Gezme-tozma:
1.gün
- Küba'nın tüm şehirleri gibi Havana da sokaklarına girip çıkılarak şehrin neşeli Latin insanlarıyla temas kurularak gezilecek bir kent. Dolayısıyla yerel hayat içerisine daldıkça şehirden daha fazla keyif almaya başlayacaksınızdır.
- Şehrin açılışını Fidel Castro'nun eskiden her sene 1 Mayıs'ta konuşma yaptığı Devrim Meydanı'yla (Plaza de la Revolucion) yapın. Meydandaki Che Guevara görselini ve "Hasta la Victoria Siempre!" (Daima Zafere Doğru) sloganının büyüsünü platform arkasındaki kuleye çıkarak daha net hissedebilirsiniz.
- Ara sokaklarda geze geze Barcelona'daki La Rambla Caddesi'ni andıran halk adıyla Prado olarak bilinen Paseo de Marti'ye doğru gidin. Cadde üzerindeki seyyar satıcılara, dükkanlara uğrayarak sahile doğru yürümeye devam edin.
- Prado'nun ortalarında Colon sokağına döndüğünüzde Devrim Müzesi'ne (Museo de la Revolucion) ulaşacaksınız. Devrik lider Batista'nın sarayı olarak kullanılan binanın yan tarafında Castro'nun Domuzlar Körfezi çıkarmasında bindiği Grandma teknesinin de müzesi bulunuyor.
- Tekrar Prado'ya çıktığınızda cadde bitiminde kendinizi sahilde bulacaksınız. Körfezin altından tünelle karşı tarafa geçip Havana'nın en ucunda bulunan 1589 yapımı Morro Kalesi'ne gidin. Kaleden Havana'nın genel fotoğrafını çekebilirsiniz. Morro Kalesi'nde 81,80 metre ile dünyanın en uzun pürosunu imal eden Jose Castelar Cueto'yu görebilir, isterseniz mağazadan hediyelik püro alabilirsiniz.
- Tekrar tünelden geçerek karşı tarafa geçin. Sahilyolunda Avenue Del Puerto üzerinde giderken Parque Cespedes önünde, üzerinde "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" yazılı Atatürk Büstü'nü göreceksiniz.
- Sahilyolunda yürümeye devam edin, limanın karşısında Havana Club adıyla dünyaya yayılan Küba'nın ünlü Rom içkisinin müzesini (Museo Del Ron) göreceksiniz. Müzede rom içkisinin yapılış yöntemini adım adım takip edip farklı farklı senelerde bekletilen romların tadına bakabilirsiniz.
2.gün
- Güne Küba'nın meşhur pürolarının üretiminin yapıldığı fabrikalardan birinin ziyaretiyle başlayın. Bu konuyla ilgili iki alternatif önerim olacak: La Corona (Galiano Sskak 93) veya H.Upmann (Amistad sokak 407).
- Fabrikayı ziyaret etmeden önce yaklaşık 10 CUC ödeyerek kayıt yapıp bilet almanız gerekiyor. Rezervasyonlar otellerden de yapılıyor, bu sebeple gitmeden önce otelinizden bilgi almanızı tavsiye ederim.
- Fabrika içerisine fotoğraf makineleri alınmıyor, artık kaçak göçek cep telefonları ile çekmeye çalışacaksınız. İşçilerin püro satması da yasak ama ayaküstü yapacağınız pazarlıklarla taze taze üretilmiş pürolardan alma şansınız bulunuyor. Fabrikalarda çalışanlara hoparlörden kitap okunurken, tütün yapraklarının elle işlenerek nasıl tek tek püroya dönüştüğünü görmenizi tavsiye ederim.
- Turdan sonra şehre yarım saatlik mesafede bulunan San Francisco de Paula'daki nobel ödüllü Amerikan yazar Ernest Hemingway'in şu an müze olan evine gidin. Evin içerisine girilmesine izin verilmese de; bahçesi, terası ve seyir kulesi ile Hemingway'in nasıl bir keyif adamı olduğunu anlayabiliyorsunuz.
- Evden çıktıktan sonra tekrar bir yarım saatlik yolculukla Hemingway'in meşhur "Old Man and the Sea" romanını yazdığı Cojimar Köyü'ne gidin. Bu şirin köyde sahildeki fenerin karşısındaki Hemingway Büstü'nünden başlayarak yapacağınız turun sonunda Hemingway'in sıkça gittiği " La Terazza Restaurant"ta denize nazır bir yemek yiyebilirsiniz.
- Havana'ya yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki Pınar Del Rio'ya gidin. Yol üstünde birçok aracın durduğu, Vinales Vadisi'nin manzarasını görebileceğiniz bir mola yeri göreceksiniz. Bu vadinin manzarasını dönüşte gün batımına doğru da izlemenizi tavsiye ederim. Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'nde olan bu doğa mucizesini izleyip yine uygun pazarlıkla puro alabilirsiniz.
- Pınar Del Rio'da Benito'nun tütün tarlasını mutlaka görün. Benito tütünün fermante edildiği saman evde size tütün yapım yöntemini gösterecek ve hatta 1 tanesinin tadına baktıracaktır. Benito'nun çiftliği, arabası ve evini gezip 1 CUC'a taze pürolardan alabilirsiniz.
- Çıkışta Vinales Vadisi'ne inin ve Cueva del Indio (Kızılderili Mağarası) içerisine girin. Mağarada içerisinde bulunan derede tekne turu yapmak da mümkün.
- 1961 yılında Meksikalı ünlü ressam Morales'in öğrencisi Morillo tarafından bir kaya üzerine yapılan ve evrim sürecini betimleyen "El Mural de la Historia" adlı çalışmayı göreceğiniz açık hava müzesine gidin. Buradaki kafede hindistan cevizi-rom karışımı olan pina colada içemenizi tavsiye ederim.
4.gün
- Bu sefer ülkenin doğusuna, Santa Clara'ya doğru gidin. Küba'nın efsane devrimcisi Che Guevara'nın anıt mezarını ziyaret edin. Anıt mezarın içerisindeki müzeye fotoğraf makinesi sokulmuyor ama cep telefonu ile çaktırmadan birşeyler çekebilirsiniz. Müze içerisinde Che'nin çocukluk döneminden son zamanlarına kadar çeşitli fotoğraflar ve özel eşyalar sergileniyor.
- Che Guevara'nın 18 adamıyla ağır silahlarla donanmış General Batista'nın ordusunu bindikleri treni devirerek yendiği Monumento a la Tma del Tren Blindado'ya gidin. Burada devrilen tren o zamanki haliyle sergilenmek üzere bırakılmış durumda.
- Şehrin içerisine girin ve Palacio Provincial, La Casa de la Cuidad ve 1748 yapımı Iglesia de Nuestra Senora del Carmen Kilisesi'ni gezip tekrar 3 saatlik yolculukla Havana'ya dönebilirsiniz.
Yeme-içme:
- Cabana Restaurant: Havana merkezde bulunan yerel bir restaurant. Yemek sırasında yanımızda müzik çalan grup oldukça başarılıydı. Congri denilen siyah fasulyeli pilavı mutlaka tadın.
- La Bodeguita: 1942 yılından beri faal olan, mojitonun icat edildiği yer olduğu rivayet edilen Ernest Hemingway'ın uğrak yeri olan iki katlı küçük bir bar. Plaza Catedral yakınında Empedrado sokağında.
- Heladeria Coppelia: Avenida 23 sokağındaki bir parkta bulunan Havana'nın meşhur dondurmacısı.
- Museo Del Chocolate: Eski Havana'da Mercaderes ile Amargura sokaklarının kesişiminde bulunan ünlü çikolatacı.
- Restaurante Dos Hermenos: Santa Clara'ya gittiğinizde öğle yemeğinizi burada yiyebilirsiniz. Açık büfe servisinden dilediğinizi seçin ve rengarenk papağanların bulunduğu bahçesini de mutlaka gezin.
- Rancho San Vincent: Vinales'te mağara çıkışında bulunan yerel yemekler sunan bir restaurant.
- La Terezza Restaurant: Hemingway'in sıkça gittiği Cojimar Köyü'ndeki müthiş deniz manzaralı restaurant. Hemingway'in buraya geldiğinde mutlaka içtiği daiquiri eşliğinde balık çorbası ve karidesli paella yemenizi tavsiye ederim.
- La Mina Restaurant: Palacio de los Capitanes Generales meydanında biraz turistik bir restaurant. Yemekler ve servis pek tatmin edici değildi.
Yatma-kalkma:
- Melia Cohiba Hotel: Sahilyolunda Avenida Paseo'da bulunan 5 yıldızlı otel. Havana'da bulunabilecek ender lüks otellerden. İki kişilik oda fiyatı 100-150 Euro civarında, biraz pahalı ama karşılığını veriyor. Yemeklerde içicek ekstraya giriyor bilginiz olsun.
- Küba'ya giderken temsili bir vize alınıyor. Turizm acentalarına pasaport bilgilerinizi vermeniz ve ücreti yatırmanız vize almak için yeterli.
- Küba'ya Avrupa üzerinden çeşitli şehirlerden aktarmalı uçuşlar bulunuyor. Aktarmadaki transfer süresini minimumda tutacak şekilde biletinizi ayarlarsanız havaalanlarında sefil olmazsınız.
- 1 Ocak 1959'daki diktatör Batista'yı yıkan, içerisinde Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı Fidel Castro liderliğindeki gerilla hareketinden sonra Küba'da sosyalist düzene geçildi.
- Küba'da eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz. Devlet evlenenlere dayalı döşeli bir diare veriyor. Ana gıda malzemeleri çok ucuz. Bunun sonucunda ülkede okuma-yazma oranı %100 ve suç oranı sıfır. Gece vakti dilediğinizce sokaklarda dolaşabilirsiniz, sadece birşeyler satmak isteyen seyyar satıcılar musallat olabilir, bunun dışında hiçbir tehlike yoktur.
- Küba'da iki çeşit para kullanılıyor. Normal peso ve convertible peso (CUC). 1 CUC = 25 peso. CUC dükkanlarda dolar işaretiyle simgelenir, Amerikan doları ile karıştırmayın. Normal peso sadece halka açık fırın ve bakkallarda geçiyor. Onun dışında her türlü restaurant, müze ve tursitik yerlerde CUC ile ödeme yapılıyor. Alışveriş yaparken para üstünü normal peso olarak almamaya dikkat edin.
- Küba'da tropikal iklim hakim, dolayısıyla kışın dahi gitseniz mutlaka yanınıza hafif giysiler alın.
- Alışverişlerinizde, taksilerde vs. pazarlık etmekten çekinmeyin. Pazarlıkta ne tutturursanız o fiyata almanız mümkün. Taksilerde 5 CUC'dan fazla vermemeye çalışın.
- Havana'ya gelmişken mutlaka üstü açık eski model bir taksi ile şehir turu yapın. Bir saatlik tur 25 CUC, yarım saatlik tur 15 CUC civarında.
- Yakındaki semtlere giderken araç kiralamanız mümkün. Normal sınıfta bir aracın kirası günlük yaklaşık 70 CUC. Ayrıca, günübirlik otobüs turları da oluyor, otelinizden konuyla ilgili bilgi alabilirsiniz.
- Her türlü gider devlet tarafından karşılanınca maaş olarak çalışanlar ortalama 25 CUC civarı para kazanıyor. Dolayısıyla, turizm sektöründe çalışan birçok avukat, doktor vs. görmek mümkün. Ayrıca, fuhuş da Küba'da oldukça doğal bir para kazanma yöntemi. Geceleri gideceğiniz barlarda sizinle muhabbet kurmaya çalışacak jineteros denilen erkekler ve jineteria denilen kadınlar olacaktır.
- Congri, Kübalıların en sevdiği yiyecek. Devlet çocuklara ücretsiz süt dağıttığı için inek kesmek yasak, dolayısıyla et yemeğine fazla rastlanmıyor. Domuz eti Küba'da en çok tüketilen yiyeceklerden.
- Küba'nın milli içeceği rom. Rom kullanılarak hazırlanan sangria, pina colada, daiquiri popüler içecekler. Ayrıca, Cristal ve Bucanero isimli iki adet yerel birası mevcut.
- Küba'da futbol yok. Atletizm, beyzbol ve voleybol en çok rağbet gören sporlar.
- Küba'ya gitmişken püro almamak olmaz. Sokakta açıkta satılan pürolar ucuzdur, amblajlı olmadığı için kuruma ihtimali vardır, pürodan anlayan kişilere buradan almayın. Eski Havana'da devletin püro sattığı resmi dükkanlar mevcut. Ayrıca Pınar Del Rio'dan da püro alınabilir. Püro fabrikasında el altından püro almak da bir seçenek.
- Hemen hemen her sokakta ve yemek yiyeceğiniz restaurantta sizi sokak çalgıcıları karşılayacaktır. Müziklerini icra ettikten sonra CD'lerini satıp sizden bahşiş talep edeceklerdir.
- Turistik yerlere girmeden önce sizden garip bir şekilde fotoğraf çekme parası talep edilecektir. Bir ilk başlarda ciddiye alıp para veriyorduk ama sonra gördük hiç takmadan içeri girmek en mantıklısı, para vermesiniz de fotoğraf çekebileceksinizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder