3 Nisan 2011 Pazar

Sen Üzülme Cüneyt Kaptan

"Takımlardan biri Galatasaray, rakibi hiç hatırlamıyorum, Galatasaray iç sahada oynuyor, baskıyı kurmuş, gol için saldırıyor. Hakan Ünsal olsa gerek, belki de Ümit Davala'dır, ya da bir başkası. Ceza sahası dışından şutu atınca, önümdeki sandalyede oturan "Galatasaraylı" ayağa kalkıp 'Ben senin ananı s...yim. Sen oradan gol atacak adam mısın, lan!" diye basıyor kalayı "tuttuğu" takımın futbolcusuna. Aradan 10 dakika, belki 15 dakika geçiyor ve aynı topçu aynı yerden ikinci şutunda takımı öne geçiriyor. Yüzü kızarması gereken önümdeki "Galatasaray"lı sevinçle ayağa fırlayıp 'İşte olum sen busun! Buradan vuracaksın' diye bağırınca, kahvehaneyi bir hışımla terk etmiştim"

Galatasaray futbol takımı kafilesi pazartesi günü oynayacağı Medikal Park Antalyaspor maçı için maçın oynanacağı kente maçın havasına girmek niyetiyle bir kaç gün evvel gidip Antalya'ya havaalanına indiğinde "en fazla 10" taraftarın küfürlerle karışık protestosuna maruz kalınca yukarıda anlattığım anı aklıma geldi. Bu yaşanılanlar takımın "çiçeği burnunda" sportif direktörü ve teknik direktörünü de oldukça etkilemiş ki, Cüneyt Tanman Galatasaray televizyonuna açıklamalarda bulunmuş. Cüneyt kaptanın söyledikleri aşağıda, koyu harflerle işaretlediklerim dikkate değer:

Bülent Hoca’nın gelmesiyle farklı bir hava oluştu. Yani Bülent Hoca, Tugay ve ben sportif direktör olarak farklı bir hava getirdiğimizi düşünüyorduk. Bütün sakatlıklar ve cezalara rağmen buraya çok keyifli geldik. Çağlar Birinci ile Sabri Sarıoğlu sakatlıkları sebebiyle gelmedi. Onun dışında dört tane de cezalımız var. Culio, Gökhan, Kazım ve Baros. Yani buraya 6 kişiden yoksun geldik. Ama yine de moralliydik. "Antalya maçını kazanıp, rüzgarı yakalayacağız, Galatasaray’ın çocukları göreve geldi" dedik. Oyuncuların kaybettikleri güvenlerini kazandırmak üzere önemli çalışmalar yapıldı ama tatsız bir sürprizle karşılaştık. Havaalanında gerçekten Galatasaray taraftarına yakıştıramadığımız hareketler oldu. Şimdi eleştiriyi kabullenebiliriz. Mutlaka taraftarın hakkıdır ama yakın mesafeden, 2-3 metre mesafeden oyuncuların suratına karşı küfredenler oldu. Şiddet yasası çıktı diyoruz ama sadece yasa çıkarmak çok önemli değil, asıl olan saygı. Bu oyuncular iki gün evvel maç oynamışlar. Milli Takım’a büyük hizmet vermişler. Hizmet verdikten sonra da böyle 2-3 metre karşılarından küfür edilmeyi hiç hak etmiyorlar. Ayrıca Galatasaray taraftarına da şunu söyleyeyim; herkes Galatasaray’a vuruyor. Galatasaray’da sıkıntılar vardı. Kongre bu sıkıntıları çok net olarak gösterdi. O stresi attık artık. Galatasaray taraftarı sahip çıkmalı. O zaman biz de bırakalım gidelim. Niye geldik biz buraya? Ayıptır, günahtır, yazıktır.

Dışarıda öyle bir porte çiziliyor ki; Arda kötüdür, şudur budur. Arda’yla ben iç içe yaşıyorum. Boş kağıda imza atıyor. Taraftara önce bunu söyleyeyim. Sakat olmadığı dönemde top mu oynamadı ne yaptı bu çocuk? Bir rüzgara kapılıp Türk futbol tarihinin en büyük yıldızlarından bir tanesini yok etmeye çalışıyoruz. Ayrıca şunu da söylemek istiyorum; bu takımın hepsini göndermeniz mümkün değil. Bu takımdan en az 10 kişi seneye de mücadele edecek. Yeniden önemli hedeflere gidebilmek için bu kadrodan oyunculara da ihtiyacınız var. 8 maç kalmış Bülent Ünder gelmiş, Cüneyt Tanman gelmiş, Tugay’ınız burada. Nedir bu? Ne yapmamız gerekiyor, ben gidip konuşayım. Kongre de olmuş. Her şey bitmiş. Orada her şey söylenmiş. Galatasaray’a yakışır işler olmuyor. Ben eski bir kaptan olarak hakikaten yakıştıramıyorum. Biz de bırakalım gidelim o zaman. Nedir bu yani? Galatasaray’a kim sahip çıkacak?

Biz bu psikolojide olduktan sonra oyuncuların ne durumda olduğunu anlayabilmek benim için hiç zor değil. Onun için lütfen diyorum. Bu tavırlar bu hareketler Galatasaray’a hiç yakışmıyor. Galatasaray’a biraz sahip çıkalım 8 tane maçımız var. Seneye önemli hedeflere gideceğiz. Bu kadronun içinde oynatacağımız oyuncular var.

Sportif direktörlük hiç önemli değil. Ben scouting ekibinin başına geldim her şeyi bıraktım. Cüneytlik falan önemli değil ama bu zor dönemde takımla beraber olmak istedim. Benim hedefim sportif direktörlük gibi noktalarda olmak değildi. Bu dakikadan sonra da umurumda değil. Biz burada bir şeyleri üstlendik ama hiç ummadığımız bir şekilde karşılandık. Oyuncular hak etmiyor. Bu oyuncular ülkenin Milli Takımı’na hizmet etmiş futbolcular ve pazartesi günü de çıkıp Galatasaray’a hizmet edecekler. Biz bunun altyapısını hazırlamaya çalışıyoruz. Oyunculara bunu aşılamaya çalışıyoruz ama yaşadığımız olay hoş değil. Galatasaray taraftarından özellikle rica ediyorum takımına biraz sahip çıksın çünkü her taraftan vuruluyor takıma. Sahada hakemler gerçi hakemlerle ilgili çok açıklama da yapmak istemiyorum. İstediğim kalan 8 maçta takıma sahip çıksınlar. Biri deplasman bir tane de seyircisiz oynayacağız. Herkes biraz sabırlı olsun. Gelecekte gerçekten Galatasaray’a layık olacak takımlar kurulacak, başarılar gelecektir. Biz 14 yıl şampiyon olamadık ama bu kadarını yaşamadık.
"Biz 14 yıl şampiyon olmadık ama bu kadarını yaşamadık"... Cüneyt kaptanın son cümlesi "kapak" olmuş yeni yetme Galatasaray taraftarına... Hagi giderayak, Cüneyt'in bu demecine yakın sözler sarf ettiğinde, hocanın pek haklı olarak söylediği "Galatasaray küçülüyor" sözüne takılıp, esas mesajı almadan, Galatasaray'a büyük başarılar kazandırmış "Profesörü" "hain" ilan ettiler. O yetmedi, Galatasaray'da büyümüş, Galatasaray ruhunu bir çoğumuzdan iyi bilen Arda'yı bir kaç yazar-yorumcunun "gazıyla" istenmeyen adam ilan ettiler... Futbolcuları suçladılar, "satıcı" dediler, kelleleri istendi... Yönetim "istifa davet" edildi, yerine kim gelecek hiç ama hiç bilemediler... Peki, herkesi suçlayan taraftar bu süreçte ne yaptı? Fenerbahçe maçı öncesi yapılan koreografiyi bile saklayamadı, gece gündüz bu gösteri uğruna emek sarf eden arkadaşlarına ihanet etmedi mi?

Çok mu seversiniz protestoyu? O zaman senin takımına turuncu, mor, pembe formalar yapılıp, ruhu elinden alınırken çıkıp bas bas bağırsaydınız. Senin tarihine geçmiş efsanelerin "tukaka" edilirken, çıkıp meydanlara bağırsaydınız. Sizin Galatasaraylı olmanıza neden olan maçların yaşandığı Ali Sami Yen'in koltukları kırılıp, sokaklara televizyon kameraları önünde şov maksatlı atılırken çıkıp meydanlara bağırsaydınız. Galatasaray'a ruh kazandıran Cevat Hoca görevden alınırken çıkıp meydanlara bağırsaydınız.

Bu yazıyı aslında yazma niyetim yoktu, o protestoyu da hiç önemsemedim lakin Cüneyt kaptanın sözlerini resmi siteden okuyunca, üzüldüm ve düşüncelerimi klavyeye döktüm. Biz blog vasıtasıyla sürekli yazıyoruz lakin bir kez daha aşağıdaki yazıyı okutmakta fayda var demek ki:

Biz öööle kendi hayatımızı efendi gibi yaşamaya çalışırken...ne biliyim...sağa sola salça olmadan... Belki en büyük keyfimiz...güneşin Allahına kadar vurduğu altın sarısı biramızı yudumlarken... Birbirimize aşk acılarımızı, ''pardon! gözüme toz kaçtı!'' hissiyatı içinde fısıldarken... Bacağımıza sürünüp duran bir KEDIYI okşarken, ''Ooluum bu KEDI hayvanı var ya, tekamül zincirinin en son halkası lan...BUDA'dan bile daha bilge lan bu hayvan!'' şeklinde naif muhabbetlerimizi yaparken... Kanımızı dökerek kurduğumuz ayyaş Cumhuriyetin en aşşağılık başkentleri Aksaray meyhanelerinde...ileri karakolları olan parklarda...gökte sadece sahici bi dolunay...elimizde güsel Marmara...şehirin götünde pireler uçuşurken ve biz terkedilen bir sevgili nasıl üşürse...işte ööle üşürken...ve daha onyedi...onyedi...on yedi...iken aşk konuşulur di mi...hayır...biz senin adını fısıldıyorduk Galatasaray...bunu hiç bilmeyeceksin! Gecenin cükünde...her Türkgh babası gibi ayyaş bi babanın sızmasını bekledikten sonra...yine boynumuzda sarı-kırmızı kaşkollar...yine aynı dolunayın altında buluşup...bağrında gecelemek için sana koşarken...içtiğimiz o güsel Marmaranın bile adın kadar içimizi ısıtamadığını hiç bilmeyeceksin Galatasaray! 1980'ler...sokağa çıkma yasakları...daha on yedi... on yedi...on yedi...bile diilken...geceleri...boynumuzda sarı kırmızı kaşkollar...elimizde sarı kırmızı pankartlar...bir militan gibi toplum polislerinden kaçarken... ve bütü yaşıtlarımız...geceleri...gayrımeşru bu şehrin gayrımeşru duvarlarına kahrolsun faşizm yazarken...biz geceleri aynı duvarlara...en büyük CIMBOM yazdık...ve bütün yaşıtlarımız...gündüzleri mütemadiyen fEbE iken...biz aleme inat seni sevdik... komik olan şuydu...tarihinin en zavallı dönemiymiş meğer...hiç şampiyon olamazdın o zamanlar...biz de zaten farkında diildik...hep güsel Marmaraydık çünki... daha on yedi...on yedi...on yedi...bile diildik...neden GAASSARAY? diyenlere... Because, GÜSEL MARMARAYLA GÜSEL GİDİYOR! derdik... ki...bunu hiç bilmezsin... Daha onyedi... onyedi...onyedi...bile diildim diyom...alooooooo? Ulan Gaassaray! söyleyecek o kadar çok şeyim var ki sana! Ulan! anlatacak o kadar çok hikayem varki Gasassaray! anam avradım olsun hiç bilemeyeceksin! Bu kediler var ya...çok enteresan hayvanlar abi...
(TribünDergi, Fergurel...)


2 yorum:

Adsız dedi ki...

Arda nın yaptığımı ben de kabul etmiyorum. Oynamadı işte kendi takımında. Bana ne milli takımda oynmaışsa. Bundan sonra orada oynasın. 2 maç oynasa bize yeterdi ama beyefendi milli maçı bekledi.Protestolar haklı. Cüneyt kaptanın dedikleri doğruysa önümüzdeki sene de bu takımı seyredeceksek ben şimdiden dekoderi kapatıp kombineyi satayım. Kim alacaksa artık ???

aksilaz dedi ki...

Bu oyuncular tepkiyi hakedioyr ancak küfürü haketmiyor. Anlayamadığım ve anlayamayacağım olaylar var Galatasarayda. Bu oyuncu grubu ne verdi Galatasaraya. Koca bir hiçten ve kalp ağrılarından başka hiçbirşey yok. Gelecek sezon en az 10 tanesi kalacaksa bir sene daha kaybettik demektir. Şu takımda gelecek sezon sarı-kırmızı formayı giymeyi hakedecek tek bir oyuncu dahi yok.

Taraftarı küçümsemek ve kötülemek kimsenin haddine değil ayrıca. Sen sahada güzel sonuç alırsan o taraftar sana dönecektir.

Blog Widget by LinkWithin