- "Bahardan kalma bir gün" diye başlardı radyoda maç dinlediğimiz günlerde spikerler yayına bağlandıklarında çoğunlukkla, dün de Çatalca sahasında bahardan kalma bir gün vardı ama sonbaharda... Cumartesi günkü güneş tamamen gitmiş, yerine kara kara bulutlar gelmişti ve bulutlar birden "sel oldu yağdı", yağmur öyle bir yağdı ki "Küresel Isınma filan hikaye" dedirtti dün tribünlerde olan 5-10 futbol dilencisine...
- Günün ilk maçı Çiftlikköy ile Tepecik Anadolu arasındaydı...Hakemin ilk düdüğü ile yağmaya başlayan yağmur altında topçular bırıkın futbol oynamayı ayakta zor duruyorlardı, bu şartlar altında ise teknik-taktik yönden bahsetmek biraz saflık olur. Maça baskılı başlayan Çiftlikköy, rakib yarı sahaya oyunu yığırak sağlı sollu ataklar yapma derdindeydi, dediğimiz gibi planlı ataklar yapmak bu zemin şartlarında zor olduğu için "dan dun" topları Tepecik kale sahasına yollayıp, karambol yaratma uğraşı veriyordu ve bir kaç başarısız denemeden sonra istedikleri goleri bir karambolde buldular. Attıkları golle yetinmeyen Çiftlikköylüler, aynı hızla yine saldırıp rakip defans oyuncusunun "ıskasını" affetmeyen Ali ile skoru 2-0a getirip rahatladılar. Oyunda dakikalar ilerledikçe yağmurun şiddeti de artıyordu ki nihayet ilk 45 dakikanin bitmesi iki takımı da rahatlattı.
- İkinci yarıda kaleciler yedek kalecilerin formalarını giyerek bir nebze kurunmuşlardı ama diğer oyuncular üstlerini değiştirecek ikinci bir forma olmadığı için aynı ıslak formalarla sahada yer almışlardı. Hakemin başlama düdüğü ile birlikte Tepecik sahasına bir "baskın" düzenleyen Çiftlikköy ileri uç elemanları, kendi sahalarına doğru dönerken üçüncü golü atmanın mutluluğunu yaşıyorlardı... Skor farklı olunca, bir de sahanın ağırlaşan zemini buna katkıda bulununca maçı önde götüren takım birden yavaşladı ve rakibini kendi alanda kabul etmeye başladı. Tepecik Anadolu ise şeref sayısını atar mıyım acaba derken, yapılan bir ortada şık bir kafa vuruşu ile bunu becerebildi. "Bir yetmez iki olsun" diye ileri çıktığı anlarda da kendi kalesinde bir çok net pozisyon gördü ama Çiftlikköy forveti beceriksizdi...
Sarı-Siyahlı Çantaköy farka gittiği gollerden birini daha hazırlarken...
- Günün ikinci maçında ise Kestanelikspor, grubun bana göre en sağlam takımı Çantaköy ile ile karşılaşıyordu... Yağmurun ıslattığı zemini Çanta oyuncusu iyi analiz etmiş olacak ki, santra ile doğrudan Kestanelik kalesine vurduğu şut, kaleci biraz ilerde olsa belki de amatörün en erken golü olarak kayıtlara geçecekti... Bu şutu dahi iki hamlede kurtaran Coşkun'un gününde olmadığı daha sonra elinde kaçırarak yedikleri ilk golün sinyaliydi... Kestanelik için farklı bir olay da daha önce hep stoperde gördüğümüz Burak'ın sol kanat oynamasıydı, tabii pozisyonunu yadırgayınca kanat işlemez oldu. Ayrıca geride oynayan Gürkan ile Selçuk formsuz bir gün geçirince, Çanta golleri peşi sıra geldi. 10-0 bitmiş bir maçı uzun uzadıya anlatma niyetinde değilim ama dün gördüğüm Çanta bu grupta bir çok takımın canını yakacak ve üste çıkmanın bir numaralı adayı... Özellikle 10 numaralı oyuncuları oyunu oldukça iyi yönlendiriyor ve ilerde güçlü bir silah, 6 numara ile oynayan ön liberoları da yetenek avcısı antrenörlerin listelerine almaları gereken bir topçu. Ülkemiz futbolunda hala yerleştiremediğimiz "topu oynatma" düşüncesini benimsemiş, hatta yalamış yutmuş, geleceği parlak bir topçu...
- Günün son maçı ise grubun iki iddialı takımı Çatalcaspor ile Fenerköy arasında oynandı, sitemiz yazarı" gözbek" in düğününe yetişeceğim için maçı takip etme şansım olmadı ama skoru belirtelim : Çatalcaspor:3 Fenerköy:2... Fenerköy taraftarı için de bir not, bayraklarla, davul zurna ve meşalelerle deplasman yapan bir grup, onalrı da tebrik ediyorum, amatörde özlüyoruz ultras hareketleri...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder