ultras/Movement: Ekim 2008

"Futbol, ölüm kalım meselesi değildir, bundan daha mühim bir şeydir" demişti Bill Shankly... Haklıymış galiba, değil mi?

Tarih	Saat	Takım 1	Takım 2	Kategori
01 11 2008 Cumartesi	14:15	ALİPAŞA	İST.B.DÜZÜ	B.G.
02 11 2008 Pazar	09:00	S.KADIKÖY	KABAKÇA	B.G.
02 11 2008 Pazar	10:45	ÇELTİK	ESENYURT	U-14
02 11 2008 Pazar	12:30	KESTANELİK	ESENYURT	1.A.L.
02 11 2008 Pazar	14:15	ÇATALCA	T.ANADOLU	1.A.L.

"Bu adamın her hafta söyleyeceği garip şeyleri var ve bunun nedeni de Ronaldo'yu bizden alamaması. "

Alex Ferguson
Manchester United menajeri

Real Madrid başkanı Calderon'a gönderme yaparken

Edebiyatseverlerin koca bir yıl boyunca bekledikleri Tüyap Kitap Fuarı yarın itibarı ile kapılarını kitap dostlarına açıyor. 1 Kasım ile 9 Kasım tarihleri arasında yayınevleri son çıkardıkları kitapları okurlarla buluşturuken, biz okurlar da devasa ve "gürültülü" bir kütüphane içinde dolaşmanın zevki ile yorgunluğunu aynı anda yaşayacağız... Bu kadar kitap arasında dolaşırken, bir çoğumuzun gözden kaçırdığı ve bence fuarın en tat veren yönü ise söyleşiler... http://www.istanbulkitapfuari.com/ sitesinde yer alan etkinlik programını incelediğimde gitmem gereken söyleşi ve dinletileri aşağıya not aldım, zevklerimiz uyarsa sizi de bekleriz:

3 Kasım Pazartesi 12.15-Marmara salonu-Bir Saatte İngilizcede Bütün Zamanlar-Murat Kurt
4 Kasım Salı 14.45: Marmara salonu-NTV Spor Kitabı
5 Kasım Çarşamba 17.30: Karadeniz Salonu-Can Yücel Farzet Hiç Ayrılmadık
8 Kasım Cumartesi 13.15: Interexpo salonu-İnsan ve Devlet-Osman Pamukoğlu
8 Kasım Cumartesi 14.30:Interexpo salonu: Yaşamdan Dakikalar-H.Uluç, S.Akın, N.Özgentürk,H.Babaoğlu
8 Kasım Cumartesi 17.00-Karadeniz Salonu-Nazım Hikmet ve Aziz Nesin'de 68 ruhu-Ataol Behramoğlu
9 Kasım Pazar 17.00: Büyükada salonu-Bir Gün Mutlaka-Ataol Behramoğlu

Bunlar dışında Kitap Fuarına gidip de kesinlikle yapılması gereken 5 şey:

Kütüphanemizde olmayan futbol edebiyatına ait kitaplar satın alınmalı,
Avcılar Atatürkçü Düşünce Derneği standına uğranıp, 2009 Atatürk takvimi edinilmeli,
Leman standına uğranıp, takvim-poster imzalattırılmalı,
Söyleşilere maksimum miktarda katılım sağlanmalı,
u/M blog ve 320x için fotograf çekimleri yapılmalı,

Haydi bakalım iyi gezmeler...

"Steven Gerrard ve Jamie Carragher'ın kazanma azmını gördükçe, bizler de şampiyonluk için daha da hırslanıyoruz."

Robbie Keane Liverpool'lu Futbolcu

İki "öz" Liverpool'lun Premier Lig kupasını şehirlerine getirme arzularını anlatırken

Lukas Podolski ve bisikleti...

Bulgaristan derbisine sayılı günler kala CSKA kenid taraftarına ayrılmış olan bilet satışını kulübün stadının yanından ve "fan shop"tan satmaya başladı. Biletler yoğun ilgi olduğu söyleniyor. Bilet fiyatları ise 2 Euro ile 10 euro arasında değişiyor... CSKA ve Levski kulüpleri daha önce ortak karar gereği ligteki iki derbi maçı da eşit sayıda taraftara yer ayırmak şartıyla tarafsız sahada oynamayı kabul etmişlerdi... 1 Kasım Cumartesi saat 18de oynanacak maça, "kırmızılı" CSKA lider olmanın avantajıyla çıkarken, "mavili" Levski ise son yıllarda rakibine karşı kaybetme uğursuzluğunu bu derbide yıkmayı hedefliyor... Maçta da 1200ü aşkın polis memurunun güvenliği sağlaması bekleniyor...

Tanrı Buradaydı!

"Denizli'yi takımın başına getirerek iyi bir iş yaptınız, bu sezon şampiyon Beşiktaş olacak"

Ali Şen
Fenerbahçe eski başkanı

Hayranım sana
Sabrına
Sakince karşımda durup
Meydan okuyan o tavrına
Varlığına

Ezeli rakiplerin mücadelesi futbol dilencileri için "kazanç" sayılabailecek bir şekilde bitti:4-4... Maç öncesi çalkantılar yaşayan ve çalıştırıcısını değiştiren Tottenham, yeni hocasıyla oldukça "gaza gelmiş" olmalı ki son 2 dakikaya 4-2 yenik girdiği maçtan, deplasmanda beraberlikle ayrılmasını bildi... Bu skora belki de Arsenalli topçuların rakibi küçümsemeleri de neden olmuş olabilir. ne demişti maç öncesi Cesc Fabregas : "Bu Tottenham'ı bizim bayan takımımız bile yener" Onların yenip yenemeyeceğini bilemeyez ama Arsenal yenemedi ve şampiyonluk yolunda 2 puan bıraktı... Bir Liverpool sever olarak da "çok da iyi oldu" diyebiliyorum...

Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Kırmızı Topun Altında
B-Sarı Topun Altında
C-Yeşil Topun Altında
D-Mavi Topun Altında

Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Kırmızı Topun Altında diyen 5 kişi (%13)
B-Sarı Topun Altında diyen 6 kişi (%16)
C-Mavi Topun Altında diyen 5 kişi (%13)
D-Yeşil Topun Altında diyen 21 kişi (%56)
ve resmin orjinali:

Lampard ailesi ve köpekleri... Peki baba nerede?
Baba, gol atmakla meşgül...

Şampiyonlukları devamlı illegal yollardan kazanan bir kurumun yöneticisi, camianızı ağır sözlerle zan altında bırakıyor… O zamanlarda, onlara daha büyük hakaretler etmem gerekirdi, az ettim.

İbrahim Hacıosmanoğlu

Fenerbahçe'nin kazandığı şampiyonluklara "yasadışı" yorumu yaparken

29 Ekim Çarşamba
16:00 Gaziantepspor - Trabzonspor / Lig Tv
20:00 MKE Ankaragücü - Fenerbahçe / Lig Tv
20.15 Zalgiris-Siena / SPORMAX
21:30 Fiorentina - Inter / Ntv Spor

30 Ekim Perşembe
16:00 Ankaraspor - Galatasaray / Lig Tv
20:00 Beşiktaş - Antalyaspor / Lig Tv
20.15 Fenerbahçe Ü.-A.Berlin / SPORMAX
22.00 L.Roma-Joventut / SPORMAX

31 Ekim Cuma
18.30 Banvit-Galatasaray CC / SPORMAX
20.30 Beşiktaş CT-O.Renault / SPORMAX
22:30 V. Setubal - Trofense / Spormax

1 Kasım Cumartesi
14:00 Karşıyaka - Kartalspor / D Spor
14:45 Everton - Fullham / Spormax
15:00 İstanbul BB - Trabzonspor / Lig Tv
17:00 Stoke City - Arsenal / Spormax
19:00 Eskişehirspor - Fenerbahçe / Lig Tv
19:00 Reggina - Inter / Ntv Spor
19:30 Tottenham - Liverpool / Spormax
20:00 Toulouse - Caen / Kanal A
20:45 Naval - Porto / Spormax
21.00 Frankfurt - Bayern München - Kanal 24
21:30 Juventus - Roma / Ntv Spor
22:00 Marseille - St Etienne / Kanal A
22:30 Flamengo - Portuguesa / Spormax

2 Kasım Pazar
14:00 Manisaspor - Adanaspor / D Spor
15:00 Kayserispor - Beşiktaş / Lig Tv
16:00 Udinese - Genoa / Ntv Spor
18:00 Bolton - Manchester City / Spormax
18:00 Le Havre - Monaco / Kanal A
19:00 Galatasaray - Gaziantepspor / Lig Tv
20:00 Almeria - Real Madrid / Ntv Spor
21:45 Guimaraes - Benfica / Spormax
22:00 O. Lyon - Le Mans / Kanal A

3 Kasım Pazartesi
20:00 Çaykur Rizespor - Kasımpaşa / D Spor

BASKETBOL:

29 Ekim Çarşamba
02:30 Chicago - Milwaukee / NBA Tv

30 Ekim Perşembe
01:00 Philadelphia - Toronto / NBA Tv
04:30 Golden State - New Orleans / NBA Tv

31 Ekim Cuma
01:00 Cleveland - Charlotte / NBA Tv
04:30 Phoenix - New Orleans / NBA Tv

1 Kasım Cumartesi
01:00 Philadelphia - New York / NBA Tv
02:00 Boston Celtics - Chicago Bulls / NBA Tv
04:30 Portland - San Antonio / NBA Tv

2 Kasım Pazar
01:00 Indiana - Boston / NBA Tv
03:00 Denver Nuggets - Los Angeles Lakers / Ntv Spor

3 Kasım Pazartesi
20.00 Darüşşafaka-P.Karşıyaka / SPORMAX

Kaynak

Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.
Mustafa Kemal ATATÜRK

Her geçen gün daha güçlüyüz, daha heyecanlıyız, daha coşkuluyuz...
Yaşasın Cumhuriyet...
29 Ekim 2008

Bizim ve bir çok futbolseverin dileği yerine geldi ve Maradona Arjantin ulusal takımının başında teknik direktör olarak görevlendirildi... Takımın menajerliğini ise Carlos Bilardo yapacak... Daha önce Liverpool'lu Mascherano Diego'nun ideal bir çalıştırıcı olacağını belirtmiş ve desteğini göstermişti, kararın açıklanmasından sonra Messi de memnuniyetini belirtti, damadı Aguerro'nun hislerini ise anlatmaya gerek duymuyorum... D10 da yaptığı açıklamada: "İlk işim formanın kutsallığını bütün oyuncularıma kabul ettirmek, başarının paradan daha önemli olduğunu öğreteceğim" diyerek savaççı bir takım yaratmanın peşinde olduğunu gösterdi... Şimdi geceleri ntv(spor)da uykusuz saatler bizi bekler...

Yukardaki başlığı yakın zamanda tekrar görmeye hazırlanın Fotomaç gazetesinde... İnter teknik direktörü Jose Mourinho, idmana geç geldiği için Brezilyalı golcü Adriano'yu Fiorentina maçı öncesi kadrodan çıkartop, Milano'ya geri yollamış. Daha önce de Roma maçında ceza olarak yedek beklettiği golcüsünü yavaştan gözden çıkarıyor gibi Portekizli hoca... Bu haberler sonrası pek sevdikleri "Adriano-Fenerbahçe Aşkı" haberlerine geri dönebilir Fotomaç... Geçen sezon bol bol haberler yapmışlar, geldi-gelecek-geliyor derken Brezilyalı kendi memleketine gitmişti... Bekliyoruz bakalım ilk haber ne zaman yapılacak, belki de çoktan yazdılar, bakmıyorum uzun zamandır web sitelerine...

Hakan Şükür, son zamanlarda pek ortalıklarda yoktu, en son Dubai'ye transfer olacağını söylemiş ve "Breh! Hala babası bu çocuğu para için kullanıyor" dedirmişti bizlere... Başbakanla bir görüşme yaptıktan sonra yine ortaya çıktı ve geleceğe yönelik planlarını açıkladı. Ne yapacakmış kral: Dubai'ye Ocak'ta gidecekmiş, AK Partiden Belediye Başkanı adayı olmayacakmış, TRT'de yorumculuk işi de olabilirmiş filan. Bir de Futbol Akademisi kurmak istediğini beirtmiş... İşte bu fikri bir çok Galatasaraylıyı üzecek cinsten... Galatasaray başkanı Adnan Polat, mayıs ayında Hakan'a yeni sözleşme önermeyip, "Gel senin heykelini dikelim Florya'ya, bir de yurt çapındaki bütün Galatasaray Futbol Okularının başına seni geçirelim, hatta ismini de bunlara verelim" dediğinde, ben Hakan'ın bir cevap dahi verdiğini hatırlamıyorum bu teklife. Sessizce kaybolmuştu ortalıktan... Şimdi nasıl ortaya çıktı Galatasaray'lı "Kral" Hakan Şükür: Başakşehir'de Hakan Şükür Futbol Akademisi projesi ile... "Başakşehir neresi?" diyen bir çok okuyucu olacaktır, bilmemeleri doğal, çünkü İstanbul'un üç kesimlerinde Olimpiyat stadına yakın bir bölgede kurulan bir yerleşim. Kuran kişi ise zamanın İstanbul belediye başkanı, günümüzün başbakanı sayın Recep Tayyip Erdoğan... İki yada üç senedir bu bölgeye uğramıyorum ama pek de değişeceğini zanetmiyorum, ulaşımı da oldukça sıkıntılı bir yer... Şimdi Hakan Şükür kalkıp Başakşehir'de Akademi açacak, kimin için? Kadıköy'den, Etiler'den, Mecidiyeköy'den kim kalkıp çocuğunu taa buralara yollayacak? Başkan Polat'ın Galatasaray için aç dediği Akademiyi açmayıp, Başbakanın istediği Akademiyi açacak... Bir de "Bana böyle bir proje nasip oldu" diyerek de "şükran" duygularını ortaya vurmuş Hakan Şükür... Metin Oktay dahi bir çok Galatasaraylı efsaneye nasip olmayan bir projeye cevap bile vermeyip, İstanbul'un uç bir bölgesinde kurulan bir yerde açılacak bir okulun başına geçmek neden bu kadar önemli be Hakan... Bir futbolcunun, hele de kulüple ilişkisi kalmamışsa, özel hayatında kime daha çok saygı ve sevgi duyacağını biz eleştiremeyiz, nikahını kıyan Başbakanı da oldukça sevebilir, sözünden çıkmayabilir ama biz tribünde "armaya aşık bir Hakan Şükür için "Kral" diye bağırmıştık, yoktu bizim için sarı-kırmızıdan öte değerler... Ama bizim Kral, pek öyle düşünmüyormuş demek... Canı sağ olsun...

Arjantin ulusal takımı -Cumhuruiyet gazetesinde yazdığım günler aklıma geldi- teknik direktörlüğü için bir çok aday vardı ve biz de blog sayfalarında okuyucularımızın tercihini merak ettik ve bir anket başlattık: Arjantin'in yeni hocası kim olsun... 84 oyun tam yarısını alan Maradona, bizim seçimimiz oldu... Bu ankete benzer cevapların dünyanın bir çok ülkesinde de verileceğine inanıyorum, ama kesin kararı verecek olan Arjantin Futbol Federasyonu başkanı Julio Grondona... Aslında bir çok futbolcu da Maradona'nın çalıştıcılığından yana demeçler veriyor ama yetkililer "10"numaranın bu görevde tecrübesizliği nedeniyle bu işe sıcak bakmıyorlar. Yine de bir ihtimal olarak Batista-Maradona ikilisine takımı emanet edebilir "tangocular"... Olimpiyatlarda gençleri şampiyon yapan Batista ve takım arkadaşı Maradona, ulusal takımı da özledikleri başarılara taşıyabilir diye düşünüyor bu ikilinin hayranları... Arjantin basınını sık sık takip etmek lazım, belki müjdeli haberi alabiliriz diye...

Arsenal kaptanlığı altında geçen o kadar yıl sonra, Adams ismi bizim aklımızda 17 Mayıs günü Hagi ile yaşadığı itiş kakış sonrası, bizim "delinin" sinirlenip "Osmanlı tokadı" ile sonlandırdığı pozisyon sonrası kalmıştı... Şimdi Tottenham'ın Ramos'u kovmasından sonra "eşek yükü" ile para ödeyip Redknapp'ı takımın başına getirince, Portsmouth takımı da Tony Adams'ı kendilerine menajer olarak seçtiler... Burada "stajyerlerini" tamamladıktan sonra, ileriki yıllarda Arsenal'in başına geçmesini bekliyoruz, tabii Wenger, Alex Ferguson örneğinde olduğu gibi kulübe çivi çakmazsa...

Filistin ve Ürdün ilk defa Filistin topraklarında karşı karşıya geliyorlar... 90 dakikası 1-1 beraber biten maç Filistin halkına "futbolun savaştan daha asil" olduğunu gösteriyor... Ve futbolun zirvesindeki Blatter'ın de dediği gibi "Futbolun amacı sadece topu kale direkleri arasından sokmak değil, ulusları bir araya getirip, daha iyi bir gelecek hazırlamak." İyi ki varsın futbol...

Blogumuza gelen kapatmadan sonra, dün wordpress'e taşınmıştık ve yazılarımızla orada olacağımızı belirtmiştik. Bugün itibarı ile bloglara erişim kaldırıldı ve u/M blog da bri günlük "kiracılık" hayatından sonra evine geri döndü... Kaldığımız yerden devam edeceğiz, hem de son sürat... http://ultrasmovement.wordpress.com da da tüm arşivimizle beraber bir yerimiz var, ne olur ne olmaz, belki yine lazım olabilir. Bakın haberdeki koyu ile belirttiğim cümle çok önemli, erişim özgürlüğü belirli bir süre verilmiş... Yine kapanabilir blogumuz...:

Blogger.com ve e-günlük yazarlarının etki alanlarını barındıran Blogspot.com adreslerine yapılan engelleme, engelleme kararını alan Diyarbakır 1. Sulh Mahkemesi tarafından kaldırıldı.
Haftanın birinci iş günü saat 16:30’da Türk Telekom’un idari birimlerine fakslanan karar, Blogger.com ve Blogspot.com alan adları ve alt etki alanları için uygulanmaya başladı. Erişime engelleme kararının, “eksik olan delil”lerin ulaşmasına kadar kaldırıldığı belirtiliyor. Eksik olan deliller ulaştığı zaman erişim tekrar engellenebilir.

Cuma günü gelen "blog yasağından" sonra istemeyerek de olsa geçici olarak başka bir adrese taşınmak zorunda kaldık. Yeni adresimiz

http://ultrasmovement.wordpress.com/

Suçlu-suçsız ayrımı yapılıp, bizlere tekrar yazma hakkı verildiğinde bu adrese döneceğiz... Şimdilik hoşçakalın "blogspot mahallesi sakinleri", merhaba wordpress komşularım...

Afrika'da kalan son 20 takım çekilen kura sonucunda 4erli 5 gruba ayrıldı. Bir kez daha hatırlatalım grup 1.leri 2010 Dünya Kupasına giderken, gruplarda ilk 3ler 2010 Afrika Şampiyonasına gidecek.

A Grubu: Kamerun, Fas, Togo, Gabon

Gruplar arasında en zorlusu bu görünüyor. Kamerun her ne kadar seribaşı olsa da Fas ve 2006 Dünya Kupasına katılabilen ve kadrosunda Emmanuel Adebayor (ki izleyeli çok zaman geçmedi) bulunan Togo Kamerun'un hesaplarını karıştırabilir. Kamerunsuz bir Dünya Kupasında birşeylerin eksik olduğunu 2006'da gördük. Gönül bir yandan Togo'ya da yazık olmasa keşke diyor ama Afrika'nın kontenjanı belli yapacak birşey yok.

B Grubu: Nijerya, Tunus, Kenya, Mozambik

İlk tur gruplarında 6da 6 yapan Nijerya bu gruptan da çok rahat çıkacaktır. Dünya Kupalarının Kamerun gibi eksik olmaması gereken takımı eski şaşalı günlerine dönüyor gibi. Diğer takımlar kendi aralarında 2.lik 3.lük yarışı yaparlar.

C Grubu: Mısır, Zambia, Cezayir, Ruanda

Son iki Afrika Şampiyonu Mısır bu sefer şeytanın bacağını kırıp 20 yıldır katılamadığı Dünya Kupasına katılacaktır. Ruanda bir iki puan toplarsa kardır. Gruplar arasında sonucu bence en belli olan grup bu.

D Grubu: Gana, Mali, Sudan, Benin

Bir yanda Fredi Kanoute, Mahamadou Diarra ve Seydou Keitası olan Mali diğer yanda Stephen Appiah, Michael Essien, Sulley Ali Muntari ve Samuel Kuffouru olan 2006 Dünya Kupasında Çek Cumhuriyetini yenip 2.tura çıkan Gana. Sonucunu merakla bekliyorum.

E Grubu: Fildişi Sahili, Gine, Malavi, Burkina Faso

Son Afrika Kupasında çeyrek finalde Fildişinden 5 yiyen Gine için intikam fırsatı ayağına gelmiş görünüyor. Ben hala Burkina Faso'nun bu grupta 1.olamasa bile ortalığı karıştıracağını düşünüyorum. Gine'de Yattara'ya Fildişi'nde de Drogba'ya bayağı iş düşecek gibi.

Maçlar 2009'un Mart-Kasım ayları arasında deplasmanlı olarak oynanacak.

Maçlardan sonra forma değiştirme mevzuları gitgide ilginç haller almaya başladı. Eto'o'nun formasını alan Tanzanyalıya ceza verilmesiydi , İngiliz forması istemesi yasaklanan Kazak oyunculardı derken şimdi de Madrid derbisi sonrası Casillas'ın formasını alan Atletico Madrid fizyoterapisti Truyols Sebastian kovulmuş. Kulüp her ne kadar kavulma sebibini sık görülmeye başlanan sakatlıklar olarak açıklasa da, 9 senedir Real Madrid'i yenemeyen Atletico'da en sonunda bir kurban bulunmuş.

Bordeaux:1-0:Cluj
Chelsea:1-0:Roma
İnter:1-0:Anorthosis
Panathinaikos:2-2:W.Bremen
Shaktar:0-1:Sporting
Basel:0-5:Barcelona
A.Madrid:1-1:Liverpool
PSV:2-0:Marseille

Fenerbahçe-Galatasaray
9 Kasım 2008
Pazar
19.00

Tribün dergi eski editörü ve Galatasaray Dergisis editörü Mehmet Abi (Şenol) dün Memorial Hastahanesinde bir kalp ameliyatı geçirmiştir. Kendisine geçmiş olsun diliyoruz ve en kısa zamanda yazıları ve fikirleriyle aramıza dönmesini bekliyoruz... Daha çok yazılacak maç, boyanacak pankart var Mehmet abi, değil mi? Dikkat et kendine...

"Benim kötü şöhretim ben ölene kadar beni takip edecek ki bir çok insan hemen ölmemi istiyor."

Joey Barton
Newcastle'lı Oyuncu

Saha içi ve dışında yaptıklarının muhasebesini yaparken

Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Kırmızı Topun Altında
B-Sarı Topun Altında
C-Mavi Topun Altında
D-Yeşil Topun Altında

Gerçek Top Nerede Saklı?

A-Mavi Topun Altında saklıdır bu top diye oy kullanan 13 arkadaşımıza(%17)
B-Yeşil Topun Altında saklıdır bence diyen 23 arkadaşımıza (%31)
C-Sarı Topun Altında olması muhtemeldir diyen 15 arkadaşımıza (%20)
D-Mor Topun Altında gizlidir bizce diyen 22 arkadaşımıza (%30)
oy verdikleri için teşekkür ederken, yorumlarıyla katkıda bulunan jit ve aksilaz'a "üzgünüz ama yanlış yanıt" diyoruz ve orjinal resmi yayınlıyoruz:

"Drogba ceza sahasını gördüğü zaman kendini atan bir 'artist'tir" diye açıklamalar yapan Inter teknik direktörü Mourinho'ya "Eskiden Drogba için 'O iyi bir savaşçıdır. Onunla her türlü mücadeleye varım" demiştiniz" diye hatırlatılınca da "Artık Chelsea çalıştırıcı değilim. Bu yüzden onları korumak zorunda değilim" diye cevap vermiş feelfootball.com sitesinde... İşte bu sebeptendir ki sevemiyorum seni Jose...

Lider CSKA, Botev'i de devirip liderlik koltuğunu kaptırmadan yoluna devam ediyor... Büyük derbiye 2 hafta kala Levski ile puan farkı 4 ve CSKA bu hafta kendi sahasında 6. sıradaki Çernomorets ile iç sahada oynayacak.

Arsenal idmanlara aldı ama takıma almadı, Milan "bir sürü dedidkodu çıkacağına, kiralayalım gitsin, belki bi' işe yarar" diyerek Beckham'ı Amerikan Futbol Ligi başlayana kadar kiralama kararı almış... Hayırlı olsun diyelim... Bu arada Beckham Milan'a geliyor da ona kafa tutan Alpay nerede acaba? Köln'den kovulduktan sonra Beckham'ın peşinden Amerika'ya gideceği haberleri vardı...

Yeni Rakı'nın futbolseverler için düzenlediği bir oyun: "Futbola Yeni'den Bak" Oyun için buraya giriyorsunuz, gerekli üyelik işlemlerini 1 dakikadan az sürede tamamlayıp oyuna başlıyorsunuz. Sergen'in yorumları eşliğinde bilgisayara karşı langırt oynayıp, en kısa sürede bilgisayara 3 gol atmanız gerekiyor. Kurallar zaten sitede detaylıca anlatılıyor, biz Sergen'in yorumuyla bitirelim yazıyı :"Langırt tamamen bireysel bir oyundur, takım oyunuyla alakası yoktur, herşey sana bağlıdır." İyi eğlenceler...

Fanatik gazetesinin Fenerbahçe-Arsenal maçı sonrası manşeti. Bu manşet ile resmi yayınlamak için çok mu düşündüler acaba? Basınımızın "acınacak" halini göstermek bakımından ibret verici... işin başka bir boyutu da resimdeki "kızımızın" bugün kendini gazetelerde gördükten sonraki ruh hali... Mutlu mu, gurulu mu, utanmış mı, mahçup mu?... Bir de maçın stresi ile birçoğumuz değişik enstanteneler verebiliriz basın mensuplarına... Bunları yayınlamak ne kadar ahlaki? Tribünden çekilen her foto serbestçe yayınlanabilir mi? Bu konuda bir yasa var mıdır? Bilen bir zahmet aydınlatsın bizleri...

Villareal:6-3:AaB
Manchester United:3-0:Celtic
Bayern:3-0:Fiorentina
Steaua:3-5:Lyon
Fenerbahçe:2-5:Arsenal
Porto:0-1:Dynamo
Zenit:1-1:Bate Borisov
Juventus:2-1:Real Madrid

Altılar, beşler ve bol bol goller. Futbola "estetik" yönden bakanların oldukça memnun kaldığı bir gece yaşandı Avrupa'da... Darısı bu akşama...

Dün geceki maçta ortaya konul-may-an futbol ve ortaya konul-may-an-mücadele gösterdi ki oyuncular Aragones'in gitmesini istiyorlar. Eskiden vardı takımlarda, "çıban başı" ve "abi" topçular yeni gelen hocayla "papaz olunca" başlarlar takım içinde gruplaşmalara, hocaya alttan alta istediklerini kabul ettirmeye çalışırlar, hele hele yeni gelen çalıştırıcı disiplinli ve sert çıkarsa da "ihanet oyununu sahnelerler"... Maçta koşmazlar, formayı terletmezler ve alınan başarısız sonuçlar sonrası yönetim de "kılıcı çeker" ve hocanın "kellesini" alır. Tabii istediklerini yaptırmanın mutluluğu ve onuru ile, ilk maçta da "iki kişilik koşarak" galip getirirler takımı... Dün gece maçı izlerken hep bunlar aklıma geldi... Fenerbahçe takımı defansta tel tel dökülürken, orta sahada da "iki topu isabetli" atamıyordu... Bu kadar mı yeteneksizdi bu milyon dolarlık futbolcular? Yoksa kendi liginde toparlanma çalışmaları yapan Arsenal mi çok güçlüydü? Cevap bunlardan hiçbiri... Fenerbahçeli oyuncular maçı kazanmak için oynamadılar... Belli ki onlar da "Bu hocayla olmaz. Yok yakınken 'yol verilmeli' Aragones' " fikrini bilinç altlarına yerleştirmişler. Bu düşüncelerimi de kanıtlayan olay yine maçta gözler önüne sergilendi. Arsenal maçının yıldızı kim diye sorarsak, herkes Güzia diyecektir. Güiza maçın adamı olmak için ne yaptı? Koştu...Evet, koştu... Ligte kaybedilen maçlarda da taraftar "Güizaaaa, Güizaaa" diye bağırdı, neden? Çünkü İspanyol, kendisini Fenerbahçe'ye getiren milli takımdan da bildiği hocasına ihanet etmemek için koşuyordu, çabalıyordu, mücadele ediyordu... Ve de koşmak için formda olmaya gerek yok... İsteyen her topçu sahada koşabilir, yeter ki "istesin"... Fenerbahçeli oyuncular da istemediler.... İstemiyorlar...

"Askerlik problemim vardı, geleceğimi düşünerek böyle bir karar aldım."

Devran Ayhan
Hazar Lankaran'lı oyuncu

Sivasspor'dan Azerbaycan'ın Hazar Lankaran takımına kaçışını anlatırken