13 Temmuz 2011 Çarşamba

ultrAslan ve Çarşı'dan Basın Bildirileri


Son günlerde Türkiye futbolunu sarsan şike ve teşvik soruşturmaları ile ilgili ultrAslan ve Çarşı grupları aşağıdaki bildirileri yayınlamışlar... Buyurun...

ultraslan.com sitesinden:
Son dönemdeki gelişmeleri müteakiben Türk futbolunun içine girdiği kaos ortamı tüm kamuoyunca malumdur.
Futbolu temizleme adına yapılan bu operasyonları başlatan Büyük Türk Yargısı'nın kararlılığı, olayların üzerine gidişi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk' ün " Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim." deyişiyle son derece örtüşmektedir.
Hakedenlerin hakettikleri cezaları çekmeleri anlamında Türk Adaleti'ne olan inancımız tamdır ve bu sürecin Turk futbolunun temizlenmesi adına büyük bir fırsat ve milat olduğunu düşünmekteyiz.
Ancak, olayların başladığı gün " ivedi karar vereceğiz, yargıyı beklemeyeceğiz " diyen Türkiye Futbol Federasyonu'nun, 6 gün sonra karar değiştirip "acele karar vermeyeceğiz" demesi de son derece manidardır.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun elinde kanıt olmadan harekete geçememesi ne kadar normalse, basına sızan belgeleri önemsememesi, böyle kritik bir ortamda ligin sağlıklı ve hakedenlerle başlatılması adına harekete geçmemesi ve geciken adaletle daha alt sıradaki takımların hakkının yenecek olması gerçeğiyle belgelerin bir an evvel temin edilebilmesi için uğraşı içinde olmamak ve bekleyeceğiz demekte bir o kadar anormaldir.
Türk futbolunda eşi ve benzeri görülmemiş böyle özel bir durum oluşmuşken sadece gerekenlere cezaları vermek ve adaleti hemen sağlamak adına kamuya yansımış yani gizliliği kalmamış delilleri talep edip, bir an önce gereğini yapma kararını veremezken, Galatasaray Spor Kulübü başkanının açıklamasına yakışmıyor diye karar verebilmek ne kadar doğrudur.
Ayrıca unutulmamalıdır ki, 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği olmuş Anlı, Şanlı Galatasaray Spor Kulübü'nün başkanına neyin yakışıp neyin yakışmadığını karar verecek tek merci sadece ve sadece yine Galatasaraylıların ta kendisidir.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun, sadece gecikmeyen adalet isteyen Sayın Başkanımız Ünal Aysal'ı disiplin kurallarını uygularım diye tehdit etmekte gösterdiği aceleciliği adaletin yerini bulması için göstereceğine inanmak ve Türk futbolunun üstündeki bu kara bulutların bir an önce kaldırıldığını görmek istiyoruz.
ultrAslan olarak, kulübümüzün, başkanımızın ve bugüne kadar sarı kırmızıyı temsil etmiş herkesin yanında olduğumuz gibi, bundan sonra da olmaya devam edeceğiz.
Saygılarımızla
ultrAslan
forzabesiktas.com sitesinden:

"Futbol endüstriyelleşmiş olabilir.
Ama biz malul/meta değiliz.
Taraftarız.
Seyirciyiz.
Renklerine sevdalandığımız tutkunlarız.
Hangi Beşiktaşlı başarısızlıktan dolayı takımını terk etmiş?
Hangi Beşiktaşlı yenilgiden sonra takımına küsmüş?
Hangi Beşiktaşlı harama tevessül etmiş?
Yıllardır söyledik Şimdi bağırmak zamanı.
Şeref'inizle oynayın. Hakkı'nızla kazanın!
Beşiktaş'ı bir değerler manzumesine dönüştüren, "duruşumumzu" borçlu olduğumuz iki abide isme yakışanı yapın.
Biz Beşiktaş taraftarları...
Elle atılan golle hüzünlendik. Hak etmemiştik.
Kendini yere atıp penaltı kazanan oyuncuya öfkelendik. Hak etmemiştik.
Rakibine dirsek vuranı, çelme takanı ıslıkladık. Efendi davranılmamıştı.
Haksız yere ceza gören rakip oyuncuyu savunduk. "Eyyamcı hakem" diye bağırdık.
Böyle olmalıydık.
Gündelik yaşamımızda peşinde koştuğumuz ahlakı, erdemi dürüstlük ve olgunluğu sahada da görmeliydik.
Bizler Hatice'nin ahvalini de önemseyen, neticenin ille de başarısının biricik kriteri olmadığına inananlardık.
Bugün Türk futbolu büyük bir sınavdan geçiyor. Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl "ille de başarı" diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz.
Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, umudumuzu bağladığımız bir kuponun, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz.
Bugün sevdalandığımız renklerin süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün Beşiktaşlılar bizim için maumdur. Onlara önyargı ile bakmayacağız.
Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddetmeliyiz. Acı ve sancılı da olsa doğrusu budur.
Artık "o" Beşiktalılar bize bizden olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Zira bizim yıllardır -perde arkasını bilmeden- yaşadığımız düş kırıklığını Kayseri'de yaşayan "Boz Baykuşlar" ile empati kurmadan gerçeğin peşinde koşamayız.
Şimdi iki takım var. Biri namuslu ve dürüst olanların takımıdır. Diğerinde ise şikeci, düzenbaz ve hile ile çıkar peşinde koşanlar var.
Biz Beşiktaşlılar ilkini temsil ediyoruz. Etmeliyiz.
Onun içindir ki masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız "zanlı" Beşiktalılarla aramıza mesafe koymalıyız.
Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne "büyük" diye bağırırız ne de "yanındayız" diye destek veririz.
Artık aidiyet değil hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünürüz.
Zira biliriz ki eğer ki ortada Beşiktaşımızı zan altında bırakacak bir iddia varsa. Biz utanacağız.
Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o kupaya saygı duymayacağız.
Eğer ki bir kişi bile vaatle Beşiktaş'a karşı yeterince koşmamızsa biz sevinemeyeceğiz.
Kimse "Beşiktaşk" dediğimiz için her şeyi mübah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalıyız, belalısız olmayacağız.
Diyoruz ki:
Arının... Temizlenin... masumiyetinizi sadece yargıya değil, bizlere de kanıtlayın.
Sizi kucaklayalım. Coşkuyla gücünüze güç katalım.
Ama siz de arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar Beşiktaş'la aranıza mesafe koyun. Beşiktaş'a yapılacak en büyük iyilik budur.
Diyoruz ki:
Tarihi bir fırsat elimizdedir.
Adını dürüstlüğü ile bizleri "şerefli ikinciliklerle" onurlandıran efsanevi başkanımızın diliyle adlandıralım.
"Fitbol"da temizlik hareketini biz Beşiktaşlılar başlatalım.
Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdela bağlayalım. Bilelim ki o kurdela sahibi olan bizler "Fitbol'da Temizlik Hareketi"nin erleriyiz.
Manifestomuzu birlikte yazalım.
Ey diğer renklere gönül verenler...
Bu yazıdaki bütün Beşiktaş sözcüklerinin yerine kendi takımınızı, siyah beyaz yerine kendi renklerinizi yazın...
Var mısınız?"

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin