2022-23 sezonunda gelen "efsanevi" şampiyonluktan sonra sezonun ilk resmi maçı...
Son yıllarda takımlarımız Avrupa'dan elleri boş dönünce, bir zamanlar şampiyonun doğrudan Şampiyonlar Ligi gruplarına kaldığı, ikincinin ön eleme oynadığı günlerden, şampiyonun 3 ön eleme maçı yapacağı dönemlere düşünce, Galatasaray da Temmuz ortasında ilk resmi maça çıkmak zorunda kaldı.
Oynadığı takım da liglerin erken başladığı "kuzey" ülkelerinden olunca, rakip form tutmuş bir haldeydi, üstelik de maç "halı sahada" oynanınca, Zalgiris ne kadar Galatasaray seviyesinde olmasa da bir takımın bariz üstünlük kuracağı bir maç oynanmadı.
Elbette Galatasaray oyunu hep elinde tuttu, top çevirdi, savunmayı açmaya çalıştı da Zalgiris haddini bilip, 10 adamla "Çanakkale geçilmez" savunması yapıp, takımın "100 metre şampiyonu atleti" Oyewusi'yi uzun toplarla kaçırmaya çalıştı. Bunda başarılı da oldu, Nelsson ve Abdülkerim ikilisi "konsantre" olmayınca pozisyonlar buldu rakip, bir de gol attı, öne geçiverdi.
Takıma "Beyler uyanın, hazırlık maçı yapmıyoruz" dercesine mesaj veren Okan Buruk, Mertens, Mitsjo, Halil ve Morutan'ı sahaya sürünce, Galatasaray pozisyonları da buldu, 3 dakikada iki gol atarak öne de geçti...
Ama, dedik ya sene başı, "gevşeklik" kaçınılmaz olunca daha konsantre olan ev sahibi uzatmada bir gol bularak beraberliği kurtarmış oldu...
"İlk elin günahı olmaz" derler, çok doğru bir sözdür. Tatilden sonra işe ya da okula başlamak çok zordur, bunu da anlayışla karşılamak gerekir lakin, günümüzde acımasız bir Z kuşağı ile karşı karşıyayız... Sokakta büyümeyen, el bebek gül bebek yetişen bu nesil, vefa ve empati kavramından oldukça uzak, sürekli elde etmek, sürekli kazanmak istemektedir. 30 kişinin olduğu bir sınıfta öğretmenden sürekli kendisi ile ilgilenilmesini bekleyen bu "gençler", ilk hatada da en yakın arkadaşlarını kolayca satabiliyorlar. Futbola dönersek, playstation ya da menajerlik oyunları oynayarak futbolu öğrenen bu nesil, nasıl ki orda sanalda oyuncu alıp, veriyor, iyi olanı oynatıp, kötüyü bir kalemde siliyor, gerçek hayatta da aynısını bekliyor ve ellerindeki akıllı telefon ve tabletler sayesinde futbolculara kolayca küfürler edip, kamuoyu yaratabiliyorlar. Bir zamanlar Marcao'nun, Muslera'nın başına gelenler, Zalgiris maçı sonrası en hafif tabirler "Go Home Nelsson" diyerek Danimarkalı savunmacının başına geldi. Oysa ki çok değil, daha 1 ay önce Kasımpaşa stadında oynanan İstanbulspor maçından sonra aynı "hesaplar" "I Love You Nelsson" tweetleri atıyordu...
Stat: LFF
Hakemler: Luis Godinho, Rui Teixeira, Pedro Almeida (Portekiz)
Zalgiris: Gertmonas, Pavelic, Hnid, Vucur, Bopesu, Buff (Dk. 80 Kazlauskas), Kendysh, Gorobsov, Golubickas (Dk. 60 Verbickas), Fofana (Dk. 60 Karashima), Oyewusi (Dk. 64 Antal)
Galatasaray: Muslera, Boey, Nelsson, Abdülkerim Bardakcı, Angelino (Dk. 84 Dubois), Berkan Kutlu (Dk. 62 Midtsjö), Oliveira, Yunus Akgün (Dk. 73 Morutan), Zaniolo (Dk. 73 Halil Dervişoğlu), Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz (Dk. 61 Mertens)
Goller: Dk. 47 Oyewusi, Dk. 90+1 Kazlauskas (Zalgiris), Dk. 75 Abdülkerim Bardakcı, Dk. 78 Halil Dervişoğlu (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 90+2 Kazlauskas (Zalgiris)
Sarı kartlar: Dk. 12 Berkan Kutlu (Galatasaray), Dk. 29 Gorobsov, Dk. 76 Hnid (Zalgiris)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder