30 Nisan 2010 Cuma

Ağlamak Güzeldir



Liverpool:2-1:Atletico Madrid
Atletico Madrid Finalde


Ağlamak güzeldir
Süzülürken yaşlar gözünden
Sakın utanma
Ağlamak öfke delice nefret
Doruklarda aşk doyumsuz sevinç
Kahreden keder kısaca hayat
Ve nefesindir ve nefesindir
Ağlamak şu geçici dünyada
Herşeye rağmen varolmak demek
Ağlamak yaşanan binlerce duygu
İnsanca coşkunun güzel bir şeyidir
Ağlamak senin kara dünyada
Hala sevdiğin ve hissettiğin
Tüm güzelligin ve çirkinliğinle
Var olduğundur var olduğundur




Barcelona:1-0:İnter
İnter finalde...

26 Nisan 2010 Pazartesi

Galatasaray:0-0:Bursaspor

"Biz şampiyon olamıyorsak, kim olursa fark etmez, lakin Anadolu'dan bir şampiyon çıkmasını isterim" diyordu Galatasaray kaptanı Arda Turan maç sonu yaptığı röportajda. Belli ki onun da aklı bir çok Galatasaray'lı gibi hala karışıktı, yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal durumu devam ediyordu... Hedeften uzaklaşmış Galatasaray için son çırpınışlar manasındaki maç, tarihinde ilk defa şampiyonluğa bu kadar yaklaşan Bursaspor için hayati bir anlam ifade ediyordu ki kazanmaları durumunda en büyük engeli aşacaklardı...

Normal şartlarda gergin olması gereken takım Bursaspor olmalıyken, hem Galatasaraylı taraftarlarda, hem de sahadaki oyuncularda farklı bir stres vardı... Hafta boyu kime hizmet ettiği belli olan medya görevini başarıyla yapmış ve "Galatasaray yatacak" diye bir fısıltıyı yaymıştı etrafa, sonrasında da "Onurlu takım maç vermez", "Şampiyonlar ligi hedefini unutmamak lazım" ve "Zamanında Trabzonspor'u da yenip Fener'i şampiyon yaptı Galatasaray" cümleleriyle de vermişti ara gazı sarı-kırmızı sevdalılarına... Maç öncesi hem Eski Açık girişinde CarrefourSA önünde demlenen taraftarların nabzını ölçme, hem de Ali Sami Yen sokaktakilerin düşüncelerini alma fırsatım olmuştu, karışıktı kafalar, gergindi ruh halleri... "İ..e kanarya olamazsın şampiyon" diye bağrılırken, aynı zamanda Bursaspor'a da küfrediliyordu... Galatasaray'ın kaybetmesini kimse istemiyordu lakin kazanıp Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak düşüncesi de ekşitiyordu suratları, "Şampiyonlar ligine gitme hayalleri" düzeltiyordu moralleri...
Bu ruh halleri içindeki bazı kendini bilmezler de manasızca "mevzu" yapma telaşındaymışlar sonradan öğrendiğimize göre, oysa ki tribünün cefasını çeken taraftarlar renkler farklı olsa da yan yana bekliyorlardı gecenin maçını, rakıları, biraları sağlığa ve dostluğa tokuştururken. Son zamanlarda pek bir moda oldu deplasman tribününe saldırmak, oysa Ankara'da da, Bursa'da da çok iyi ağırlanırdık bu işin cefasını çekenlerce... Kim başlattı, kim bitirdi tartışmasına girmek değildir niyetim, Ankara'da küfredenler, Bursa'da taş atanlar, İstanbul'da otobüse saldıranlar yaşamamış taraftarlığın cefasını, pek bilmezler tribünlerin yapısını... Bu olayları gördükçe tekrar anıyoruz seni Alpaslan abi, bıraktığın emaneti koruyamıyor gibiyiz maalesef ...

Stresli olması gereken taraf deplasmancılar olması gerekirken, onlar kendilerine ayrılan yerde tribün güzellemeleri yaparken, ev sahibi tribünler sadece ıslıklamakla yetiniyorlardı... Bir tezahürat kapalıda başlarken, Eski Açık başka söylüyor, Yeni Açık ise maçın en kritik yerinde en manasız bir besteyi başlatma gayretindeydi... Dedik ya kafalar karışıktı dün gece...

Sahaya baktığımızda, 2 haftadır kazanan takımı bozmamıştı Rijkaard, demek ki fark etmezdi rakibin düşme potasındaki Diyarbakır, Manisa ya da şampiyonluk adayı Bursaspor olduğu... Diyarbakırspor maçındaki protestodan sonra kendine gelen topçular saldırarak başladılar maça, ataklar da yakaladılar ama son topları İvankov'un kalesine sokmayı beceremediler. Bursaspor ise daha kontrollü başlayarak, Galatasaray'ın defans zaafiyetinden istifa edip, arzu ettikleri 3 puanı getirecek golü arıyordu. Ertuğrul'un öğrencileri Sercan ve Volkan ile de pozisyonlar buldular lakin ya onlar son hamlelerde beceriksiz kaldılar, ya da Lucas Neill ile Aykut yerinde müdahalede bulundular. Aykut'un bu başarılı oyununu gördükçe, kimi suçlasam bilmiyorum kaçan giden puanlar için, Franco'yu Galatasaray'a getirenlere mi, onu hatalarına rağmen ısrarla kadroda oynatanlara mı, Aykut'a zamanında sahip çıkamayan biz taraftarlara mı? Elbette hata yapacaktı Aykut, lakin sene başından beri oynasa Franco'nun kaybettirdiği puanların 3-5ini kazandırsa şimdi bu maç için başka hesaplar yapacaktık...

Golsüz biten ilk devredeki oyunu görünce, iki yarının nasıl gideceğini de tahmin etmek zor olmasa gerekti, yine ortada bir mücadele geçerken, Ertuğrul Sağlam'ın kazanması gereken bir maçın son dakikalarında Sercan ve Volkan'ı çıkarması pek manasızdı.
Galatasaray'da ise bir yandan kazanmak için sezonun maçını oynayanlar ile bir yandan taraftar gibi kafası karışık olanlar vardı sahada... Özellikle Sabri son haftalardaki en kötü oyunun oynadı, ya düğün telaşı formunun düşmesine sebepti, iyi niyetli düşünürsek, ya da o da bir çok taraftar gibi "N'oluyor lan, biz şimdi Fener'i mi şampiyon yapacağız?" sorusuna cevap arıyordu maçın golsüz giden son dakikalarında...

Herkes bir şeylerin hesabını yaparken, ben ise 65. dakika oyuna giren Jo'ya neden tepki verilmediğinin derdindeydim... Diyarbakırspor maçında haklı bir duruş sergileyen tribünler, bu hafta Jo'ya karşı o tutumu sergileyemeyerek "sınıfta kaldılar". Zira, hangi futbolcu olursa olsun, bir takımın değerlerine saygısızlık yaptıysa, hangi maç olursa olsun en ağır şekilde cezalandırılmalıydı ve benim cezam, o kutsal formayı bir daha kendisine vermemekten başlardı. Oysa ki, Galatasaray tribünleri, maçın önemi mi desek, basından gelecek tepkiden çekinerek mi desek, Jo'nun yaptıklarını yanına bırakmışlardı...

Kafalarda daha sorulara cevap bulunmamışken, Bünyamin Gezer son düdüğü çalıyor ve kimse bu tuhaf maçtan bir şey anlamıyordu..."Peki ne oldu şimdi?" derken, "Fener şampiyon oldu" diye gelen cevap belki de duymak istediğimiz en son seçenekti...


Hakemler: Bünyamin Gezer, Mustafa Emre Eyisoy, Ekrem Kan
Galatasaray: Aykut, Sabri, Neill, Hakan, Caner, Mehmet Topal, Elano (Dk. 66 Mustafa), Keita, Arda (Dk. 75 Emre Güngör), Giovani (Dk. 65 Jo), Baros
Bursaspor: Ivankov, Ali, Ömer, Zapotocny, Mustafa, Bekir Ozan (Dk. 77 İbrahim), Hüseyin, Volkan (Dk. 86 Iglesias), Ergic, Ozan İpek, Sercan (Dk. 69 Turgay)
Kırmızı Kartlar: Dk. 73 Neill (Galatasaray), Dk. 74 Zapotocny (Bursaspor)
Sarı Kartlar: Dk. 63 Ömer (Bursaspor), Dk. 62 Arda, Dk. 74 Keita, 90+3 Caner (Galatasaray)

25 Nisan 2010 Pazar

Yunanlı Çoban ve Koyunları


Çobanın fanatiği de böyle olur...

Fowler 750 Bin Avustralya Doları



Liverpool'un hırçın ve kendine has çocuğu Robbie Fowler'ı tanımayanımız yoktur, sevmeyenimiz ise pek nadirdir... KOP'un sevdalısı Fowler 2007de takımdan ayrıldıktan sonra Cardiff ve Blackburn gibi takımlarda oynayarak İngiltere'de tutunmaya çalıştı lakin sakatlıklardan kutulamayınca futbol yaşantısını sürdürmek üzere Avustralya'ya yol aldı ve North Queensland Fury takımına transfer oldu. Bu yabancı diyarların bilmediği takımında kaptanlık pazu bandını da takan Robbie, 26 maçta 9 gol atarak hala "yaşadığını" göstermiş oldu futbolseverlere. Taraftarın da sevgilisi olan Fowler şimdi başka bir kulübe gitme hazırlıklarında zira kendisinin istediği 750 bin Avustralya dolarını North Queensland Fury takımı bütçelerinin yetersiz olduğunu öne sürerek ödemeye yanaşmamakta ve Avustralya liginin bir diğer takımı Sidney FC kendisine bu rakamı verebileceklerini belirtmiş...
Bizde "topa vurmaktan aciz" topçulara ödenen milyon dolarlara bakınca, Fowler'ın istediği rakam onların yanında "devede kulak" kalmakta. Memleketimin her hangi bir takımı Fowler'ı getirse memlekete sırf forma satışından bu 750 bin Avustralya dolarını çıkarır, taraftarın stadı doldurması ve Robbie'nin attığı goller ise takımın yanına kar kalır...

Slavia:1-3:CSKA Sofya


Teknik direktör Zafirov'un yanına takımın eski hocası ve Bulgar futbolunun duayeni Dimitar penev'i getiren CSKA, çıktığı Sofya derbisinde Slavia'yı üstün bir oyun sonrası yenerek 3 puanı hanesine yazdırdı ve maç fazlasıyla da ikinciliğe yükseldi...
Oyuna huzlı başlayan CSKA, Rui Miguel ve Grande ile pozisyonlar bulmasına rağmen bunları rakip kaleye gol olarak kaydettiremeyince, 26. dakikada Grande'nin düşürülmesi sonrası, Fransız oyuncunun penaltı vuruşuyla 1-0 öne geçti başkentin kırmızı-beyazlıları... İlk yarı tamamen misafir takımın kontrolünde oynanırken, maçı izleyenler Slavia'nın tabloda nasıl beşincilikte bulunduğuna şaşmadan edemediler. Oyunun ikinci yarısında Zafirov, genç golcü Delev'i oyuna alınca, Delev de attığı golle hocasına teşekkür ediyordu... Sadece Delev değildi minnattar kalan, maçın 67. dakikasında Slavia ceza sahasına giren Grande, iki rakip oyuncuyu egale edip, takım kaptanı Yanchev'e "al da at" pası veriyor ve kaptan bu jesti golle sonuçlandırıyordu. 3 farklı öne gecmenin rahatlığındaki CSKA'lı futbolcular, iki dakika sonra oluşan bir serbets vuruş pozisyonunda "gevşek" davranınca ev sahibi maçtaki tek golünü uluyordu...
Bu oyun ve skordan sonra, Bulgaristan'da CSKA'yı destekleyenlerin sorduğu tek soru vardı: Daha önce neredeydin Penev...

24 Nisan 2010 Cumartesi

Gecenin Sürprizi: 2 Bilet Daha!


Galatasaray.com ile ilgili yazımızın ardından gecenin sürprizi galatasaray.com'dan geldi ve u/M okurlarına yarınki Bursaspor maçı için 2 bilet daha hediye etme şansına erişmiş olduk... Bu kritik mücadeleyi stadda izlemek isteyenler için sorumuz aşağıda:

"3 Kasım 1999'da Galatasaray'ın Milan'ı 3-2 yendiği maçın gollerini Galatasaray ve Milan adına hangi futbolcular atmışlardır?"
Cevap: Galatasaray:3-2:Milan
Goller: Capone, Hakan Şükür, Ümit Davala/ Weah, Giunti

Biletleri kazananlar:
abc ve İSonKa nickli arkadaşlar.. ultrasmovement@gmail.com adresine ad, soyad ve telefon gibi iletişim bilgilerini bugun saat 11'e kadar yollamaları gerekmektedir.
Yedek talihliler ise emre ve SDyrn...


Biletileri 3. ve 6. sırada yorum yapan okurlara hediye edeceğiz, tabii ki kurallar dahilinde cevap veren arkadaşlara. Nasıl mı?

1-Yorumlar bölümüne sorunun doğru cevabıyla beraber, www.galatasaray.com üye adınızı da yazmanız gerekmektedir...
2-Aynı kişi birden fazla cevap yazdığı takdirde, ilk doğru cevabı geçerli sayılacak...
3-Yanlış cevaplar ile üye adı yazılmayan cevaplar yorum sayısına dahil edilmeyecektir...
4-Bileti kazanmanız halinde size ulaşmak adına, yorumla beraber mail adresi de bırakırsanız, iletişimimiz daha rahat olacaktır...

Koreografinin Böylesi



Hangi tribün, hangi memlekette yaptı bilmem ama koreografinin böylesine ancak pes denir...

www.galatasaray.com

Sarı-kırmızı renklere aşık bir genç olarak "aşkımızı" senede bir defa görüp, özlem gidermenin mutluluğu bize yeterken, üniversite eğitimi için İstanbul'a "transfer" olunca buluşmalarımız iki haftada bire dönüşüvermişti. 15 günde bir Sami Yen'e giderdik yeni kurduğumuz Galatasaraylı çevresiyle ama takım "dışarıya" gidince biz de maçı izleyecek mekan bulma telaşına düşerdik. Üniversitenin yurdunda bırakın Lig TV'yi, televizyon dahi yokken, şimdi olduğu gibi adım başı kahvelerde yoktu maç yayını, uzak yol tepmek lazımdı maç izlettiren kahvehane bulmak. Çoklukla giderdik bir yerlere ama sınavdı, projeydi, ödevdi derken çıkamadığımızda kampüsten dışarıya imdadımıza yetişen siteydi www.galatasaray.com. (Bundan sonra .com diye bahsedeceğim siteden, arkadaşlarla verdiğimiz isim öyleydi) Bir yandan ödev yaparken, bir yandan da .com açıktı ve internet üzerindeki naklen yayınlardan takip ederdik Galatasarayımızın o hafta "yad ellerdeki" mücadelesini... Ayrı bir heyecanı vardı tabii, korner olduğu haberini okuduktan sonra web yayınında yapılan vuruş sonrası ya aut olduğunu ya da gol olduğunu öğrenirdik, heyecanı tahmin edin... Tabii, sadece maça konsantre olmayıp, .com'un forumları sayesinde renkdaşlarla tanışıp, Sami Yen'deki maçlara organizasyon yapardık, yoktu o zaman ultrAslan, tanımazdık biz de var olan grupları...

Zaman ilerleyip, internet kültürümüze paralel tribün kültürümüz de gelişince birden soğuduk o ilk sevdalımız galatasaray.com'dan, fenerbahce.com da, karakartal.com da aynı kişinin sitesiydi, kullanıldığımızı düşünmeye başlamıştık, soğukluk girdi araya ve biz de başka dalgalara çevirdik internetteki sörf tahtamızı... O sıralar kulüp de resmi sitesini (www.galatasaray.org) tanıtma gayretindeyken, bir yandan da .com'u ait olduğu yere kazandıma çabasındaydı ama internet yasaları memlekette yeni yeni oluşmaya başladığından bu iş o kadar da kolay olmayacaktı, zaten ne zaman site Galatasaray kulübünün eline geçti mi diye arattığımda google'da, olumlu bir yanıt çıkmıyordu karşıma...

Biz böylece uzaklaşırken .com'dan, yine galatasaray.com'un forumlarından tanıştığım bir dostumun mailiyle öğreniyordum ilk göz ağrımızın bundan sonra kulübün sitesi olduğunu. Nasıl yapılmıştır, ne edilmiştir bilmem ama "yine herkes .com'da toplanacak" diyordu arkadaş... Galatasaray kulübünün web sorumlularının .com'u forumların ağırlıkta olduğu bir taraftar portalı yapmalarını beklerken, daha büyük bir sürprizle karşılaşıverdim. Nasıl ki 90lı yılların teknolojisiyle bize webten maç yayını yaparak "can simidi" olduysa galatasaray.com, bu sefer yine aynı hizmeti sağlamaktaydı. Galatasaray TV'nin çeşitli sebeplerle uydudan yayınına son verip, Digitürk üzerinden devam ettirmesiyle hayatını, bir çok sarı-kırmızı sevdalısının boynu bükük, elleri bomboş kalmıştı. Her ne kadar yayın politikasını eleştirsek de ki şimdilerde bir düzelme söz konusu, o bizim kanalımızdı ve yine de izliyorduk GS TV'yi... Maç sonrası röportajları taraf olan kanaldan izlemek zevk verirdi bana taraftar olarak, bayan basket takımını takip ederdik, voleybola bile ısınmıştık ama kapanıverdi uydudan kanalımız. Digitürk aboneleri bu sıkıntıları yaşamazken, bayan basketbol maçı için kahvehaneye gittiğimizde "manyak mısın?" bakışlarına aşina olmaya başlarken, galatasaray.com üzerinden GS TV yayınının yapılacağı haberini öğrenmek "paha biçilemezdi"... Bir de ücretsiz başlamıştı yayınlar, sonra ücretli olsa da evde izleyecektik sarı-kırımızıya ait maç ve görüntüleri...

Her ne kadar futbolun endüstrileşmesine karşı olsak da, dinlemiyordu bizi "kaynağın başındakiler", oyunun kurallarını onlar belirlerken, biz Don Kişot misali saldırıyorduk yel değirmenlerine, endüstriyel futbola... Futbol maçlarının şifresiz olacağı hayallerini kurarken, yapılan yeni anlaşmalar, bu isteği ütopyaya dönüştürüyor, Lig TV üyelik ücretleri artarken, kahvede maç seyretme bedelleri maç başına en az 5 liraya yaklaşıyordu... Futbol maçları için bu bile çözümken, basketbolun bir çözümü yoktu, Justin TV gibi alternatifler de sıkıntıyı yok edemezken, galatasaray.com yine yardıma koşup, aylık 4.99'a bayan basket ve voleybol maçlarını canlı yayınlarken, erkek basketbol maçlarını da banttan izlettiriyordu arma sevdalılarına... İllaki "gırtlağınıza yapışıp" ücret de talep etmiyordu kulüp, .com'a ücretsiz üye olanlar da izleyebiliyordu takımın son idmanına ait güncel videoları, hocalar ile sporcuların maç sonu sıcağı sıcağına son röportajlarını ve nostaljik maçları...

Şimdi derseniz bu galatasaray.com yazısı nereden çıktı diye, onu da cevaplayarak bitirelim yazımızı, geçen gün gene o bahsettiğim arkadaş mail attı ve dedi ki "abi .com ne güzel oluyor değil mi, forum yok ama Galatasaray'a ait videolar hep orada.", onunla bu konuyu konuştuktan sonra Ali Turan'ın Florya'da idmana çıkmasının bir fotosunu yayınladıktan sonra blogta gelen yorumlardan bir tanesi de .com'da videosunun dahi olduğu ve fotonun yetersiz kaldıydı. Dedim ki, demek bizim .com gün ve gün daha çok takip edilir oldu, eski popularitesini yakalayacak, sadece www.galatasaray.org'u bilenlere bir de www.galatasaray.com olduğunu hatırlatayım...

23 Nisan 2010 Cuma

Galatasaray-Bursaspor Maçına Bilet#2


25 Nisan pazar günü Ali Sami Yen stadında oynanacak olan Galatasaray -Bursaspor maçına GSBilyoner'in katkılarıyla vereceğimiz ikinci bilet için sorumuz aşağıda:

"1990-1992 senelerinde Galatasaray forması giyen ve taraftarın uğruna besteler yaptığı Polonyalı golcü futbolcunun adı soyadı nedir?"
Cevap: Roman Kosecki

Bileti kazanan: hhkahraman nickli arkadaşımız. kendisi ultrasmovement@gmail.com adresine ad, soyad ve telefon gibi iletşim bilgilerini yollarsa, kendisine bileti ulaştıracağız.
Yedek talihli feetdeep nickli arkadaşımız...


Bileti 5. sırada yorum yapan okura hediye edeceğiz, tabii ki kurallar dahilinde cevap veren arkadaşa. Nasıl mı?

1-Yorumlar bölümüne sorunun doğru cevabıyla beraber, GSBilyoner hesap numaranızı da yazıp, GSBilyoner üzerinden bahis oynamanız gerekmektedir... Diyarbakırspor maçına verdiğimiz biletlerle birlikte bu uygulamayı başlattık. Örneğin, 5. sırada doğru cevap veren arkadaşın hesap nosu incelenecek ve herhangi bir maça bahis yaptı görüldüğünde adına bileti ayırtılacaktır... Bahis oynamadığı durumda kendisinden sonraki yarışmacı gerekli koşulları sağladığı takdirde bilete hak kazanacaktır...
2-Aynı kişi birden fazla cevap yazdığı takdirde, ilk doğru cevabı geçerli sayılacak...
3-Yanlış cevaplar ile hesap numarasız cevaplar yorum sayısına dahil edilmeyecektir...
4-Bileti kazanmanız halinde size ulaşmak adına, yorumla beraber mail adresi de bırakırsanız, iletişimimiz daha rahat olacaktır...

Şehir Efsanesi Gerçek Oldu


Muhammed Altuntaş'ın geçirdiği talihsiz kaza sonrası futbola bir türlü dönemeyip, 6 numaralı formasından kopmasının ardından Galatasaray yönetiminin kendisine bir jest yapıp, alt yapının başına geçme teklifinde bulunduğu ve "Mami"nin bu teklifi "Ben çoluk çocukla uğraşacak adam mıyım?" diyerek elinin tersiyle reddedip Gaziosmanpaşa kırathanelerinin aranan ismi olduğu söylenip duruyordu sürekli Muhammed Altuntaş ismi geçtiğinde tribün sohbetlerinde. İşin aslı nedir, ne değildir asla öğrenme şansımız olmadı lakin bugün resmi sitede yer alan bir habere göre Muhammed Altuntaş Galatasaray Futbol okulu denetmeni olarak Florya'ya geri dönmüş bulunmakta. Böylece o ünlü şehir efsanesi de son bulmuş olmakta... Tugay'ın Futbol Akademisinin başına getirilmesinden sonra aynı dönemin çocuklarının bir bir büyüdükleri yuvaya kazandırılması Polat yönetiminin önemli icratlaraındandır... Hayırlı olsun...

Hafta Sonu Şifresiz Maçlar


23 Nisan 2010 Cuma
21.00 FUS Rabat-Stade Malien/ Arryadia
21.30 Bochum-Stuttgart/ TRT3

24 Nisan 2010 Cumartesi
15.00 Karabakh-Gabala/ AZ TV
15.30 Göztepe-Tokatspor/ Yeni Asır TV
16.30 Munchengladbach-Bayern Münih/ TRT3
19.00 Barcelona-Xerez/ NTV
19.00 Inter-Atalanta/ NTV Spor
19.30 Arsenal-Manchester City/ İdman TV
19.30 Werder Bremen-Köln/ TRT Haber
21.00 Real Zaragoza-Real Madrid/ NTV Spor
22.00 PSG-Rennes/ Kanal A
23.00 Valencia-Deportivo La Coruna/ İdman TV
23.15 Benfica-Olhanese/ RTP International
00.10 estıdiantes-River plate/ NTV Spor

25 Nisan 2010 Pazar
13.00 Spartak Moskova-Spartak Nalchik/ ORT Europe
14.00 Aston Villa-Birmingham City/ İdman TV
16.00 Juventus-Bari/ NTV Spor
16.00 Reggiana-Spal/Rai Sport Piu
16.00 Hajduk Kula-Kızılyıldız/ RTS Sat
16.30 Hoffenheim-Hamburg/ TRT1
18.00 Toulouse-Auxerre/ Kanal A
18.30 Freiburg-Wolfsbug/ TRT3
20.00 Atletico Madrid-Tenerife/ İdman TV
21.45 Roma-Sampdoria/ NTV Spor
22.00 Marsilya-St Etienne/ Kanal A
22.00 Getafe-Sevilla/ İdman TV


Sarajevo-Siroki/Olaylar



Ekim 2009'da Vedran Puljic, Siroki deplasmanında hayatını kaybedince Sarajevo taraftarları bu maçı iple çekmekteydiler. Maç büyük güvenlik önlemleri içinde oynandı lakin taraftarlar kafalarına bir şeyi koyunca onları durdurmak imkansızdı ve bir çoğu polis olmak üzere 40'a yakın yaralıyla sonuçlanın aşağıdaki fotolardaki olaylar meydana geldi Bosna'da... Bu olayların içinde ise tek sevindirici taraf hayatını kaybedenlerin olmamasıydı...





ve maçtan sonrasına ait görüntüler...




CSKA Sofya:1-0:Litex


Bulgaristan'da şampiyonluk ümitlerini kaybeden CSKA Sofya, bir çok zayıf takıma puan kaybettikten sonra bu hafta içi oynanan maçta lider Litex'i yenerek tüm otoriteleri şaşırtarak, Avrupa kupalarında oynama şansını da arttırdı. Bir önceki hafta berabere kalarak UEFA Avrupa Ligi yarışında Levski'nin nefesini iyice ensesinde hisseden kırmızı-beyazlı futbolcular 88. dakikada Yanchev'in attığı golle bu zorlu müsabakadan 3 puan çıkarmayı başardılar.
Bu sonuçlardan sonra ligin bitmesine 4 hafta kala Litex 58 puanla liderliğini korurken, ikinci sırada 52 puana sahip Lokomotif Sofya ve 51 puanla CSKA da üçüncü sırada yer alıyor. Dördüncü sıradaki Levski'nin puanı 47...
Bu haftanın programına bakacak olursak, lider altıncı sıradaki Chernomorets ile içerde oynarken, Lokomotif Sofya, 7. sıradaki Çerno More ile karşılaşacak. Ezeli rakiplerden kırımızılı olan CSKA, Sofya derbisinde 5. sırada olan Slavya ile puan mücadelesine çıkarken, mavili Levski ise 10. sıradaki Pirin ile içerde oynayacak...

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı


Kutlu Olsun...

Lazio-Roma/Emanetler


Lazio-Roma derbisi sonrası taraftarın kaptırdığı "emanetler" ile İtalyan polisinin ele geçirdiği "ganimetler" Özellikle çim biçme makası ve testereye dikiz...
Biz de iki taş atıldığında "Avrupa'ya rezil oluyoruz" diyenlere, Avrupa'nın merkezinden kareler armağan olsun...





22 Nisan 2010 Perşembe

Bravo Fenerbahçe Yönetimi


Fenerbahçe yönetimini pek sevmem, hatta aralarındaki bir kaç yöneticiden hiç ama hiç hazzetmem ama bugün yaptıkları davranışı da göz ardı etmeye gelmez. Tamam, belki de zamanında taraftarla çok uğraştılar, şimdi şampiyonluk yolunda taraftara ihtiyacı olduğu için de böyle bir jest yapmaktalar, sebebi ne olursa olsun yapmış oldukları uygulama oldukça yerinde bir davranış. Bu sayede belki de ligin ilk yarısında "bir kaç düşüncesiz taraftarın" çıkarmış olduğu olaylar sebebiyle seyircisiz oynanan maçtan dolayı mağdur olan taraftarlarına kendilerini maddi ve manevi olarak affettirme şansı yakalamış oluyorlar... Bu kadar uzun bir girişten sonra, hala esas konuya gelemedin diyenlere, hemen ana fikri belirteyim, Kasımpaşa yönetimi Galatasaray'dan sonra Fenerbahçe'ye de 120 liralık bir bilet fiyatı çıkarmış ve sarı-lacivertli yöneticiler biletleri Kasımpaşa kulübünden satın alarak kendi taraftarlarına 50 ile 80 liradan satışa çıkaracaklarını duyurdular bugün resmi siteden, lakin neye göre 50 neye göre 80 anlayamadım, yorumlar bölümüne cevap yazarsanız sevinirim... Buyrun sitede yer alan açıklamaya:

Turkcell Süper Lig'de Pazar günü saat 15:00'da İstanbul Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu'nda Kasımpaşa ile oynayacağımız karşılaşmanın biletleri çok özel fiyatlarla kulübümüz tarafından satışa sunuluyor. Kasımpaşa yönetimi tarafından 120 TL olarak açıklanan biletler kulübümüz tarafından 50 ve 80 TL fiyatla taraftarımıza satışa sunulacak.

Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu 120 TL olan ve taraftarımızca da yüksek bulunan bilet fiyatlarının taraftarlarımızın satın alabileceği makul bir seviyeye çekilebilmesi adına aradaki fiyat farkını kendisi karşılıyor.
Bu sayede şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyen takımımız ile 12.
Adam bu maçta da ayrılmamış olacaklar. 12. Adam hafta sonu oynayacağımız karşılaşmada takımının yanında yerini alacak.

Kulübümüz tarafından satışa sunulacak biletleri kulüp üyelerimiz, taraftar kart sahibi taraftarlarımız ve Fenercell abonesi taraftarlarımız Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu Biletix gişesinden (Migros yanı) yarın saat 14:30'dan itibaren satın alabilecekler. Bir taraftarımız en fazla 3 bilet satın alabilecek.

Takımımız şampiyonluk yürüyüşünü yöneticisiyle taraftarıyla el ele kenetlenerek sürdürüyor ve sürdürecek

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ

Kazma Kürek

Beşiktaş hükmen istiyor!
Öyle kazılmaz böyle kazılır bay Bilica!

Taraftara Küsmem


"Taraftar konusunda ise benim onlara küsmem söz konusu bile değil. Beni onlar Arda Turan yaptı, beni onlar kaptan yaptı. Bana ‘Büyük Kaptan’ diye bağıran taraftarlara ben şimdi ıslıkladılar diye nasıl küserim. Benim öyle bir lüksüm olamaz. Küsmek ne demekmiş...

Arda Turan
Galatasaray Kaptanı

Son günlerdeki olayları değerlendirirken

Blog Widget by LinkWithin