Romanya futbolunun "şahsına münhasır" kişiliklerinden biri olan ve FC Steaua Bükreş'in sahibi olan Gigi Becali'nin yeni planı İngiltere Championship'ten bir futbol takımı satın almak. Daha önce "Kötü oyuncuları Türkiye'ye satıyorum ve onları milyar ediyorum, iyileri de Avrupa!ya yolluyorum" demeciyle ülkemizde büyük tepki çeken Becali, şimdi de " Steaua Bükreş'ten tüm futbolcuları alıp, 25 milyon pounda satın alacağım Championship ekibine transfer edeceğim ve yep yeni bir proje başlatacağım" diyerek Romanya spor kamuoyunda tekrar gündeme oturmayı bildi. Sadece satın alacağı kulüple ilgili konuşmuyor Becali, ayrıca da bundan sonra Steaua'nın tüm idmanlarını izlemeyi de kafasına takmış. Nasıl mı? Takımın idman sahasının her bölgesine kameralar ve mikrofonlar taktırıp, oturduğu sarayından televizyondan antrenmanları seyredeceğini ve takımın teknik direktörünü sık sık yanına çağırıp, hangi futbolcuyu oynatıp oynatmayacağını söyleyeceğini dile getirmiş... Dedik ya, "şahsına münhasır" diye, böyle "uçuk kaçık" bir adam işte Becali...
29 Mayıs 2018 Salı
En Çok Pas Hatası Yapanlar Faslılar
Biz Younes Belhanda'nın "ruhsuz" ve "umarsız" oyunundan şikayet ederken, @futbolarena twitter hesabından atılan bir tweet ilginç bir gerçeği ortaya çıkartmış: Türkiye Süper Liginde en fazla pas hatası yapan ilk dört oyuncu da Faslı... Listeye göre "en kazma" oyuncu Konyaspor'da forma giyen Mehdi Bourabia olurken, onu bizim Belhanda takip ediyor... Belhanda'nın peşinden Fenerbahçeli Nebil Dirar gelirken, Yeni Malatyasporlu Khalid Boutaib ise 239 pas hatasıyla dördüncü sırada yer alıyor... Bu dört oyuncunun da aynı memleketten olması ilginç değil mi? Çok mu rahat bu Faslılar acaba? Hepsi bir araya gelince bakalım Dünya Kupasında nasıl bir istatistik ortaya çıkacak... İlgiyle takip edeceğiz...
22 Mayıs 2018 Salı
Çatalca Sadece Cim Bom Bom'undur
Göztepe:0-1:Galatasaray
ultras/Movement'in Maç Onbiri:
1- Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik... Ya da şampiyonluk maçı geldi çattı. Zirveyi ilgilendiren maçlar aynı anda oynanıyordu da, herkesin dikkati İzmir'deki karşılaşmadaydı, öyle ki Fenerbahçe ya da Beşiktaşlıların mekanı haline gelmiş kahvehaneler dahi Göztepe-Galatasaray maçını seyrettiriyordu müdavimlerine. Beraberlik Galatasaray'ı şampiyon yapacaktı, galibiyet ise kupanın yanına deplasman fobisinin de bittiği bonusunu armağan edecekti Fatih Terim'in takımına. İpler elindeyken, rakiplerle işi yokken, kontrollü başladı oyuna sarı-kırmızılı topçular. Renktaşları da hadlerini aşmadan oynadılar. Peki ne mi seyrettik ilk dakikalarda? Cevap basit, kendilerini kanıtlamış iki taraftar grubunun karşılıklı tribünde üstünlük kurma mücadelesi vardı Bornova stadında. Stadın kapasitesi oranında 5 bin Göztepeliye karşılık 500 Galatasaraylı vardı... Daha çok topu ayağında tutup, oyunu soğutarak savunma arkasına Garry'i kaçırma amacındaki Galatasaray bu arzusunu 10. dakikada gerçekleştirdi ve sağ bek Tayfur'a sarı kart çıkarttı. Tehlikeli bölgeden serbest vuruş kazanıldı da sahada Selçuk ya da Maicon olmayınca topun başına Garry geçti, top kaleyi tutmadı. Sonrasında ev sahibi biraz kıpırdandı, sağlı sollu ortalar ve ceza sahası dışına seken toplarla pozisyonlar aradı da Muslera faktörü devreye girdi, gol sevinci yaşamasına izin vermedi ev sahibi ekibin. Çok az pozisyona sahne olan ilk devrede akılda kalan iki pozisyonun birinde Gomis'in savunma arkasına sarkıp, topla buluşur buluşmaz attığı sert şutu Beto iyi kucaklarken, yine Gomis'in ceza sahasına girdiğinde rakibi tarafından elle itilmesine Cüneyt Çakır sessiz kalmıştı...
İlk yarıdaki oyun Fatih Terim'in oyunu değildi. Tamam beraberlik şampiyonluğu getirecekti de Galatasaray'ın genlerinde beraberliğe yatmak yoktu, o halde hoca saldı dizginlerini takımın. Hal böyle olunca da Göztepe sahasında daha fazla göründü Galatasaray ve o anların birinde penaltıyı da buldu. Kim atar telaşı yaşanmadan Gomis topun başına geçti ve şampiyonluğu perçinledi. Golden iki dakika önce oyuna giren Sinan'in da Feghouli'ye göre daha arzulu ve istekli olması, Göztepe'nin ligin zirvesini değiştireceği goller için "şuursuzca" saldırmasıyla Beto'nun kalesinde pozisyonlar da buldu Galatasaray ama gol kaydına muvaffak olamayınca 21 şampiyonluk 1-0lık deplasman galibiyetiyle geldi.
2- Son iki haftaya girilirken, Galatasaray'ın şampiyon olması için kolay bir formül vardı: Oynayacağı iki karşılaşmada yemeden atacağı 1 gol sarı-kırmızıları mutlu sona götürecekti. Malatyaspor ve Göztepe maçlarında üzerine düşeni yaptı Fernando Muslera, kalesini gole kapadı. Takım arkadaşları da 1 değil üç gol atınca, şampiyonluk geldi...
3- Savunma bekleri olarak Yuto ve Linnes vardı Göztepe karşısında. Maçın "stresi" göz önüne alındığında daha tecrübeli olan Mariano sağ beke yazılabilir miydi? Hoca, savunma tarafı daha başarılı olan Norveçliye güvenmiş demek ki, ilk devre her ne kadar "titrek" görünse de Linnes, fena bir maç çıkarmadı. Yuto ise bildiğimiz gibi konsantre ve arzuluydu. Özellikle maç sonu sevinçlerindeki azim ve Galatasaray'a bağlılığını gördükçe, ne yapıp edip bonservisi alınmalı diyorum. Devre arası Galatasaray'a gelmemek için taze gelin gibi nazlanan Asamoah'ın menajeri başlamış zemin yoklamaya da, bin Asamoah bir Yuto etmez. Lakin şimdi Inter'liler Japon topçuyu vermemek için binbir dereden su getirecekler. Bakalım nasıl çözecek bizim yönetim bu sorunu... Defansın göbeğinde ise Denayer artık banko oldu, yanına Serdar geldi ligin son maçında. Belçikalı da kiralık, hoca onun da "tapusunu" isteyecektir yaz sezonunda.Onu Yuto'ya göre daha kolay alabiliriz... Haziranda Dünya Kupası oynayacak Denayer, umarım dönüşte kaldığı yerden devam eder...
4- Devre arası giden N'Diaye, takımı küme düşünce geri dönmenin yolunu yapmaya başlamış da artık Galatasaray o bıraktığı Galatasaray değil, Fernando yeni partner buldu yanına: Donk. Sadece güçlü değil Hollandalı, Avrupalı topçulara özgü "kafası da çalışıyor". Duracağı yeri iyi seziyor, rakibe müdahale zamanlamasını ayarlıyor. Son maçlarda orta alanının yükünü taşırken, cumartesi gecesi partneri Fernando da "final nasıl oynanır" dersi verdi seyredenlere. Galatasaray'ın ani çıkışlarında belki attığı bir kaç isabetsiz pasla Garry Rodriguez'i kızdırmış olsa da, rakibi bozmada, oyundan zaman çalmada, maçı soğutmada genç oyunculara ders verecek hareketlerde bulundu Brezilyalı orta saha. İşte biz de buna tecrübe diyoruz. Ne demiş futbol ulemaları, kimisinin enerjisi, kimisinin tecrübesi...
5- Belhanda'nın maçlarda istenilen performansı sergilememesi Dünya Kupasına gitmeden bir sakatlık yaşama korkusu olmasından olabilir de Feghouli'ye ne oluyor? Göztepe maçında dağlara taşlara attığı bir serbest vuruş dışında neredeyse hiç topa değmeden saha dışına alındı Fatih Terim tarafından. Hoca, Cezayirli oyuncuyu kenara aldı da, istatistik ve koşu mesafeleriyle "kafayı bozmuş" hocalar olsa maç sonuna kadar Feghouli'ye sahada tutarlardı zira ilk devre sonunda Galatasaray takımının en çok koşan oyuncusu olduğunu işaret ediyordu rakamlar. Bal yapmayan arı mı desek acaba?
6- Göztepe hocası Tamer Tuna forvet oyuncusu Tayfur'u Garry Rodriguez'in karşısına koyunca, bizim "speedy Gonzalez" de daha 10. dakikada rakibine sarı kart aldırdı. Rakibin zayıf bölgesiydi sağ tarafı ama nedense pek oradan hücum etmedi sonraki dakikalarda Galatasaray, dedik ya kontrollü oyun tercih ettiler. İkinci devre daha çok ön plana çıktı Garry, hatta "kulağı çekilmiş" belli ki, hep Gomis'i aradı gözleri son topu vermek için...
7- "İyi şeyler iyi kalpli insanların başına gelir" diyordu Fatih Terim maçtan sonra. BeInSports kanalında maçı yorumlayan Reha Kapsal da aynı sözleri sarf etti Gomis'i anlatırken. Geldiği günden beri kişiliği ve saha içindeki mücadelesi ile taraflı tarafsız herkesin sempatisini kazanmıştı Fransız oyuncu ve attığı gollerle rekorları da alt üst etti. Beşiktaş ve Akhisar maçlarında kaçırdığı penaltılar sonrası Fatih Terim'den ve Galatasaray taraftarından o kadar büyük destek aldı ki maçın 66. dakikasında kendi yaptırdığı penaltı sonrası yine tereddütsüz topu eline aldı ve beyaz noktaya dikti. Böyle "final" maçlarında hocalar genellikle penaltı attıracak adam bulamazlar, sorumluluktan kaçan çok olur, kimisinin ayağı çeker, kimisinin baldırı. Gomis topu penaltı noktasına koydu ve tereddütsüz bir vuruşla fileleri havalandırdı. Attığı golle sadece şampiyonluğu getirmedi, aynı zamanda Alex'e ait olan "bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu" rekorunu da 29 golle kırmış oldu. Tebrikler koca yürekli adam...
8- Geldiği günden beri polemiklerden uzak durup, sadece takımıyla ilgili konuştu Fatih Terim. "Benim de zamanım gelecek" dedi ve şampiyonluktan sonra uzun bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Orada dikkatimi çeken şöyle bir söz sarf etti hoca: "Eğer Arsene Wenger gibi kalsaydım, 7 şampiyonluk değil 15 şampiyonluk kazanırdım"... Gerçekçi mi, hem de nasıl. Ne diyor hoca: "Biz mekanın sahibiyiz."..Ünal Aysal döneminde gidişi/kovulması kalbimizi kırmıştı da o ayrılıkla ilgili umarım bir gün tam ve net açıklamalar duyarız ve kim haklı kim haksız gün yüzüne çıkar.. Igor Tudor ile özgüvenini yitirmeye başlamış bir takımı alıp şampiyonluğa taşımak ancak Fatih Terim gibi "karizması" olan ve "mekanın sahibi" hocaların yapacağı bir işti... Bunu başardın hocam... Teşekkürler...
9- Ali Sami Yen'i rakiplere cehennem eden, Igor Tudor'u göndertip, Fatih Terim'i takımın başına getirten, hatta Dursun Özbek'in seçilmemesini sağlayan, yenilgiler sonrası havaalanlarına gidip oyunculara moral veren, Arda Turan'ı takım havasını bozacak diye aldırtmayan ve her şeyden önemlisi takımı şampiyonluğa konsantre eden Galatasaray taraftarı bu sezonun yıldızı... Başkan Mustafa Cengiz konuşurken araya girip "Şampiyon Göztepe taraftarı" dedi ve çok eleştirildi ya Rıza Kolcuoğlu... Esas şampiyon Galatasaray taraftarı bu sene... Emeği olan dostları kutluyorum...
10- Az bir süre çalıştı, belki sonradan geldi ama özlenen ve arzulanan başkan gibi hep taraftardan yana davrandı Mustafa Cengiz. Bazı başkanların "apaçi", bazılarının "çapulcu" dediği taraftara gereken değeri verdi ve Galatasaray'ın gerçek sahibinin şanlı ve büyük taraftar olduğunu her zaman söyledi. Kendisi de taraftarlığın gereklerini yerine getirdi, iç saha dış saha fark etmeden maç kaçırmadı, yalnız bırakmadı oyuncularını...Önümüzde bir kongre süreci var, umarım yaptıklarıyla bir dönem daha kulübün başında kalmayı ona layik görür Galatasaray kongre üyeleri...
11- Ve şampiyonuz... 21. şampiyonluk hayırlı olsun... 5. yıldız için kaldı geriye dört şampiyonluk... Ve ait olduğun Şampiyonlar Ligine de hoş geldin Galatasaray... Özlettirmiştin kendini...
STAT: Bornova
HAKEMLER: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Mustafa Emre Eyisoy
GÖZTEPE: Beto, Tayfur Bingöl, Wallece Reis, Kosanovic, Leo, Ghilas (Dk. 51 Ömer Şişmanoğlu), Selçuk Şahin, Rotman (Dk. 86 Axel), Gouffran, Castro, Demba Ba (Dk. 84 Muhammed Enes Durmuş)
GALATASARAY: Muslera, Linnes, Denayer, Serdar Aziz, Nagatomo, Feghouli (Dk. 64 Sinan Gümüş), Fernando, Donk, Rodrigues (Dk. 89 Yasin Öztekin), Belhanda (Dk. 85 Selçuk İnan), Gomis
GOL: Dk. 66 Gomis (Penaltıdan) (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 10 Tayfur Bingöl (Göztepe), Dk. 74 Rodrigues (Galatasaray)
15 Mayıs 2018 Salı
Galatasaray:2-0:Evkur Yeni Malatyaspor
ultras/Movement'in Maç Onbiri
1-Bitişe iki kala taraftarının önündeki son maça Malatyaspor önünde çıkmıştı Galatasaray. Ne diyordu Fatih Terim, pek sık kullanmadığı twitter hesabından attığı tweette: Konsantrasyon... Öyle bir "konsantre" olmuş ki sarı-kırmızılı topçular, daha maçın başlama düdüğüyle birlikte deplasman ekibinin iki pas yapmasına izin vermeden sarstılar fileleri. Rakip savunmacıların "uyuşukluğunu" değerlendiren Garry Rodriguez kaptığı topla ceza sahasına girdi, Gomis de kendisini tutan stoperi boşa çekince, Belhanda'ya ligin en erken golünü atmak düştü. Daha 30. saniyede gol atmak Fatih Terim'in takımını rahatlatırken, "kapanmaya" gelen Malatya'nın tüm planlarını bozmuştu. Stadı tıka basa dolduran taraftarının yoğun desteği ile Galatasaray bir gol daha arzulamıştı ki, 12. dakikada onu da buldu, bu sefer orta sahada Belhanda'nın çaldığı topla yine "speedy" Rodriguez hareketlendi, ceza sahasına girdikten sonra boştaki arkadaşı Gomis'i gördü, kara panter de takımının ikinci golü rahatça atıverdi. Daha çeyrek saat dolmadan Garry Rodriguez iki asistle yıldızlaşırken, 16. dakikada yine "gol" atma dürtüsü depreşti, Malatya ceza sahası önünde bir pozisyonda, Linnes sağ tarafta "demarke" beklerken, şut atmayı tercih etti. Kameralar Fatih Terim'i gösterdiğinde hoca kızgındı. Erken gelen goller Galatasaray'ı daha "bilinçli" oynamaya iterken, yine de Malatya kalesinde gol aramadı değil ev sahibi oyuncular, 27'de Sinan'ın pasıyla topla buluşan Rodriguez ve 38de ceza sahası dışından Sinan rakip kaleci Farnolle'yi geçemediler. Malatya hiç mi gelmedi Galatasaray ceza sahasına derseniz, ilk devre biterken Boutaib'in yapılan ortaya gelişine vurduğu şut dışında bir tehlike hatırlamıyorum.İkinci devre de Galatasaray oyun kontrolünü elinde tuttu, savunmayı sağlama alarak, "yakalarsam" üçüncüyü de atarım dedi. Rodriguez 58. dakikada yine bir plase denedi, auta gitti, Sinan 64'te Fernando'yu ceza sahasına soktu, Brezilyalının sert ve isabetli şutunda Farnolle nasıl başarılıysa, maç bitimine dakikalar kala Yasin'in şutunda da bir o kadar başarılıydı. İkinci devrenin ortalarında biraz kıpırdasa da Malatyalı topçular, maçın bitimine 15 dakika kala sakatlanan Chebake'nin yerine oyuncu değişiklik hakları dolduğu için oyuncu sokamadıkları için eksik oynayıp, skoru kabullenmek zorunda kaldılar...
2- Rakip takımın neredeyse ciddi atağının olmadığı karşılaşmada Muslera'ya da görev düşmedi tabii ki. Uruguaylı file bekçisi nadir gelişen Malatyaspor ataklarında yine de çok dikkatli ve konsantre gözüktü...
3- Mariano'nun sakatlığında Linnes sağ kanadın tapusunu aldı, fena da gitmiyor, bu hafta partneri Sinan'dı ve onunla da iyi verkaçlarla pozisyonlar aradılar karşı kalede. Öte yandan Yuto Nagatomo kendi kanadında rakipsiz, Latovleviçi günlerini sayıyor Galatasaray'da. Bakalım sezon sonunda Yuto'nun bonservisi satın alınabilecek mi? Bugünlerde herkes Garry'nin yükselen performansını konuşuyor, Fatih Terim'in gelişine bağlıyor siyahi topçunun müthiş çıkışını da, Nagatomo'nun ikinci devre takıma katılımı Rodriguez'in arkasını sağlama alırken, hucuma çıkışlarıyla da takım arkadaşını rahatlatması çok önemli. Bu arada unutmadan, bir pozisyonda Malatyalı oyuncu Yuto'nun ayağına bastı ve bizim Japon yerde kaldı, Bülent Yıldırım düdük çalmadı. Ah be Bülent hoca, Japon adam yalan söyler mi, ayak gitmiş işte, al bak fotoğrafa...
4- Maicon-Serdar ikilisine Başakşehir karşılaşmasında Denayer'i de stoper bölgesine bir alternatif olarak ekledi Fatih Terim ve o maçtan bugüne kadar savunmada tek banko Belçikalı topçu oldu, Serdar-Maicon sakatlık ve ceza durumlarına göre değişe değişe forma giymeye başladılar. Malatya karşısında Brezilyalı yeşil zemindeyken, Serdar kenarda ısınıyordu. Rakibin çok etkili pozisyonun olmadığı maçta, Maicon-Denayer ikilisine de pek iş düşmedi.
5- Fatih Terim'in Donk'tan nasıl bir topçu yarattığını izledikçe şaşırmadan edemiyoruz. Kadroya alınmayan, genç takımla idmanlara çıkan ve çok nadiren forma şansı bulduğunda bile "kazmalık" örnekleri sergileyen Hollandalı oyuncu, şu anda Galatasaray'ın olmazsa olmazı. Orta saha ile savunma arasında öyle değerli işler yapıyor ki Donk, ligin ilk yarısında söz konusu bölgenin en iyi adamı Fernando'yu Fatih Terim artık daha ileride değerlendiriyor. Sadece oyunculuğu ile değil, karakteri ile de son maçta alkışları aldı Ryan Donk. Fatih Terim'in genç oyuncu Ozan'a şans vermek için kendisini çıkarttığında Hollandalının koşarak çıkmasına vurgu yapan muhabire şöyle cevap veriyordu Donk:" Ozan'ın daha fazla süre alması için acele ettim. yavaş hareket ederek onun süresinden çalmak istemedim"...
6- Belhanda'nın cezası nedeniyle Akhisar karşısında Selçuk'la oynamıştı Galatasaray ama "kaptanın" o bölgede zayıf kaldığını yazmıştık geçen haftaki maç yazımızda. Bu hafta tekrar Belhanda formasına kavuştu ve ligin en erken, kendisinin de en "kolay" golünü attı. Transferi sürecinde taraftarın görmeyi en çok arzuladığı taklasını da üçüncü defa attı sezonun bitimine bir hafta kala. "Gelecek planlarımda Belhanda var" dediğine göre Fatih Terim, önümüzdeki sene yine Faslı oyuncu ile oynayacağız demek anlamına geliyor bu demeç lakin Dünya Kupasından dönecek ve az tatil yapacak olan Belhanda umarım bu seneyi aratmaz."Varlığın dert, yokluğun yara" der ya şarkıda, öyle bir topçu Belhanda, oynarken beklediğimiz performansı göstermiyor da, yokken de "Nerdesin Belhanda" diyoruz. İlginç...
7- Feghouli'nin cezalı olmasından dolayı Malatyaspor karşısında oyuna Sinan Gümüş'le başladı Fatih Terim. Anneler gününde, annesi de tribündeydi ve keşke gol atıp annesine koşabilseydi Sinan ama olmadı. Geçen sene pek yapmıyordu ama Fatih Terim'in gelişiyle özgüveni de yükseldi ve ayağına aldığı toplarla dikine dikine rakibin üzerine korkusuzca gitmeye başladı genç oyuncu. Başarılı da oluyor, rakip eksiltebiliyor, arkadaşlarını pozisyona sokabiliyor. Göztepe maçında belki yine kulübede oturacak, formayı Feghouli'ye verecek hocası ama Sinan, herkes Dünya Kupasına odaklanmış, kupa yorgunluğu yaşarken iyi bir sezon başı hazırlık geçirerek seneye takımın vazgeçilmezlerinden olabilir.
8- Cumartesi gecesi yaptığı iki asistle ligteki asist sayısını 10'a yükselten Garry Rodriguez yine maçın iyilerinden biriydi. Özellikle ilk golde topu çalmasındaki hızı "usain Bolt'u kıskandıracak" türdendi. Takımı için oynadığında çıtayı çok yükseklere çıkarabilen, performansı ile taraftarlı tarafsız herkesin alkışını alıyor Garry ama bazen ön plana çıkmak istiyor, gol hazzını yaşamak istiyor. Bu da normal, her topçu gol atmak ister ama çok müsait durumda olan takımdaşları varken, kaleye vurmak hiç hoş olmuyor. Bunu sadece biz yazmıyoruz, hocası da mimikleriyle gösteriyor...
9- Alanya deplasmanından sonra iki hafta arka arkaya penaltı kaçırarak gol "açlığı" yaşamıştı Bafetimbi Gomis ve Malatya karşısıda "şeytanın bacağını kırdı" ve rahatladı. Fransız oyuncu attığı golle bir sezonda en fazla gol atan yabancı oyuncu olan Alex'in rekorunu da 28 golle egale etmiş oldu. Geçen hafta kaçırdığı penaltı sonrası göz yaşlarına boğulmuştu, Galatasaray taraftarı ve takım arkadaşları Gomis'i onore etti, maç sonu Sinan tribünden aldığı ultrAslan bayrağını Gomis'e verdi ve "kara panter" galibiyet sevincini takımın önünde bayrak sallayarak kutladı.
10- Fatih Terim sadece takımı maçlara hazırlayıp, şampiyonluğa gitmiyor her geçen haftada, aynı zamanda Florya'dan çıkan gençleri de bir bir taraftarla tanıştırıyor. Geçen haftalarda Gökay ve Celil'i maç kadrolarına almıştı ama oyuna sokmaya fırsat bulamamıştı. Cumartesi gecesi genç mi genç, pırıl pırıl bir çocuk adım attı Ali Sami Yen'e, adı Ozan'dı... Çok fazla süre almasa da, böyle kritik bir süreçte bir gencin çocukluk düşlerini gerçekleştirmek ancak Fatih Terim gibi "efsane" hocaların yapabileceği bir iştir... Sağolasın hocam...
11- Güneşin pırıl pırıl vurması, tıka basa dolmuş tribünler şampiyonluğu müjdeler... Cumartesi gecesi de öyle büyülü bir hava vardı "Ali Sami Yen" stadında... Koca sezonda iç sahada bir beraberlik dışında Galatasaray tüm maçları kazanmıştı ve bunda en büyük pay o büyük taraftarındı... Onlar ellerinden geleni yaptılar, şimdi kaldı bir... Söz sırası Fatih'in aslanlarının... Haydi...
STAT: Türk Telekom
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, İsmail Şencan, Asım Yusuf Öz
GALATASARAY: Muslera, Linnes, Maicon, Denayer, Nagatomo, Fernando (Dk. 83 Selçuk İnan), Donk (Dk. 90+1 Ozan Muhammed Kabak), Sinan Gümüş (Dk. 69 Yasin Öztekin), Belhanda, Rodrigues, Gomis
EVKUR YENİ MALATYASPOR: Farnolle, Chebake, Mina (Dk. 25 Doria), Sadık Çiftpınar, Cissokho, Azubuike, Diallo (Dk. 46 Murat Yıldırım), Eren Tozlu (Dk. 73 Mustafa Eskihellaç), Aytaç Kara, Adem Büyük, Boutaib
GOLLER: Dk. 1 Belhanda, Dk. 12 Gomis (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 8 Diallo, Dk. 57 Sadık Çiftpınar, Dk. 61 Boutaib, Dk. 68 Doria, Dk. 86 Mustafa Eskihellaç (Evkur Yeni Malatyaspor), Dk. 61 Rodrigues (Galatasaray)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)