eksiler çok ama onları pozitife dönüştürecek bir Fatih Terim var ki takımda, maçın ikinci yarısında yanlış pas sonucu taça çıkıp önüne düşen topa sinirle öyle bir vurdu ki, hocayı tanıdığım kadarıyla, önümüzdeki günlerde yapacaklarının bir işaretiydi o öfke ve sinir...
Stat: Ankara 19 Mayıs
Hakemler: Halis Özkahya, Asım Yusuf Öz, Hakan Yemişken
Gençlerbirliği: Ramazan, Serkan, Aykut, Kulusic, Tosic, Özgür (Dk. 63 Lekic), Cem Can, Hurşut, Azofeifa, Jimmy (Dk. 77 Curri), Zec
Galatasaray: Muslera, Eboue (Dk. 57 Aydın), Semih, Dany, Hakan, Hamit, Emre (Dk. 83 Rierra), Melo, Ambarabat, Burak (Dk. 46 Umut) Elmander
Goller: Dk 26. Azofeifa, Dk. 66 Aykut, Dk. 69 Jimmy (Gençlerbirliği), Dk. 54 Umut, Dk. 58 Elmander, Dk. 86 Hakan Balta (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 9 Aykut, Dk. 64 Azofeifa, Dk. 78 Hurşut, Dk. 85 Cem Can (Gençlerbirliği), Dk. 11 Melo, Dk. 54 Hakan, 90 artı 3 Amrabat (Galatasaray)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin