20 Ağustos 2011 Cumartesi

38 ! ?


Koca 40 dakikada, dakikanın karşılığına erişemeyen bir skor hanemizde yazınca, insan haliyle soruyor "Hayırdır Birader?" diye. İşi Yunanistan sorunsalı getirmeyeceğim ama şurada 10 gün kalmışken böyle kötü bir oyunla sahada yer almanın da mazareti olamaz diye düşünüyorum. Mübarek ramazan günlerini yaşıyoruz. Birçoğumuzun başından geçmiştir ramazana ayındaki anne-çoçuk polemiği. Hatta bir benzeri benim ergen kardeşim ile annem arasında da yaşınıyor an itibari ile. Çocuk oruç tutmak istemez; anne zorlar. Zorla orucunu tuttuğu için de başım, midem, karnım, acıktım, susadım gibi tepkilerle ortamı kızıştırır.

Dünkü maçın yansıması da aynen bu şekilde oldu tabir caiz ise. Oruç tutan kişide nasıl isteksizlik baş gösterirse milli takım da dünkü maçta öyle isteksiz ve ruhsuz bir görüntü içerisindeydi. Milli takım, geçtiğimiz yıl dünya 2.si olduğunda sahada gözlerinden adeta ateş fışkıran cin gibi bakışlı bir genç gibi sahada duruyordu. Çünkü bizim takımın en önemli varlığı, temposu. Hızlı olduğumuzda ve topu olabildiğince seri bir şekilde çevirdiğimizde, doğru sistemle oynadığımızda asıl kimliğimizi buluyoruz. Hücumda yavaşlama olunca da oyunumuz dip yapıyor. Ayrıca en önemli varlığımız, kimliğimiz dediğimiz savunma anlayışımız ise adeta oruç tutan çocuk görüntüsü veriyor. Hücümdaki performansın yarısını hatta daha fazlasını da savunmadaki anlayışımız oluşturuyor.

Sakatlıklar bir takımın görüntüsünde önemli etken tabi ancak başarının en önemli parçası da Kerem Gönlüm değil.Kerem, sistemde yer alan önemli bir dişliydi sadece. Yerine gelen gençler bu açığı tam anlamıyla kapatamasalar da orada o görevi bir şeklide yerine getirebilecek düzeydeler. İşin özeti; ortaya çıkan görüntü mental bir soruna işaret ediyor. Dünkü maçtan sonra hem yazılı hem de sanal basında "hayırdır" sorularının ayyuka çıkmaya başlamasının nedeni de bu. Bundan dolayı da biz gönül verenlerin artık bir kıpırdanma beklemesi normal. Yenilmek önemli değil ama atılan sayı 38! Ortaya çıkan görüntü ise tarif edilemez. Hatırlayanlar için; maçın 15-5'e geldiği pozisyondaki savunma anlayışımız ile hücumda sistem dışı işler yapmaya çalışan oyuncularımızın görüntüsü her şeyi özetliyor.

"Böyle giderse" ile başlayan ve bilmiş pozlarına yatmayı seven papağan rolünü sevmem ama bir an önce toparlanması gerek, takımın tüm üyeleriyle birlikte. İzmir'deki turnuvada yorgunlar dedik, oyuncularımız da ağız birliği etmişçesine turnuvadan büyük dersler çıakrdık dediler ama daha kötü bir görüntü gösterdiler dün itibari ile. İzmir'deki turnuvada daha çok ritim bulmaya çalışan, kadroya yeni katılan isimlerin adaptasyonun sağlanması nedeniyle bocalayan, yorucu Bormio maratonunun etkisi üzerinde olan bir takım görüntüsü vardı. Burada ise tamamiyle düzensiz bir takım var. Bir an önce toparlanmak gerek. Ayrıca benim çok saçma bulduğum 50 günlük kamp süresi de artık gözden geçirilmeli. Twitter'da bir vatandaş "2 sinemeya, konsere gitsinler" tarzında mizahla karışık eleştiri de bulunmuş.İşin sırrı bu da olabilir. Hala vakit varken ve sorumluluğumuz bu denli yüksekken toparlanma vaktidir. Sakatlığına, tüm olmsuzluklarına rağmen Final oynama veya başarılı olma kapasitemiz var. Ama bu görüntü bizi üzdü açıkçası. Yazının fotoğrafı Dünya şampiyonasından. Bizim, fotoğraftan yansıyan inanca, hırsa ve anlayışa ihtiyacımız var sanırım.

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin