27 Ağustos 2024 Salı

Young Boys:3-2:Galatasaray

 


Yıl 1993...

Bugün sosyal medyada algı yapanlar daha dünyada yok, babaları ise çocuk...

Galatasaray, "Türk lokumınu yiyeceğiz" diyen Manchester United'a deplasmanda 3 gol atıyor ve rövanşta da "Sami Yen Cehenneminde" kalesinde gol görmeyerek Şampiyonlar Ligi Gruplarına kalıyor...

Şampiyonlar Liginin gruplar halinde oynandığı ikinci sezon...

Galatasaray, İngiliz Şampiyonunu eleyince, ertesi yıl UEFA hemen format değişikliği yapıyor, seri başı ülke takımlarını doğrudan gruplara alıyor ve adını da UEFA Şampiyonlar Ligi koyuyor turnuvanın...

Yıl 2024...

UEFA yine Şampiyonlar Liginde format değişikliğine gidiyor...

Galatasaray da İsviçre'de Young Boys karşısında ilk maçı 3-2 kaybedip, Sami Yen'de rövanş maçında rakibini yenip Şampiyonlar Liginin yeni formatında ilk defa yer almanın hesaplarını yapıyor...

İsviçre deplasmanında alınan mağlubiyet, özellikle ilk devre ortaya konan oyun Z kuşağını "çıldırtırken", biz eskiler sadece tebessüm ediyor ve "Galatasaray bitti demeden bitmez"i hatırlatıyoruz etrafımızdakilere...

Biraz da maça dönersek, neler gördük satırlara dökelim...


Öncelikle rakibin İsviçre Süper Liginde güncel sıralamasından dolayı bir memlekette İngilizlerin 93 yılında bizim için söyledikleri "lokum kura" havası vardı. Oysa Avrupa Şampiyonasında olsun, Lugano'nun bir kaç hafta evvel Fenerbahçe ile yaptığı maçlarda olsun görülen İsviçre futbolunun "şöhretli" isimleri barındırmasa da futbolunun yükselişte olduğuydu. Bunu play stationdan futbol öğrenen gençler neden kafalarına taksın ki?

Saha zemini de ev sahibi takım için avantaj teşkil ediyordu ki, Türkiye'de pek görmediğimiz sentetik bir zeminde oynanacaktı maç. Çim sahada top oynayan şanşlı nesil bunun ne kadar fark yaratacağını bilir, ama sadece halı sahada top koşturanlar bu satırlarda vurgulanan düşünceyi maalesef algılayamazlar...

Deplasmanda, ki stadı yarı yarıya dolduran başta ultrAslan Avrupa'nın desteğini de boş geçmeyelim, erken dakikada yenen gol, hele bir de takımın hocası tribündeyken de olabilecek en kötü senaryoydu ama daha dakika geçmeden Torreira'nın plasesi direği yalıyor, sonra Barıs karşı karşıya pası tercih ediyor, 3 dakika sonra Sara'nın pasında Icardi'nin dokunuşu diğer direği yalıyordu... Çok kısa sürede maçın 3-1 olması işten bile değildi...

Rakip Galataasaray ayarında değildi, sarı-kırmızılılar her an gol atabilirdi ki pozisyon da ararken, ev sahibi de ani ataklarla aradığını buldu, 36, 40 ve 45-6da çok net pozisyonlarda Muslera şanslıydı...

Uruguaylı kaleciden bahsetmişken, sezona pek de iyi başlamadı, Monteiro'nun iki golünü "normal şartlarda" çıkarabilirdi ama maalesef topu filelerde çıkarmak zorunda kaldı. Tabii, Abdülkerim'im ikinci golde rakibini kaçırması da affedilecek hata değil ama orda da 21. dakikada gördüğü gereksiz sarı kartın etkisi var. 

Soyunma odasına şok bir 2-0 mağlubiyetle girmek hiç de beklenen bir sonuç değildi ama esas sürpriz Muslera'nın sakatlanıp çıkması Günay'ın kaleye geçmesiydi. Bir de Mertens'le Ziyech yer değiştirdi...


Değişiklikler oyunu da değiştirdi, Faslı oyuncu hareket getirdi, ortaları tehlike yarattı da esas Günay'ın parmaklarının ucu 3-0'ı engelliyordu 57. dakikada... Galatasaray golü ararken savunmada açıklar veriyor ama Okan Buruk sağ bek Jelert'i çıkarıp forvet Batshuayi'yi oyuna aldı ve maçın kaderi değişiverdi. Belçikalı golcü daha girer girmez ayağının tozuyla kullanılan korner atışında arka direkte topa dokundu, farkı bire indirdi ve 5 dakika sonra Nelsson'un uzun pasında Kerem'in göğüsü ile topu yumuşatmasıyla ceza sahası dışından avladı rakip kaleciyi... 

Kalan dakikalarda iki takım da pozisyon ararken belki de Abdülkerşm'in maç boyu yaptığı "en iyi" savunmada hakem VAR'a çağrıldı ve "ayaktan sekip ele değen" topta penaltı verirken, "ApoKerimi" de ikinci sarıdan ihraç etti. Sonrası penaltı ve 3-2...

Geçmişten anıyla yazıya başladık, başka bir anıyla bitirelim... Galatasaray Mustafa Denizli yönetiminde deplasmanda yine bir İsviçre takımı olan Neuchatel Xamax takımına 3-0 kaybetmiş, rövanşta Mustafa Hoca cezalı olarak teller arkasında elinde telsiz Ahmet Akçan'a talimatlar verip Galatasaray 5-0 kazanmıştı...

Yıl 2024, rakip de yine İsviçre'den, Okan Buruk da cezalı, o da teknolojinin gelişmesi ile cep telefonu ile İrfan hocaya talimatlar verecek ve Galatasaray da inşallah hak ettiği lige ayak basacak...



Stat: Wankdorf.

Hakemler: Daniel Siebert, Jan Seidel, Rafael Foltyn (Almanya).

Young Boys: Von Ballmoos (Dk. 32 Keller), Blum, Camara, Zoukrou, Hadjam (Dk. 67 Persson), Monteiro (Dk. 74 Elia), Niasse (Dk. 74 Males), Lauper, Colley, Ganvoula (Dk. 75 Itten), Ugrinic.

Galatasaray: Muslera (Dk. 46 Günay Güvenç), Jelert (Dk. 66 Batshuayi), Nelsson, Abdülkerim Bardakcı, Köhn, Torreira, Sara, Barış Alper Yılmaz (Dk. 79 Dubois), Mertens (Dk. 46 Ziyech), Kerem Aktürkoğlu, Icardi (Dk. 87 Berkan Kutlu).

Goller: Dk. 4 ve 45+4 Monteiro, Dk. 86 Ugrinic (Penaltıdan) (Young Boys), Dk. 66 ve 72 Batshuayi (Galatasaray).

Kırmızı kart: Dk. 84 Abdülkerim Bardakcı (Galatasaray).

Sarı kartlar: Dk. 45+6 Torreira (Galatasaray), Dk. 26 Hadjam, Dk. 29 Lauper, Dk. 43 Niasse, Dk. 70 Camara (Young Boys).

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin