Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi ilk hafta maçında deplasmanda Eintracht Frankfurt'a 5-1 kaybettikten sonra bazı "aklıevveler" sosyal medyada Okan Buruk hashtagleri açıp, yerine Jürgen Klopp'u getiriyorlardı(!)... Yanlış okumadınız, Liverpool'ı bırakıp, bir daha teknik adamlık yapmacağım diyen ve şu an Red Bull'un Küresel Futbol Danışmanlığını yapan Klopp'u...
Bugün The Ahtletic'i okurken, önüme Klopp ile yapılmış bir röportaj düştü, onun satır başlarını blog sayfalarına eklemek istedim...
Röportajı yapan Adam Crafton, başarılı hocaya eski takımını maçlarını hala takip edip etmediğini sormuş ve aldığı cevap: "Kesinlikle. Hayır. Liverpool’un oynadığı futboldan çok mutluydum. Bazı maçları izledim. Ama öyle ‘Oh, bugün cumartesi!’ gibi değildi. Maçların ne zaman başladığını bile bilmiyordum. Ben tamamen dışarıdaydım. Spor yaptım. Hayatın tadını çıkardık, torunlarla vakit geçirdik, tamamen normal şeyler. Tekrar çalışacağımı biliyordum. Ama aynı zamanda artık asla antrenörlük yapmak istemediğimi de biliyordum."
Son cümleye şaşıran muhabir "Bir daha asla mı?" diye sorunca şaşkınlıkla Kloop: "Şimdilik öyle düşünüyorum ama bilemezsiniz. 58 yaşındayım. 65’imde yeniden başlasam herkes, ‘Bir daha asla yapmayacağım demiştin!’ diyecek. Kusura bakmayın, o zaman %100 öyle düşünüyordum! Şu anki fikrim bu. Hiçbir şeyi özlemiyorum." diye gülerek cevaplamış...
Konuşmanın devamında Alman hoca: "Kariyerime bakarsanız, benden çok daha başarılı olanlar var" kendisinin her şeyi yaşadığını da eklemeden geri durmuyor ve kazandığı kupalar ile kaybettiklerini anlatıyor: "Çoğu insandan daha fazla Şampiyonlar Ligi finali kaybettim. Kaybetmeyi de, hayatın devam ettiğini de biliyorum. Bu tecrübeyi kendime saklamama gerek yok. Ama eskiden insanlara anlatmaya zamanım yoktu çünkü sürekli yeni maçlar geliyordu. Şimdi biri bana bir şey sorarsa, tanıdığım en açık kitap benim.”
Almanya’da RB Leipzig’in Bundesliga’nın tartışmalı 50+1 kuralını "şaibeli" bir şekilde deldiği için taraftarların protestolarının hedefi oluyor. Klopp'un, Red Bull’a geçişi kesinleşince Leipzig, Klopp’un eski kulübü Mainz’le oynadı. Mainz tribünlerinde şu pankart açıldı: “Seni sen yapan her şeyi unuttun mu?”
Peki, Jürgen Klopp bu tepkiyi nasıl karşılamış?
"Ben Almanım. Almanların Red Bull’un futboldaki rolü hakkında ne düşündüğünü biliyorum. Her departmanda Red Bull’u seviyorlar. Ama futbolda? Hayır. Peki, onlar öyle görmek istiyorsa sorun değil. Almanya dışında böyle bir tepki olmadı. Herkes istediğini düşünebilir. Ben kimseye zarar vermediğim sürece yapmak istediğimi yaparım."
Almanya'da tepki varken, Liverpool'da durumlar nasıl diye merak edenlere de :" Liverpool’da insanlar yaptığım işten fazlasıyla memnun çünkü başka bir takımı çalıştırmıyorum. " diyor Alman hoca.
Teknik direktörlüğün özel hayata etkileri sorulduğunda ise, neredeyse çeyrek asırlık antrenörlük hayatında özel hayatına çok az zaman ayırabildiğini anlatıyor: "25 yılda sadece iki düğüne gittim, biri benimkiydi, diğeri iki ay önceydi. 25 yılda sadece dört kere sinemaya gittim, hepsi son sekiz haftada. Şimdi bunu yapabilmek güzel."
Ve gülerek devam ediyor:" Artık seçme şansım var. Tatile gidebilirim. Ve zamanı ben seçiyorum. Tamam, aslında Ulla(eşi) seçiyor! Ama Premier League ya da Bundesliga karar vermiyor."
Ve röportajı sonlandırırken, her zaman eleştirdiği futbolcuların bir sezonda gereğinden fazla maç yaptıkları konusunu gündeme getiriyor: "Oyuncular olmadan bu oyun olmaz. Ama onların dinlenmesine izin vermiyoruz. Yaz tatillerinde yeni turnuvalar icat ediyoruz. Başka hiçbir iş kolunda bu kadar üst düzey insanlara böylesine yüklenmezsiniz." derken FIFA’nın 64 takımlı Dünya Kupası planları için ise "Ne söylesem mikrodalgama söylemişim gibi olacak, aynı etkiyi yaratır. Oyuncuların kimse tarafından düşünülmediği açık... Ama eğer konuşmazsanız, kesinlikle durmazlar. Benim sesim en ünlü olanıydı, artık öyle değil belki ama hâlâ konuşmak lazım."
















Hiç yorum yok:
Yorum Gönder