18 Nisan 2010 Pazar

Manisaspor:1-2:Galatasaray


Galatasaray'ın Ali Sami yen'de Ankaragücü'ni 3-0 yendiği maçtan sonra şöyle yazmıştık:
"skor olarak doyurucu olsa da oyun olarak tad vermeyen bir mücadele sonrası sarı-kırmızılılar kazandı ama artık klişe deyimle "güzel oyundan çok puan kazanmanın" önemli olduğu haftalardayız ve 1-0 olsun bizim olsun diyoruz.."
Bu temennimiz o haftadan sonra oynanacak olan özellikle Trabzonspor, Fenerbahçe, Sivasspor maçları ile devam eden seri içindi lakin Galatasaray, bu maçlarda bırakın iyi oynamayı, hem kötü oynadı hem de sadece 1 puan çıkarabildi ve şampiyonluk yarışında ipleri rakibinin eline verdi...
Cuma Bursaspor'un kazanması ve bugün de zirve yarışındaki Beşiktaş ile Fenerbahçe'nin birbirleriyle karşılaşacak olması Şampiyonluk kupasını kaldırma ümitlerini rakiplerinin alacağı sonuçlara bırakan ve en azından bir Avrupa vizesi arayan Galatasaray için çok önemliydi Manisaspor karşılaşması...
Puan kaybettiğinde defansı değiştiren Rijkaard, geçen haftaki Diyarbakır maçını beğenmiş olacak ki aynı ilk on bir ile çıktı maça. Bir hafta boyunca konuşulan protestoların ( yapılış tarzı ve türü ne kadar eleştirilse de, Başkan Adnan Polat, Rijkaard ve Sabri'nin verdiği demeçlerde protestoların haklılığından bahsediliyordu ve bence de olması gerekti) da etkisiyle de takım "sarsılmış, titremiş, kendine gelmiş" bir vaziyette atak başladı, "ısırarak" başladı maça. Aslında çok şey istemiyordu o tribündeki taraftarlar, sadece 90 dakika boyunca kafalar maçta olsun, forma sonuna kadar ıslatılsın, sahada sağlıklı yaşam için sabahın erken saatlerinde mahallelerindeki parka çıkan teyzeler gibi yürümek yerine skoru kabullenmeyip, "ölümüne" koşan topçular istiyorlardı... Dün karşılaşmanın ilk yarısında buna benzer sahneler izledik ki gol de bu dakikalarda geliverdi Keita ile...
Golden sonra Galatasaray açılan rakibinin üstüne daha rahat giderken, ev sahibi de Aykut'un koruduğu kaleye gelmeye başladı ki, takımlar soyunma odasına gidip nefeslenme hayalleri kurarken, yan hakemin ofsayt kaldırdığı ama oldukça nizami olan bir pozisyonda Manisaspor eşitliği sağlamıştı...
Devre 1-1 olsa takımlar ikinci yarıya nasıl dönerler bilinmez ama Galatasaray önce Baroş'la boş kaleye kaçırıp, çek yıldızın Arda'nın ağlara giden topunu dürtmesiyle iki farklı öne geçince, takımda da bir rahatlama gözlenmeye başlamıştı. O rahatlık tribünlere de yansımıştı ki kale arkası tribünü tamamen dolduran sarı kırmızılılar son haftalarda moda haline getirdikleri "samanyolu" tezahüratının atkı showlu versiyonunun yapmaya başlamışlardı bile. Oyunu kopardığını düşünen Rijkaard da Arda'yı çıkarıp, diri Sarp'ı oyuna sürmüş ve maçın bitmesini beklerken,Momha'nın ortası Mehmet Topal'ın kafasına çarpıp Aykut'un kalesine gidince Galatasaray için sıkıntılı dakikalar başlamıştı... Rakip baskılı gelirken, Galatasaray kontralarla pozisyon arıyor ama sahada ne yaptığını anlamadığımız Elano boş kaleye dahi topu sokamayınca, deplasmanlarda kazanamama stresi içindeki sarı-kırmızılı futbolcular maçın son 5 dakikasını nasıl geçireceklerini düşünmeye başlıyordu. Rakip ligin zayıf takımlarından Manisaspor'du ve Galatasaray'lı futbolcular yere yatarak zaman geçiriyor, korner direğinin etrafında top saklayarak saniyeler öldürme hesabı yapıyor, Brezilya milli takımının as oyuncularından olan Elano, yerden kalkmıyor, çorabını düzelterek kazanacağı 3-5 saniyenin hesabını yapıyordu... İşte, bu sahneler Diyarbakır maçındaki protestonun sebebidir, çünkü bu takım taraftarı UEFA'da final maçı oynarken bile eksik adamla mücadele etmesine rağmen saldıran, ilerde basan bir takım izlemiştir Fatih Terim sayesinde... Neticede Galatasaray, yazının başında söylediğimiz "kötü oyun ama 3 puan kazanç" parolasını çok geç olsa da Manisa'da gerçekleştirmiş ve derbiyi keyifle izleme hakkını kazanmıştır...
Maç öncesini izleme şansım olmadı televizyonda, lakin duyduğuma göre taraftarlar Arda'yı çağırmış ama o tribüne gitmemiş, oyundan alınırken de kendisine yapılan tezahüratlara karşılık vermediğini izledim. Galatasaray alt yapısında büyümüş olan Arda'nın taraftarın önemini en iyi bilen topçulardan biri olması gerekir, bu tip taraftara "şekil" yapan hareketlerden uzak durması gerekir. Diyarbakırspor maçında yapılan tezahürata alınmış olabilir, taraftar haksızlık da yapmış olabilir kendisine lakin maç öncesi kendisinin tribüne çağrılması, maç esnasında da Arda lehine tezahürat yapılması taraftarın büyüklüğünün göstergesidir, ilk adım gelmiştir tribünlerden, buna karşılık vermek yakışırdı Arda'ya, "küstüm" triplerine girmeden... Kaptan'ın bu işi fazla uzatmayacağını düşünüyorum, genç yaşınının vermiş olduğu heyecana bağlıyorum yaptıklarını, zira bizim kadar Galatasaray'lılığı en iyi bilenlerdendir Arda...
Franco'nun Fenerbahçe maçı sonrası kaleden uzaklaşması ile bu işi teslim alan Aykut, u/M blog olarak bizim yüzümüzü ak çıkarmaya devam ediyor. Sivas, Diyarbakır ve son olarak dün yaptığı net kurtarışlarla takım arkadaşlarına güven verirken, Aykut'un çok önceden kaleye geçmesi durumunda Galatasaray'ın puan tablosunda artı kaç puanın olacağını hesaplama düşüncelerine yanaşırsak, Franco'yu transfer edenlere ve oynatanlara ağır bir fatura çıkarırız... Aynı paralelde Elano'nun 90 dakika sahada gezmesi, Servet'in iyice kulübeye mahküm olması, Dos Santos'un yararı-zararı, Jo'nun hala Galatasaray armalı ürünler giymesi sezon sonu bolca konuşacağımız konular olacaktır...

Stat: Manisa 19 Mayıs
Hakemler: Abdullah Yılmaz, Erhan Sönmez, Ali Saygın Ögel
Manisaspor: İlker, Şener (Dk. 46 Momha), Hüseyin, Burak, Eren, Mehmet Nas (Dk. 86 Limeira), Nizamettin, Mehmet Güven (Dk. 60 Ergin), Güven, Simpson, İsaac
Galatasaray: Aykut, Sabri (Dk. 81 Emre Güngör), Neill, Hakan Balta, Caner, Mehmet Topal, Dos Santos, Elano, Keita, Arda (Dk. 67 Mustafa Sarp), Baros
Goller: Dk. 21 Keita, Dk. 64 Baros (Galatasaray), Dk. 74 Mehmet Topal (kendi kalesine) (Manisaspor)
Sarı Kartlar: Dk. 20 Hüseyin (Manisaspor), Dk. 41 Baros, Dk. 82 Santos (Galatasaray)


1 yorum:

aayla dedi ki...

Abi yazıda dediğin gibi son 4 hafta güzel futbol oynamaya gerek yok.
1-0 olsun bizim olsun mantığıyla maçları kazanıp, Şampiyonlar Ligi'ne gitmemiz lazım.

Blog Widget by LinkWithin