4-4-2'Ya Çıkmışız...

Her zamanki gibi sabah kalkıp bilgisayarı açtım, bloga girdiğimde yorumlar gelmiş, pek sık görmeye alışık olmadığım bir durum ve merakla okudum... Le Saux Buffon'un sözüne ithafen yorumlarda bulunmuş ve sonunda "four four two aralık'ın selamları bu ay yine doğru yere gitmiş. başarıların devamı dileğiyle.." diye not ekleyivermiş... Vay be dedim, dergiye mi çıktık ki... Tribündergi'de de Karamazov
'un belirtmesiyle hemen gittim dergiyi aldım... "Harbiden" ALTI PAS bölümünde tanıtmışlar ve özellikle "Galatasaraylı ama her taraftara açık", cümlesi vermek istedğim mesajın kavranması açısından beni çok memnun etti... ultras manifesto çerçevesinde artık bütün curvaların bir araya gelme vakti geldi ve geçiyorken, artık birbirimizle ufak mevzularda didişmenin bir anlamı yok... Stadlardan çıkarılıyoruz, pankartlarımız sökülüyor, maç izleme hakkımız elimizden alınıyor ve kale arkalarını dahi kaybetme durumuna geliyoruz... "Hayat futbola fena halde benzer"i kendimize slogan edinmiş biz taraftarları dışlayıp, yerimize futbolu sadece hafta sonları doksan dakikalık bir eğlence olarak görenleri getirilmesine herkes elinden geldiğince karşı durmalıdır... Futbol güzeldir ve futbol izlemek daha da güzeldir... ultrasMovement blogu ve fanzini olarak bu güzel oyunun seviyoruz... Ve bizi bu yolda destekleyenlere bir selam çakarak, daha emin adımlarla inandığımız türküyü söyleyip, dikişleri sökülmeye yüz tutmuş topu bir "ayak içi plase" ile diğer futbol blogu sahibi dostlarıma paslıyorum...