10 Haziran 2009 Çarşamba

Scolari Bunyodkor'da


"Eto'o'yu transfer ettik" diye dünya ajanslarına verdikleri demeçleriyle ilk defa karşılaştık Bunyodkor ismiyle. "Olur mu olmaz mı" derken, bir de baktık Eto'o başkent Taşkent'te turistik seyahatta... Daha bu ziyaretin manasını anlamamışken, bir de ne görelim, üç İspanyol Iniesta, Puyol ve Fabregas yerel Özbek kıyafetleriyle basına poz veriyorlar. Kendilerini futbol piyasasına sansasyonel bir şekilde tanıttıktan sonra bunun meyvesini de Rivaldo'yu transfer ederek aldılar Bunyodkorlular, çok geçmeden de Fenerbahçe'den ayrılan Zico'yu takımın başına hoca olarak getirdiler. Her ne kadar Rivaldo için "emeklilik günlerini geçireceği rahat bir yer" iken Bunyodkor takımı, Zico Avrupa'da kendini kanıtlamak peşindeydi ve CSKA Moskova'da aldığı soluğu... Özbekler de ünlü sevdasından vazgeçmediler ve başka bir Brezilyalı Luis Felipe Scolari'yi getirdiler "kımız" diyarına... Chelsea günleri sonrası ismi değişik takımlarla geçen "Phil" hiç bir transfer teklifine cevap vermemiş ve dinlenmeyi tercih etmişti. En son olarak Scolari'nin Galatasaray eski başkanı Faruk Süren'e Galatasaray'da çalışmak istediği yönünde bir mail yolladığını konuşuyordu Türk basını. Yazın sıcağında, transferin ufaktan hararetlenmeye başladığı dönemde gelen bu "bomba habere" kimse inanmamış, asparagas olarak nitelendirmişti. Oysa şimdi Bunyodkor'a mukavele yapan Brezilya'lı hocayı görünce, Orta Asya'ya gideceğine Avrupa'nın kıyısındaki Türkiye'de çok rahat çalış isteyeceğini "mantığımız" onaylıyor. Peki neden olmadı transfer? İki seçenek geliyor aklıma ilk bakışta; ya Haldun Üstünel "Ben Reijkaard'ı getireceğim" diye bastırdı, ya da Scolari Galatasaray'dan Chelsea standartlarında bir maaş istedi...

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin