27 Ocak 2008 Pazar

Boca Juniors : 2 - 0 : River Plate


River Plate: Juan Pablo Carrizo; Danilo Gerlo, Gustavo Cabral, Eduardo Tuzzio; Augusto Fernández, Leonardo Ponzio, Rodrigo Archubi; Ariel Ortega; Mauro Rosales, Sebastián Abreu, Alexis Sánchez.

TD: Diego Simeone.

Boca Juniors: Pablo Migliore; Jonatan Maidana, Julio Cáceres, Gabriel Paletta, Morel Rodríguez; Pablo Ledesma, Sebastián Battaglia, Neri Cardozo; Juan Román Riquelme; Rodrigo Palacio, Martín Palermo.
TD: Carlos Ischia

Goller: Sebastián Battaglia ve Martín Palermo

Maçın Adamı: Juan Román Riquelme

Maçın Güzelliği: Eşit paylaşılan yarı yarıya tribünler

  • Fox'un sitede maçı vereceğini duyunca saati kurduk yerel saatimni 02.00'a ama "alarm çalmış kim duyumuş" misali saat 02.20 civarı kabus görür gibi "tüh yaw maç kaçıyor" düşüncesiyle fırladım yataktan... Bir de baktım 10 küsür dakika geçmiş, River Plate, Ortega ile şutlarla , ince paslarla saldırıyor Boca kalesine... "Şu Ortega'dan yararlanamdı bizim Fenerbahçe" diye içinden geçiriyordur maçı izleyene Fenerbahçeliler, Ribery'i her izlediğimde hissettiğim gibi...
  • Tribünleri çok odaklanmadan gösterdi televizyon ama "o ne güzellik", yarı yarıya bölünmüş tribünler... Üstelik orta çizgiden iki tarafa doğru 5'er metre aralıklı... Biz de eski açığın yarısı boşaltıyor neredeyse deplasman seyircisi gelecek diye, sadece açıkla kalsa, kapalıda bile yan taraf boş bırakılıyor, sonra da anons yapıyor spiker: "Federasyonun bilmem ne kanununa göre herkes bilette yazan yerine oturcak, bir sorun olduğunda görevliler yardımcı olacak, zart zurt" Hiç bir sağlam maçta yerime oturamadım, hep yerim boş bırakıldı "güvenlik tamponu" olarak, kime şikayet edeyim şimdi... Oysa, dünyanın en ateşli derbisi olarak kabul gören superclasico'da taraftarların arasındaki boşluk, bizim sıradan maçta bırakılmıyor... Bir de tribünlerin güzelliği pankartlardır, endüstriyel futbol yasaklıyor ama onlarsız olmaz... Dün gece kırmızı beyazlı, mavili sarılı bir tenk cümbüşü vardı saha kenarında, hep söyledim, bir kez daha yazacağım, muşamba pankart yerine bez pankart asalım stadlarımızda... Unutmadan, El Doce yine büyük bayrakları ve şemsiyeleri ile karnaval yapıyordu... Özellikle ikinci golden sonra sağlam tezahürat yaptılar ama anlamak ne mümkün... Riverlılar da yenilseler de iyi çoştular, bir ara mevzu var gibiydi tribünlerinde ama televizyona mahkum olunca, verilenle yetiniyoruz, öğrenemedik sebep sonucunu...
  • Hocalara baktığımızda, ilk derbisine çıkan Simeone, beyaz gömlek ve sırtına attığı siyah kazağı ile daha karizmatik olanıyken, Boca kulübesindeki Carlos Ischia "Polat Alemdarvari" olarak çarptı gözüme... Tabii, ilk golden sonra, Simeone'yi gösterdiğinde kamera, "kazak mazak" kalmamıştı sinirden, maç boyunca da topçularına gaz vermek adına top toplayıcı gibi kulübe etrafına gelen bu topları yakalayaıp, hızlı başlatmaları için teslim etti ama nafile tabii ki, skor değişmedi...
  • Gollere gelirsek, 19. dakikada Sebastián Battaglia'nın attığı gol tam bir defans hatası olmakla beraber, İstanbul'daki Şampiyonla Ligi finalinde Maldini'nin ve Dünya Kulüpler Şampiyonası finalinde Nesta'nın Boca'ya attığı golü anımsattı... aceto'nun deyimiyle "filenin canını acıttı"... İkinci gol ise tam Palermo'luk goldü... "lambur lümbür" oynayan adamdır Palermo, estetiği yoktu benim gözümde hiç, Sivas'lı Mehmet Yıldız gibi... Riquelme'nin öldürücü serbets atışlarında River kalecisi yine topu son andahavaya doğru yumuruklayınca, üst kale direğine asılarak güç alan Palermo topu kafayla kale içine itekledi ve golü yaptı... Baskette olsa çembere asılıyor diye sayı vermezlerdi ama futbnolda böyle bir kural var mı yok mu, Arjantililer tartışsın, biz de öğrenelim... Zaten goller burada, izlemek isteyenler için...
  • Riquelme ne vuruyor toplara ama... İzlerken "sat kulübü al Riquelme'yi 5 sene üst üste şampiyon ol" diye iç geçidim her serbest atış ve korner kullandığında... Koy ön direğe Serveti, kalecinin önünü kapasın, Arjantinli her maç 1-2 gol sadece kornerden atar... Dün gece ne kadar zorladı Carrizo'yu, köşe atışlarından, ki zaten böyle bir gol olacak derken, serbest vuruşu yine doğrudan kaleye kesti ve yukardaki Palermo'nun golü geldi... İyi hoş topçu Riqulme ama River tribünleri önünde korner atmaya gittiğinde, atılan pet şişe ve "yabancı maddeleri" çöpçü gibi toplayıp, hakeme göstermesinini yadırgadım... superclasico ortamına bizlerden daha alışıksın be Juan Román, bilmiyor musun böyle olacağını, bu şaşkınlık niye? Yapma... iyi oynayıp kazanıyorsun zaten, gerek yok, gerek...
  • Boca'nın formasının kollarındaki Unicef reklamı hoşuma gitti, daha önceki maçlarda var mıydi bilmem, çünkü eskiden orada GoodYear reklamı bulunurdu, dün gecenin bir başka güzelliğiydi... Bir de yıllardır aynı formaları giyip çıkıyorlar ya maçlara, bravo demek az kalıyor...
  • Son olarak Rodrigo Palacio'nun "kıl kuyruğu" iyice uzamış, bakalım ne zaman kestirecek...

Uykunın bastırması ve gözlerimin ikide bir kapanması, maç yazısını yarına bıraktırMIŞTI... Sabah döşeriz superclasico izlenimlerimizi DEMİŞTİM...
Sözümü tuttum, uyukuya yatabilirim yine...

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin