24 Ekim 2012 Çarşamba

Galatasaray.1 Cluj.1

 
  • Bir yapı ne kadar şatafatlı ve lüks olursa olsun, karizmasının çizilmesi iki dakkalık yağmura bakar. Tıkanan ızgaralar ve rögarlarla göle dönen yollardan hoplaya zıplaya stada ulaşmaya çalışırken her zamanki gibi bu yatırımda da altyapıyı kusurlu yaptığımız belli olmuştu. Dolayısıyla trübüne girip sahayı görmemiz malumun ilanı oldu.
  • Bayram ve kötü havanın etkisiyle olsa gerek umutların zirve yaptığı bu maçta tribünler tıka basa doldu diyemeyiz.
  • Şampiyonlar Ligi maçlarında uzun süredir görmediğimiz sayıda İngilizce pankart tribün korkuluklarını süslüyordu. Özel bir hazırlık yapıldığı belli, o fırçaları tutan ellere sağlık...
 
  • Maç boyunca yağmur hiç durmadan yağarken, Sami Yen’de olsaydık nasıl ıslanacağımızı ve ardından kesinlikle “Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda” tezahüratını yapacağımızı düşündüm. Sanırım yeni stadın bizden aldığı bir başka değer de bu tezahürat olacak.
  • Bugünkü saha koşullarına örnek teşkil etmesi amacıyla tribünde bol bol Werder Bremen ve Rotariu örnekleri verildi. Maaşallah o maça da gitmeyen yokmuş?
  • Her maç aynı senaryoyu yaşamak artık mazoşist bir hal almaya başladı. Topla oynama yüzdesi minimum %60, rakip sahada baskı, hafiften ataklar derken kalemizde bir gol.
 
  • Fatih Terim maçın ilk yarım saatinde alışılmışın dışında bu sefer kulübeden hiç çıkmayarak sanırım bir totem denedi. Tutmayınca maçın geri kalanını yine sahanın kenarından izledi. Burak değişikliğini yaptıktan 5 dakika sonra yanıbaşında gereksiz bir pozisyonda Elmander sakatlanınca “Ya sabır” çekmeden de edemedi.
 
  • Devre arasında fıkralara konu olacak bir olay yaşandı. Sahadaki suyu temizlemekle görevli kişiler, Galatasaray’ın atak yapacağı yarı sahayı biraz temizleyip diğer yarı sahaya geçince tribünler onları hafiften ıslıkladı. O sırada ortaya Abdürrahim Albayrak çıktı. Görevlilere müdahale edip bizim takımın atak edeceği yarı sahaya götürdü onları ve başlarında şantiye şefi gibi durarak talimatlar verdi. Aradan bir süre geçtikten sonra UEFA yetkilisi olduğunu düşündüğüm bir kişi olayı farkedip Abdürrahim Albayrak’a muhtemelen ne yaptığını sordu. Bu durum karşısında görevliler yine Cluj’un atak yapacağı sahaya geçip şöyle bir kabasını aldıktan sonra takımlar sahaya çıkınca haliyle mesaileri bitmiş oldu. Abdürrahim Albayrak da gitmeden önce son bir kez UEFA yetkilisine uğrayıp gönlünü aldı.
 
 
  • Malum sebeplerden ötürü bu gece ne bir çalım ne bir pas göremediğimizden futbol mu izledik güreş mi izledik anlamadım. 2.yarıda Galatasaray’ın sol açık tarafı gerek çatının etkisiyle gerek de Abdürrahim Albayrak’ın o bölgeye gösterdiği özen sayesinde sahanın top sürülebilen ender alanlardandı. Fatih Terim bunu değerlendirmek için olsa gerek Emre’yi diğer kanada atarak Amrabat’ı buraya aldı ve resmen başında dikilerek ne geriye ne de ortaya gitmesine izin vermedi. Gol de zaten Amrabat’ın buradaki hünerinden geldi.
  • Gerek Sami Yen’de gerek deplasmanda zamanı geldi belimize kadar suya batarak tribüne girdik, zamanı geldi tribünde sırılsıklam olup ertesi gün okula gidemedik. Lakin, geçen aylarda burada stadda maç izlemenin bedeliyle ilgili bir yazı yazıldığında birçok kişi kalitenin karşılığı olarak bu paranın verilmesi gerektiği görüşünde birleşmişti. Bu mantıktan hareketle, ben de paramın karşılığı olarak düzgün bir zeminde futbol izlemeyi, göle dönüşmemiş düzgün yollardan stada ulaşmayı talep ediyorum.   

2 yorum:

Adsız dedi ki...

sahanın drenajı iyi yapılmamış demekki.ingilterede hergün yağmur yağar ama drenaj sistemi iyi olduğu için hiç su birikintisi olmaz.çok mu zor bunu yapmak.

eski ali sami yen çok aranacak.oradaki ruh atmosfer başkadır.

mancipium dedi ki...

aldım ben mesajı :)

Blog Widget by LinkWithin